KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, çok önemli bir Bakanlığın başında oturuyorsunuz yani düşündüğünüzden de daha önemli bir Bakanlığın başında oturuyorsunuz. Elbette Turizm Bakanlığı boyutuyla daha çok ilgileniyorsunuz ama Kültür Bakanlığı boyutu yalnızca sizin düşündüğünüz, burada vizyonunu ortaya koyduğunuz kadar bence önemsiz bir mesele değil. Kültür politikaları bir ülkenin toplumsal barışı için olmazsa olmazıdır yani toplumsal barışı sağlamak kültür politikalarından geçer. Özellikle de bizim gibi çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı, çok kimlikli toplumlarda bu toplumsal barışı sağlamak için sizin ortaya koyacağınız kültür vizyonu çok önemli. Maalesef, neredeyse beş yıldır Bakansınız, bu yıl da ortaya koyduğunuz vizyonda biz bunu göremedik Sayın Bakanım. Bakın, toplumsal barışla ilgili sorunlarımız var; eşit yurttaşlıkla ilgili sorunlarımız var; dilimizin, kimliğimizin, inancımızın, mezhebimizin eşit olması, devletin eşit bakması konusunda sorunlarımız var. Bu da toplumsal barış konusunda bizleri biraz geriye itiyor.

Sayın Bakan, dün Alevilerle ilgili bir yasa Meclisten geçti ve Alevilerin ibadethaneleri sizin Bakanlığınıza bağlandı. Ya, burada siz bir eşitlik görüyor musunuz? Veya şunu anlatayım Sayın Bakan: Bakın, "Dindar bir toplum yetiştirmeye çalışıyoruz." diyorsunuz, değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı bunu söylüyor. Vallahi benim bağlı olduğum Ermeni Patrikhanesi de dindar bir toplum yetiştirmek istiyor, emin olun dindar bir toplum yetiştirmek istiyor, onların da amacı o. Rum Patrikhanesi de dindar bir toplum yetiştirmek istiyor ama onlar eşit şartlarda bu mücadeleyi yürütmüyorlar. Bakın, bütçeden, Sünni Müslümanlara, o inanca bütün kaynaklar ayrılırken ne Ermeni Patrikhanesi'ne, ne de Rum Patrikhanesi'ne beş kuruş kaynak ayrılmıyor ve onların din insanı yetiştirmesi için gereken ruhban okulları hâlâ kapalı durumda. Burada büyük bir adaletsizlik görmüyor musunuz? Biliyorum, şimdi, siz çıkacaksınız, diyeceksiniz ki: "Yunanistan da aynısını yapıyor." Tencere dibin kara, seninki benden kara. Oysa bizler vatandaşız, bizler bir yerden gelmedik, bizler mülteci değiliz. Bakın, eşit yurttaşlık çerçevesinde bakabilirsek aslında sorunları çözeceğiz ve bu anlamda Türkiye anahtar bir ülkedir Sayın Bakan, Türkiye anahtar bir ülkedir. Çünkü bakın, biz, çok kimlikliliği, çok kültürlülüğü bilen bir toplumuz. Diğer topluluklar maalesef, milliyetçilik yarışlarıyla aynı hataları yapmışlar. Yunanistan'ın da yaptığı hatalar yok mu? Var. Ama o hataları onların yüzüne vurmak için bizlerin doğruyu yapıp, Türkiye'nin Türk'üyle, Kürt'üyle, Ermeni'siyle, Rum'uyla, hep birlikte o hatalarını yüzlerine vurmamız gerekir. Ama siz ne yapıyorsunuz? "Mütekabiliyet var. Yunanistan, efendim, oradaki Türk azınlığa belli yanlışlar yapıyor. E, biz de burada o aynı yanlışları yapabiliriz." diyorsunuz. Bunlar yanlış politikalardır. Biz anahtar bir ülkeyiz; biz çok kimlikliliği, çok kültürlülüğü özümsemiş bir toplumuz; öyle olmalıyız ama politikalarınız maalesef bunlardan uzak.

