KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli basın mensupları; Bakanlığımın 2015 yılı bütçesinin görüşmeleri vesilesiyle huzurlarınızdayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Ben de konuşmamın başında, iş kazalarında hayatlarını kaybeden bütün kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Tabii, burada gündeme getirilen konularla ilgili eğer uygun bulursanız sunumumuzdan sonra kısa bir değerlendirme, daha sonra sorularınız çerçevesinde bunların tümüne açık olduğumuzu da bütün açık yürekliliğimle ifade etmek istiyorum. Hiçbir olayın gizli kalması ve irdelenmemesi gibi bir yaklaşım içerisinde olmayacağımızı özellikle belirtmek istiyorum ve her türlü sorunuza açık olduğumuzu hemen konuşmamın başında ifade ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığım, çalışma hayatının düzenlenmesi ve denetlenmesi, endüstriyel ilişkilerde çalışma barışının korunması, sosyal diyalog çerçevesinde toplu sözleşme süreçlerinin yönetilmesi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin hayata geçirilmesi, yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunması, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulması, sağlık hizmetleri finansmanının sağlanması, çalışma hayatında farkındalık ve mesleki eğitimlerin verilmesi, ulusal meslek standartlarının belirlenmesi, kamu personel rejiminin yürütülmesi, işsizlikle mücadele ve istihdamın artırılması, kamu personelinin niteliklerinin arttırılmasına yönelik akademik ve hizmet içi eğitimlerin verilmesi, Avrupa Birliği müktesebatına uyum çalışmalarının yürütülmesi ve bu kapsamda IPA fonlarının kullanılması gibi vatandaşlarımızı doğumdan ölüme kadar doğrudan ilgilendiren görev ve sorumlulukları bulunan son derece önemli bakanlıklardan biri.

Son on iki yılda görev ve sorumluluk alanımıza ilişkin; İş Kanunu, sosyal güvenlik reformu, genel sağlık sigortası, istihdam paketleri, ulusal istihdam stratejisi, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası,

Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, 1 Mayısın tatil ilan edilmesi, memurlara toplu sözleşme hakkı getiren düzenleme, intibak düzenlemesi, maden ve alt işveren çalışanlarına yönelik düzenlemeler gibi pek çok alanda düzenleme ve reformlar gerçekleştirildi.

2008'de başlayan küresel ekonomik krizin...

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Takip edemiyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, izin verirseniz, bize sunulan konuşma sunuş metniyle Sayın Bakanın izlediği metin çok farklı. Bunun uygun bir takibini...

BAŞKAN - Sayın Bakan, özet olarak mı...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, tabii, efendim, birazdan söyleyeceğim, size kitapçık verdik, tablolar verdik, rakamlar verdik -saatler sürecek inceleme gerektiren durum- biz kitapçıktan özet olarak bilgi size takdim ediyoruz.

BAŞKAN - O sunumu da dağıtma imkânı var mı?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii, dağıtıyoruz efendim, dağıttık.

BAŞKAN - Hayır, elinizdeki...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Bakan, özet sunuş dağıtılırsa...

BAŞKAN - Elinizdeki sunumu, metni dağıtma imkânı var mı? Arkadaşlar onu...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Olur efendim, dağıtırız, tabii efendim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, onu da bir zahmet hemen çoğaltalım.

Peki, teşekkür ederiz.

Buyurun Sayın Bakanım.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 2008'de başlayan küresel ekonomik krizin etkileri dünya genelinde devam etmektedir.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, özet metin gelinceye kadar ara verin.

BAŞKAN - Sayın Çetin, geliyor, geliyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - IMF'ye göre 2013 yılında yüzde 3,3 büyüyen küresel ekonominin 2014 yılında da aynı oranda büyümesi beklenmekte, 2013 yılında binde 4 daralan avro bölgesinin bu yıl sadece binde 8 oranında büyüyeceği, kriz öncesinde yüzde 8 civarında büyüyen gelişmekte olan ülkelerin ise bu yıl yüzde 4,4 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

Küresel ekonomide görülen göreceli toparlanmaya rağmen; Avro bölgesindeki düşük büyüme, gelişmekte olan ülkelerin büyümesinin azalması, küresel finans koşullarındaki sıkışma, jeopolitik gerginliklerin artması kırılganlığı ve ileriye yönelik endişeleri artırmaktadır. Hiç kuşkusuz küresel ekonomik kriz en büyük etkisini iş gücü piyasası üzerinde göstermektedir. Önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte işsiz sayısının artacağı tahmin edilmektedir.

Dünyada bu gelişmeler yaşanırken Türkiye'de hayata geçirdiğimiz yapısal reformlar, teşvikler ve istihdam paketleri ile işsizlikle mücadelede kayda değer bir iyileşme sağlanmış, istihdamda da önemli artışlar gerçekleştirilmiştir.

