KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Eyvallah.

Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyete saygı sunuyorum.

Az önce Orhan kardeşim bir milletvekilinin "Yargılanacaksınız." ifadesini garip karşıladı, ona dönük birkaç not düştü. Oysa o "Yargılanacaksınız." ifadesi çok masum kalır. Yargılamadan mahkûm edeceklerini kayda geçenler oldu, Genel Başkanları oldu, efendim, parti yöneticileri oldu, milletvekilleri oldu. Ne dediler? "İktidar olduğumuz günün ertesi günü gazetelere el koyacağız." dediler, bunu söylediler. Arkadaşlar, bir başkası, Genel Başkan uluslararası sözleşmeleri falan hiçe sayarak "Efendim, buraya yabancı yatırımcı gelirse onların elinden işlerini alırız, onlara bir şey ödemeyiz." gibi tehdit dili kullandı. Şimdi, bu dili kullanan, bu yaklaşımı hayata yansıtanların bize, bizde olmayanla yönelmelerinden doğal ne var? O şöyle düşünüyor, diyor ki: "Ben olsam böyle yaparım." "Ben o pozisyonda olsam, Cumhurbaşkanı pozisyonunda olsam, Adalet Bakanı pozisyonunda olsam yargısız infaz yaparım, hemen defterini dürerim." Bizde o yok arkadaşlar, biz adaleti insan olmanın ilk basamağı olarak gören bir anlayışı ifade ediyoruz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Defteri nasıl dürersin ?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, müdahale etmeyelim hatibe.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ve bugün burada yirmi yıldır bunları hayata yansıtmışız. Bakın, burada yüzü olmasa daha güzel şeyler...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - İbrahim Bey, defteri nasıl dürersin ?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Mahir Bey, burası Genel Kurul değil, Plan ve Bütçe. Rica ediyorum, tamamlamamız lazım. Bir maraton, siz bir gün geliyorsunuz da biz bir ay burada çalışıyoruz, rica ediyorum...

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, burada devlete dönük öylesine bir yargılayıcı dil kullanılıyor ki özellikle mesela AİHM'le ilgili burada çok not düşüldü. "Efendim, AİHM'nin vermiş olduğu kararlar hayata yansıtılmıyor, uygulanmıyor." falan gibi. Bilmeyen, görmeyen, araştırmayan da der ki: "Ya, bu devlet ne kadar böyle cebbar bir devlet, ne kadar yıkan, yok eden bir devlet." Arkadaşlar, şu ana kadar, bakın, 2021 yılı sonu itibarıyla AİHM'de 6.221 başvuru sonuçlanmış, bizim için, Türkiye Cumhuriyeti devleti için. Efendim, buradan bize noksan, ihlal izafe edilen kaç tane dosya var biliyor musunuz? Toplam 76. Peki, Avrupa Birliği ülkelerine baktınız mı ihlalle sonuçlanan dosya ne kadar? Bakın, biz baktık, çıkardık; 338, arkadaşlar. Eşi emsali yok, bizimle kıyas götürmez. Kaldı ki biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Bakın, onunla ilgili de ben bir çalışma yaptım, çıkardım, şu ana kadar 3.730 tane başvuru...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Anayasa Mahkemesi Başkanı...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim. Rica ediyorum, defalarca uyarmak zorunda bırakmayın beni, böyle bir usulümüz yok.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yani "Şunları yerine getirin." dediklerini yerine getirmişiz arkadaşlar. Bu kadar, böyle zifiri karanlık bir zihin olur mu ya! Biraz kendinizi, şu beyninizi, beyin haritanızı biraz cilalayın. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar, ayıp!

(Gürültüler)

YUNUS EMRE (İstanbul) - Ne demek bu ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, bakın, değerli arkadaşlarım...

YUNUS EMRE (İstanbul) - Beyinlerimiz küf mü tutmuş?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O elinle ayağınla, o ne? O hareket ne öyle? Ne biçim konuşuyorsun?

YUNUS EMRE (İstanbul) - Sen niye bizi yargılıyorsun, böyle bir hakkın mı var senin ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Düzgün konuş bir defa! Düzgün konuş terbiyesiz! Şımarık!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, günün sonuna geliyoruz, rica ediyorum herkes bir sükûnetini korusun.

Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kimsin sen ya! Saygısız!

YUNUS EMRE (İstanbul) - Ağzını topla! Terbiyesiz!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, ne biçim konuşuyorsun sen ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Terbiyesiz! Saygısız! Şımarık!

YUNUS EMRE (İstanbul) - Ağzını topla!

(Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hâle bak ya! Benim bak, Muharrem Bey...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bakın... Bu saate kadar herkes...

Bir saniye Sayın Aydemir, durduruyorum saati, bir saniye...

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Bir sakin olun.

