| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Başkanlığı e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 18 .11.2022 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli hazırun, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce, Sayın Bakanın partimize ve Genel Başkanımıza yönelik olarak OHAL KHK zedeler konusunda söylediği sözlere resmî bir yanıt vermek istiyorum. Sayın Bakan, bizim hazırladığımız adil yargılanma hakkı gerekleri başlığı altında 12 yasa önerisinden 1'i bu konuya ilişkin. Sayın Bakan, yalnızca başlığı okuyorum: "OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleriyle Kamu Görevinden İhraç Edilmiş Olup 19 Temmuz 2018 Tarihine Kadar veya Bu Tarihten Sonra Haklarında Soruşturma veya Kovuşturma Başlatılmamış Olanlar ile Haklarında Başlatılan Soruşturma ve Kovuşturma İşlemleri Lehlerine Sonuçlanan Kamu Görevlileri, Yargı Organı Çalışanı ve Diğer Kurum ve Teşkilat Görevlilerinin İadesine, Haklarında Uygulanan Tedbirlerin Kaldırılmasına ve Bazı Düzenlemelerin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi." Sayın Bakan, bu kanun teklifi esas İçişleri Komisyonunda 18 Haziran 2021 tarih ve 2/3686 sayılı numarayla kayıtlı bulunuyor. Sayın Bakan, bu öneri, bizim bu konudaki tutumumuzu açıkça ortaya koyuyor fakat uygulamaya bakacak olursak -uygulamada yalnızca barış akademisyenleri örneğiyle yetineceğim- Anayasa Mahkemesi kararı ve kesinleşmiş olan ağır ceza mahkemeleri kararlarına karşın, Anayasa Mahkemesi kararında "Mahkemeler, varsayımı aşan bir delil gösterebilmiş değildir." diyor ve ağır ceza mahkemeleri de bunun üzerine karar veriyorlar ve beraat yönünde kesinleşmiş kararlar vermektedirler; Adalet Bakanlığı itiraz da etmiyor. Fakat Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, yine, varsayımlar üzerinden, hiçbir somut delil barındırmayan bir metin paylaşıyor ve özel yetkili idare mahkemesi de bu metni esas alarak mahkeme kararlarını görmezlikten geliyor. Şimdi, burada Emniyet Genel Müdürlüğünün bu belgesi, aslında Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun ret kararının sürdürülmesi, mahkemeler önünde geçerli kılınması amacıyla hukuk dışı, Anayasa dışı ve konusu suç teşkil eden bir yazıdır; bunu dikkatlerinize sunmak isterim. Bu, ne demektir Sayın Bakan? Bu, Anayasa madde 138'in açıkça ihlali demektir; 138, yargı bağımsızlığı, öncesi, esnası ve sonrası olmak üzere açıkça ihlalidir. Bununla birlikte, bunun yanı sıra, aslında Türkiye'de son yıllarda kolluğun kullanım tarzı dikkate alındığı zaman, amaç dışı kullanımı sonucu, demokratik toplumu bastırmak amacıyla, sönümlendirmek amacıyla yapılan uygulamalara, Anayasa madde 137, kanunsuz emir; madde 34, toplantı ve gösteri yürüyüşleri, şiddet kullanımı; 17, insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele ve işkence olmak üzere tipik, Anayasa madde örnekleridir.
Sayın Bakan, acaba bunlar Anayasa suçu değil mi? Türkiye'de fiilî bir durum vardır ve bu çözülmelidir. "Ülke yönetimi yasa ve Anayasa'ya uygun değildir ve de suç işlenmektedir." diyor 16 Ekim 2016'da Cumhur İttifakı ortağının lideri. Şimdi, bu sözden hareketle Anayasa değiştirildi ve 2017 Anayasa kurgusu konuldu ama bugün baktığımız zaman, beş yıllık uygulamada, bu Anayasa kurgusu, aslında Anayasa'yı kurgulayanlar tarafından bizzat ihlal edilmektedir. Beş yılın sonucunda Anayasa -zamanım elvermediği için sıralayamayacağım- belirttiğim maddelerin yanında, bu bütçe de yürütmesiz yapılıyor çünkü yürütme tek kişiden oluşuyor, Cumhurbaşkanı, o bile gelmiyor buraya, 161 ihlal ediliyor ama diğer ihlaller zincirini dikkate aldığımız zaman acaba bu Anayasa değişikliğinin temeli olarak, gerekçesi olarak kullanılan bir kişinin işlediği Anayasa suçu, beşinci yılın sonunda kolektif Anayasa suçuna dönüşmüyor mu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yirmi saniyeniz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - İşte, bunun nedeni, parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütmedir ve gelin biz, demokratik hukuk devletini kurmak amacıyla el birliği yapalım ve Türkiye'yi bir hukuk devletine kavuşturalım.
Teşekkür ederim.