28 Avrupa Birliği ülkesinde ortalama yüzde 10,1 olan işsizlik oranı, ülkemizde Temmuz 2014 itibarıyla yüzde 9,8 olarak gerçekleşmiştir.

Yine Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama yüzde 21,6 olan genç işsizlik oranı, ülkemizde Temmuz 2014 itibarıyla yüzde 18,2 olarak gerçekleşmiştir.

Son beş yıl içinde iş gücüne katılma oranı yüzde 45,7'den yüzde 51,3'e, istihdam oranı ise yüzde 39,8'den yüzde 46,3'e yükselmiştir. Bu beş yıl içerisinde 5 milyon 795 bin istihdam artışı sağlanmıştır.

İstihdam yüklerini hafifletmek ve istihdamı artırmak amacıyla 2004'ten bu yana işverenlere sağlanan prim desteği yaklaşık 41 milyar TL'dir. Bu teşviklerden her ay ortalama 1,5 milyon iş yeri ile 10 milyonu aşkın sigortalı yararlanmaktadır.

2023 yılında istihdam oranını yüzde 55'e, kadınların iş gücüne katılma oranını ise yüzde 41'e yükseltmeyi, işsizlik oranını ise yüzde 5'e indirmeyi hedefleyen Ulusal İstihdam Stratejisi'ni yürürlüğe koymuş bulunmaktayız.

Bu dönemde kayıt dışı istihdamla mücadelede önemli gelişmeler yaşanmış, 2002'de yüzde 52,1 olan kayıt dışı istihdam oranı Temmuz ayı sonu itibarıyla yüzde 36,4'e gerilemiştir.

Hükûmetimiz döneminde iş gücü piyasası politikaları etkin bir şekilde uygulanmış, İŞKUR'un kurumsal kapasitesi önemli oranda geliştirilmiştir. Son 6 yılda İŞKUR eliyle 2 milyon 565 bin 231 kişi işe yerleştirilmiştir.

İŞKUR tarafından işe yerleştirilenlerin kayıtlı işsizlere oranı, 2010 yılında yüzde 14,5 iken bu oran 2014'ün Ocak-Eylül döneminde yüzde 25,8'e yükselmiştir.

İş arayanlarla işçi arayan arasında köprü vazifesi görmek üzere 4 bin iş ve meslek danışmanı göreve başlatılmış, bu danışmanlar eliyle 2014 Ocak-Eylül döneminde 1 milyon 804 bin 427 kişiyle bireysel görüşme gerçekleşmiştir.

Yine İŞKUR tarafından son 3 yılda art arda Türkiye'nin en büyük iş gücü piyasası talep araştırmaları yapılmış ve yaklaşık 260 bin iş yeri ile görüşülerek iş gücü piyasasının röntgeni çekilmiştir.

İstihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma disiplininden uzaklaşmalarını engellemek amacıyla toplum yararına programlar uygulanmıştır. Bu programlardan 2009'dan bu yana yaklaşık 672 bin kişi yararlanmıştır. Son on iki yılda 985 bin kişiye meslekî eğitim verilmiş, 264 bin kişi ise işbaşı eğitim ve girişimcilik programlarından yararlanmıştır.

İŞKUR, İşsizlik Sigortası Fonu'nu piyasa koşullarında etkin bir şekilde yönetmekte olup, 20 Ekim 2014 itibarıyla toplam fon varlığı 79 milyar 91 milyon 645 bin 744 TL'dir. Bu fondan 2002'den bu yana yaklaşık 3 milyon 600 bin kişiye toplam 8 milyar TL ödeme yapılmıştır.

Bu dönemde uluslararası alanda da etkinliği artan İŞKUR, İslam Ülkeleri Kamu İstihdam Kurumları Ağı'nın kurulmasına öncülük etmiş ve Dünya Kamu İstihdam Kurumları Birliğinin Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.

Bu birliğin 2015 Genel Kurulu Türkiye'de yapılacak olup, İŞKUR da bu birliğin yönetim kurulu başkanlığına adaydır.

Bakanlığımın en önemli görev alanlarından biri de sosyal güvenlik hizmetleridir. Son on iki yılda Hükûmet olarak bu alanda da önemli reformlara imza attık.

Norm ve standart birliği sağlayan Sosyal Güvenlik Reformu hayata geçmiş, genel sağlık sigortası ve Sağlık Uygulama Tebliği yürürlüğe girmiştir. Sağlık karnesi kaldırılmış, e-reçete uygulamasına başlanmış, vatandaşların tüm hastane ve eczaneye ulaşımı sağlanmıştır.