Ali Mahir Bey, rica ediyorum.

Değerli arkadaşlar, İç Tüzük'ümüz gereği herkes kullandığı dile, üsluba dikkat edecek; hangi partiden olursa olsun. Bu taraftan da, sağımdan da solumdan da zaman zaman uygun olmayan ifadeler geliyor. Bunlara dikkat edelim, önemli olan içerik, fikirlerimizi ifade etmek, farklı fikirler demokrasinin bir gereği.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben bir şey demedim ya! Ne dedim?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Zihin cilalama.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne var onda, yani cilalamada ne var? Tavrına bak, ben insan gibi söylüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buna hepimiz tahammül edeceğiz ve anlaşmak zorunda da değiliz. En sonunda herkesi dinleyen millet takdir edecek ama bu saate kadar geldik, bir yorgunluğumuz da var, anlıyorum, sükûnetimizi koruyalım, tamamlayalım lütfen.

Buyurun.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sözünü geri alsın ama ya, çok ağır konuşuyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bir defa... Tam da öyle... Ben burada hiçbir şey söylemedim. Sadece şunu söyledim...

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye... Açıklık getirsin İbrahim Bey söylediğine.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sadece şunu söyledim: Devlete dönük bu derece töhmet ifade edici kayıtlar düşmeyelim. Biraz zihinlerimizi cilalayalım dedim. Bak ben de burada...

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Erdoğan "Muhalefet katliam yapıyor." diyordu ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim "Katliam yapıyor." diyor ya?

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Erdoğan diyordu.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyordu ya, nerede diyor?

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - "CHP katliam yapıyor." diyordu.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, bırak şimdi sen de bırak oraya getirme işi. Ben sizin Genel Başkanınızın lafını söyledim ya, bırak onları ya! Ne ilgisi var ya! Ya bir defa, Muharrem Bey, ben size bir şey söyleyeyim mi...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, ne oldu bu akşam saatinde herkes bir celallendi? Bir sakin olalım lütfen, bir sakin olalım. İbrahim Bey ne demek istediğine açıklık getirdi.

Buyurun, devam edin.

(Gürültüler)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, ben şu son hadiseye, sizin karıştığınız son hadiseye hiç girmeyeceğim. Niye? Gereken neyse Sayın Bakanımız zaten gereken notları düşer, oraya hiç girmeyi düşünmedim.

(Gürültüler)

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - AİHM...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, arkadaşım... Ama bitti, sürem bitti. Daha şurada üç tane cümle kurdum, beş dakika gitti.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Erkek, böyle bir usulümüz yok, karşılıklı diyalog usulümüz yok. Siz konuşurken kimse müdahale etmedi, rica ediyorum...

Buyurun.

GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - "Beyinler cilalansın." denilmedi mi?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Efendim?

GÜLİZAR BİÇER KARACA (Denizli) - "Beyinler cilalansın." denilmedi mi?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne var onda? Hayır, beyin cilalamanın neyi var ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neler söylendiğini tutanaktan çıkarırsam...

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Tutanağa bakın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben burada dinliyorum, neler neler söylendi.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar... Değerli Bakanım, oraya iki dakika talep ediyorum ben.

Şimdi, arkadaşlar, bakın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesiyle ilgili; verilmiş kararlar var, bunları paylaşmak lazım, bunları herkesin bilmesi lazım. Mesela Fransa'yla ilgili düşülen notlar var, kararlar var: Malili bir anne ve yeni doğan bebeğin on bir gün süreyle arkadaşlar, efendim, insanlık dışı muameleye muhatap tutularak gözaltında tutulmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir ihlal olarak göndermiş; Fransa'nın bu ihlale dönük hiçbir karşılık ödemesi falan söz konusu olmamış.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Cumhurbaşkanı kaç tane dava açmış vatandaşlarına?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Türabi Bey, size sıra gelecek o zaman söyleyin, söz vereceğim size.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir başkası arkadaşlar, yine elimizin altında var; bakın, burada Yunanistan için var. Ve arkadaşlar, bir isim için, bakın, bir isim için, elbette ki bir isim için de adaletsiz davranılmasın, elbette ki hiç kimse adaletsizliğe muhatap olmasın ancak öyle yansımalar var ki özellikle gözümüzü kapatıyoruz. Mesela Yunanistan'da, orada Türk azınlık var değil mi arkadaşlar? Bakın, sizinle bir şey paylaşacağım, bir fotoğraf paylaşacağım; İskeçe Türk Birliği. 1927 yılında kurulmuş bu; bir dernek, dernek hükmünde bir yapılanma, on binlerce üyesi var, 1927'de kurulmuş, 83'te bunu kapatmışlar. Sonra ne olmuş? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir ihlal kararı vermiş, hâlen daha arkadaşlar -bakın, on binlerce üyesi var, Avrupa Birliği ülkesi burası- şuraya minnacık bir tabela koyamıyorlar. Yunanistan, Avrupa Birliği ülkesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu karar.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Onlar uygulamıyor, biz de uygulamayalım mı diyorsun?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, biz bizden olanı ölümüne yargılıyoruz, öbür tarafı pirüpak diye gösteriyoruz; böyle değil ki güzel kardeşim.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Kötü emsal olur mu?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ha, biz burada mesela geçtiğimiz dönem -Tuncay Bey burada- Adalet Bakanlığı bütçesinde ona dönük de özel notlar düştüm; bir hukuksuzluk varsa, gadre uğrayan insanlar varsa, onların acılarını yüreğinde paylaşmayan kimse zaten insan değildir, biz böyle bakıyoruz hadiseye. Yoksa efendim "Ben olursam şöyle yaparım." diye bakıp buraya yönelmek...

