KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum

Merkez üssü Düzce Gölyaka ilçemiz olan 5,9 şiddetindeki depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum, yaralananlara acil şifa diliyorum. Allah her türlü afetten ülkemizi ve milletimizi korusun.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye ekonomisi yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı artırmayı merkeze alan bir yapısal dönüşüm sürecindedir. Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı ve yaşanan küresel krizlere rağmen Türkiye uygulanan etkin politikalar sayesinde güçlü ve kapsayıcı büyüme gerçekleştirerek G20 ülkelerinden olumlu yönde ayrışmıştır. Türkiye 2021 yılında yüzde 11,4 büyüme oranıyla elli yılın rekoruna ulaşmış, 2022 yılının birinci çeyreğinde yüzde 7,5; ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüme oranlarıyla sağlıklı büyüme eğilimini sürdürerek dünyada en yüksek büyüme kaydeden birkaç ülke arasında yer almıştır. 2022 yılının ikinci yarısına ilişkin bazı öncü göstergeler ekonomik büyümenin bir miktar ivme kaybetmekle beraber sürdüğüne işaret etmektedir. 2022 yılında hedeflenen yüzde 5 büyümenin aşılması beklenmektedir.

Türk sanayisinde çarklar dönmekte, Türkiye üreterek büyümektedir. Üretim kapasitesini destekleyen yatırımlar özellikle sanayi üretiminin öncüsü olan makine teçhizat yatırımları istikrarlı ve güçlü bir büyümeye işaret etmektedir. Makine teçhizat yatırımları 2019 yılının son çeyreğinden bu yana kesintisiz olarak artmaktadır. Bu dönemde makine teçhizat yatırımlarının ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 20 olarak gerçekleşmiştir. Bu yılın ikinci çeyreğinde makine teçhizat yatırımları geçen yılki yüksek baz etkisine rağmen yüzde 17,8 oranında büyümüştür.

Sanayi üretimi uzun süredir devam eden arz kısıtlarına rağmen esnek ve dayanıklı yapısıyla büyümeyi ve iş gücü piyasasını desteklemektedir. 2021 yılında yüzde 16,6 büyüyen sanayi sektörü 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 8,2; ikinci çeyreğinde yüzde 7,8 oranında büyüme kaydetmiştir. İmalat sanayisi hızlı ve istikrarlı büyüme, cari açığı azaltma ve kalıcı istihdam yaratma, teknolojik gelişim ve yenilikçilik gibi faktörler açısından kritik öneme sahiptir. 2021 yılında ortalama yüzde 76,6 olarak gerçekleşen imalat sanayisi kapasite kullanım oranı 2022 yılının ilk on ayında ise ortalama yüzde 77,3 olmuştur. İmalat sanayisi kapasite kullanım oranı ekim ayında yüzde 76,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Geçmiş dönem ortalamalarının üzerinde seyreden imalat sanayisi kapasite kullanım oranları, firmaları kapasite genişletmeye teşvik etmek suretiyle yatırımlardaki kuvvetli eğilimin devam edeceğini göstermektedir.

Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın, özellikle en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa'da yükselen resesyon beklentilerinin önümüzdeki dönemde ülkemiz sanayisinin dış talebini etkilemesi beklenmektedir. Bununla birlikte, Türkiye'nin küresel ticaretteki konumu önem kazanmış, ekonomimizin sahip olduğu göreli avantajları değerlendirebileceği bir fırsat penceresi oluşmuştur. Bu dönemde akıllı politikalarla ülkemizin önemli bir üretim ve lojistik merkezine dönüştürülmesi mümkündür. Sanayinin ihtiyaç duyduğu yeteneklere sahip nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve istihdam odaklı politikaların oluşturulması büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda, mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin artırılması kapsamında sektörle iş birliği güçlendirilmiş, ülkemizin önceliklerine göre kendisini sürekli güncelleyen dinamik bir mesleki ve teknik eğitim inşa edilmesi amaçlanmıştır. Teorik ve uygulamalı mesleki eğitimler sayesinde öğrencilerin daha nitelikli eğitim almaları sağlanmıştır.

Sanayi istihdamı, 2022 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 6 milyon 644 bin kişi olup geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,9 oranında 430 bin kişi artış kaydetmiştir. Sanayi istihdamında benzer ülkelere kıyasla Türkiye'nin göreli performansı öne çıkmaktadır. Sanayi üretimindeki gelişimin doğrudan ve dolaylı etkileriyle güçlenen istihdamdaki yapısal kazanımların korunmasına önem veriyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin teknolojik dışa bağımlılığının azaltılması ve sanayide yapısal dönüşümün sağlanması, yerel kaynakları harekete geçiren, nitelikli iş gücü istihdam eden, dijital çağa uyum sağlayan ve nihayet uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi oluşturulması Türkiye'nin lider ülke olma hedefine ulaşması bakımından oldukça önemlidir. Küresel ölçekte uluslararası rekabet baskısının giderek arttığı günümüzde imalat sanayisinde rekabet gücü belirleyicileri arasında en temel bileşenler olarak teknolojik dönüşüm ve yenilik yapma kapasitesi öne çıkmaktadır. Günümüzde yenilikçi teknolojilerin üretim yapısına entegre edilmesi, rekabetçiliğin ve verimliliğin artışı için önem taşımaktadır.