Yerinde hizmet sunmak amacıyla 490 sosyal güvenlik merkezi hizmete girmiş, bu dönemde sigortalı sayılarında da önemli artışlar yaşanmıştır. 2002'de 12 milyon 8 bin olan aktif sigortalı sayısı 19 milyon 482 bine, 5 milyon 887 bin olan pasif sigortalı sayısı ise 10 milyon 795 bine ulaşmıştır.

Merkezî yönetim bütçesinden sonra en büyük bütçe olan Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine bakıldığında...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, şu özet bilgiyi verin. Niye vermiyorsunuz?

BAŞKAN - Geliyor arkadaşlar.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Tamam da rakamları takip edemiyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara ) - Ara veriniz; biz izleyemiyoruz, takip edemiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Çetin, geldi, lütfen ya!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ne rakam takip edebiliyoruz, ne de bilgileri takip edebiliyoruz.

BAŞKAN - Sayın Çetin, geldi.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır, geldi efendim, dağıtılıyor şu anda.

BAŞKAN - Sayın Çetin, değerli arkadaşlar...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Çetin, bütün konuşmalarınızı yazılı istiyoruz biz de bundan sonra Komisyonda; takip edemiyoruz.

BAŞKAN - Takip edemiyoruz...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yapmayın lütfen! Başkanlık Divanının görevini hatırlatmaya gerek yok herhâlde.

BAŞKAN - Buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 2014 yılı sonu itibariyle gelirlerin 183 milyar 828 milyon TL, giderlerin 204 milyar 271 milyon TL, açık finansmanın ise 20 milyar 443 milyon TL olacağı tahmin edilmektedir.

2008 yılında hayata geçirdiğimiz Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte sürdürülebilir bir sistem kurulmuş; 2002'de yüzde 2,27 olan SGK açığının gayrisafi millî hasılaya oranı 2014'te 1,16, 2015'te binde 93 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

2002'de 7 milyar 629 milyon TL olan Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık harcamaları 2013'te 49 milyar 938 milyon TL'ye çıkmış, 2014 yılı sonunda ise 54 milyar 906 milyon TL olacağı tahmin edilmektedir.

Devlet katkısı hariç prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılama oranının 2002'de yüzde 60,9 iken, 2014'te yüzde 69,9'a yükseleceği tahmin edilmektedir ve 2015 yılı öngörümüz ise yüzde 72,2'dir.

Bu veriler, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi hedefine yaklaşmakta olduğumuzu göstermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 11 Eylül 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı torba yasayla; çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında önemli düzenlemeler getirilmiştir.

Bu düzenlemeyle, özet olarak; prim borçları yeniden yapılandırılmış, doğum borçlanma hakkı BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı kapsamında çalışan kadınlara da tanınmış, borçlanılabilecek çocuk sayısı 2'den 3'e çıkarılmış, Sosyal Güvenlik Kurumunun karşıladığı tüp bebek deneme sayısı 2'den 3'e çıkarılmış, mavi kartlılara borçlanma imkânı getirilmiş, kamuda çalışan alt işveren uygulamalarında yaşanan sorunlar çözüme kavuşturulmuş ve disipline edilmiştir.

Bu düzenlemeye istinaden ayrıca, Soma'da hayatını kaybeden bütün işçilerimizin yakınlarına maaş bağlanmıştır. Madencilerimize asgari ücretin 2 katından az ücret ödenemeyeceği kuralı getirilmiş, madencilerimiz için 55 olan emeklilik yaşı 50'ye, yıpranma hakkıyla birlikte 43'e indirilmiştir.

Hükûmetimiz döneminde, çalışanlarımızın ve emeklilerimizin de aylık ücretlerinde enflasyon oranının üstünde iyileşmeler sağlanmış, 2002'ye oranla; 257 TL olan en düşük SSK işçi aylığı 1.047 TL'ye, 148,7 TL olan en düşük esnaf BAĞ-KUR emekli aylığı 848 TL'ye, 65,8 TL olan tarım BAĞ-KUR emekli aylığı 633 TL'ye, 376 TL olan en düşük memur emekli aylığı 1.311 TL'ye yükselmiştir.

Emeklilerimizin yıllardır beklediği intibak düzenlemesi 2000 öncesi emekliler için hayata geçirilmiş, 1 milyon 783 bin emeklimizin maaşlarında 450 TL'ye varan iyileştirmeler sağlanmıştır. Bekâr bir çalışan için asgari ücret 184 TL'den 891 TL'ye yükseltilmiştir. Kamuda çalışan toplam personel sayısı 3 milyon 195 bin 938 kişidir. Kamu çalışanlarında örgütlenme oranı yüzde 70'lere ulaşmıştır. 2002'de 392 TL olan en düşük memur maaşı 2.025 TL'ye, 578 TL olan ortalama memur maaşı yüzde 303 artışla 2.329 TL'ye yükselmiştir. 4/C'lilerin ücretlerinde yaklaşık yüzde 40 artış sağlanmış ve bu kapsamda çalışanların emekli oluncaya kadar çalışabilmeleri imkânı yanında mesleklerine göre istihdam edilebilme imkânı da getirilmiştir.