Biraz önce mesela Rıdvan Bey'i de... Ben şok oldum, böyle bir şey olur mu? Hanımefendi "Jiyan Tosun diye birinin telefonu dağıtılmış devlet tarafından." diyor. Doktor Bey de diyor ki: "Kuvvetle muhtemel öyledir." Ya, arkadaş bu avukat değil mi? Bunun telefonu herkeste değil mi? Müvekkilleri yok mu? Baro da yok mu bunun telefonu?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Annesi, babası, kardeşinin...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Akrabaları...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu ne devlete yönelmek ya! Ayıp ya! Böyle bir şey olur mu kardeşim! Sonra Orhan söyledi burada, kim kardeşim, bunun ismini kim zikretmiş? Burada olan bir parti değil, partili değil, bir başka partide genel başkan yardımcısı zikretmiş, siz söylüyorsunuz. Devlete niye bu? Ha, şunun için arkadaşlar: Bakın, işinize geldiğinde sahiplenirsiniz bir mevzuyu ama gelmezse anında kenara çekilirsiniz. Şimdi, şu İstiklal terör olayında olduğu gibi, orada çocuklar katledildi değil mi? Bigünah insanlar katledildi. Şimdi ben bakıyorum, ya arkadaş, bu imansız, kitapsız PKK'lılar bunu kabul etti, "Duran Kalkan" denilen o vicdansız, insanlık düşmanı efendim "Kasım ayı bizim için eylem ayı." dedi, "Başladık." da dedi. Buna rağmen oradaki o çocukların katliamından sorumlu tutmama adına sureti haktan gözüküp üstünü kapatacağız; yok öyle bir şey! Öyle bir şey yok! Orada o katliamı yapan PKK kitapsızlarıdır, bu millete, Kürt'e düşman olanlardır.

Bak, Dilan Hanım şunu kabul edelim, PKK başta kime düşman biliyor musunuz? Kürt'e düşman. Biz hep altını çizdik; Kürt "vicdanlı insan" demektir "merhametli insan" demektir "imanlı insan" demektir. PKK nedir? PKK tam tersi, insanlık düşmanıdır. Şimdi, burada da orada yapılan hadise de budur. PKK'nın, PYD'nin bu kararı verdiği çok aşikâr, orta yerde. Efendim, PYD ismini zikretmiyorlar. Niye? Burada da bir kardeşimiz var, benim kendisiyle muhabbetim de var, o da bir vesile PYD'yi makul, masum göstermişti. Ya, bunların hepsi bir güzel kardeşim, bunların hepsi bir, bir.

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - AK PARTİ Genel Başkanı...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, yazık! Bakın, şurada... Yapmayın!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, son cümlenizi alalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, sonuçta bir şey daha söyleyeceğim arkadaşlar.

Bakın, arkadaşlar...

(Uğultular)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, bir müsaade edin, bitirsin Sayın Aydemir.

Son cümlenizi alalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizden olana acımasız yöneliyoruz diyorum ya, bakın, bir örnek vereceğim size arkadaşlar. Şimdi, arkadaşlar, İspanya'da birisi sosyal medyada gerçek dışı paylaşım yaptığı için -2019 yılında, Muharrem Bey- on beş ay hapis cezası, 1.620 euro para cezası... Yetmez arkadaşlar; bu, kuvvetle muhtemel öğretmen, beş yıl süreyle yapamaz öğretmenlik de, bir de ilave bir şey daha koymuşlar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, teşekkür ediyorum. Hakikaten tamamlamamız lazım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, bunu bitirdim zaten ya, bitirdim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Not olarak verin arkadaşlara olmazsa.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir de şunu diyor: "Spor faaliyetlerine de katılamaz." diyor. Bakın...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Böyle çok var.

Değerli Bakanım, bütçeniz hayırlı uğurlu olsun.