2022 yılı Küresel İnovasyon Endeksi, Birleşmiş Milletler Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütü tarafından 29 Eylül 2022 tarihinde açıklanmıştır. 2022 yılında 4 basamak, son iki yılda 14 basamak birden yükselen Türkiye, 132 ülke arasında 37'nci sıraya çıkarak tarihindeki en iyi sıraya ulaşmıştır. Ülkemiz orta üst gelirli ülkeler grubunda 4'üncü sırada yer almaktadır.

Teknoloji yoğun ve yüksek katma değerli bir sanayiye geçiş hedefi doğrultusunda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı yatırımlar, yüksek teknoloji gelişimlerinin desteklenmesi, sanayi-üniversite-kamu üçlüsünü bir araya getiren AR-GE ekosisteminin oluşturulması ve planlı sanayi alanlarının genişletilmesi kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir. Bakanlık, KOSGEB ve TÜBİTAK tarafından sağlanan destek ve teşviklerin orta yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörlere yoğunlaştırılmasına yönelik özel bir program olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı başlatılmıştır. İlk aşamada makine sektöründeki projeler için destek kararları yayınlanmış olup böylelikle yaklaşık 2,5 milyar liralık yatırım sağlanması öngörülmektedir. Kümelenme Destek Programı'yla da kümelenme teşebbüslerinin yüksek teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli iş gücüne sahip, çevreye ve topluma duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümün hızlandırılması amaçlanmaktadır. Dijitalleştirilmiş iş süreci sayısının artırılması amacıyla KOSGEB tarafından KOBİ Gelişim Destek Programı uygulanmaktadır. Başta KOBİ'ler olmak üzere, imalat sanayisi işletmelerinin verimlilik artışlarına önemli katkılar sunan yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezleri model fabrikaları faaliyete alınmaktadır.

Girişimcilik ekosisteminin en önemli ihtiyaçlarından olan finansmana erişim imkânlarının geliştirilmesi amacıyla Teknoloji ve İnovasyon Fonu, Bölgesel Kalkınma Fonu ve Bilişim Vadisi Fonu oluşturulmuştur. Ülkemiz girişimcilik ekosistemini bütüncül bir yaklaşımla ele alan Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi hazırlanmıştır.

İmalat sanayisinin katma değerli üretim yapabilmesi ve yenilikçi ürün geliştirme kapasitesinin artırılması yönünde AR-GE ve yenilik kabiliyetinin güçlendirilmesi ve yeniliği esas alan bir yapıya kavuşturulması önem arz etmektedir. AR-GE harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2021 yılında yüzde 1,13'e ulaşmıştır. Özel sektörün AR-GE kapasitesinin sağlanan destekler ve altyapı olanaklarıyla geliştirilmesine devam edilmektedir. Bu kapsamda, özel sektörün toplam AR-GE harcaması içindeki payı artarak 2021 yılında yüzde 70,7'ye ulaşmıştır. Toplam tam zaman eş değeri AR-GE personeli istihdamı içinde özel sektörün payı 2021 yılında yüzde 67,4'e kadar yükselmiştir. AR-GE merkezi sayısı 1.239'a, tasarım merkezi sayısı 320'ye ulaşmıştır. AR-GE ve yenilik destekleriyle özel sektör harcamalarında yaşanan artışa rağmen Yükseköğretim kurumları ve araştırma altyapılarından özel sektöre bilgi ve teknoloji transferi ile girişimcilik ve ticarileştirme faaliyetleri istenen düzeyde değildir. AR-GE ve yenilik desteklerinin etkinliğinin artırılması ve ilgili taraflardaki farkındalık ve kapasitenin geliştirilmesi gerekli görülmektedir. Ayrıca patentin ekonomik değerinin tespitinde yardımcı olmak, sanayi kesimi ile buluş sahibini bir araya getirmek ve yenilikçilik sürecinde destek sunmak için yeni mekanizmalar geliştirilmelidir. Ana ve yan sanayi entegrasyonu güçlendirilerek tasarım ve üretimde yurt içi katkı artırılmalı, markalar geliştirilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; organize sanayi bölgeleri genel olarak yeni yatırımların yapılması, istihdam sağlanması, bölgesel kalkınma gibi ekonomik unsurların yanı sıra planlı sanayileşme, kentleşme ve çevre politikaları bakımından da etkili bir politika uygulama aracı olmuştur. 81 ilde üretimin ve ihracatın kaynağı hâline gelen ve doğrudan istihdam sağlayan organize sanayi bölgeleri, Türk sanayisinin gururu hâline gelmiştir. OSB sayısı 345'e ulaşmıştır, organize sanayi bölgelerimizde 2,5 milyon civarında kişi istihdam edilmektedir. Dünyaya örnek gösterilen OSB'lerimizin bu kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi Türk sanayisinin geleceği açısından çok önemlidir. Hem OSB'lerimizin hizmet kapasitesini artıracak hem de OSB sanayicilerimizin rekabet güçlerini daha yukarıya taşıyacak çalışmalar devam ettirilmelidir.

