KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Büyükelçilerimiz, Sayın Sezgin ve Sayın Çeviköz'ün de söylediği şekilde, sadece şunu söyleyecektim: Kurumsal yapısı tabii ciddi bir sorun alanı olarak gözüküyor.

Şimdi, tabii ki dış politika önemli ve bizim gerçekten stratejik politikamız ve kurumsallaşma, buradaki liyakatli kadrolar, Dışişleri Bakanlığımızın geçmişten gelen geleneği, yapısı, ilişkilerdeki tutarlılığı, güçlü yönetim yapısı, bunların hepsi çok önemli. Tabii bunlarla paralel bir şekilde dış politikanın şekillendiği Parlamento ayağı var, Hükûmetin, iktidarın yapısı ama gelmiş bir geleneğimiz de -Türkiye'nin diplomasi geleneği ve Türk dış politikasının tarihten gelen, cumhuriyetten sonra gelen o yapısı- burada çok önemli. Bütün bulunduğumuz uluslararası ortamlarda bunu biz hissediyoruz.

Ama tabii, burada sorun alanlarımız var, Dışişleri Komisyonu da bunu zaman zaman ve biz siyasi partiler muhalefet partilileri de bu sorun alanlarını gündeme getiriyoruz; burası onun tartışma alanı değil tabii ki kapsamlı bir yasa teklifini daha görüşüyoruz. Ama burada Tuba Hanım'a da teşekkür ediyoruz, emeklerine sağlık bu çalışması için.

Gerekçede diplomasi, dış ilişkiler, Türkiye'nin dostluğu, iş birliği, sivil toplum örgütleri, ortak projeler... Yani o Diplomasi Forumu'nda Antalya'da önemli bir çalışma yapıyor ülkemiz. Dışişlerinin çok ciddi bir hazırlığı var, ciddi de bir başarısı var açıkçası bizim dışarıdan gördüğümüz kadarıyla. Ben de katılmadım, davetliler arasında da değildim ama dış politikayla ilgilenen biri olarak da takip ediyorum. Katılımcıları, ülke temsiliyetleri ama arkasında muazzam bir ekibi de görüyoruz biz orada. Şimdi, bu çalışmayı, sürekli olarak kurumsal bir yapıya dönüştürüp burada bir sürece yaymak var sanırım ve orada o üç gün içerisindeki ilişkileri bütün bir döneme yayıp uzun ve süreklilik sağlayan bir yapıya dönüştürmek isteniyor, burada benim gerekçeyi okurken anladığım.

Tabii, bu önemli bir süreç ama bu bir vakfı gerektiriyor mu? Bu belki bir soru işareti yani bir vakfa dönüşmesi gerekli mi? Bu zaten Dışişleri Bakanlığımızın muazzam kadrosu, başarılı ekibiyle... Dışişleri Bakanlığı altında, Sayın Sezgin'in söylediği gibi, böyle etkin olduğu bir yapı kurulmuş olsa daha olası, ihtiyaç bir şey ama şu an böyle bir vakfın olması bir ihtiyaç mı, gerçekten gerekli mi? Sayın Çeviköz de söyledi, ben de ilk okuduğumda... Bu sürecin bir olgunlaşması, bir yerleşik hâle gelmesi ve sonra buna süreklilik, kurumsallaşma kazandıracak... Ama bunun yeri yine de Dışişleri Bakanlığı bünyesi olmalı, kesinlikle Dışişleri Bakanlığı biriminde bir başkanlık, bir daire başkanlığı... Çünkü bu neticede bir forum yani uluslararası katıldığımızı ya da bizim içinde olduğumuz ya da gördüğümüz, içindeki çalıştığımız forumların misyonu, vizyonu farklıdır; ek, destek çalışmalardır ama şimdi vakıf çok farklı bir yapıya dönüştürecek burayı. Acaba amacını aşacak mı, amacından uzaklaşacak mı? Oradaki etkinliği, o üç günde dünyaya gösterdiğimiz o vizyonu, etkinliği de bir zarara uğratabilecek mi? Tartışıldı mı bu detaylar bu karar verilirken? Kim verdi bu kararı? Dışişleri Bakanlığının mı talebi oldu bu vakfa dönüşmesi? O hazırlayan ekibin talebi mi? Bunu göremiyoruz burada, bu açıklığa kavuşmadı.

