KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Başkanım, teşekkür ederim.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlarımız, sayın basın emekçileri; öncelikle, günün bu ilerleyen saatinde herkesi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2023 bütçesini görüşüyoruz. Tabii, iki alan var, hem kültür hem turizm; birbirinden ayrı konuşmak gerekiyor ikisini de.

Özellikle turizmle ilgili birkaç şey söyleyecek olursam -ki şu ana kadar konuşmacı arkadaşlar birçok konuya değindiler- elbette ki ülke ekonomisinde turizm gelirlerinin önemi çok büyük, biz de önemsiyoruz. Son istatistiklerine baktığımız zaman TÜİK'in, turizm gelirlerinde bir artış olduğunu da görüyoruz ve bunu da tabii ki olumlu karşılıyoruz. Sonuçta, iktidar da özellikle cari açığın kapanması için turizm gelirlerini çok önemsemekte, bunu ekonomik verilerde de görüyoruz. Ancak sizin Bakanlık olarak ve şahıs olarak da "Turizmin geliştirilmesinden anladığınız acaba nedir?" diye baktığımızda, Sayın Bakanım, yapılan uygulamalardan gördüğümüz, sit alanlarının imara açılması ve bu alanlara beş yıldızlı otellerin dikilmesi olduğunu görüyoruz çünkü bu konuda çok agresif bir çalışmanın yürüdüğünü de ülke genelinde görüyoruz. Her yerde özellikle sit alanlarının açılmasına karşı vatandaşlarımızdan çok büyük tepkiler var, eylemler var. Özellikle Ege Bölgesi'nde, Marmaris'te, Bodrum'da, Muğla'da, birçok yerde -şimdi çok detayına girmek istemiyorum ki bölge vekillerimiz zaten o konulardan detaylı şekilde bahsettiler- sit alanları turizme açılarak turizmin destekleneceğini zannediyorsunuz ama başka yapılacak çok şey var.

Şimdi turizmden devam edecek olursak -yine mutlaka konuşmacı arkadaşlarımız bahsetmiştir ama- siz aynı zamanda bir iş insanısınız, kaç yıldır da burada Bakanlık görüşmelerini yapıyoruz fakat turizmin gelişmesinde, teşvik edilmesinde, özellikle teşviklerden yararlanma noktasında sizin biraz daha etik davranmanız gerekmez mi? Bazı arkadaşlarımız -basına da yansıyan şeyler oldu- vekil arkadaşlarımız da değindiler; size ait olan 2 tane otel zincirine son iki ayda çok yüksek miktarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşviklerinden verildiğini görüyoruz. Ben merak ettim, hem haziran ayının hem de temmuz ayının bu teşvik listesine girdim Sayın Bakan, bütün verilen teşviklere baktım ve bir tanesi MRA Turizm ve Otel İşletmeciliği Anonim Şirketi -şu an önümde açık liste- 2 milyar 350 milyon TL'lik bir teşvik... Bu ayın listesinde rekor sizin firmanızda, en büyük teşvik size verilmiş; diğer firmalara bu kadar büyük teşvik yok. Aynı şekilde, haziran ayında da Voyag Turizm Otelcilik İşletmesi ve İnşaat firmasına 2 milyar 150 milyon TL'lik bir teşvik verilmiş. Aynı ayda -birkaç ayı daha taradım- hakikaten bu kadar yüksek teşvik verilen hiçbir sektör, hiçbir firma yok, en yüksek teşvikler sizin şirketlerinize verilmiş Sayın Bakan. Şimdi, diyeceksiniz ki: Benim bu şirketlerle artık organik bir bağım yok, ben Bakanım. Yani bunu bu şekilde anlatamazsınız, önce onu söyleyeyim. Şimdi, teşvikler verilirken de o zaman, hem sit alanlarının imara açılmasıyla ilgili büyük sıkıntımız var hem de teşvikler verilirken oransız verildiğini görüyoruz. O zaman, şöyle, en azından soru sorayım: Turizm teşvikleriyle ilgili, verilen teşviklerle ilgili bize rakamsal olarak biraz daha bilgi verebilirsiniz.

Şimdi, Sayın Bakan, buradan biraz kültüre geçmek istiyorum. Turizm alanında bunlar yaşanırken Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne kayıtlı 608 özel tiyatrodan 503'ünün aktif olmadığını görüyoruz. Şimdi, Bakanlığın kültür çalışmalarıyla ilgili evet, yapılan her şeye teşekkür ediyoruz, güzel çalışmalar var yani Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi, bunlarla ilgili... Ama özel tiyatrolarda bakın, 608 tiyatrodan 503'ünün aktif olmaması ne demek Sayın Bakan? Geçen sene ve pandemi döneminde, sürekli konuşmalarınızda özel tiyatrolara çok büyük destekler verdiğinizi söylediniz. Peki, neden kapanıyorlar? İzleyici mi gitmiyor? Bu kadar enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda -resmî enflasyon yüzde 85'i geçti, halkın enflasyonu dediğimiz enflasyon gerçekte yüzde 180'i geçti- artık bu tiyatrolar ayakta duramaz hâldeler. Ne yapmayı düşünüyorsunuz bu tiyatrolarla ilgili? Turizm alanında bu kadar teşvikler alınırken siz özel tiyatrolarla ilgili ne yapacağınızı bize açıklamanız gerekiyor.

