| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal ve 62 Milletvekilinin; Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Kanunu Teklifi (2/4703) Tasarısı (1/757) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 17 .11.2022 |
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım ben de çok uzatmak istemem.
Sadece, vakıf olmasının, hani, bahsettiğimiz amacına ulaşması anlamında çok daha etkili, çok daha doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Asya Parlamenter Asamblesi'nde (APA) biz de -yine CHP'li bir üyemiz olduğu için buradan söylüyorum, kendisi de belki aktarmıştır- görüşmelerimizde Asya'ya dair çok daha etkin forumlar, çalışmalar, çalıştaylar düzenlememiz gerektiği gibi bir görüşe varmıştık oradaki üye ülkelerle ve orada da bunu ancak bir vakıf vesilesiyle yapabileceğimizi, başka türlü, hükûmetlerin içinde bulunduğu bir organla, mesela, İran bizim hem sekretaryamız hem yine genel sekreterimiz İran'dan, bu şekilde olmasındansa bir vakıf bünyesinde, Asya'ya dair, işte yapılacak işler; mesela, "Avrupa Parlamentosu gibi ya da Avrupa Konseyi gibi bir dönüşüme nasıl gider?" diye çok önemli çalışmaların yapılması gerektiği görüşü hâkimdi, bunun da ancak bir vakıf bünyesiyle olması gerektiği hemfikir olduğumuz bir konuydu, bu anlamda çok yetkin isimlerden görüşler aldık. Ben o anlamda bu Antalya Diplomasi Forumu'nun çok önemli işlere hizmet ettiğini... Özellikle APA'dan da bizim Genel Sekreterimiz her seferinde davet ediliyor, kendisi de çok memnuniyetini dile getiriyor. Emeği geçenlerden gerçekten Allah razı olsun, ben teşekkür ediyorum. Kıymetli arkadaşımız, Antalya Milletvekilimiz Tuğba Hanım'a da emeğinden dolayı teşekkür etmek istiyorum.
Didaktik olma konusunda konuşmadan edemedim Başkanım. İnsanlar olumsuz konuştuğunda yani muhalefetteki arkadaşlarımız olumsuz konuştuklarında didaktik olmuyorlar da biz bu güçlü hükûmetin başardığı işlerde, enerjideki yaptığı işler olsun, Aile Bakanlığımızın yaptığı işler olsun, Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı işlerde konuştuğumuzda niye didaktik olarak yargılanıyoruz, üzücü bir şey. Biz doğru şeyleri söylüyoruz, farklı bir şey söylemiyoruz ki yapılanları söylüyoruz. Bizi öyle algılamanız gerekmiyor yani niye olumsuzlukları konuşurken defalarca, Mecliste artık böyle dinlemek istemediğimiz zamanlar, komisyonda da oluyor zaman zaman, onlar didaktik olarak yargılanmıyor ya da didaktik olarak eleştirilmiyor da biz olanı söylediğimizde didaktik olarak görülüyoruz, çok acı.
Başka bir konu da -aslında çok söylemek istemedim ama- IPU olsun, Avrupa Konseyinin olsun çok toplantılarına katılmadım. O toplantılarda bir şey dikkatimizi çekiyor, çok acı; CHP'den arkadaşlarımız olsun, İYİ Partiden arkadaşlarımız olsun gerçekten çok güzel duruşlar sergileyenler var ama bakın, Avrupa Konseyinde bizim Serap Yaşar Vekilimizin kayıp mülteci çocuklarla ilgili çok önemli bir raporu oldu. Bu rapora aramızda kimler destek vermedi, bizim kendi vekillerimiz içinde, insanlar düşünsün bunu ve baksın. Ne kadar acı değil mi, kayıp mülteci çocuklarla nasıl bir alıp veremediğimiz olabilir ya? Kayıp mülteci çocukların araştırılmasıyla ilgili bu kadar kıymetli, çok takdir edilen bir raporun bir Türk milletvekili tarafından, Türkiye tarafından sunulmasına -emeklerine sağlık, Serap Vekilim çok güzel bir iş çıkardı- lütfen, gruplarınıza sorun, kimler destek olmamış. Bu çok acı bir gerçektir ve somut bir gerçektir, biz bunun örneklerini görüyoruz. Milletimizin bize verdiği imkânları lütfen, milletimiz için kullanalım. Milletimizin başını dik tutacak, mazlumları savunduğumuz yerlerde lütfen destek olalım. Bakın, orada kayıp mülteci çocuklar, ben bunu APA'da da dile getirdim, Asya'nın çocukları Avrupa'da kayboluyor ve nereye gittikleri belli değil. Ya, sayılar, rakamlar aklımda değil, Avrupa'nın göbeğinde organ mafyalarında, başka başka insan ticaretlerinde kayboluyor. Bunları savunan bir vekile yani ben hiçbir partimizin buna nasıl karşı çıktığını anlayamıyorum hakikaten.