Kim talep ediyor bu vakfa dönüşmesini? O üç günlük, izlediğimiz, ülkemiz açısından da gerçekten bir vizyon, bir markalaşmaya giden Forum'un dünyada uluslararası gördüğümüz forumlar benzeri bir yapıya dönüşmesi zarar verir mi acaba? Çünkü kaygılar da şuradan kaynaklanıyor: Kaygılarımızın sebebi -ben ilk okuduğumda objektif olarak- "Vakfın organları" kısmı. Şimdi, burada bir heyet oluşturulacak 11 üyeli; 6'sı da daimî "tabii üyeler" denilen bir üye grubu olacak burada. Bu üye grubunun, 6 kişinin kimler olacağına dair dar kapsamlı belirgin bir yapı belirlenmiş burada; eski dışişleri bakanları -sizin de gördüğünüz gibi- Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, büyükelçiler, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu. Bunların hepsini zaten Cumhurbaşkanı atıyor; atadığı kişiler içerisinden tekrar bir kişiyi atayacak ve ona görev verecek "Bu vakfın başkanısın, mütevelli heyetisin." diyecek. Sonra işte o mütevelli heyeti de... Sonra YÖK'ten uluslararası alanda, hukuk alanında, uluslararası ilişkiler alanında başarılı -başarılı değil- kişiler arasından YÖK seçecek; YÖK Başkanını da Cumhurbaşkanı belirliyor. Sonra, o üyeler kim mesela? "Uluslararası ilişkiler, hukuk alanında çalışan akademisyenler..." Ya, bir başarı kriteri olmaz mı? Bir çalışma alanı kriteri olmaz mı? Neticede orasının bir PR, halkla ilişkiler yapısı da var. YÖK Başkanı belirleyecek. Kim, hangi uluslararası ilişkiler, hukuk alanında çalışan hangi akademisyenler arasından?

Sonra, diğer konu, yine mütevelli heyeti başkanının seçeceği vakıf, dernek, düşünce kuruluşu bu alanda çalışan yine uluslararası ilişkiler... Şimdi, mütevelli heyeti başkanını Cumhurbaşkanı belirliyor. Dernek, vakıf kim? Hangi dernek, hangi vakıflar? Hangi uluslararası ilişkiler alanında, hangi çalışmayı yapan, hangi projeyi üreten? Yani sıraladığımız zaman bunları -ben şöyle tablo yaptım, yazdım- hiçbir anlamı yok. Bence bu vakfa Cumhurbaşkanı tek başına, hiç bu maddeleri uzun uzun yazmaya gerek yok, sadece belki uluslararası hukuk alanında çalışan istediği kişileri atasın. Buna dönüşen bir yapı oluyor yani.

Ben şuradan tedirginim: Hani bu Forum'un yapılışı, bugüne kadarki deneyimi ve ileriye taşıyacağı vizyonuna, misyonuna zarar verecek mi bu yapı? Bir bütçe ayrılacak, kamu kaynaklarından bir bütçe gidecek, maaşlar ödenecek, özlük hakları olacak buraya atanan kişilerin; muazzam bir yapıya dönüşecek burası. Burada bir yönetim kurulu var, yönetim kurulunu da mütevelli heyeti seçiyor sanırım. Yönetim kurulu mütevelli üyelerinden ya da dışarıdan. Bu dışarıdan kişiler kim olacak? Bu vakfa kadar biz kamu kaynağı vereceğiz, maaşlar vereceğiz. Kim dışarıdan kişi? Yani kriterler olmalı. Dışişlerinden başarılı bürokratlarımız olabilir, bugüne kadar yapan ve başarılı ekipten birileri olabilir belki, deneyimi olabilir. Hiçbir deneyimi olmayan bir kişi de buraya gelebilir. Dışişlerinin görüşü nedir? Buna siz izin veriyor musunuz gerçekten de? Bunun objektif bir kurumsal yapı olduğuna ve bizim o dünyaya markalaştırmaya götüreceğimiz Forum'aa zarar verecek mi?

Ben sadece objektif okudum bunu bugün. Ben, açıkçası, Avrupa Birliği mali yardım konusu için bu toplantıya katıldım ama bu çalışmayı da okudum. Böyle bir durum var, mütevelli yönetim kurulu verecek; icra organı ama icra organının yapısı...

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Sibel Hanım, biraz hızlanalım lütfen.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Özür diliyorum Başkanım, çok fazla oldu.

Bu tür kaygılar var. Dış politika hassasiyeti önemli, bizim hepimizin hassasiyet gösterdiği bir alan ama bu vakfın bu Diplomasi Forumu noktasındaki çalışmaları noktasında Dışişlerinin ben görüşünü merak ediyorum. Bu kamu kaynaklarının, bu bütçenin -ayni, nakdî yardımları alacak, birçok bütçe ayrılacak kamu kaynaklarımızdan, halkın kaynaklarından- tekrar değerlendirilmesi...

Benim bu noktada Komisyon dışı bir üye olarak paylaşmak istediğim fikirler bunlardı.

Teşekkür ederim sabrınız için Başkanım.