| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Gelir İdaresi Başkanlığı c) Türkiye İstatistik Kurumu ç) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu d) Sermaye Piyasası Kurulu e) Kamu İhale Kurumu f) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu g) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı h) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ı) Yatırımcı Tazmin Merkezi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 10 .11.2022 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Çok Değerli Başkanım, değerli milletvekillerimiz, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, çok değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Maliye Bakanlığımızın ve bağlı kuruluşlarımızın bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, 2020 yılının başında başlayıp 2021 yılının sonuna kadar devam eden Covid süreci gerçekten de hem bizi hem de tüm dünyayı etkiledi. İşte, buradaki navlun fiyatlarının artmış olması, diğer taraftan emtia fiyatlarının artmış olması, petrol ürünlerinin ve arkasından da çıkan Ukrayna-Rusya savaşıyla doğal gaz fiyatlarının artmış olması gerçekten de tüm dünya ekonomileri gibi bizi de etkiledi. Tabii, bizim ülkemizin bir önemli özelliği var, farklılığı var. Tabii ki Amerika Birleşik Devletleri'nin doları dünyada rezerv para olmasından bu yana bizim gibi ülkeler bazı sıkıntılarla karşılaşıyor. Cari açık verdiğimiz müddetçe dönem dönem bu sıkıntılarla karşılaşmaktayız.
Şimdi, geriye dönüp baktığımız zaman, 1932'ye kadar Türkiye yine cari açık veriyor, 1932'den 1947'ye kadar da cari fazla veriyor. Tabii ki eski dönemin Türkiyesi ile son dönemlerin Türkiyesi çok daha farklı. Eskiden daha çok dünyaya kapalı bir Türkiye var ve döviz bulundurmanın yasak olduğu bir Türkiye var, dolayısıyla da ithalatın son derece de kısıtlı olduğu bir Türkiye var. Daha sonra rahmetli Turgut Özal'la beraber, özellikle bu dövizin bulundurulmasının serbestleştirilmesinden sonra tabii ihracatımız çok artmış, bunun karşılığında da ithalatımız da artmış. Ne zaman biz cari açık veren bir ülkeyiz? Dışarıdan bir döviz gelişi olmadığı dönemlerde hep aynı krizlerle karşılaşmışız ve 1994'te Sayın Tansu Çiller'in Başbakan olduğu dönemde yaşanan kriz bunun bir örneğidir. Yine, 2001 yılında çıkan kriz bunun bir örneğidir ve ne zaman döviz girişi azaldığında biz bunu yaşıyoruz. Günü gelmiştir 1970'li yıllarda Türkiye 70 sente ihtiyaç duymuştur ve bu gibi durumlarda hep şu yol izlenmiştir, demişler ki: Biz faizleri yükseltelim, dışarıdan para gelsin, dolayısıyla da enflasyonu düşürelim. Bu yol izlenmiştir fakat bu yolun şöyle bir sakıncası var arkadaşlar: Bu, aslında siz talebi azaltıyorsunuz ve dolayısıyla da faizleri yükseltiyorsunuz. Dışarıdan size para geliyor ama Türkiye'nin küçülmesine neden oluyor. Burada esas problem işsizliğin artmasına neden oluyor. Biz dedik ki bu dönemde: "Bu sarmaldan kurtulmak istiyoruz, buna katılırsınız, katılmazsınız; o sizin bileceğiniz." Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde dedik ki biz: "Faizleri düşürelim, paranın maliyetini azaltalım ve dolayısıyla da iş insanları, iş adamları paraya kolay ulaşsın ve elinde parası olan insan da daha çok bankaya koşmak yerine daha çok yatırıma koşsun ve neticede amacımız yatırım, üretimi artırma, ihracatı artırma, istihdamı artırma." Bunda başarılı olmuş muyuz biz? İşte, geçtiğimiz dönemde, 2021 yılında bakıyorsunuz, yüzde 11,4 büyümüşüz, dünyaya göre çok daha iyi durumdayız, dünyanın ortalaması yüzde 6'lardayken. Bu dönemde de dünyanın ortalaması aşağı yukarı yüzde 3,8 beklenirken bu ilk iki çeyrekte yüzde 7,5 civarlarında büyümüşüz.
