| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu ç) Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 11 .11.2022 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim.
Biraz önceki ihmalimden dolayı da kusura bakmayın Sayın Başkanım.
Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanımız, Sayın Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlar, sayın basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, "İşçinin alın teri kurumadan hakkını ödeyiniz." sözüyle ilgisini ve övgüsünü gösteren Peygamber Efendimiz'in bu övgüsüne mazhar olmuş bir zümrenin Bakanısınız. Büyük sorumluluğunuz var ve manevi bir yükünüz var, zatıalinizin kariyerine bakınca da bu sorumluluğa layık çalışacağınızı düşünüyorum ve eminim.
Öncelikle, bütçenizin de hayırlı olmasını dilerim. Konuşmanızı, sunumuzu çok dikkatlice ben de dinledim. Bazı olumlu noktalarla, bazı olumlu hususlarla başlamak isterim. Cumhuriyetin başından beri devletimizi varsaymış olmanızdan dolayı size müteşekkirim çünkü bugün, burada, bunu yaşadık ama bundan önceki bakanlıklarda ve AK PARTİ'li milletvekillerinin konuşmalarından görüyorum ki cumhuriyetin AK PARTİ öncesi dönemini pek varsaymıyorlar. Devlet etme tarzlarının doğru olmadığını zaten biliyordum ama devlet anlayışında da AK PARTİ'lilerin bir sorun olduğunu maalesef, bu bütçe döneminde tespit etmiş bulunuyorum ve bundan dolayı da çok üzgünüm.
İstihdam projeniz iyi niyetli fakat bu istihdam projesi sadece sizinle ilgili bir konu değil, bu çok temel bir konu. Gençlerin temel kariyer planlaması yapılmadığı için veya yanlış yapıldığı için belli sektörlerde büyük yığılmalar var ve böyle günlük veya belli bir sürelik çözümlerle bu köklü sorun maalesef hallolacak gibi gözükmüyor. Sonra, yine dediniz ki... Beyaz Bayrak Projeniz, bu da çok iyi niyetli fakat istismara açık bir konu olduğunu düşünüyorum. Bunda da kontrolü çok sıkı tutmak gerekir diye naçizane görüşümü beyan etmek isterim.
Sunumunuzu metne bağlı kalmadan yaptınız. Bugüne kadar ki Bakanlar arasında ilk defa zatıaliniz hiç metne bakmadan sunumuzu yaptınız. Anlıyorum ki Bakanlığınızın konusuna çok vâkıfsınız, teşekkür ederiz, bu çok önemli. Bundan önceki Sayın Bakanlar, hem sunumu hem de cevapları hep metne bakarak hatta kafalarını kaldırmadan yaptılar. Sizin bu profesyonel anlayışınız beni etkiledi açıkçası, tekrar teşekkür ederim fakat Bakanlığınızın konusuna bu kadar vâkıfken, Bakanlığınıza çok fazla hâkim olmadığınız tespit ettim. Neden? Bu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bir defosu, belki sizin de dışınızda gelişen bir şey, bunu biz zaman zaman yaşıyoruz ama bu kadar yoğun hiç yaşamamıştık. Bakanlıklar buraya geldiği zaman kurumlar üst düzey temsil edilmiyorlar; Meclise ve millete, bakanlıkların bürokrasisi her zaman saygı göstermiyorlar. Bunu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ben bağlıyorum çünkü bakanlar da Meclise sorumlu değiller, Anayasa'ya göre tek bir siyasiye sorumlular ve bürokrasi de onları takip ediyor. Bazen milletvekili arkadaşlarımız çok eleştiriyorlar ama bu sistemin bir sorunu "defect"i. Fakat bugün burada bunu çok yoğun yaşadık. Acaba Bakanlığınız hep başkan yardımcıları ve genel müdür vekilleriyle mi yönetiliyor diye düşündüm. Burada arkanızdaki kadronun yarısından fazlası yardımcı veya vekil kendilerini tanıtırken. İsterseniz tekrar tanıtsınlar, siz bir daha gözden geçirin. Bu, yalnızca bize bir saygısızlık değil, zatıalinize de bir saygısızlık. Siz buradasınız, değerli yardımcılarınız buradalar ve kurumların başındakiler burada değiller, yardımcılarını göndermişler; bunu kınıyorum.