Teknopark sayısı 59 şehrimizde 96'ya çıkmıştır. Teknoparklarda faaliyet gösteren firma sayısı 8 bini, AR-GE personeli sayısı 70 bini, toplam personel sayısı ise 84 bini aşmıştır. Endüstri bölgelerinin sayısı 29'a, bu bölgelerde istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 32 bine ulaşmıştır. Endüstri bölgelerinin yaygınlaştırılması ve etkin kullanımı sağlanmalı, yatırımcıyı cezbedecek şekilde altyapıları tamamlanmalıdır.

On Birinci Kalkınma Planı'nda öncelikli sektörler ve gelişme alanlarında teknolojik ilerlemenin sağlanması için ihtiyaç duyulan yatay teknoloji alanları ve dünyadaki teknoloji eğilimleri dikkate alınarak yapay zekâ, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, enerji depolama, ileri malzeme, robotik, mikro-nano-optoelektronik, biyoteknoloji, kuantum, siber güvenlik, sensör teknolojileri ve katmanlı imalat kritik teknoloji alanları olarak belirlenmiştir. Kaynak tahsisinde söz konusu teknolojilere odaklanılması bu alanlarda insan gücü, altyapı ve özel sektör kapasitesinin artırılması büyük önem taşımaktadır. Yüksek katma değer oluşturması beklenen kritik teknoloji alanlarında, teknoloji üretme ve adaptasyon yeteneği geliştirilmelidir.

2019 yılında yayınlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi ağırlıklı olarak teknolojik dönüşümü tasarlamış, ülkemizin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı temin edecek kritik teknolojilere yönelik politikalar, millî teknoloji hamlesi yaklaşımıyla yer almıştır. Ülkemizde millî teknoloji hamlesinin çıktıları alınmakta olup başta savunma sanayisi olmak üzere otomotiv, makine, enerji, yazılım, ilaç ve tıbbi malzeme gibi birçok alanda yerli ve millî üretim artmaktadır. Teknoparklarda, kuluçka merkezlerinde, AR-GE'lerde, tasarım merkezlerinde ve teknoloji geliştirme bölgelerinde çok önemli ve başarılı çalışmalar yapılmaktadır.

Milletimizin gururu, yerli ve millî otomobilimiz Togg yollara çıkmak üzeredir. 81 ilin tamamında 1.572 adet yüksek hızlı şarj istasyonu için çalışmalar başlatılmıştır. Yerli ve millî enerji atılımı kapsamında çok önemli yatırımlar yapılmaktadır. Türkiye, kurulu enerji gücünde 100 bin megavat sınırını geçmiş; yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci, dünyada 12'nci sıraya çıkmıştır. Türkiye özellikle yerli ve millî savunma sanayisinde zirvededir. Ülkemizin bekası için büyük önem taşıyan ve aralıksız devam eden yerli ve millî üretimlerimizin her biri milletimizin göğsünü kabartmaktadır. Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST dünya çapında ses getiren bir markamız olma yolunda ilerlemektedir. Millî uçaklarımız HÜRKUŞ ve HÜRJET uçuşa hazırlanmakta, yeni nesil Millî Muharip Uçak'ımızın imalatı hızla devam etmektedir. Türk milletine büyük bir gurur daha yaşatacak olan insansız savaş uçağımız Kızılelma'nın test çalışmaları yapılmaktadır.

Millî Uzay Programı, milletimizi heyecanlandıran bir gelişme olmuştur. Türk mühendisleri tarafından geliştirilen gözetleme uydumuz TÜRKSAT 6A 2023 yılında uzaya fırlatılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özel sektör yatırımlarının artırılması ve üretken alanlara yönlendirilmesi amacıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi, yabancı sermayenin teşvik edilmesi ve yatırım desteklerine yönelik faaliyetler önem arz etmektedir. Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu, 2022 çalışma dönemi için kamu ve özel sektör önerileri doğrultusunda "iklim değişikliği ve yeşil ekonomi", "dijital dönüşüm", "istihdam yatırım süreçleri", "küresel rekabet gücü" temaları altında 19 eylem planı belirlemiş olup çalışmalar devam etmektedir.