Bakın, Sayın Bakan, biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarıyız. Ben de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Siz bana bakarken belki bir Ermeni, bir Hristiyan görüyorsunuz ama ben her şeyden önce bir insanım ve binlerce yıldır atalarım bu topraklarda yaşadılar, biz bir yerden gelmedik. Ama siz vizyonunuzda ne söylüyorsunuz? "Efendim, bizim soydaşlarımız." diyorsunuz. Sayın Bakan, bakın, dünyada bazı milliyetçi topluluklarda veya homojen topluluklarda soydaştan bahsedenler olabilir; yanlıştır ama dünyada soydaş kimliğinden, soydaşa dayalı vatandaş tanımından bahsedebilecek en son ülkelerden biri Türkiye'dir. Niye? Çünkü binlerce yıldır burada pek çok medeniyet bir arada yaşadık. Bakın, İngiltere de imparatorluk olan bir ülke, değil mi? İmparatorluk geçmişte, pek çok yerde hegemonya sürmüş, Hindistan'da, dünyanın pek çok yerinde, Avustralya'da. Bugün İngiltere'nin başbakanı kim oldu ya? Rishi Sunak oldu değil mi? Herhangi bir İngiliz itiraz etti mi? Edemedi, etmedi; etmek isteyen bile edemedi. Niye? Orada ırkçılığın hegemonyası yok; orada liyakate bakılıyor, orada vatandaşlığa bakılıyor; orada soya bakılmıyor Sayın Bakan.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Monarşi mi istiyorsun?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz sunumunuzda tekrar "soydaşlarımız" dediniz, soydaşlar üzerine siyasetten, Türk devletleri üzerinden siyasetten bahsettiniz. Bakın, Sayın Bakan, diyorsunuz ki: "Türkler ve Akraba Toplulukları." Şimdi, mevcut Anayasa'mıza göre Türkiye'de vatandaş olan herkes Türk değil mi? Anayasa'mıza göre herkes Türk değil mi Sayın Bakan?

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Sen de vekil değil misin Türkiye Cumhuriyeti Meclisinde?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Anayasa'mıza göre herkes Türk. Peki, ben size söylerim...

(MHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, size söz verdiğimde fikirlerinizi ifade edin lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Türkler ve Akraba Toplulukları" derken kimi kastediyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes sırası geldiğinde fikrini ifade etsin, rica ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Türkleri ayrı tutuyorsunuz ve diğerlerine "akraba toplulukları" diyorsunuz. Ben sizinle akraba değilim bildiğim kadarıyla Sayın Bakan. Bizler hepimiz vatandaşlarız; o yüzden vatandaş çerçevesinde bakmamız lazım ve eşit yurttaşlık çerçevesinde bakmamız lazım. İşte, toplumsal barış konusunda meselelerimiz varsa bunları çözecek olan sizin kültür politikalarınız. Kimliklerimiz onurumuz, hepimizin kimliği onurumuz. Ben bir Ermeni'yim. Hristiyanım ve bu kimliğimi yaşatmaya çalışıyorum, Ermeni dilini yaşatmaya çalışıyorum ama ben bütün dillerin, bütün inançların yaşamasını istiyorum. Bakın, Ermeni okullarında Ermeni dilini yaşatmak için mücadele veriyoruz, çocuklarımız Ermenice dilini de öğrensin. Bakın, ben o okulda okudum, Türkçe de konuşabiliyorum, başka dilleri de konuşabiliyorum, çok dilliyim, bundan da gurur duyuyorum. Mademki kimliklerimiz onurumuz, hepimiz dillerimizi, kimliklerimizi yaşatmak için eşit olmalıyız ama bütçeden beş kuruş kaynak ayrılmıyor azınlık okullarına, Kürtçe dilini yaşatmakla ilgili kaynaklar ayrılmıyor, Romanların kültürlerini yaşatmak için bütçe ayrılmıyor.

Bakın, bölgesel barışla ilgili de anahtar ülke Türkiye Sayın Bakan. Yani Yunanistan'la sorunlarımız var değil mi? Oysa Yunanistan'a gittiğinizde bir bakıyorsunuz ki kültürümüz aynı ya. Yani Ege'deki, Marmara'daki kültür ile İstanbul'daki kültür ile Atina'daki, Selanik'teki kültür aynı. Aynı şeyleri yiyoruz, aynı şekilde dans ediyoruz, neredeyse insanlar aynı şekilde gülüyor, aynı şekilde espri yapıyor, aynı noktada... Bakın, Yunanistan'la sorunları aşmak için kültür politikaları önemli. Bakın, Suriye'deki sorunları aşmak için de kültür politikaları önemli. Türkçü bakış maalesef, Suriye'deki sorunları çözemez. Oysa sınırın her iki tarafında da pek çok halk var; Kürtler var, Aleviler, Sünniler, Türkmenler, Süryaniler, Ermeniler hepsi bir arada yaşıyorlar sınırın her iki tarafında da. İşte, bu bakış hem Türkiye'de demokrasiyi sağlar hem de bölgesel barışı sağlar Sayın Bakan.

