| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Sözcüsü seçimi |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, şu anda dokuz alt komisyon önerisi var. Bu komisyonlardan dört tanesi daha önce raporlanmış ama çok eskiymiş gibi ifade edildi ama yeni olan, altı ay önce araştırma komisyonu şeklinde yapılanlar da var. Cezaevleriyle ilgili, İnsan Hakları Komisyonunda -Başkanım çok iyi bilir, Ali İhsan Bey'in de içinde olduğu bir Komisyon çünkü- görüşüldü. Yani iki tane çakışan öneri var, engellilerle ilgili, iki farklı partiden teklif olarak çakışanlar var. Ben özünde şunu ifade etmek istiyorum: Öncelikle, katkı sunan, öneri sunan bu değerli tüm fikirler adına gerçekten hem tebrik ediyorum hem teşekkür ediyorum. Şu süreci çok iyi değerlendirmek lazım, kurumsal hafızayı da çok iyi tutmak lazım, o yüzden, bir önerim, bir de tespitim olacak. Tespitim şu: Şiddetle ilgili olan, tüm dünyanın duyarlı olduğu, Türkiye'de bu konuda 24'üncü Dönemde gerçekten iki başlık çok değerliydi, Candan Hanım da hatırlar, Alev Hanım Başkanlığında yapılan araştırma komisyonu, daha henüz altı yedi ay geçmedi ve bir önceki toplantıda şöyle bir öneri sunmuştum: O raporda tüm kurumlar ama aklınıza gelebilecek, icrada olan, hâkimlerin, savcıların, her birinin uygulamada yaşatılan problemleri de aktardığı bir rapor hâline geldi; bu bir.
İki: İlgili bakanlık bu konuda ne yaptı? Geçen toplantıda önümüze koca, devasa bir rapor şeklinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bir dosyası geldi. Yani bu, "Etki analizi çalışması yapacağız ve bununla ilgili yeni bir çalışma öngörüyoruz." demekti aynı zamanda, bu da çok değerli. Bu iki başlık üzerinden şöyle bir önerim olacak: Elbette, bir defa, mevzuatla ilgili ifade edilen eksikliklere de veya yeni alınan kararlara da katılıyorum ama sadece kanun çıkarmakla olmuyor, toplumsal zihniyet dönüşümü gerekiyor. Yani siz 23'üncü Dönemde erken evliliklerle ilgili yapmışsınız, eğitimle ilgili yapmışsınız, mobbingti mesela bir başlık, mobbingle ilgili kanun çıkardık ama mobbingin tanımı ve uygulanabilirliğiyle alakalı başka şeyler uygulamada karşımıza çıktı. Tabii ki bunu yine bu masada etki analizi yaptığımızda karşımıza çıkan yeni dönüşümleri, yeni düzenlemeleri yapacağız ama dört başlık yani şiddeti, kadını direkt ilgilendiren dört beş başlığın her birini, arzu ederseniz, Sayın Başkanım da uygun görürse hazırlanan o rapor çerçevesinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızı da Komisyonumuza davet ederek kurumsal anlamda bizim böyle bir yetkimiz, böyle bir çalışma analizimiz de var, yapabiliyoruz, 24'üncü Dönemde örnekleri de var; davet ederek gelinen noktayı, o etki analizi raporlarında gelinen noktayı, 6284 sayılı Kanun'la ilgili yaptıkları çalışmayla ilgili bize vermeyi arzu ettikleri başlıkları bir görmüş olup bu konuda evet, bir de şunu çalışalım, bu konuda çalıştığımızdan şöyle bir sonuca doğru gidebiliriz, dediğimiz andan itibaren de bunu yapabiliriz. Çünkü biz 6283 ve İstanbul Sözleşmesi'yle diğer hiçbir Avrupa ülkesinde sayı bir elin parmaklarını henüz geçmedi çünkü devlet ve hükûmeti sorumluluk altına alan bir yapı var ve siz diyorsunuz ki: "Evet, ben sadece başımı değil, gövdemi bunun üzerine koyuyorum, her şeyi yapacağım." Bir taraftan da ne yapıyorsunuz? ŞÖNİM'lerle ilgili açıklamalar, mağdur olan kadınların desteğiyle ilgili açıklamalar, onların giderlerini devletin karşılaması, nafaka, çocuklarıyla ilgili... Yani birçok taahhüde de aynı zamanda giriyorsunuz, hemen giriyorsunuz. Niye? Can söz konusu ve şiddet söz konusu. Ama bütün bunları söylüyorken ne olur şu kompleksten kurtulalım: Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşanan, burada gördüklerimizle, Avrupa veya dünya ortalamasındaki rakamların olağanüstü bir farklılığı yok. Yani bunu burnumuzun dibindeki Batı da yaşıyor, en gelişmiş ülke de yaşıyor, intihar oranlarının yüksek olduğu, gayrisafi millî hasılası maksimum düzeyde olan ülkeleri de katıyoruz buna, var yani. O yüzden, biz bunu minimuma nasıl indiririz, tamamen, sıfır tolerans hâline nasıl getirebiliriz, buna bakabiliriz. Dolayısıyla, ben Sayın Başkanımdan, daha önce kendisi de dillendirdiği için ve önceki dönemde de örnekleri var, komisyonda olan arkadaşlarımız var, bu konuda, Sayın Bakanımızın vereceği bir tarihte bir toplantı öngörüsüyle ki dört başlık direkt bunu ilgilendirmiş oluyor, iki tane de çakışan öneri var; bu bir.
İki: Yurt dışı Türklerle ilgili... İlk kez oy kullanıldı, ilk kez Türkiye'nin karar mekanizmasında oradaki vatandaşlarımız da söz sahibi oldu. Mavi Kart uygulaması olan, kadınların birebir, spesifik sorunlar yaşadığı konu başlıkları da var. Dolayısıyla, bu imza koyduğumuz başlıkta, Balkanlarda, Orta Asya'da, Kafkaslarda, Batı Avrupa'da, 5 milyonun 4 milyonunun Batı Avrupa'da yaşadığını düşündüğünüz zaman ve onların her birinin aile etki analizini düşündüğünüz zaman çok ciddi bir oranı ve bağlantıyı da ifade ediyor. Yani biz bu konuda ortak, Dışişleri Bakanlığından, Dışişleri Komisyonundan kadın perspektifinde bunu öngörerek bir çalışmayı da bir taraftan öngörebiliriz, yapabiliriz, imza atabiliriz diye düşünüyorum. O yüzden, bir çalışma alt komisyonumuz vardı, "Kırsal Kalkınmada Kadın" başlığında, üyelerimiz, 7 üyemiz bu konuda oraya başvurularını yapacak, dolayısıyla, bir başlık daha sanıyorum bugün sonuçlanacak.
Ben çok teşekkür ediyorum ve özellikle Sayın Bakanımın katılımı, Bakanımızın burada vereceği bilgileri önemsiyorum. Daha altı ay önce burada araştırma komisyonu sayısı 26 yani burada 7, 6 ve 9 kişiden değil, tüm partilerden ciddi katılımlarla ve ciddi bir çalışmayla hem İstanbul hem Ankara düzeyinde yapılmış bir rapor varken yeniden burada yapalım demek belki de Meclis düzeyinde de bir eksi olabilecektir, o konuda olur çıkmayabilecektir. Burada bu kararı alalım diyorum, teşekkür ediyorum.