Merkez Bankası verilerine göre Türkiye'ye giren uluslararası doğrudan yatırımlar 2020 yılında 7,8 milyar dolar, 2021 yılındaysa 13,8 milyar dolar olmuştur. Bu yatırımların, sanayi ve hizmet sektörlerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Uluslararası yatırımların imalat sanayisi gibi verimlilik artışı imkânı daha yüksek alanlara çekilebilmesi ve ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynak girişinin artırılması amacıyla uluslararası doğrudan yatırımlara ilişkin çalışmalar sürdürülmelidir. Kredi Garanti Fonu uygulaması ile KOBİ'lere önemli tutarda sağlanan kredilere kefalet desteği verilmektedir. Avrupa Yatırım Fonu vasıtasıyla KOBİ'lerimize kredi kullandırılmaktadır. Ayrıca Bakanlık, KOSGEB ve TÜBİTAK tarafından çok sayıda özel destek programlarıyla girişimcilere ve işletmelere destek verilmektedir.

Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi'nin uygulanmasına devam edilmektedir. Bu kapsamda, 6 yeni proje için yatırım teşvik belgesi düzenlenmiş, 3 yatırım için çalışmalar devam etmektedir. Toplam 9 proje arasında teknik tekstil, lityum iyon teknolojisine sahip batarya, doğal gaz depolama, epoksi reçine gibi yatırımlar desteklenmiştir. "Yatırım Teşvik Sistemi" olarak adlandırdığımız, 2012 yılında uygulamaya konulan karar kapsamında öngörülen destekler, esas itibarıyla teşvik sisteminin ana omurgasını oluşturmaktadır. Yapılan son düzenlemelerle, ilçe bazlı teşvik sistemi uygulamaya konulmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ilçe bazlı yeni sistemi destekliyoruz ancak özellikle OSB bulunmayan ilçeler bakımından bir yenilik getirmediği dikkate alınarak ilçe bazlı teşvik sistemi geliştirilmelidir. Esasen ilçelerin sosyoekonomik gelişme endeksinde bulundukları kademeye karşılık gelen bölge teşviklerinden yararlandırılması doğru olacaktır.

Bölgesel kalkınma politikaları ve bu kapsamda yürütülen projeler, bölgesel ve bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır. Sürdürülebilir kalkınma amacıyla metropoller dışındaki önemli sanayi, hizmet ve turizm merkezi niteliğindeki şehirlerin uluslararası alanda rekabetçi bir üretim yapısına kavuşması için işletmelerin küresel üretim sistemlerine entegrasyonunun güçlendirilmesi, şehirlerin uluslararası erişilebilirliğinin ve kentsel yaşam kalitesinin yükseltilmesi, sanayi, teknoloji ve yenilik altyapıları ile beşerî sermaye ve kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla başlatılan Üreten Şehirler Programı'nı çok önemli görüyoruz. Program kapsamında Adana, Antalya, Balıkesir, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Manisa, Mersin, Sakarya ve Tekirdağ illeri yer almaktadır. 2021 yılındaysa 11 proje desteklenmiştir. Bu kapsamda uygulanacak politikalar, ülkemizin kalkınmasına ve bölgelerarası gelişmişlik farklarının giderilmesine de önemli katkı sağlayacaktır.

Görece geri kalmış bölgelerde çevresine hizmet verme bakımından merkez olma işlevi taşıyan illerde Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı uygulamasına devam edilmektedir. 2022 yılı uygulamaları bakımından kültürel miras, OSB altyapısının güçlendirmesi, üretim ve istihdam artırıcı faaliyetler ile yenilikçi tarımsal ve hayvansal üretim gibi konularda 568 milyon liralık bütçe tutarlı 21 proje başarılı bulunmuştur.

Kalkınma ajansları, bölgelerindeki kamu kurumlarına, mahallî idarelere, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre mali ve teknik destek sağlamaktadır. Kalkınma ajansları eliyle, büyüme potansiyeli taşıyan şirketlerin ve yenilikçi girişimlerin finansman ihtiyacını gidermek ve rekabet gücünü artırmak üzere girişim sermayesi uygulamaları başlatılmıştır. KOP, DAP, DOKAP ve GAP Bölge Kalkınma İdareleri geçici süreyle kurulmasına karşın projeler bitirilemediğinden görev süreleri sürekli uzatılmaktadır. Personel sıkıntısı yaşayan bölge kalkınma idarelerinde sektör uzmanlarının çalıştırılması önem arz etmektedir. Bölge kalkınma idareleri personelinin özlük hakları mutlaka iyileştirilmelidir.

Bakanlık ve kurumlarımızın 2023 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.