Buradaki esas problem nedir? Enflasyondur. Tabii ki bizim temel amacımız vatandaşımızın enflasyona ezdirilmesini önlemek. Burada enflasyonun olmasını biz de istemeyiz ama enflasyon olmasına rağmen biz, vatandaşımızın satın alma gücünü koruyabiliyorsak -diyelim ki- memurlarımızın, esnafımızın, çiftçimizin satın alma gücünü koruyabiliyorsak onlar için bu çok problem oluşturmuyor arkadaşlar. Burada daha çok önemli olan ne var? Şimdi, Sayın Bülent Başkanım da söyledi "Yahu, elimde para var ben ne yapacağım şimdi?" diyor, parası olanlar için de bu sistemin sorun olduğunu dile getiriyor.
Arkadaşlar, biz diğer taraftan, aynı zamanda bu kadar zor bir süreçten geçerken demişiz ki: "Çalışanlardan, asgari ücretten biz vergi almıyoruz."
CAVİT ARI (Antalya) - Biz demesek olmayacaktı.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, muhalefet tarafından bir kardeşimiz dedi ki milletvekili arkadaşımız: "Ya, bu yüzde 15'lik vergi dilimini de kaldırın." Biz zaten asgari ücretten vergi şeysini kaldırmışız.
CAVİT ARI (Antalya) - Biz demesek olmayacaktı, CHP sayesinde.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, arkadaşlar, bizim geldiğimizde vergi diliminde taban yüzde 20'ydi, tavan yüzde 45'ti, bunu yüzde 15'e çeken, üst tavanı da yüzde 35'e düşüren Adalet ve Kalkınma Partisidir.
Sadece bununla mı kalmışız? Hayır. Diyelim ki basit usulde vergi veren esnaflarımızın, 850 bin esnafımızın biz vergiden muaf etmişiz.
CAVİT ARI (Antalya) - Evet, esnafı mahvettiğiniz doğru.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, hatibe müdahale etmeyin lütfen.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, 1,5 milyon çiftçimizin 2,7 milyar liralık vergisini iade etmişiz.
Diğer taraftan, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla vatandaşlarımızın 116 milyar hazine faiz destekli kredi kullanmasını sağlamışız, bunun da yüzde 70'ini biz sağlamışız arkadaşlar.
Baktığımız zaman, hem tarımla uğraşan kardeşlerimizden olsun, çiftçilikle uğraşan kardeşlerimizin, esnaflarımızın, diğer çalışanlarımızın ve memurlarımızın, tüm kesimlerin hakkını hukukunu korumak için biz elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Buna rağmen diyorsunuz ki: "Sizin bütçe açığınız 460 milyar lira." Bunun yüksek olduğunu iddia ediyorsunuz. Bakın, bu kadar vergi gelirinden vazgeçmemize rağmen bizim bütçe açığımızın gayrisafi millî hasılaya oran ne? 3,4. Biz bunu kaçtan almışız? Yüzde 11'den almışız. Peki, bu dönemde diğer ülkelerin bütçe açığının gayrisafi millî hasıla oranları ne? Arkadaşlar, Japonya'da 7,9, Fransa'da 5,1, İngiltere'de 4,3, Hindistan'da 9,9, Çin'de 8,9. Yani her anlamdan baktığınız zaman, borçluluk oranı anlamında baktığınız zaman, hane başına borçluluk oranına, ondan sonra Avrupa tanımlı borç stoku anlamında baktığınız zaman Türkiye'nin ekonomik verileri çok daha iyi. İnşallah önümüzdeki dönemde bu para daha da bollaşacak arkadaşlar.