Yine, Sayın Bakan, bir konuyu daha gündeme getirmek istiyorum. Şimdi, sanata ve sanatçıya düşman bir politika izliyorsunuz dendiği zaman hemen kızıyorsunuz, arkadaşlarımız da sinirleniyorlar ama bu yaz boyunca İçişleri Bakanlığı bünyesinde valilikler ve kaymakamlıklar konserleri yasaklamaya devam ettiler. Bakın, gece saat birden sonra müzik yasağı hâlâ devam ediyor pandemiyle ilgili bütün önlemler kaldırılmışken. Şimdi, siz, Kültür ve Turizm Bakanı olarak bu uygulamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya, sizin yine bir vekil arkadaşınız da söyledi, ben de aynı şeyi söyleyeceğim. Bütün beş yıldızlı otellerde -sizinkiler de dâhil- eğlenceler, müzikler devam ederken niçin bu toplumun gençlerinin, insanlarının festivallerden, müziklerden yararlanmasını engelliyorsunuz ya da engellenmesine göz yumuyorsunuz Sayın Bakan? Niye sesinizi çıkarmıyorsunuz? Bakın, önümde bir liste var, ben bunun hepsini burada sayamam. Liste iptal edilen konserler ya! Birkaç tanesini söyleyeyim sadece. İşte, Pinhâni'nin 30 Eylülde Edirne'de yapılması planlanan konseri. İlkay Akkaya'nın 25 Eylül Urfa konseri, valilik tarafından. Zakkum Grubu 10 Eylülde Urfa'daki konseri, Zeytinli Rock Festivali, Zonguldak Kozlu Müzik Festivali, 28-31 Temmuz, Munzur Kültür ve Doğa Festivali, Melek Mosso konseri, Isparta Uluslararası Gül Festivali. Daha çok var yani hepsini burada tek tek saymayayım ama bütün bunlar hakikaten büyük bir sorun teşkil ediyor sizin Bakanlığınız açısından da. Bugün bu ülkede insanların, aslında, bu kültür festivallerini, bu konserleri yasaklayarak bir parça olsun -şu ekonomik koşullar, şu kötü koşullar altında- mutlu olma haklarını ellerinden alıyorsunuz.

Evet, Sayın Bakan, konu çok, bünyenizde de kurumlar var. RTÜK çok konuşuldu ama konuşuldu diye konuşmaktan vazgeçmeyeceğim. RTÜK hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Evet, artık 2016'daki darbe girişiminden bu yana Radyo ve Televizyon Üst Kurulu muhalif medya üzerinde geniş kapsamlı bir baskı uygular hâle geldi ve hâlâ da bunu devam ettiriyor. Yani artık Türkiye'de "yayın yasağı" diye bir kavram oluşmuştur. Aslında, RTÜK yapması gereken görevlerin çok çok dışına taşmıştır. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin "RTÜK cezaları araştırılsın." önergesi de maalesef, AKP'li ve MHP'li arkadaşlarımız tarafından reddedildiği için bu konu da Mecliste araştırılamıyor.

Şimdi, birkaç şeyi hızlı bir şekilde saymak istiyorum. Sadece ekim ayına bakalım, sadece ekim ayına, RTÜK medya üzerinde nasıl bir sopa hâline gelmiş? Ekim ayının 2'nci haftasında Amasra'da 41 madencimizin ölümüne neden olan maden cinayetlerindeki ihmallerin sıralandığı Sayıştay raporları için ne oldu? Bir dezenformasyon damgası basıldı Sayın Bakan. Basın kartı iptal edilen Alican Uludağ'ın davetli olduğu Anayasa Mahkemesi törenine girişi yasaklandı. HSK'deki atamaları yazan Gerçek Gündem Editörleri Faruk Eren ve Furkan Karabay'a jet hızıyla hapis cezası verildi. AKP'li belediyelerin araç kiralama ihalesi, suç işleyen ilçe başkanlarının cumhuriyet savcısı yapılmasına ilişkin belgelerin haberlerine erişim engeli getirildi. Tele1'e üç gün süreyle kapatılma cezası verildi. Bu yılın ilk on ayında Halk TV'ye 16 kez, Tele1'e 14, KRT'ye 6, FOX TV'ye 4, Flash Haber'e 4 kez, toplam 44 yaptırım kararı; 11,5 milyon lira para ve çok sayıda ekran karartma cezası verildi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi aşmış durumdasınız, son cümlenizi alayım.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tekrar, RTÜK'ün baskı ve sansür aracı olduğunu ifade ederek ve bu konunun gerçekten çok önemli olduğunu da belirterek ben sözlerime son veriyorum.

Yine de bütçenizin ülkemiz adına, vatandaşlarımız, tüm turizm ve kültür alanında çalışan emekçilerimiz adına hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.