2002'de 5.777 engelli memur istihdam edilmekte iken, bu sayı bugün itibarıyla 38.039 kişiye çıkmıştır. Son toplu sözleşmeyle öğretmenlerimize net 123 TL maaş artışı, 150 TL eğitim öğretim tazminatıyla birlikte 273 TL'lik artış sağlanmıştır. Akademik personele 725 TL ile 835 TL arasında yapılan iyileştirmeyle maaşlarında yüzde 14 ile yüzde 30 arasında net bir artış sağlanmış, ayrıca akademik personele teşvik uygulaması getirilmiştir.

Çalışma hayatının en önemli gündem maddelerinden biri de iş sağlığı ve güvenliği konusudur. Ülkemizde ilk kez AB normlarına uygun müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 2012 yılında yürürlüğe girmiş, buna bağlı olarak 36 yönetmelik çıkarılmış, 83 bin iş güvenliği uzmanı ve 23 bin iş yeri hekimi bu kısa dönem içerisinde sertifikalandırılmıştır. Madenlerde yer altına giren herkesin oksijen maskesi takmasını ve belirli aralıklarla dolum ve değişim istasyonlarının bulunmasını zorunlu hâle getiren düzenleme yayımlanmıştır. Türkiye genelinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili farkındalık çalışmaları kapsamında 81 ilde çeşitli seminerler ve eğitim faaliyetleri yapılmış, uluslararası iş sağlığı güvenliği kongre ve konferansları düzenlenmiştir. ILO'nun 176 ve 167 sayılı Sözleşmeleri komisyondan geçirilerek onaylanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşınmıştır. Bildiğiniz gibi, üç önemli iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili ILO sözleşmesi ise yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

2014 yılında gerek işin yürütümü gerekse iş sağlığı ve güvenliği yönünden çözüme yönelik insan odaklı teftişlere devam edilmiş, farkındalık yaratmayı hedefleyen programlı ve program dışı teftişler gerçekleştirilmiştir. 2015 yılında bu anlayış çerçevesinde yıllık olarak planlanan programlı teftişlere devam edilecektir. İş teftiş bünyesinde 5 Kasım 2014 tarihi itibarıyla 15.729 iş yerinde teftiş gerçekleştirilmiş. Bu teftişlerden 5.006'sı programlı, 8.350'si şikâyet üzerine, 2.373'ü ise iş yerinin faaliyetlerinin durdurulması teftişleridir. Bu kapsamda faaliyeti durdurulan iş yerlerinin 1.734'ü inşaat, 134'ü ise maden sektöründedir. Bu dönem içerisinde -eski rakamla 49 trilyon- 49 milyon 782 bin 999 TL idari para cezası uygulanmıştır. 41 ilde de farkındalık ve rehberlik toplantıları gerçekleştirilmiştir.

Şu ana kadar ifade ettiğim tüm bu çaba ve gayretlerimize rağmen önce Soma'da, ardından İstanbul'daki asansörde ve en son olarak da Ermenek'te bizi derinden üzen facialar yaşanmıştır. Yaşadığımız bu acılar, sorunun mevzuattan ziyade farkındalık eksikliğinden, insan hayatını hiçe sayan kâr hırsından ve iş sağılığı güvenliği tedbirlerini gereksiz bir maliyet olarak gören zihniyetten kaynaklandığını bize göstermektedir. Maalesef daha fazla kazanma hırsı, vicdanları âdeta kömürden daha kara bir hâle getirmiştir. Bakanlık olarak özellikle inşaat ve maden iş yerlerinde zihniyet dönüşümünü de amaçlayan mevzuat değişikliklerine ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Sayın Başbakanımız bu çalışmaların içeriğini yarın kamuoyuyla paylaşacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ulusal meslek standartlarının belirlenmesi kapsamında 667 meslek standardı hazırlanmış, 569'u Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. 103'ü tehlikeli ve çok tehlikeli işlere ilişkin olmak üzere 149 meslekte sınav ve belgelendirme faaliyetleri gerçekleştirilmiş, 19.651 kişiye Mesleki Yeterlilik Belgesi verilmiştir. Çok tehlikeli işlerden başlanmak üzere Bakanlığımızca yayımlanacak mesleklerde Mesleki Yeterlilik Belgesi'nin zorunlu hâle getirilmesine yönelik çalışmalar son noktaya gelmiş bulunmaktadır.

2014'te 43.821 yabancıya çalışma izni verilmiştir. Yabancı istihdam kanun taslağı hazırlanarak Başbakanlığa sunulmuştur.

