KOMİSYON KONUŞMASI

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Ben de teşekkür ediyorum.

Şimdi, Parlamentoda 26'ncı Dönem milletvekilleri olarak çalışıyoruz ve komisyonda da. Muhakkak daha önce konuşulmamış hiçbir şeyi konuşmuyoruz buralarda. Yani, tekrar aynı şeyleri konuşuyoruz, çözüm arıyoruz, gündemin sorunlarını ön plana çıkarıyoruz, bunun için daha fazla konuşuyoruz belki ama konuşulmamış hiçbir şeyi konuşmuyoruz. Hayat bir şekliyle devamlı, sürekli, sorunlar da devam ediyor. Ama eğer sorunları çözememişsek ve sorunlar gerçekten artık tolere edilebilir, katlanılabilir, eşit değerlerin üzerine çıktıysa, sonuç alamadıysak o zaman kusura bakmayın tekrar edecek, tekrar, tekrar konuşacaksınız. Çünkü bu komisyonların tek bir amacı rapor hazırlayıp "Biz bu raporu hazırladık, sunduk, yapılsın." değil; tam tersi, bunun uygulama hayatına geçirilip gerçekten sonuç alınabilmesi. Bizim önerilerimiz ve eleştirilerimiz bu yönde. Geçmiş dönemdeki raporların ne içerdiğini, ne önerdiğini bizatihi o komisyonlarda çalışarak biliyoruz, buna vâkıfız. Bu Komisyon üyelerinin hepsinin de zaten bunlara vâkıf olması lazım, açıp bir okuması lazım ne olmuş, ne bitmiş, ne eksik kalmış, nerede eksiklik var, bu yönde çalışmamız lazım.

Şimdi, sayın sözcümüz diyor ki "Her şey güllük gülistanlık tabii ki olmaz." Kimsenin aile kurumuna karşı bir ön yargısı ya da bir tepkimesi yok, hepimizin aileleri var. Ben de yirmi yıllık evliyim ve benim için her şeyin de önünde, en önemli yerde. Hepimizin ailesi var, annesi var, babası var. Bu tabii ki bu toplumda çok önemli ama siz aile içinde kadının eşitsiz ilişkisini görmezden geliyorsunuz. Kadının -sayın vekilim de ifade etti- artık bizim, sokakta, en güvendiğimiz yerde, ailede can güvenliğimiz kalmamışsa, toplumsal yaşamda, siyasette, ekonomide, sosyal alanda adımız bile yoksa, pardon, o zaman aileyi bir kenara bırakacağız çünkü kadının sorunu demek ki bu, kadının öncelikle eşitsiz sorunu. O zaman tabii ki kadının bireysel olarak güçlendirilmesini ön planda konuşacağız. Burada aileyi arka plana atmak, aileyi karşımıza almak gibi bir sorunumuz yok; tam tersi, aile içindeki eşit olması gereken -tamamlayıcı ya da bir başkası, altta, üstte, ben bunu kabul etmiyorum- sevgi, saygı ve eşitlik üzerine kurulması gereken ilişkide eşitsiz tarafı güçlendirmek için mücadele veriyoruz yani bundan da gocunmayacağız. O yüzden tekrar komisyonlar kurmaktan, tekrar efor sarf etmekten ben şahsen gocunmuyorum. Önemli olan, sonuç almak, bize düşen de bu yolda mücadele etmek diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Sayın Yüceer, çok teşekkür ederim.

Aslında hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz, aynı şeyleri belki farklı kelimelerle ifade ediyoruz. Bu anlamda ben birkaç şey ekleyecektim ama... Mesela, eğitimle ilgili istatistiki verileri hemen arkadaşlardan istedim, kız çocuklarımız ne durumda diye. Şöyle hemen sizinle paylaşayım, ondan sonra hemen oylamaya geçelim. Beynimizin, zihnimizin kenarında bir bilgi olsun.

2002'de kız çocukların ilkokullaşma oranı yüzde 88'miş, 2014'te bu yüzde 99,6. Ortaokula baktığımızda; kız çocukları 2002'de yüzde 48, 2014'te yüzde 94,5. Yükseköğretime baktığımızda; kız çocukları 2002'de yüzde 19,9 ama bugün yüzde 176,1. Hedefimiz yüzde 100, amacımız bu. Hani bu bir bilgi olsun diye... Ben de siz konuşurken merak ettim ne durumdayız diye, arkadaşlar bu bilgiyi paylaştı.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - 2014 verileri mi?

BAŞKAN - Evet, 2002 ile 2014'ü söyledim. Tekrarlayabilirim isterseniz.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Bir şey söyleyebilir miyim...

Verdiğiniz istatistiki bilgiler okullaşma yani okula kayıtla ölçülmüş bilgilerdir. Ben talep ediyorum: Okulu terkle ilgili de bir araştırma yapılmasını talep ediyorum.

BAŞKAN - Tamam.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - 4+4+4'ten sonra düşmüştür bu rakamlar.

BAŞKAN - Bu konuyla da ilgili tekrar bilgilere bakalım. Bu genel bir bilgiydi. Alt versiyonları, iç içe giren şeyleri vardır.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, bir cümle ekleyeceğim.

