DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Geçen sene 1 Kasımda benzer bir konuşmayı diğer Aydemir arkadaşımız yapmıştı, ben ona da bir cevap vermiştim, o konuşmayı tekrar okuyacağım, o nedenle hazırundan özür diliyorum.

"Evet, tekerlek daha icat edilmemişti, ağaç kovuklarındaydık, üstümüzü başımızı çınar ağaçlarının yapraklarıyla, incir ağaçlarının yapraklarıyla örtüyorduk ve basit bir hayat yaşıyorduk (!)"

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Asgari ücretten vergiyi kaldırmıştık.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - "Ne olduysa yirmi yıl önce bir idare geldi, bize pantolon giydirdi."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Özel hastaneler...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dinle, dinle! Dinle! Ayıp!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Dinle, dinle!

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - "Kolalı gömlek giydirdi. Boynumuza kravat taktı ve bizi bugüne ışınladı (!)"

SALİH CORA (Trabzon) - Merkez Bankası Başkanı...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz SSK hastanelerini...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sükûneti sağlayalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz size karşı böyle yapmıyoruz.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biraz dinle dinle! Ne dediğini duymuyorsun bile!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, değerli arkadaşlar...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - "Bize düşen görev..."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sizin gibi üniversite hastanelerini...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dinle, dinle! Dinle!

Dinle, bunu dinlemek zorundasın! Söylemedin ya... Ayıp! Sen... Ayıp!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah razı olsun!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Üniversite hastanelerini...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ayıp! Dinle!

"Bize düşen görev bu iyiliği unutmamak (!)"

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hiç, bu kadar da, uydurmuyorum.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ve Uğur Aydemir'in...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, artık son konuşma...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Haksızlık...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dinle, dinle! Dinle!

Başkanım, zamanımı istiyorum. Dinle!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Bir saniye, duralım, süreyi durduralım, bir saniye...

Bir saniye Sayın Yılmaz. Bir saniye, siz de bir durun.

Değerli arkadaşlar, beş gündür aralıksız çalışıyoruz. Bugün cuma günü, son konuşma, artık bu heyecan dozunu bir düşürelim. Soru-cevap bölümüne geçeceğiz.

Sayın Yılmaz, sakin bir şekilde son konuşmayı yapalım lütfen.

Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Yapıyorum, o zaman kesmesinler lütfen, kesmesinler.

Tekrar ediyorum: "Tekerlek daha icat edilmemişti, mağarada yaşıyorduk, ateş de yeni icat edilmişti, ağaç kovuklarındaydık, üstümüzü çınar ağacının yapraklarıyla, incir ağacının yapraklarıyla örtüyorduk ve basit bir hayat yaşıyorduk (!) Ne olduysa yirmi yıl önce bir idare geldi, bize pantolon giydirdi, kolalı gömlek giydirdi, boynumuza kravat taktı; bizi bugünlere ışınladı (!) Teşekkür ediyoruz. Bize düşen görev, bu yapılan iyiliği unutmamak (!) İbrahim Bey, burada yok..." O zaman yoktu, buradasın ama... "Çok tarihî bir konuşma yaptı; dolayısıyla, İbrahim Bey'in konuşmasının üzerine laf söylemeyi zül addederim(!) Sözlerinin israf olacağını düşünüyorum; dolayısıyla, bundan sonraki tarihçiler geldiğimiz noktada, İbrahim Bey'in tarihin arşivlerine geçmiş bu değerlendirmesinin kıymeti bilinmeli(!) Artık biz mağara kovuklarından çıktık; televizyonumuz var, buzdolabımız var efendim; iPhone, vesaire var. Bundan sonra artık bize bir iyilik daha yaparsınız inşallah; bu doğal gazdan, elektrikten, vesaireden kurtarıp daha sonra başka bir şey yaparsınız..." Ve bizi bugünkü sıkıntılardan kurtarır, yaylı arabalarla Erzurum'dan, Uşak'tan, Hatay'dan merkeze gelen bu evrakları bilgisayarla bizlere gönderirsiniz(!)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - TOGG! TOGG!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, böylece, gündemimizde yer alan kurumların...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan, ismimi zikrederek sataşmada bulundu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, bunun devam ettirirsek bitiremeyiz ama.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Cevaba cevap veririm, onu söyleyeyim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Uğur Aydemir'in söylediğinin hangi bir tanesi yanlıştı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, doğru yok ki!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli kardeşlerim, anlaşmak zorunda değiliz. Burası demokratik bir ülke. Her konuda anlaşsaydık... Anlaşmak zorunda değiliz Uğur Bey, rica ediyorum...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Beyefendi, yanlış değil. 1930'da Erzurum'dan evrak buraya yaylı arabayla geliyordu, şu anda bilgisayarın tuşuna basarak geliyor, doğru. Ne yapacaksın? Erzurum'dan hâlâ yaylı arabayla mı getireceksin evrakı?