KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarımız, Sayın Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, Jandarma Komutanımız ve değerli bürokratlarımız ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli Bakanım, bütçenizin öncelikle hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sözlerime başlamadan önce İstanbul İstiklal Caddesi'nde hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize de başsağlığı ve sabır diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bunu yapanları, her türlü terör örgütünü, PKK başta olmak üzere, FETÖ başta olmak üzere, hepsini lanetle kınıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki ben 1990 yılında Mardin Dargeçit'te göreve başladım. O yıllarda şöyle bir şey vardı: Mardin Dargeçit'e saat üçten sonra ne gitmek mümkündü ne çıkmak mümkündü ve diğer taraftan o yıllarda oranın kaymakamı bile kendi binasından çıkamıyordu ve askerlerimiz, diğer kamu görevlilerimiz bir ilden bir ile gitmek için askerî konvoyu bekliyordu. Her tarafta kontrol noktaları vardı ve o dönemde Munzur Çayı'na ve Ali Boğazı'na Türk Silahlı Kuvvetlerinin girmesi bile mümkün değildi. Yani şunu ifade etmek istiyorum: O dönemde ne can güvenliğimiz vardı ne mal güvenliğimiz vardı. Bunun yanında, şunu da ifade etmek istiyorum ki bizden önceki dönemlerde mesela cezaevlerindeki mafya babalarının bir şehri haraca bağladığı dönemleri gördük biz ve gerçekten de şimdi, bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman Türkiye'nin her tarafında insanların can güvenliği varsa, mal güvenliği varsa, bugün diyelim ki Munzur Çayı'nda insanlar sörf yapıyorsa, Ağrı Dağı'na çıkabiliyorsa ve diğer taraftan Cudi Dağı'na çıkabiliyorsa başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sizlerin ve güvenlik güçlerimizin bunda çok emeği var ve gerçekten de terörle mücadelede çığır açtınız. Bugün yaptığınız mücadele o kadar övgüye layık ki gerçekten de teröristler yurt içinde kalamıyor, yurt dışında bile barınamıyor ve bunun yanında acziyetlerini ortaya koymak adına maalesef, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı "Bize kimyasal silah kullandı." yalanını uydurarak birtakım emperyalist güçlerde, bunlar etki uyandırmak istiyorlar. Bunu tutturamayınca da maalesef, sivil topluma yönelik hareketlerde bulunuyorlar. Şunu bilsinler ki: Türkiye dünün Türkiyesi değildir, Türkiye bugün kudretli Türkiye'dir, güçlü Türkiye'dir ve terörle de mücadele edecek hem ekip vardır hem iman vardır hem de güç vardır. İnşallah, bunların sonunu getireceğiz.

Sayın Bakanım, karşı taraftan arkadaşlar dediler ki "Biz sizi sevmiyoruz." Sayın Bakanım sizi sevmeyen belli kesimler var, bunlar kimler derseniz; işte PKK'lılar sizi sevmiyor Sayın Bakanım, uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar sizi sevmiyor Bakanım ve diğer illegal terör örgütleri sizi sevmiyor Bakanım. (Gürültüler)

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Tam tersi!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve ona destek veren onun payandaları sizi sevmiyor Bakanım ama şunu bilin -ki milletin kahir ekseriyeti- sizin bu dik duruşunuz ve mücadeleniz neticesinde sizi pek çok seven vatan evladı var ve sizin için dua eden var. Allah sizlerden razı olsun Sayın Bakanım.

Sadece bu terörle mücadele değil, uyuşturucuyla mücadelede bugün Türkiye'deki yakalanan uyuşturucu tüm Avrupa'nın 2 katı büyüklüğündedir. Yani bu kolay bir iş değil. Neticede, uyuşturucuyla mücadelede Türkiye tarih yazmaktadır.

Diğer taraftan, emniyet güçlerimiz... Eskiden emniyet güçlerinin, polislerimizin halka yaklaşımıyla şimdiki arasında dağlar kadar fark var Sayın Bakanım. Gerçekten de Allah onlardan razı olsun, her bir vatandaşımızın yanında oluyor, dertlerine çare oluyor ve vatandaşla devlet bütünleşmiş oluyor.

Diğer taraftan, bu, AFAD sürecinde, Sayın Bakanım -Allah bize afat vermesin- nerede bir afet olsa sizleri orada gördük, vatandaşımızın yanında gördük ve yaraların sarılmasında Hükûmetimiz el ayak oldu ve hızlı hareket etti, dertlerine çare oldu.