Kırsal alanda kadının güçlendirilmesi bence çok önemli bir alan gerçekten. Ama şunu ifade etmek istiyorum: Bu alandaki kadının güçlendirilmesi için bir komisyon kurmaya gerek yok. Bu bir hukuki mevzuattır, bir düzenleme yapılır, kooperatifleşme...

BAŞKAN - Hukuki mevzuatı yapabilmek için araştırma yapmanız gerekmiyor mu?

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Hayır, kooperatifleşmedir.

BAŞKAN - Peki, tamam, teşekkür ederim Sayın Yüceer.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Yani bu, komisyon kurmadan da halledebileceğimiz bir sorun alanıdır ama diğerlerinde gerçekten ciddi araştırmalar gereklidir; tarafların dinlenmesi, yandaşların, paydaşların, herkesin dinlenmesi gereklidir. Bu konunun da tekrar değerlendirilmesini rica ediyorum.

BAŞKAN - Lütfen... Zaten kuruldu, bunu tekrar tartışıyoruz farkındaysanız.

Evet, bu konuda önergelerin kabul edilip edilmemesi noktasını oylarınıza sunuyorum yani daha önce çalışılmış alanlardaki alt komisyonla ilgili gelen önergelerin kabul edilip edilmemesi noktasında görüşlerinize sunuyorum: Kabul edenler...

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Hangisini?

BAŞKAN - Görüşülmemesi noktasında, yeni bir alt komisyon kurulmaması noktasında...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Yeni sıkıntılar da var. Mesela, kamuoyu yaratıldı Radiye Hanım. Şimdi, kadın cinayetleriyle ilgili çok ciddi anlamda bir kamuoyu yaratıldı. Özellikle kadın cinayetleriyle ilgili çok ciddi anlamda bir kamuoyu yaratıldığı için, iyi hâl indiriminden yararlandıkları için erkekler bu konuda... Ve ne oldu? Bu sefer hâkimler iyi hâl indirimini uygulamamaya başladı ama kararları eğer incelerseniz, iyi hâl indirimi yerine en alt sınırdan ceza verilmeye başlandı. Yani, aslında değişen çok bir şey olmadı, yine hemen hemen aynı cezalar veriliyor ama iyi hâl indirimi konusunda kamuoyunda bir yargı oluştuğu için onun yerine alt sınır veriliyor. Bizim kurmak istediğimiz, kurulmasını istediğimiz komisyonlarla ilgili alanlarda farklı sıkıntılar da ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ben mutlaka eski kavramı da kabul etmiyorum. Bizim görevimiz -Candan Hanım'ın söylediği gibi- eğer bir sorunu çözemiyorsak yeniden o konuyla ilgili efor sarf etmek diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Ben şunu netleştirdiğimizi düşünerek hemen oylamaya geçtim: Ne dedik? Bu konuyla ilgili, özellikle şiddetle ilgili yapılan araştırmalar var, iki tane büyük araştırma var. Bunları çalışalım, ilgili bakanlığımız gelsin. Sayın Kaynarca da bunun altını çizdi, geçen toplantıda da söylemiştim. Buna istinaden, bir daha tekrar yapmamak için burada konuşmadım. Bakanımız gelsin, şiddetle ilgili yapılan çalışmaları tekrar bize anlatsın -risk haritası belirleniyor, 6284'le ilgili çok güzel bir çalışmaları var- o raporları bize sunsun. Yine de gerekli görürsek bu konuyu gündeme getirelim ve önümüzdeki dönemde bunu kuralım demiştik. Sayın Kaynarca da aynı şeyi söylediği için oyunuza sundum. 23 ve 24'üncü Dönemde de yine çocuk gelinlerle ilgili, şiddetle ilgili kurulan alt komisyonla birlikte 6284 no.lu Yasa buna istinaden hazırlanmıştır, bunları söyledik. Bu anlamda şu an bu konuyla ilgili gelen önergelere bu dönem, önümüzdeki yasama dönemlerinde tekrar ihtiyaç olur, bunu tartışırız, tekrar önergelerinizi verirsiniz, kurulması noktasında karar alırız. Ama zaten ileriki maddelerde de diğer gelen önergeler var, onları konuşacağız ama şunu, 23 ve 24'üncü Dönemde çalışılmış, raporlaştırılmış alt komisyonlar ve şiddetle ilgili durum için ben oylarınıza sunuyorum diğer önergelere geçmek üzere. İsterseniz diğer önergeleri okuyalım, ondan sonra oylayalım.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Şiddetten ziyade bizim şeyimiz 6284 ve İstanbul Sözleşmesi'nin...

BAŞKAN - İşte, bakanımız gelip bu konuyla ilgili raporunu bize açıklasın, anlatsın, sunsun. 6284'le ilgili, Türkiye'de risk haritasını...

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Şiddette İstanbul Sözleşmesi hükümleri uygulanması gerekiyor o tür davalarda çünkü bu konu açık ama hâlâ daha bizim İstanbul Sözleşmesi ile iç hukuk hükümleri arasında çatışmalar var.