Çok önemli konularımız var malumunuz. Öncelikle, asgari ücret var, EYT meselesi var. Otomatik bilgi paylaşımı var, yurt dışındaki gurbetçilerimiz çok büyük mağduriyetler yaşıyorlar bu otomatik bilgi paylaşımından ama en büyük sorunumuz, yaşlanıyoruz Sayın Bakanım. Türkiye yaşlanıyor ve o kadar kötü bir zamanda yakalandık ki Batılı ülkeler yaşlanmaya gelişmişliklerini, kalkınmalarını tamamladıktan sonra yakalandılar, biz ise daha gelişmeyi tamamlayamadan, kalkınmamızı hiç tamamlayamadan yaşlanma sorunuyla ki çok büyük bir sorun karşı karşıyayız. Bu, bizim başımıza çok büyük dertler açacak ve bana kalırsa Türkiye'nin başındaki en önemli sorundur. Bakanlığınızı ilgilendiren husus ise 4 kişi 1 emekliye bakıyor benim bildiğim kadarıyla, 4 çalışan bir emekliye bakıyor fakat bunun uluslararası ortalaması yine, benim bildiğim kadarıyla 2 çalışanın bir emekliye bakması gerekiyor. Burada da yaşlandıkça biz daha da büyük sorunlar yaşayacağız maalesef.
Asgari ücret tabii ki ekonomiyle ilgili bir hadise. Ekonominin bu buhranlı hâli bir millî güvenlik sorunu hâline gelmiş durumda. Asgari ücreti tespit etmek hakikaten zor. Bu iki taraf için de çok zor. İki tarafı da yakan bir sorun; çalışanı da yakan, işvereni de yakan bir sorun. Bugün açlık sınırı 7.500 liraya yakınken asgari ücret 5.500 lira; çok insafsızca bir uygulama. Tabii ki yükselmesi lazım. Bizim önerimiz şu: En azından asgari ücretin açlık sınırının bir yüzde 30 üstünde olmasını biz teklif ediyoruz ama bugünkü şartlarda, bu enflasyonist ortamda rakamların da bir ehemmiyeti kalmadı. Bu enflasyonun nereye varacağının, doların nereye varacağının belli olmadığı bir ortamda bunları da konuşmanın ne kadar geçerli olduğunu da açıkçası çok fazla düşünemiyorum.
EYT konusunda bizim tespitimiz şu: Efendim, EYT bir devlet sözüdür. Devlet vatandaşına söz vermiş, bir hak vermiş ve bu hakkı geri almak bir devletin tarzına, devlet işleyişine yakışmaz. AK PARTİ iktidarları, hükûmetleri yirmi küsur sene önce verilen bu hakkı bir erken emeklilik olarak gördüler ki işte, benim demin bahsettiğim hususlardan biri de budur. Devletin vatandaşına yaptığı bir uygulamayı geri çekme cesaretini kendilerinde buldular ve devlet geleneklerimize son derece aykırı bir durumdu bu. Verdiği sözü tutmalıdır, bu, onların hakkıdır. Tespitimiz budur. Ayrıca da 3 milyon çalışanımız bildiğim kadarıyla yaş nedeniyle emekli olamıyor. Toplamda 4 milyon 800 bin kişiyi etkiliyor. Gün ve saatlerini dolduran, primini dolduran herkesin bu haktan faydalanması gerektiğini düşünüyoruz biz. Bunu bir erken emeklilik olarak görmemek lazım. Bizim bununla ilgili çözüm planımız var. Bizim bu çözüm planlarımız daha çok ilkesel bazda, öncelikle onu söyleyeyim. Tabii ki hak ettiklerini ödeyeceğiz ama bir kere, hakkaniyet tesisini birinci öncelik olarak görüyoruz. Ayrıca da bunu bir sosyal yardım olarak telakki etmemek lazım. Bu bir hak kaybının giderilmesidir, bunu gidermek şarttır. Nesiller arası adaleti sağlamamız lazım, bu da bizim diğer bir ilkemiz. Basitlik ve anlaşılabilirlik ilkesini de ön planda tutmak lazım. Bu sorunu çözelim derken, 3600'de olduğu gibi kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. EYT'liler için de ayrı haksızlıklara sebebiyet vermeyelim diye düşünürüz ve bunu sizden özellikle de rica ediyoruz. Yani bazı siyasilerin, daha doğrusu belli bir siyasinin dediği gibi EYT'liler "çift dikiş" değiller. Onlar kendilerine verilen hakkı talep ediyorlar. Bu "çift dikiş" tabiri de son derece yakışıksız olmuştur, hele ki o maaşı alan bürokratlar varken memlekette, yakın çevrede o maaşı alan insanlar varken hayatını çalışmakla geçirmiş insanlara böyle iftiralar atmaya da kimsenin haddi yoktur diye düşünürüm.