Çocuk işçiliğiyle mücadelemiz kararlılıkla sürdürülmektedir.

Yurt dışında yaşayan yaklaşık 6 milyon vatandaşımıza, 23 ülkede toplam 50 birimimizle hizmet vermekteyiz.

29 ülkeyle ikili sosyal güvenlik anlaşması imzalanmıştır.

Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünün eğitim ve öğretim programlarından, bugüne kadar 4.952 yüksek lisans ve doktora öğrencisi mezun olmuştur. 2014 yılı ilk 6 ayında 4.300 kamu görevlisi kısa süreli seminer eğitimi almıştır. Aralık ayı içerisinde Bakü'de Azerbaycan'la ortak Kafkasya Kamu Yönetimi Araştırma ve Eğitim Merkezi açılacaktır. Yılda 500 Azerbaycanlı kamu görevlisine eğitim verilecektir. Ayrıca dost ve kardeş ülke kamu görevlilerine dönük yüksek lisans programını başlatmış bulunuyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımın faaliyet alanlarına ilişkin sizlere özet bilgiler sundum. Daha geniş bilgileri sizlere dağıttığımız kitapçıklarda bulmanız mümkün.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak, incelemelerinize sunulan Bakanlığımız, bağlı ve ilgili kuruluşlarımızın 2015 yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nda yer alan ödenekleri bilgilerinize sunmak istiyorum:

Bakanlığımızın 2015 yılı toplam bütçesi 30 milyar 678 milyon 105 bin TL'dir.

Bakanlığımız merkez ve yurt dışı teşkilatı toplam harcamaları için 235 milyon 670 bin TL, Bakanlık bütçesinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na sosyal güvenlik finansman açığı için 18 milyar 118 milyon 607bin TL, işveren prim indirimi için 9 milyar 317 milyon 990 bin TL, sandıklara ilişkin teşvik ödemeleri için 243 milyon 532 bin TL olmak üzere toplam 27 milyar 680 milyon 129 bin TL'dir. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne cari transferler için 302 milyon 550 bin TL, sermaye transferi için 88 milyon TL, İşsizlik Sigortası Fonu hazine prim payı katkısı için 2 milyar 359 milyon 911 bin TL olmak üzere toplam 2 milyar 750 milyon 461 bin TL kaynak ayrılması öngörülmektedir.

Merkezî yönetim bütçesi içinde yer alan Bakanlığımıza bağlı kurumların bütçe büyüklükleri aşağıdaki şekildedir:

Devlet Personel Başkanlığı gider bütçesi 26 milyon 333 bin TL, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü cari transfer 9 milyon 760 bin TL, sermaye transferi 2 milyon 85 bin TL, gider bütçesi 13 milyon 235 bin, gelir bütçesi ise 13 milyon 235 bin TL'dir. Mesleki yeterlilik kurumu gider bütçesi 15 milyon 545 bin TL, gelir bütçesi 14 milyon 116 bin TL'dir. Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımızın 2015 yılı bütçe kanunu tasarılarını onaylarınıza arz ederim. Ülkemize ve milletimize hayırlı olması dileğiyle.

Saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, müsaade ederseniz usul tartışması boyutunda değinilen bir iki hususa temas etmek istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Öncelikle, Sayın Ayaydın'ın korumalarla ilgili ifade ettiği... Ben hayatımda Ankara dışına ve Ankara içinde hiç kırmızı plakayla bile gezmeyen bir bakan olduğumu ifade etmek istiyorum. Burada sizin karşılaştığınız güvenlik önlemlerinin Meclis yönetimiyle ilgili olduğu kanaatindeyim, Bakanlıkla bir ilgisinin olmadığını özellikle belirtmek istiyorum.

İkincisi, 50 kişi araya giriyor meselesi. Maalesef, çok speküle edildi, başka şeyler de yapıldı. Ermenek'te, orada, maalesef, toprağın altında maden ocağında bulunan vatandaşlarımızın, çalışanlarımızın kurtarılmasıyla ilgili mücadele verilirken kamuoyuna çok farklı bilgilerin servis edildiğini hepimiz biliyoruz. İşte, "11 ceset çıkarıldı." Atılan tweetlerden biri. Oradaki ailelere dönük bazı farklı değerlendirmelerin yapıldığına bizzat şahit olduk. Bunlardan bir tanesi de yine muhalefet partilerimizden milletvekili arkadaşlarımızın ziyaretinde kendileriyle madenlerle ilgili ayaküstü değerlendirme yaparken şunu söyledik: Yani, madenlerin yapısal sorunları olduğunu, bu sorunların ciddi problemler oluşturduğunu ve bunların karşısında denetimlerde madenleri kapatmanın çare olmadığını çünkü bazı maden havzalarının yalnız o havzada yaşayan vatandaşların geçimlerinin madene endeksli olduğunu, Soma örneğinde olduğu gibi, Zonguldak örneğinde olduğu gibi, Ermenek örneğinde olduğu gibi 18 vatandaşımız toprağın altındayken işçilerle çeşitli konuları, dertlerini, problemlerini, sorunlarını ve yaşanan olayla ilgili değerlendirmeleri kendilerinden istediğimizde yüzde 90'na varanın bu ocakların kapatılmaması gerektiği konusunda görüş beyan ettiklerini, bunu anlamakta zorlandıklarını; bu derece yapısal sorunlarla karşı karşıya olan hatta orada açıkça ifade ettim, 1960 model ocakların 2014'te yürüyemeyeceğini, bu anlayışla denetimin çare olamayacağını, bu noktadan, bu anlayıştan çıkmamız gerektiğini, mutlaka teknolojinin kullanılması, havza madenciliğine geçilmesi, proje madenciliğine geçilmesi gerektiğini sohbet ederken, bunların kapatılmasıyla ilgili veya bunların durdurulmasıyla ilgili diyelim daha doğru tabirle bir bakıyorsunuz 50 kişi devreye giriyor. 50 kişi geliyor dediğiniz başta işçi, aynen bunları söyledim, işçi, işveren...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Zaten işçiler sorumlu Sayın Bakan. Kendileri gidiyor 800 liraya çalışıyor. Devletin bakanının hiçbir sorumluluğu yok!

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bakın arkadaşlar, müsaade eder misiniz. Ya, söylüyorum; işçi, işveren, o yörenin esnafı. Bakın...

BAŞKAN - Talep edenleri sordunuz, onu söylüyor. Lütfen ya!

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ermenek'te şimdi esnaflarımızın kredilerini erteliyoruz. Neden? Esnaf da direkt bu işle bağlantılı. Esnaflar, esnaf odaları, mülki amirler, yörenin milletvekilleri, kim derseniz deyin. Bu ocak kayıt dışı açılsın, ocak usulsüz açılsın anlamında değil ki. O yörenin gelir kaynağı, geçim kaynağı olarak bu şekilde. Ben, size birçok tablolar var... Yani Şırnak'ta kaza meydana geliyor. Diyorsunuz ki "Buradaki işletmeyi durdurduk." Vatandaş yürüyüş yapıyor, elimizde görüntüleri var diyor ki: "Bu ocak kapatılamaz." Yani burada iki kişinin arasındaki bir sohbeti sanki canlı yayında, birileri bu işin hukuksuz bir şekilde açılması gerekiyormuş gibi araya giriyor diye, burada yetiştirmek...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Söylediğinizi açıklar mısınız Sayın Bakan?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Hayır efendim, son derece doğru söylüyorum, son derece gerçekleri tespit ediyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Kamuoyuna yansımasından niye rahatsızsınız?

BAŞKAN - Yanlış aksediliyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yansıması... Diyorsunuz ki: "50 hatırlı kişi..." Bakın, birisinin uydurmasındır. İftiradır bu, bunlar yanlış şeyler arkadaşlar. Böyle acılar üzerinde bu şekilde siyasi malzeme yapılması daha çirkindir. Yani söylediğimiz cümle aynen böyle. 18 işçinin yer altında olduğu bir tabloda önemli bölümdeki işçi kardeşlerimiz ve o yöre halkı ve yörenin tüm dinamikleri -kimi derseniz deyin- herkes diyor ki: Kapatılmasın, bir çare bulunsun. Yani bu bir ciddi yapısal sorun. Bunun için söylenmiş olan bir kelimeyi getirip, 50 kişi devreye girmiş, şu ocak kanunsuz ve kuralsız açılsın gibi bir yaklaşım... İnsafınıza bırakıyorum. Yani bu ne kadar yanlış bir değerlendirme ve samimi bir ortamda, 2 kişi, 3 kişi arasında bir değerlendirme çerçevesinde geçen bir olayın bu kadar çarpıtılması, genel başkanlara kadar ulaştırılması hiçbir şeyle izah edilemez. Hele hele genel başkanların buna alet olması, o da ayrı bir üzüntü verici durum.

Bir diğer konu, sorumluluk yok mu? Arkadaşlar, bakın ben söylüyorum. Sorumluluk yargıda, çıksın ve gerektiği şekilde tecziye edilsin. Şimdi iki olay...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Bakan...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Arkadaşlar, sordunuz müsaade edin. Sayın Başkan... Sordunuz ya, şimdi bir dakika, sorduğunuz şeyi söylüyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Vicdanen, insanen...

BAŞKAN - Sayın Kaplan, bir açıklamasını yapsın.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Enerji Bakanı ile Çalışma Bakanı ne zaman istifa edecekler?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani ben medyaya konuşuyorum, size konuşuyorum. Benim amacım...

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu medya sizden sonra gidiyor Sayın Bakan.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Benim amacım bu sorunun tespitini doğru yapmak. Sorun alanlarını iyi tespit etmek ve çözüm üretmek. Burada muhalefet iktidar değil. Kömürde yaşanan olaylar sıradan olaylar değil.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Muhalefeti kullanmayın, iktidarın sorumluluğunda. Muhalefet muhalefet...

BAŞKAN - Arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bakanı bir dinleyin arkadaşlar, ikna olmazsak bir daha sorarız.

BAŞKAN - Sayın Bakınım, Ermenek'teki son durumla ilgili de bir...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hâlâ muhalefet diyor. Bakanın sorumluluğu yok mu?

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen. Sayın Bakanım, son durumla da ilgili de bir bilgi verirseniz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu raporu ne zaman görüşeceğiz Sayın Bakanım, kaç işçi öldükten sonra? 2010'da ben bu komisyonun üyesiydim . Ben bu komisyonun üyesi olarak bu raporu Meclise verdim, Hükûmet beş senedir görüşmüyor, ne zaman görüşecek?

BAŞKAN - Sayın Kaplan, Sayın Bakanın sunumu dışında açıklama yapmasını istedik, lütfen tamamlasın.

Buyurun.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Biz bütün raporlardan, Dünya İş Sağlığı Güvenliği Kongresi düzenleyerek, uluslararası bütün deneyimlerden ve ülkemizin birikimlerinden yararlanarak yasal düzenleme yaptık, sosyal taraflarla birlikte. Ama bakın tekrar söylüyorum: Eğer konuyu yapısal boyutuyla çözmezsek...Bırakınız şimdi, iktidar, muhalefet meselesini, netice itibarıyla hayatını kaybeden insanlardan bakın konuşuyoruz. Bu olay ciddi bir olay, bu yapısal sorunlar çözülmeli, Türkiye bu konuda teknolojiyi kullanmak durumda, Türkiye bu konuda çok kısa süreli ve çok az sayıdaki rezerv ihaleleri değil, havza bazlı sistemi mutlaka yerine oturtmalı şeklinde... Bakın, bunlar ayaküstü söylediğimiz şeyler ama bunların çok ciddi şekilde bilimsel veriler çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekiyor, bizim yapısal sorunlarımız var. Onun için ben şunu söylüyorum:

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bir şeyi öğrenmek istiyorum: Ne kadar işçinin ölmesi lazım bir Bakanın istifa etmesi için?

BAŞKAN - Arkadaşlar, bunlar tartışılacak konular, lütfen.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - 4 tane bakan istifa etti, hiç kimse ölmedi.

ÇALIŞMA VA SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Madenlerde meydana gelen kazaların ikisinde de daha önceki imalatlarda meydana gelen gaz çöküntüsü ve daha önceki imalatlarda meydana gelen su deşarjıyla ilgili olduğunu, öyle tahmin ediyorum hepiniz biliyorsunuz.

Şimdi, bu bahse konu maden ocağı Ermenek'te. Tabii ki bu konu Enerji Bakanımız tarafından çok daha detaylı açıklanabilir çünkü Maden Genel Müdürlüğü bünyelerinde olduğu için, içeriğiyle ilgili çok daha ayrıntılı belge verme şansı Sayın Bakanımız tarafından yapılması daha doğru olur düşüncesindeyim. Ama ben kısaca... 1965 yılında Ermenek'e arama ruhsatı veriliyor, 1967'de ruhsat devrediliyor, 1977'de Cenne isimli bir firmaya bu ocak devrediliyor, 1979'da devletleştiriliyor, 1983'te Cenne'ye iade ediliyor, 1987'de işletme ruhsatı on yıllığına veriliyor, 1997'de bu süre on yıl uzatılıyor, 2007'de on yıl süre uzatımı yapılıyor ve bahse konu yerde 4 maden işletme sahası Cenne'nin ruhsat sahasında. Bunlardan biri Has Şekerler -ki bu olayın meydana geldiği maden ocağı- Turap, Özkar, Özmerkez olmak üzere bu Cenne firmasına ait olan ruhsatın, 4 işletme ruhsatına sahip olan firması var ve 1987 yılından beri aktif bir şekilde burada çalışmalarını sürdürmektedirler.

Şimdi, bildiğiniz gibi, bu olay meydana gelir gelmez üç bakan arkadaş olarak oradaydık, bütün devletin kurumları oraya geldiler. Ocağın bir nefeslik bölümü var, bir desandre bölümü var. O iki bölümden de giriş konusunda yoğun çalışmalar oldu. Bildiğiniz gibi -yoğun bir su deşarj olduğu için- deniz seviyesinden yüksekliği 922 kodunda olan bu ocağın, 820 kodunda su dolmuş bulunuyor. Bir başka ifadeyle, 170 metre dikey derinliği olan ocağın, 68 metresi su dolmuş durumda ve bunların tahliyesi çerçevesinde öncelikle suyun tahliyesi, arkasından su tahliye edildikçe tahkimatların yıkıldığı, göçüklerin olduğu tablosu ortaya çıktı. Onların tahliyesi ile çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Büyük bir ihtimalle, yanılmıyorsam -Bakan Yardımcımız dün akşam oradan geldi- 300 metre civarında bir alan şu anda haritalarda da var, çalışmanın devam ettiği ve büyük ihtimalle de çalışanlarımızın o bölgede olduğu tahmin edilmekte. Şu ana kadar 2 kardeşimiz madenden çıkarıldı ve definleri gerçekleştirildi. Diğer 16 kardeşimizin bulunmasıyla, onlara ulaşılmasıyla ilgili çalışmalarımızın aynı hızla -orada bütün kamu kurumları büyük bir dayanışma içerisinde- sürmekte olduğunu ifade etmiş olayım.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakanım.

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Bakanım, işçilerin ocaklar kapanmasın diye istemesi gayet doğal ama patronlar şantaj yapıyor size, işçilere karşı. Niye devletleştirmeyi düşünmüyorsunuz? Zamanında bu tür uygulamalar da oldu.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bu konular öyle tahmin ediyorum ki sorularla zenginleşecek.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakanım...

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Bir dakika, bitirsin ya!

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bakana bir soru sormak istiyorum.

Bu ifade kendisine mi ait yoksa kendisine ait değil mi? Bunu sadece merak ediyorum. Bakın, basının geçtiği kayıtlardan okuyorum. Size ait değil ise deyin ki: "Ait değil." ya da size ait ise "Bize aittir." deyin. Sizin ifadelerinizi okuyorum: "Bu acı çekilecek gibi değil. Artık, bir çözüm bulmalıyız. Ocağı kapatacağımız zaman işveren 50 kişiyi devreye sokuyor. Sorumluluk hepimizde." Bu cümle size mi ait?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Bana ait değil efendim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Siz böyle bir şey söylemediniz mi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Öyle söylemedim.

"İşveren 50 kişiyi devreye sokuyor." gibi bir ifade tamamen iftiradır.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bugüne kadar niye tekzip etmediniz.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Ettik, Anadolu Ajansına tekzip ettik ama tekzibi duymak lazım.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Bakanım.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bir sorum vardı Sayın Bakanım.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Neydi efendim, tekrar eder misiniz?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Maden İşleri Genel Müdürlüğünün -teftiş yaparken bu ocakta risk olduğunu görmüş- "Üretim yaparken her 25 metreye bir sondaj yapılması şartı konulsun." diye bir değerlendirmesi var, böyle bir teftiş raporu olduğu söyleniyor.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - O teftişte, bakınız, haziran ayında yapılan bizim bir teftişimiz var -burada harita var ama- bu teftişte "desandre" dediğimiz bölüm, giriş bölümü henüz tamamlanmıyor, ancak 300 metresi tamamlanmış. Yani, nefeslik ile bir giriş, bir çıkış var Adnan Bey. Bu giriş ve çıkışın birleşmesi gerekiyor madenlerde. Hava bir yerden gelecek, bir yerden çıkacak. Haziran ayının 20'sinde yapılan teftişte desandrenin 300 metresine gelinmiş ama orada 200 metrelik bir yol henüz katedilememiş yani nefeslikle birleştirilememiş. O noktada yapılan teftişte 8 tane tespit yapılmış. "Bu hazırlık çalışmalarınızı yaparken şu hususlara dikkat etmeniz gerekiyor." diye bizim müfettişlerin bir belirlemesi var. Haziranın sonuna doğru, Maden Genel Müdürlüğünün işi durdurmasıyla ilgili bir kararı var. Daha sonra da zaten Maden Yasası çıktıktan sonra "Bu ocakta kırk beş gün çalışılmayacak." gibi, işverenin işçileri yönlendirmesi söz konusu. Dolayısıyla, bu yerle ilgili, bu yaşanan kazanın, olayın meydana geldiği yerle ilgili bizim tespitimiz bu 8 maddeden ibaret ve henüz kazanın meydana geldiği alana ki o alan daha önce imalatın yapıldığı o galeriye çok uzak, 300 metre mesafede belki. Ama, o zaman içerisinde o mesafe katedilerek -dün Enerji Bakanımızın da açıkladığı gibi- 5-6 metre o galerinin altındaki topuk alınınca yukarıdan 10 bin metreküp civarında bir suyun göçmesi gerçekleşmiş bulunuyor.