KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle bütün sunumu yapan hocalarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Ben sorumu İzzet Hocaya sormak istiyorum: Şimdi, hocam siz özellikle grizuyla alakalı değerlendirmeler yaptınız "Metan, yanında oksijen artı ateşleme kaynağı olmadan da grizu patlaması olmuyor." dediniz. Yani oksijen ve metan beraber, artı ateşleme kaynağı eşittir grizu. Ve bununla alakalı önlemlerden bahsettiniz, elbette ki yer altı ocaklarında vazgeçilmez olan havalandırmadır. Yer altı ocaklarında fareler dahi öldürülmez, sebebi de şudur: Canlının yaşadığı yerde demek ki temiz hava vardır. Vazgeçilmez şey, olmazsa olmazı havalandırma. Diğer taraftan da siz drenajdan bahsettiniz, drenaj çok çok önemli. Zannediyorum bir milletvekili arkadaşım bu konuyla ilgili sordu, özellikle Türkiye'de, siz drenajı sunum yaparken hep vurguladığınız şey işin finansal tarafından bahsettiniz. Yani orada finansal taraf yeterliyse oradan başka yere, yeterliyse başka yere gittiniz. Finansal tarafı da çözdük; Türkiye'deki madenlere baktığımız zaman özellikle taş kömüründe eski ocakların çok yoğun olduğu ve eski ocaklar -altında çalıştığımız madenler bunlar, Türkiye Taşkömürleri Kurumu- yeni, bakir alanlar değil ve damarlar da jeolojik olarak faylarla hep kırılmış, kırıklı bir yapı. Kaldı ki kömürde ilerleme yaparken bu sondajları da drenajı da yaptığımız zaman da sizler de bilirsiniz ki taş kalorilerinde bile o çatlaklı yapıdan aynı kömürün üzerinde olduğu gibi kaçaklardan taş kalorilerinin içerisine de o katmanlar içerisine bunun sızdığını biliyoruz biz. Yani ben şunu söylemeye çalışıyorum: Drenaj, Türkiye Taşkömürleri Kurumunda -eğer Amasra'yı tartışıyorsak- şu andaki bütün o sizin sunduklarınızla birlikte uygulamada ne kadar geçerli bu ve Türkiye'de benim bildiğim kadarıyla sadece bir özel sektör şu anda 1 megavatlık bir enerji üretti, o da yer üstünden değil, ocak içerisinden yapacağı sondajlarla bu üretimi yapıyor. Yani Zonguldak'ta Taşkömürleri Kurumunda bu uygulanabilir mi?

İkincisi, herkes şu ana kadar baktığımız zaman, Türkiye Taşkömürü Kurumundaki kazalara baktığımız zaman bir ateşleme sisteminin ön planda olduğu görülüyor. Burada çok değerli hocalarımız da söyledi. Burada, sizin bilimsel olarak, bir bilim adamı olarak burayı incelediğiniz zaman ortam oluştu, patlatmadan sonra ortam oluştu. Ateşleme kaynağıyla ilgili bir yorumunuz var mı? Yani, Türkiye Taşkömürü Kurumunun bizlere sunduğu 2 barutçunun -eğer yanlış ifade etmiyorsam- ayrı ayrı yerlerde şehit olduğu görünüyor. Yani, burada, çok kısa süre içerisinde, izin alındıktan sonra, patlatma izni alındıktan sonra, kısa süre sonra, on bir dakika sonra bir patlama oluyor. Burada, sizce, bilim adamı olarak ateşleme kaynağı nedir? Üçüncü bir şey de sunumunuzda özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumunun -genel bir tabirle- içerisinde metan gazı bulunduran madenlerle ilgili bir sınıflama yapılması gerektiğini söylediniz. Yani, şunu anladım: Türkiye'de taşkömürü ve linyitlerle ilgili özel bir kanun olması lazım gerektiğini. Peki, sizce, özel bir kanun nasıl olmalı? Yani, Türkiye şartlarında siz nasıl bir kanuni çerçeve ve yönetmeliklerle bunu çizersiniz? Tekrar bu olaylara daha maruz kalmayız diye düşünüyorum.

Tekrar sunumlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Bir de yoğun havalandırmadan bahsediliyor. Havalandırmanın yoğunluğunu çok artırdığınız zaman işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da siz nasıl bir değerlendirme yaparsınız? Yani, hava hızını artırdığınız çok yoğun bir havalandırmada işçilerin maruz kaldığı sıkıntıları biliyoruz. Siz buna nasıl bakarsınız?

Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.