Bakın, Sayın Bakan, ben Van'da, Bitlis'te, Muş'ta, Diyarbakır'da çok sayıda gezi yaptım ve kiliseleri gezdim, maalesef, çok kötü durumdalar, bununla ilgili size çağrı yaptım. Bakın, binlerce Ahtamar yıkımdan kurtulmayı bekliyor, bir Ahtamar'ı söyleyeceksiniz biliyorum, belki 10 tane daha kilise restorasyonu söyleyeceksiniz ama Türkiye'de 10 bin kilise ve manastır vardır Süryanilere, Rumlara ve Ermenilere ait. Bunlardan yalnızca geriye 1.000 tanesi şu durumda, yıkılmak üzere olan 1.000 tane daha kilise var. Bunlar restore edilmeyi bekliyor, bunlar hepimizin ortak kültürel varlığı Sayın Bakan. Aziz Bartholomeus Manastırı, vallahi, dünyanın herhangi bir ülkesinin elinde olsa pamuklara sarıp sarmalar ama definecilerin insafına terk etmişsiniz bu manastırı, Van'da bu manastır. Bakın, Diyarbakır'da yine bir manastır, bin yıldır ayakta duruyor, son yüzyıldır da yıkılmaya terk edilmiş, bunun gibi yüzlerce kilise, manastır kurtarılmayı bekliyor Sayın Bakan. Bakın, size şunu göstereyim: Muş'ta bir manastır, Surp Garabet Manastırı Sayın Bakan, -buraya bakın lütfen, rica edeceğim- bin üç yüz yıldır ayakta duruyordu, şu hâldeydi ama son yüzyıldır yıkıldı, şu anda yalnızca temeli ayakta. Bakın, ahır olarak kullanılıyor temeli. Hani, arkadaşlar eleştirmiyor muyuz ya "Balkanlarda şöyle oldu, ahır olarak kullanıldı." Hep beraber eleştirelim, kızalım ama bakın, ülkemizde tarihî bir manastır ve bunun gibi yüzlercesi ahır olarak kullanılıyor. Bakın, inekler burada Sayın Bakan. Surp Garabet Manastırı'nda çocuklar bana kilisenin taşlarını satmaya çalıştılar Sayın Bakan. Sayın Bakan nereye gitti bilmiyorum?

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Yanındayım işte.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ha buradasınız.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Vakıflar tarafından restore edilen bütün kiliselerin, şeylerin listesi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.

Sayın Bakan, bakın, çocuklar...

O zaman geldiyseniz size bir şey daha vereceğim Sayın Bakan. Neyse gittiniz.

Bakın, Surp Garabet Manastırı'nın taşlarını çocuklar satıyor orada, biliyor musunuz? Şu taşlar için benden 500 lira istediler Sayın Bakan. Bakın, şu taşların, bunun büyükleri var orada, bunlara 5 bin lira istiyorlar bakın, bunun daha büyükleri var 20 bin lira istiyorlar. Bakın, manastırdan geriye hiçbir şey kalmamış, ahır olmuş, bu manastırın taşları satılıyor.

SALİH CORA (Trabzon) - Garo Bey, Trabzon Akçaabat'ta Ermeni kilisesini restore ettik; onu niye söylemiyorsun!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Size bir şeyden daha bahsedeceğim: Bakın, Van'da...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sataşmalar oldu, bir dakika rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Akçaabat'taki Ermeni kilisesini restore ettik, onu da söyleyin!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Varagavank var Sayın Bakan. Bakın, orada bir şövalye var, Mehmet Amca. Kim bu, biliyor musunuz? Bir imam. Tam yanında cami var, Mehmet amca orada bir şövalye gibi bu kiliseyi savunuyor. Varagavank, kimin bu kilise? Gazeteci Fatih Altaylı'nın ve akrabalarının değil mi?

SALİH CORA (Trabzon) - Akçaabat'taki kiliseyi restore ettik; ondan da bahset!

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, Mehmet Amca üzerine tahtalar germiş, kiliseyi korumaya çalışıyor. İşte, Türkiye'nin vicdanı budur arkadaşlar. Mehmet Amcanın vicdanıdır Türkiye'nin vicdanı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlelerinizi alalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama bu vicdan, Sayın Bakan, sizde de olmalı yani bütün camiler restore edilmiş, çok doğru bir şey yapmışsınız. Ama memlekette restore edilmeyi bekleyen binlerce Ahtamar var. Bu konularda da size duyarlılık çağrısı yapıyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Restore edilmemiş camiler de var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Son olarak şunu söyleyeyim: Satılık kilise var hâlâ, geçen yıl söylediğim kilise, Mardin'deki kilise hâlâ satılık. Ya, Türkiye'de nasıl satılık kilise olur Sayın Bakan? Satılık kilise ilanı "sahibinden.com"da hâlâ duruyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Sayın Paylan.

Dokümanları Sayın Bakana siz de verebilirsiniz.

Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bu taşın bir tanesini size vereceğim, restore ettiğinizde beraber onu yerine koyarız yoksa beni tarih eser kaçakçısı olarak...