KOMİSYON KONUŞMASI

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Plan Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, Sayın Bakan, kıymetli yargı bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugüne kadar yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerine görüş ve düşüncelerimizi adalet teşkilatının her kademesinde çalışmış biri olarak defalarca dile getirdik; Plan ve Bütçe Komisyonunda konuştuk, araştırma önergesi verdik, soruşturma önergesi verdik, yasa teklifi verdik ama bugüne kadar sonuç alamadık. Bugün ise geçmişte yaşadığımız derin bir hukuksuzluktan söz edeceğim. Hatırlar mısınız bilmiyorum, İYİ Partinin kuruluş sürecine giden yolda da birçok ağır hukuksuzluk yaşamıştık. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi yeterli imzaya rağmen kurultay toplamayınca, mahkemeden kurultayı toplamak üzere çağrı heyeti atanması talebinde bulunmuştuk. 8 Nisan 2016 tarihinde 2. Sulh Hukuk Mahkemesince kesin olarak verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulmuştu. Tabii, hukuksuzlukları sayıyorum. Dosya Yargıtay incelemesinde olduğu sırada da Gemerek Sulh Hukuk Mahkemesi tedbir kararı vermişti. Yargıtayda bulunan bir dosyayla ilgili, bırakın Gemerek Sulh Hukuk Mahkemesini, kararı veren mahkeme bile herhangi bir müdahalede bulunamaz. Gemerek Sulh Hukuk Mahkemesince verilen karar Bakanlık talimatıyla uygulanmış ve 15 Mayıs 2016 tarihinde yapılacak kurultay TOMA'larla, cebir kullanılarak engellenmişti. 19 Haziran 2016 tarihinde kurultay yapılabilmiş ancak kurultaya dahi gelmemiş bir kişi kurultayın iptali için dava açmıştı ki siyasi partilerde Dernekler Yasası uygulandığından kurultaya katılmamış birinin dava açma hakkı dahi yoktur. Davada önce Ankara Adalet Komisyonu Başkanlığı, ardından da Yargıtay üyeliği sözü verilen bir hâkim tarafından hukuksuz olarak tedbir kararı verilmiş, dava da bir yıl sonraya tarih görmüştü. Biz hâkimle ilgili defalarca basın ve yayın yoluyla "Önce Adalet Komisyonu Başkanı yapılacak, sonra da Yargıtay üyesi yapılacak." demiştik ve hâkim, dediğimiz gibi, önce Adalet Komisyonu Başkanı, sonra da Yargıtay üyesi oldu ve hâlen Yargıtay üyesi olarak görev yapmaktadır. Mahkemenin diğer dosyalarda üç aylık talikler yaptığını da incelememizde gördük. Duruşmadan bir gün önce bir gazeteci arkadaşım beni telefonla arayarak "Yarın dava bitecek." dedi, ben de dedim ki "Böyle bir şey olmaz, delillerin tamamı bende. Yarın duruşmaya gittiğimizde asli müdahillik talebimiz de var. Zaten araştırılmasını isteyeceğimiz hususlar da olur." Dava MHP aleyhine açıldığı için biz de asli müdahillik talebinde bulunmuştuk. Ertesi gün mahkeme hâkimi hiçbir beyan almadan, ilk duruşmada son diyeceklerimizi sordu. Biz dedik ki: "Önce ilk diyeceklerimizi bir alın Hâkim Bey." Kurultay tutanakları ve diğer deliller elimizde kalakaldık. Hâkim ise asli müdahillik talebimizi, talebimiz olmadığı halde ferî müdahillik olarak davayı karara bağladı ve kurultayı iptal etti. Ferî müdahillerin davayı temyiz hakkı dahi yoktur, biz asli müdahillik talebinde bulunmuştuk. Bir kurultay sürecinde yaşadığımız hukuksuzluklardan sadece iki tanesi bunlar, daha onlarcasını anlatabilirim ama zaman kısıtlı. Maalesef, ülkede tuz kokmuştur, yargı bağımsız değildir, bağımsız olmadığı için tarafsız da değildir. Eğer bugün Türkiye'de yargı bağımsız olsaydı bu kadar yolsuzluk yapılabilir miydi? Bir bakan, kendi şirketine dezenfektan ihalesi verip sonra da hiçbir şey olmamış gibi ortalıkta dolaşabilir miydi? Türkiye'de yolsuzluk bir kanser gibi yayılabilir miydi? Eğer yargı bağımsız olsaydı çiftçilerimiz kredi alamazken devletin bankası eşe dosta "televizyon kanalı satın alsın" diye yüzlerce milyon dolarlık karşılıksız kredi verebilir miydi?

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, unutanlardan olmayız, olmayacağız. Keyfe ve adamına göre çalışan bu yargı sistemini, haklıyı ezip güçlüyü kollayan bu adaletsiz düzeni hep birlikte alt edeceğiz. Tek adam iktidarının bizi içine çekmeye çalıştığı tüm kısır döngüleri hep birlikte kırıp geçeceğiz. İnsanca yaşayan, hakça bölüşen bir Türkiye'yi hep birlikte kuracağız.

Bu düşüncelerle bütçenin ülkemize, milletimize iyilikler getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.