Diğer taraftan, ben, şunu da ifade etmek istiyorum: Türkiye'de, Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler, maalesef, yüz yıl önce ortaya koydukları projeleri yine hayata geçirmek istiyorlar. Yüz yıl önce bu topraklarda Birinci Dünya Savaşı'yla beraber Osmanlı İmparatorluğu'nu böldüler ve neticede Irak'ı oluşturdular, Suriye'yi oluşturdular ve Ermenistan'ı oluşturdular. Daha önceki bu unsurlar hep beraber bizim yaşadığımızdı. Şurada, ben şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur Sayın Bakanım. Türkiye'de, Türklerin de olduğu gibi Kürtlerin de demokratik haklarıyla ilgili sorunlar vardır. Tarihî geçmişe baktığımız zaman, Malazgirt Savaşı'nda 10 bin Kürt askerle Selçuklu Devleti'nin yanında yer almış bir millettir ve diğer taraftan, Selahaddin Eyyubi komutasında Türkler ve Kürtler Kudüs'ü Haçlılardan kurtarmış bir millettir. Diğer taraftan, aynı zamanda, Yavuz Sultan Selim Safevilere karşı savaştığında Kürtler ile Türkler birlikte savaşmışlardır ve Hamidiye Alaylarını kuran ll. Abdülhamit, Kürtlerin babası olarak tanınmaktadır.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Hangi baba?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben şunu ifade etmek istiyorum, Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, o dönemde de aynı bugün gibi ayrılıkçı tohumları ekmek isteyenlere karşı, başta Said Nursi olmak üzere, o günün bilim adamları, o günün ileri gelenleri, o günün milletvekilleri buna geçit vermemişlerdir, "Biz, Kürtler ile Türkler, etle tırnak gibiyiz." demişlerdir. Ben size soruyorum şimdi arkadaşlar: Bu Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip olan bir kişinin ister Kürt olsun ister Türk olsun ister Laz olsun ister Çerkez olsun, Türkiye'de gidemeyeceği bir yer var mı, satın alamayacağı bir yer var mı, olamayacağı bir makam var mı arkadaşlar?

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Var, var.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bunların hiçbiri yok arkadaşlar, varsa gösterin.

Ve dolayısıyla da bizim kardeşliğimiz ebedîdir. Ama ben şunu söylemek istiyorum, değerli arkadaşlar, yüz yıl önce Ermeniler bu oyuna geldi, Araplar bu oyuna geldi ve neticede -İngilizlerin, Fransızların, Rusların oyununa geldi- bizden ayrıldılar. Şimdi Ermenistan'a bakıyorum ben, küçük bir yerde. Eğer Ermenistan bizimle beraber olsaydı bugün İstanbul da Ermenilerin olacaktı, İzmir de Ermenilerin olacaktı, Adana da Ermenilerin olacaktı. Ben diyorum ki arkadaşlar, bizim birlik olmamız lazım, bütünlük olmamız lazım. Buradan Kürt gençlerimize seslenmek istiyorum: Bugün, İstanbul da sizlerin, İzmir de sizlerin, Mersin de sizlerin, Antalya da sizlerin, Erzurum da Ağrı da sizlerin, aynı zamanda buralar Türklerin de arkadaşlar. Biz, birlikte bir güç olacağız ve emperyalistlere de bu bölgede geçit vermeyeceğiz.

Bugün PKK denen örgüt, arkadaşlar, yani Marksist-Leninist bir örgüt, ne bizim dinimizle bir alakası var ne bizim yaşantımızla bir alakası var ne bizim örf ve ananelerimizle bir alakası var, sadece Kürt milliyetçiliği üzerinden politika yaparak bizim aramıza nifak tohumu ekmektedir; buna asla geçit vermeyeceğiz arkadaşlar.

Şunu da ifade etmek istiyorum: Cumhur İttifakı tüm terörist örgütlerle hem yurt içinde hem de yurt dışında sıkı bir mücadele vermekte. Ben şunu sormak istiyorum Millet İttifakı'ndaki arkadaşlarımıza: Bu mücadeleyi sizler devam ettirebilecek misiniz arkadaşlar? Yarın diyelim ki özerklik konusunu mu konuşacaksınız, bunlara ayrı bir devlet kurma imkânı mı vereceksiniz?

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Yok.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - "Yok." diyorsunuz ama siz...

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Siz...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biz hiçbirine geçit vermiyoruz arkadaşlar.

Vatandaşımız, bu ülkenin birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü ve özgür bir ülke olmasını kimin sağladığını çok iyi bilmektedir arkadaşlar. Milletimizin, inşallah 2023'te de bu imkânları sağlayan Cumhur İttifakı'nın yanında olmasını ben temenni ediyorum.

Sayın Bakanım, gerçekten de çok büyük hizmetleriniz var, tabii, burada saymakla yetişmez ve ben bu 2023 bütçenizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.