Yine, insanıibretlik olan, bu insanların "Biz ne yaptık bu ülkeye, bize bu neden reva görülüyor?" dediği bir başka mesele de ülkemizdeki silinen vergi borçları vakası. Belli şirketlerin son zamanlarda neredeyse 9 milyar liraya kadar silinmiş vergi borçları var, şimdi burada tek tek saymaya gerek yok.
Benim 2018 yılında verdiğim bir kanun teklifi var -bugün sabah burada Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanımız da vardı- kadın çiftçilerle ilgili Sayın Bakanım. Çiftçilikle uğraşan kadınlar Türkiye'de "aile işçisi" olarak gözüküyorlar ve işsizlik ordusu içinde yoklar. Fakat devletle aralarında bir akit yok, sosyal güvenlik şemsiyesi altında da değiller. Onların, belli şartları karşılayan kadın çiftçilerin sosyal sigorta şemsiyesi altına alınmasıyla ilgili bir kanun teklifim var. Bununla da ilgili bir çalışma yapılırsa tarımdan uzaklaşmanın, köylerin boşalmasının da önüne geçeriz. Kırsalda kadının sözü -batıda bilindiği gibi- geçmiyor değildir, doğuda kadının sözü çok geçerlidir, o istemezse kimse onları oradan göç ettiremez.
Bugün konuşmamdan önce Erzurum'dan bir mesaj aldım; genç bir kardeşim, çağrı merkezinde çalışıyor -burada şirketin ismini vermeyeyim- ve bu çağrı merkezi şirketi promosyon haklarını uzun süredir vermiyor, evde çalıştıkları hâlde ısınma, elektrik gibi ödemelerini de yapmıyor. İsterseniz o şirketin de ismini size konuşmamdan sonra takdim ederim.
Staj yapan gençlerle ilgili, bu stajyerlikte geçen süreden emeklilikte de faydalanabilecekleri, bu sürenin emeklilik günlerine katılmasıyla ilgili de sizden ricamız var milletimiz adına, bundan mağdur gençler adına.
PTT ve PTT'nin hizmet aldığı firmalarda taşeron olarak çalışanların kadroya alınmasıyla ilgili talebi sıklıkla alıyorum. Bu sadece PTT değil, pek çok farklı şirkette de bu taşeronların kadroya geçme talepleri var.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz geçmiştir, son bir cümle alalım.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Hemen bitiriyorum.
Bu konuda bunlarla ilgili ilginizi rica edeceğim.
Tekrar edeyim: Avrupa'daki gurbetçilerimizin bu otomatik bilgi paylaşımıyla ilgili çok çok büyük mağduriyetleri var; kaldıkları ülkelerle çok ciddi sorunlar yaşıyorlar ve vatandaşlık haklarını kaybetmek üzereler.
Sabrınız için teşekkür ederim.
Saygılar sunuyorum.