| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Profesör Doktor İzzet Karakurt ve ATEX Uzmanı Nurettin Terzioğlu tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 10 .11.2022 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sunumlar için de sizlere teşekkür ediyoruz.
Ben de bilirkişi raporlarını, ön inceleme raporlarını incelediyseniz bir bilim insanı, bir akademisyen olarak Amasra'daki facianın acaba özellikle Sayıştay raporlarında da belirtilen grizu eksi 300 kotlara inildiğinde grizu patlama riskinin olduğuna ilişkin ve bu noktada gerekli önlemlerin alınmadığına ilişkin olan bu tespitlerin... Siz bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Özellikle 2019 girişli madencilerin bu patlama alanında olmaları yani biz derinlik arttıkça patlama riskinin olduğunu anlıyoruz, onu görüyoruz; bu yapılanma, bu çalışma şekli normal mi? Bununla ilgili fikriniz nedir?
Yine, "Yangın devam ediyor." deniliyor, daha sonra bu alana girildiğinde yangın bittikten sonra sizin yine akademisyen olarak fikriniz, sağlıklı bir veri alabilme ne kadar mümkün yani bununla ilgili biraz bilgilendirme yapabilirseniz... Yani bu saatten sonra acaba olayın akışını değiştirecek ya da olayın aydınlatılmasına yönelik veriye ulaşmak mümkün olur mu?
Yine, bu ATEX düzenlemesiyle ilgili, 2015'te geliyor, Bakanlar Kurulu kararıyla uygulanması erteleniyor, uygulanmaya başlanması 2020'ye dayanıyor yani bununla ilgili bir yorumunuz olur mu, mühendisimize sorayım?
Yine, ATEX belgesi olan ekipmanlar, olmayan ekipmanlarla ilgili bilirkişi ön raporunda tespitler var. Konuya teknik olarak çok hâkim olmadığımızdan yani hangi ekipmanların ATEX belgesi olması ya da olmaması gerekir -yönergelerde yazıyor ama- siz bizi aydınlatabilirseniz yani ATEX belgesi hangi durumlarda, hangi teçhizat açısından daha hayati veya değil diyebiliriz?
Sorularım genel olarak bunlar.
Bir de bir konuyla ilgili yorumlarımı paylaşmak istiyorum Komisyona, o da şu: Biliyorsunuz Amasra'daki facianın ardından Amasra'daki ocaktaki üretim durduruldu ve şu anda hayatını kaybeden madencilerimizin ardından müessesede, hastanede devam eden işçilerimizle birlikte memurlar hariç 540 işçi çalışıyor gözüküyor. Bunların 82'si de yer üstünde ve bu süreçte madencilerimiz izinli sayılıyorlar, üretim olmadığı, durdurulduğu için ancak madenciler idari izinli sayılmıyorlar, mevcut izinleri kullandırılıyor ya da gelecekte hak edecekleri izinleri üzerinden bu izinlerin mahsup edilmesi şeklinde izinler kullandırılıyor. İdari izinli sayılmıyorlar ya mevcut izinleri kullandırılıyor ya da gelecekte hak edecekleri izinleri üzerinden mahsup edilecek şekilde izin kullandırılıyor. Talep aslında son derece net ve somut, zaten 42 arkadaşını, can yoldaşını kaybeden bu madencilerin, aynı zamanda kurumun çalışma güvenliğinden zaten endişeli olan bu madencilerin idari izinli sayılmaları. Yani gerçekten idari izinli sayılmak bu kadar zor mu? TTK Genel Müdürlüğünün bu konuda acilen adım atması ve madenci kardeşlerimizin bu talebine çözüm sunması gerekiyor, bunu da Komisyonun takdirine sunuyorum.
Yine, haftaya söyleyeceğiz ama bir kez daha not etmek açısından, evet, biz yargı makamı değiliz, soruşturma devam ediyor ama biliyorsunuz gözaltılar ve tutuklamalar sadece Amasra Müessesesi özelinde kaldı, Amasra Müessesinin yönetimi özelinde kaldı. Biz bilirkişi ön raporunda da sorumlulukları, kusurları atfedilen kişilerin hem soruşturmaya dâhil edilmeleri -kişi ve kurumların- hem de idari açıdan bu kişilerin belirlenerek görevden el çektirilmelerinin ya da görevden uzaklaştırılmalarının gerektiğine bir kez daha bu Komisyon huzurunda söyleme ihtiyacı hissediyoruz. Çünkü biz 25 gözaltının olduğu günden bir gün önce yani yaşanan facianın 12'nci gününde Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin Genel Müdürlüğü nezdinde gözaltına alınmadan bir gün önce 7 kişi çekildi ve Amasra Müessesesinde görevlendirilmek üzere de bir heyet atandı, o heyetin başında da aslında Amasra Müessesesinin de bağlı olduğu İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürünün Başkanlığında bir heyet görevlendirildi. Biz bunu açıkladıktan sonra bu heyetin başkanı olan kişi üzerinden yeni bir yazı yazıldı ve başka bir heyet görevlendirildi. Yani biz burada tabii ki kimseyi suçlamıyoruz, kimseyle ilgili bir suç isnat etmiyoruz ama olası şüpheliler yani sorumlulukları olabilecek tüm kişilerin süreç içerisinde şeffaf bir şekilde değerlendirilmeleri hem soruşturmanın selameti hem de idari açıdan gerekli adımların atılmasını bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Nitekim dün Sayın Çalışma Bakan Yardımcısı da "Acaba bu denetimleri yapan müfettişler görevde mi?" diye sorduğumuzda görevde olduklarını söylemişti. Biz yine o müfettişleri de elbette ki suçlamıyoruz, kimseyi suçlamıyoruz ama sorumlu olabilecek herkesin şeffaflık ve soruşturmanın selameti açısından, idari açıdan da gerekli adımların atılmasını ve gerekli idari soruşturmaya da tabi tutulmaları gerektiğini tutanaklara not etmek istedim.
Teşekkür ederim.