MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Gazi Meclis çatısı altında bugüne kadar bütçe yapan bütün milletvekillerimizi saygıyla anıyorum.

Gaziantep Karkamış'ta hain terör saldırısı sonucunda 1'i çocuk 3 vatandaşımızın şehit olduğunu duyduk; Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Sayın Başkanım, ülkemizi geliştirmek, büyütmek, güçlendirmek, milletimizin hayatını kolaylaştırmak ve dünyanın en güzel kıyılarına, koylarına sahip, üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımızın sosyal, kültürel, ekonomik açıdan ulaşılabilirliğini artırmak için ulaşım modları arasındaki entegrasyonu sağlamak öncelikli hedefimiz olmuştur. Bu konuda -bazı arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi- coğrafyada hiçbir proje tesadüfen yapılmış, işlenmiş projeler değildir; konusunda uzman 43 profesörün tespit ettiği ulaşım ana planı stratejisiyle ortaya konulmuştur. Sadece yol, tünel, köprü, metro gibi kara ulaşımlarına ağırlık vermedik; 26 olan havaalanını 31 ilaveyle 57'ye, denizcilikte tersaneleri 37'den 84'e, yat bağlama kapasitesini 8.500'den 18.667'ye, haberleşmede geniş bant sayısını 23 binden 91,3 milyon seviyelerine çıkardık.

Şimdi, arkadaşlarımız bu projelerin nasıl hazırlandığını, özellikle Bakanlığını yaptığınız Kalkınma Bakanlığında sabahın beşlerine, dörtlerine kadar bu projelerin nasıl elek elek elenip "Hangisi önceliklidir?" diye sıraya, yatırıma girdiğini bilmezler ama buradan, teşbihte hata olmasın "Ergene el sallamak kolay olur." derler, bir şeyler söylüyorlar. Sayın Gaydalı kalkmasaydı, ona da diyecektim ki: Dua et ki Bitlis'te havaalanı yok, eğer olsaydı arkadaşlarımız onu da tenkit ederlerdi Tokat'ı tenkit ettikleri gibi, Rize'yi, Artvin'i tenkit ettikleri gibi, Zafer Havaalanı'nı tenkit ettikleri gibi. Tabii, Afyonkarahisarlıların, Kütahyalıların, Uşaklıların havaalanına ihtiyacı yok, onlar vatandaş değil; "Sadece bizim bölgemizde varsa var, yoksa yok..." Bunları kabul etmek mümkün değildir.

Şöyle: Bir şeyler söyleniyor. Bizim bugün yap-işlet-devretlerden, havaalanlarından aldığımız dolar miktarı 547 milyon 70 bin 584; yap-işlet-devretlere, havaalanlarına ödediğimiz miktarlar ise -Zafer Havaalanı dâhil- 182 milyon 110 bin 785. Zafer Havaalanı'nı tenkit eden saygıdeğer milletvekillerinden bir istirhamda bulunacağım: Afyonkarahisarlıların da Kütahyalıların da Uşaklıların da bölgesel bir havaalanına ihtiyacı var ise eğer bu havaalanlarını devlet yapmış olsa idi bugün şu andaki ödediği garantiden daha mı çok ödüyordu, daha mı az ödüyordu; bunun bir hesabını yapsınlar lütfen.

Diğer taraftan, arkadaşımız yap-işlet-devretler için diyor ki: "Garanti verdiniz, köprüden geçmeyen vatandaşın vergisiyle para ödüyorsunuz; biz bunları bedavaya getireceğiz." Bedavaya getirdiklerinde acaba köprüden geçmeyen vatandaşların vergisi içinde yok mu? Ve şu anda o vatandaşları kollamak için, gelir düzeyi düşük olanların da buralardan, bu nimetten yararlanması için devletin verdiği desteği neden tenkit ediyorlar? Madem bedava geçirecekler, biz de diyoruz ki: "Yahu 1 siz verin, 3 biz verelim." Bunu da tenkit ediyorlar. Bunların mantığını anlamak mümkün değildir. Sayın Binali Yıldırım Bakanımızın, Başbakanımızın da ifadesiyle "Biz beş on tane çukur verdik, dünyanın en modern havaalanını yaptırdık." Sayın Ulaştırma Bakanımız bu bayrağı aldı, devam ettiriyor. Ben onun şahsında bütün çalışan personelinin hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum, hepsi benim mesai arkadaşlarım, hepsinin alnından öpüyorum.

Sayın Bakan burada kırk beş dakika sunum yaparken benim seyretmekten, izlemekten kafam döndü ama sizin dilinizde en ufak bir sürtme olmadı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Evet, muhalefetin dili zehirlidir ama vicdanı iyidir diye düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum.