UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Millî Savunma Bakanlığının değerli bürokratları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli komutanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle ve terör örgütleriyle yaptığı mücadeleyi desteklediğimizi açıkça ifade ediyorum. Ayrıca, terörle mücadelenin bir meşru hareket olduğunu bir kere daha buradan söylüyorum ve terörle mücadelede Mehmetçiklerimize üstün başarılar diliyor, Allah ayaklarına taş değdirmesin diyorum sözlerimin başında.

Değerli arkadaşlarım, Pençe-Kılıç Harekâtı'na ilişkin olarak PKK/YPG terör örgütü tarafından Karkamış ile Kilis Öncüpınar bölgelerine yönelik hain saldırıların hangi silahlarla yapıldığının Sayın Bakan tarafından açıklanmasını istiyorum. Yani karşı taraftan yapılan saldırılarda buna ilişkin bir tespitiniz var mıdır? Bunun dışında, bu saldırı yapılmadan önce veya bu mücadeleden önce Amerika Birleşik Devletleri makamlarına bizim tarafımızdan verilen bilgiler doğrultusunda, ABD kendi vatandaşlarına o bölgelerde gerekli önlemleri almaları konusunda uyarılar yapmıştır; bizim bu konuda, geri bölgesi emniyet planı konusunda, 20-30 metrelik sınır hattındaki iç bölgelerde alınmış herhangi bir tedbir var mıdır yok mudur? Bu konuda, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak veya Millî Savunma Bakanlığı olarak vatandaşlarımıza, yurttaşlarımıza bu konudaki hatta herhangi bir saldırının ve mağduriyetin olmaması açısından herhangi bir önlem aldınız mı diye? Bunun dışında, buna, bu saldırının önlenmesi anlamında üstün teknolojik imkân ve kabiliyetler dikkate alınarak önleyici savunma tedbirleri alınamaz mıydı; bu konuda Millî Savunma Bakanlığı olarak bir öz eleştiri yapıyor musunuz diye?

Yapmış olduğunuz sunumu dikkatle dinledim Sayın Bakan. Bu sunumun 6'ncı sayfasında "Hudut namustur." diye çok açık bir şekilde belirtiyorsunuz. Ama buna ilişkin olarak Taksim saldırganının Türkiye'ye hangi noktadan geldiği -ilk başta "Afrin" dediniz, sonra "Münbiç" dedi İçişleri Bakanı- konusunda bir tereddüt var, güvenlik zafiyeti olduğu konusunda. Sınırlarda bir problem olduğu konusunda bir kaygınız yok mu? Bu terörist Türkiye'ye nasıl gelmiştir? Üç dört ay boyunca nasıl kalmıştır? Veya o saldırıyı yapmadan evvel Taksim bölgesinde ne şekilde tatbikatlar yapmıştır?

Yine, sunumunuzun 10'uncu sayfasına baktım, terörle mücadelede kendinize milat olarak 24 Temmuz 2015'i almışsınız. 24 Temmuz 2015'i alınca ben de inceledim nedendir diye, muhtemelen sizin Genelkurmay Başkanı olduğunuz tarihtir. Herhâlde o tarihtir değil mi?

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR - Hayır.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Veya ben mi yanlış anladım? Ama Türkiye'nin terörle mücadelesi... O tarihi açıklarsanız, neden 24 Temmuz 2015? Muhtemelen sizden önceki Genelkurmay Başkanı rahatsızlık nedeniyle çekildiği için ağustos şûrasından evvel de olabilir, açıklarsanız belki eksik biliyor olabilirim, o anlamda diyorum. Ama buna ilişkin bu konuda daha önceki Genelkurmay Başkanlarının veya kuvvet komutanlarının yaptığı mücadele, bu mücadeleye dâhil değil midir? Yani neden 2015? Biz PKK'yla 2015'ten beri mi mücadele ediyoruz? Yani buna ilişkin bir açıklama yaparsanız bizleri sevindirirsiniz. Eğer öyle bir milat alınmışsa, 2015'ten bu tarafa doğru özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖ'yle iltisaklı olan paşaların YAŞ'taki terfileri konusunda bir sorumluluğunuz olduğunu düşünmüyor musunuz yani bir eksiklik yapmadınız mı, bu konuda bir eksiklik yok mudur? Bunları özellikle sizlere sormak istiyorum.

Bunun dışında, profesyonel orduya geçiş anlamında -sürem çok yeterli değil ama- problemler var. Özellikle, bakın, spesifik bir olay olması açısından paylaşmak istiyorum: 3 Şubat 2022'de Eskişehir Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü mezunu Piyade Er Tarık Tarcan terhisine yirmi gün kala PKK'lı teröristlerin Şırnak'ın Cizre ilçesinde Yakacık Karakolu'na düzenlediği hava saldırısında şehit olmuştur. Biz ne diyorduk profesyonel orduya geçişe ilişkin olarak? İşte "Gerekli tecrübesi olmayanları, yükümlü askerleri herhangi bir şekilde karakollara vermeyeceğiz." diyorduk. Bu Tarık Tarcan'ın şehit olmasına ilişkin olarak karakolda görevlendirmesiyle alakalı Millî Savunma Bakanlığının bir ihmali var mıdır yok mudur? O çocuğumuzu altı ay gerekli eğitimi almadan oraya niye gönderdik? Bu konuda uzman er ve erbaşlar neden görevlendirilmemiştir bu karakolda? Uzman er ve erbaşlarda amacın dışında görevlendirme yapılıyor mu yani karakollarda görevlendirme yapılmadan başka bir yerde görevlendirme yapılıyor mu? Bu konuda bir eksiklik var mıdır yok mudur? Bunları özellikle sormak istiyorum.

Bunun dışında, bakın, Gara bölgesine ilişkin olarak, Gara bölgesinde yapılan operasyonlarda 3 askerimizi şehit verdik. Burada, biliyorsunuz, 13 vatan evladımız da ne yazık ki operasyonda şehit oldular. Bu operasyondan sonra bu açıklamaları siz yapmadınız, Genelkurmay Başkanına yaptırdınız. Biz daha önce burada görüşmeleri yapıyorken diyorduk ki: "Genelkurmay Başkanının görev süresini neden uzatıyoruz?" diye "Terörle mücadeledeki üstün gücü." diyordunuz. Şimdi bu açıklamaları başarısız olunca Genelkurmay Başkanı, başarılı olunca siz mi yapıyorsunuz? Böyle bir yol ayrımı var mıdır? Bu konuda sizlerden bir yanıt bekliyoruz. Bu, Hatay Valisinin yapmış olduğu açıklamada da ortaya çıktı. O zaman da biz 33 şehit verdik...

Sürem yetmedi herhâlde. Geri kalanları size Genel Kurulda soracağım diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.