KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, saygıdeğer komisyon üyeleri, milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli bürokratlar, basınımızın seçkin mensupları; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Gaziantep'in Karkamış ilçesinde terör örgütü YPG-PKK tarafından Suriye'nin kuzeyinden yapılan roketli saldırıda hayatını kaybeden, bir çocuğumuz ve öğretmenimiz, 2 vatandaşımız şehit olmuştur; Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Hain terör örgütünün saldırısını şiddetle lanetliyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bu topraklarda bugünlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimize, komutanlarımıza ve asil milletimize şükranlarımı sunuyorum. Aziz şehitlerimize, ebediyete intikal etmiş olan kahraman gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Türkiye'nin coğrafi olarak etrafında önemli denizleri bulundurması, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Karadeniz'in geçiş kapısı olması, Avrasya ve Afrika kıtalarının ortasında bulunması Türkiye'nin jeopolitik açıdan vazgeçilmez bir konumda olmasını sağlamaktadır. Bir hocamız vardı, derdi ki: "Yol kenarında bağı olan ile güzel yâri olanın başı dertten kurtulmaz." Yolun tam ortasındayız ve bizim yârimiz Anadolu. Bunun doğal sonucu olarak coğrafyamızda tarihimizin her döneminde Selçuklu-Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti kimliğiyle varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürebilmemizdeki en büyük etkenlerden biri de hem caydırıcı hem de savaşa her daim hazır bir orduya ve etkili bir savunma altyapısına sahip olmamızdır. Kendi vatanımızda ve tüm dünyada barışı sağlamanın yolu olan caydırıcılığı sağlayabilmek için iyi yetişmiş, disiplinli, donanımlı, hareket kabiliyeti yüksek, dünyadaki teknolojik yenilikleri takip eden bir ordunun mevcudiyeti önem arz etmektedir. Bununla birlikte, 2016 yılından bu yana Suriye'nin kuzeyinde yuvalanan PKK-PYD/YPG ve DEAŞ varlığını sonlandırarak bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek ve hudutlarımızın, halkımızın huzur ve güvenliğini sağlamak maksadıyla Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı Harekâtı'yla başlayan Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtlarının başarıyla icra edilerek teröre geçit verilmediği görülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, vatanımızın ve milletimizin güvenliği ve refahı için gerek yurt içinde gerek yurt dışında terörle mücadelesini başarıyla sürdürmenin yanı sıra hem dünya barışına katkıda bulunmak hem de bölgesel ve uluslararası güvenliği sağlama konusunda da aktif olarak rol almaktadır. Türkiye küresel gıda krizinin çözümüne yönelik devreye girerek oluşumunda büyük rol oynadığı ve Millî Savunma Bakanlığımız koordinesinde İstanbul'da faaliyetlerini sürdüren tahıl koridoruna ilişkin yedi gün yirmi dört saat "gıda krizinin önüne geçilsin, aç insan kalmasın, siyasi istikrar bozulmasın." diye çalışıyor. Türkiye, burada insanlık adına büyük bir misyonu üstlenmiş olup görevini başarıyla yerine getirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin millî güvenliğini sağlamak gayesiyle sürdürdüğümüz terörle mücadele faaliyeti millî egemenliğin zorunlu bir sonucudur. Hiç kimse aklından çıkarmamalıdır ki ülkemizin sınırlarına, insanımıza, devletimize, anayasal düzenimize dönük herhangi bir tehdit gördüğümüzde bedeli ne olursa olsun ve sonu nereye giderse gitsin Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bunu yok etmeye ve buna gereken cevabı vermeye kararlıdır. Savunma sanayisinde bağımsız olamayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını özellikle son on yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha göstermiştir. Türkiye, gerçekleştirdiği savunma sanayi atılımları sayesinde oyun kuran ve oynanan kirli oyunları bozan bir ülke konumuna ulaşmıştır. Ülkemizin bu başarısı dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur halklar için de çok önemli bir umut kaynağı hâline geldi. Bu bağlamda, ordumuzu destekleyen, teknolojik açıdan dünya standartlarını sağlayan ve dışa bağımlılığı azaltan millî ve yerli bir savunma sanayisinin teşkil edilmesi de kaçınılmaz olmuştur. Bu itibarla, son yirmi yılda savunma sanayimizin her alanda yüksek teknolojiyle araştırma ve geliştirmeye dayalı yerli üretimle ayağa kaldırılmasında büyük gayret sarf edilmiştir. Bugün geldiğimiz noktada yerli ve millî silah sistemleri ve mühimmatlarla dışa bağımlılığımız büyük oranda azaltılmıştır. Savunma sanayisinde bugünün ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde geleceğin teknolojilerine, geleceğin araçlarına, geleceğin ürünlerine yatırım yapılmaktadır. Türk savunma sanayisinin bilhassa yapay zeka temelli çalışan kara, hava ve deniz araçları, Sürü İHA'lar, insansız deniz araçları, insansız savaş uçakları, elektromanyetik toplar, lazer silahları, uydu sistemleri gibi geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek iddialı projeler üretilmektedir. Kara, deniz ve hava platformlarında kullanılan imkân ve kabiliyetleri geliştirmek için projeler geliştirilmekte ve yürütülmektedir. Bunlardan bazılarını sayarsak; ALTAY ana muharebe tankı, ZAHA Zırhlı Amfibi Hücum Aracı Projesi, VURAN Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar Projesi, MİLGEM Millî Gemi ve DİMDEG Denizde İkmal Muhabere Destek Gemisi, yine, ORUÇ REİS sismik araştırma gemisi, Türk Tipi Hücumbot Projeleri, Milli Muharip Uçak, Akıncı İHA, Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı, AKSUNGUR SİHA, Özgün Helikopter Programı, GÖKTÜRK yer gözetleme uyduları, HÜRKUŞ Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı, Bayraktar yine Taktik ve Özel Amaçlı İnsansız Sistemler Projesi, GÖKTÜRK Keşif Gözetleme Uydu Sistemi Geliştirme Projesi, Türk Genel Maksat Helikopteri Programı, Hisar Projeleri, yine, UMTAS Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi gibi, CİRİT Lazer Güdümlü Füze, METE lazer güdümlü mini füze, SUNGUR silah sistemi, AKYA ağır sınıf torpido, LEVENT Yakın Hava Savunma Füze Sistemi, Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı gibi... Bununla birlikte elde edilen imkân ve kabiliyet, geliştirilen her ürün, dost ve müttefik ülkelerle paylaşılarak ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Türkiye, ambargo konularında korkutulacak bir ülke olmaktan çıkmış, kendi savunma sanayi ürünlerini dünyaya ihraç eden ülke hâline gelmiştir. Türkiye, artık yerli ve millî silahını, gemisini, savaş uçağını, helikopterini, elektronik yazılımını, hava savunma sistemlerini üreten ve geliştiren bir ülke olarak anılmaktadır.

Millî Savunma Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olması temennisiyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hem içeride hem dışarıda başarılarının devamını diliyorum. Kahraman Mehmetçiklerimizin ayağına taş değmesin inşallah.

Selam ve saygılarımı sunarım.