Biz kur korumalı mevduata geçtiğimiz zaman siz şöyle demiştiniz: "Öldük, bittik, yandık ve Türkiye bitti. Bunu uygulayanlar hep mahvoldu, siz de mahvolacaksınız." Ama umduğunuzu bulamadınız arkadaşlar. Ben ümit ediyorum ki yine de umduğunuzu bulamayacaksınız çünkü Sayın Bakanımız ne dedi? Döviz mevduatı, yüzde 69'lara çıkmış olan mevduatı... O günlerde birileri vatandaşlara uyarıda bulunuyordu "Gidin kardeşim döviz alın, dövizin nerede duracağı belli değil." diye millete bu takım tüyolar veriyordu. Onların da tutmadığını hep beraber müşahede ettik.
Neticede şu arkadaşlar: Bizim uyguladığımız politikaya katılırsınız veya katılmazsanız arkadaşlar. Biz bunun doğru olduğuna inandığımız için bu politikayı izliyoruz ama ben isterdim ki bugün... Muhalefet partisindeki ve özellikle de Millet İttifakı'ndaki ekonomiden sorumlu arkadaşları ben can kulağıyla dinledim. Gönül isterdi ki "Ya, bunlar gerçekten de bizde olması gerekip de olmayanları dile getiriyor ama bunun alternatifi ne, yerine ne koyuyorlar?" diye baktığımda gerçekten de "Hah, şunlar haklı, ya bizim bunları böyle yapmamız lazım gerekir." diye bir politika önerdiklerini de görmedim ben arkadaşlar. Dolayısıyla da arkadaşlar, şöyle bir şey, neticede sizin iddia ettiğiniz ve açıklamadığınız, tam açıklamadığınız politikalar daha önce denenmiş politikalar. Şimdi, işte, Sayın Kılıçdaroğlu daha seçim olmamış, kazanmamış, İngiltere'ye gitmiş, "Oradan para istiyorum, para bulmaya gittim ben." diyor. Arkadaşlar, geçtiğimiz dönemlerde biz IMF'ye muhtaçtık, IMF size para veriyor ama verdiği parayı nereye harcayacağınızı da emrediyor. Para alan emir de alıyor arkadaşlar ve Allah'a şükür biz kimseye borçlu değiliz, istediğimiz yerden para alabiliyoruz arkadaşlar. Daha önce de ben size söyledim arkadaşlar, işte, hazinenin borçlanma şeylerini söyledim. Peki, yüzde 85 enflasyon olan bir ülkede bir devlet kaçla borçlanabilir arkadaşlar? En aşağı yüzde 85'le borçlanır, değil mi? Yüzde 85'le. Peki, biz kaçla borçlandık arkadaşlar, kaçla borçlandırdılar? İktidara geldiğimizde yüzde 60'la borçlanıyorduk, en son ekim ayındaki borçlanmamız yüzde 10 küsurlarda. Bu neyi gösterir arkadaşlar? Eğer sizin dediğiniz politikayı uygulasaydık biz 85-90'larla borçlanacaktık, gelecek nesillerimizi çok daha borçlu hâle...
CAVİT ARI (Antalya) - Daha ne kadar borçlandıracaksınız?
RIDVAN TURAN (Mersin) - Hocam, Eurobond cinsinden yüzde kaçla borçlandınız?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arkadaşlar, sizinle bizim aramızdaki fark bu ve dolayısıyla ben diyorum ki biz Türkiye'yi büyüteceğiz, üreteceğiz ve dolayısıyla ekonomimizi daha çok büyüteceğiz ve Türkiye kalkınacak, görecekseniz ilerideki yıllarda daha çok para gelecek ve ekonomimiz daha da düzelecek. 2023'de de biz, inşallah, yola devam etmek isteyeceğiz.
Sayın Bakanım, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diler, hepinizi saygıyla selamlarım.