KOMİSYON KONUŞMASI

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlar, sendikacı kardeşlerim; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz. Sunumunuz için de ayrıyeten teşekkür ediyorum.

Düzce'de ve etkilenen bütün vilayetlerdeki -başta Düzce olmak üzere- depremden etkilenen ve zarar gören, yaralananlara şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah bir daha böyle kazaları, belaları vermesin.

Yine, hain PKK ve onun uzantıları tarafından ülkemizde büyük acılara sebebiyet veren bu saldırıları lanetliyor ve onu kınıyorum.

Buradan şuna gelmek istiyorum -evet, arkadaşlarımız da söyledi- yüz elli yıllık bir kurumun, sadece taş kömürü üretimiyle değil, belki de yer altı işletmelerine örnek olacak -çünkü Soma'da da yer altı işletmeleri çok yakın zamanda başlamıştır- onlara da örnek teşkil edecek şekilde yüz elli yıllık bir kurumun bir geçmişi, bir hafızası ve bir gelişmesi vardır. Tabii, burada sayarken Zonguldak'ı iyi tanımak lazım, iyi bilmek lazım. Madenleri, sadece siyasi değil de gerçekten bir ülke varlığı, ülke zenginliği olarak arkadaşlarımız belirtti; demir çeliğin ham maddesidir taş kömürü, bir tek de Zonguldak'tadır. Oranın jeolojik yapısını da bilmek lazım. Bizim damarlarımız Avrupa'daki taş kömürlerinin damarları gibi değildir, jeoloji yapısı da öyle değildir. Onlara rağmen bunu şu anlamda söylemiyorum: Hatası olan, günahı olan, kabahatli olan, kusurlu olanların hepsi mahkemelere, oraya intikal etmiştir, onlar cezasını çekecektir. Bir daha böyle sıkıntılar olmasın diye, orada hiçbir vatandaşımız şehit olmasın diye, canı yanmasın diye, gelecekte çocuklar yetim kalmasın diye çabamız, gayretimiz Komisyon olarak da olacak ve gerekli kurumlarla beraber paylaşarak bunların da giderilmesini sağlayacağız.

Bunu belirttikten sonra şunu da söylemek isterim: Tabii ki bu ülkede yapılan bütün yatırımlarla ilgili, güzelliklerle ilgili nasıl bugün Togg'a baktığınızda, barajlara baktığınızda, yollara baktığınızda, aklınıza ne kadar hizmet geliyorsa bunlara baktığınız zaman bunlarla övünüyorsak sıkıntılı bir şeyler de varsa onu da üstleniriz biz, bunda bir sıkıntı yoktur ama şunu demek çok doğru değildir, etkilerden biridir. Biz de ocaklara işçi alınmasını hep söyledik, 2019'da da -sağ olsun- Cumhurbaşkanımız geldi, orada 1.500 kardeşimizi yine istihdam eyledik. Bu istihdam -denildiği gibi- hem üretimi artırmaktır ama asıl amaç üretimi artırmak da değildir eğer üretimi artırmak olsa -gene arkadaşlarımızın da söylediği gibi- yarın bir sıkıntı olduğu zaman bunları bir daha işletmenin mümkün olamayacağını bilen bir kardeşiniz olarak da söylüyorum. Hem onu ayakta tutmak hem bugünkü modern hâle getirebilmek, yarı mekanize... "Mekanizeyi oralara uygulayabilir miyiz kendi imkânlarımızla?" diye OSTİM'de ve sanayimizde bunlara dönük çalışmalar da devam ediyor TTK kurumunun. İnşallah, onlar da netice verir; yavaş yavaş ocaklarımızda da Amasra başta olmak üzere oralarda da uygulanıyor.

Evet, buradan şunu söylemek istiyorum: "Siyasi baskı" diye adlandırdığımız hadiselere bakarsanız inanın, belki AK PARTİ hükûmetleri döneminde o kurumlar üzerinde, devlet kurumları üzerinde -genellikle de bizim TTK'yi çok daha iyi bildiğimiz için söyleyeyim- en az, hiç olmayacak derecede diyelim, baskısı hiç olmamıştır. Baskı nedir yani ne olabilir?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ortada bir kurum neredeyse olmadığı için.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Genel anlamda söyleyeyim, şöyle söyleyeyim: Arkadaşlar, buna tabii, yaşı yetmeyenler olabilir, o kurumların yapısını bilmeyenler olabilir, ona bir şey söylemiyorum, şu açıdan söylüyorum: Ne olur? Efendim "Şunu şef yapın." "Şunu başçavuş yapın." "Şunu müdür yapın." gibi siyasi baskılar genel anlamda algılanır bizim o yörede ve ben hemen hemen yirmi yıldır -AK PARTİ hükûmetleri dönemini söylüyorum, onun öncesini de çok iyi bilirim, diğer iktidarları da çok iyi bilirim, olanları bilirim- işçisine kadar...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu itiraf oldu.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Yahu arkadaş, "İtiraf oldu." "Şu oldu." Ben diyorum, sen itiraf, ne kabul edersen et, sana konuşmuyorum ben, olayı anlatıyorum.

Şimdi, neyse, bunlar her dönemde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TANER YILMAZ - Buyurun.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sendikalarımızın da olur bu. Hepsi ortaklaşa bir akıl çemberi içerisinde, en iyi çalışabileceği, en liyakatli olan ekipler orada çalışır.

Şunu herkes bilir: "En ağır iş kolu" diye adlandırdığımız bir yerdir yer altı işletmeleri. Oradaki en küçük bir hatanın, ihmalin işte bugün karşımıza çıkan o maden şehitlerimizin olacağını ve oraya girenlerin, bunun tümünün idrakinde olduğunu da bilir. O yüzden de olabildiğince, daha dikkatli, daha önemli, iş hukukuna... Sendikamız şanlı bir geçmişe sahiptir. Evet, bunu Türkiye'deki sendikacılık hareketleri bilir. O gelenekten gelen, o kültürü, o hafızayı devam ettiren sendikacı kardeşlerimiz vardır. Onların, tabii, kendi sorumlulukları ve yaptıkları sözleşmeler içerisinde yapılması gerekenleri yaptıkları kanaatindeyim. Ama bu şu demek değil: Her yerde olduğu gibi burada da muhakkak ki sıkıntılar olmuştur. Daha evvelki konuşmalarda da olabilmiştir. Eğer burada bir sıkıntı varsa bunların bir daha yaşanmaması adına, bir daha bu acıların olmaması adına nerede bir tıkanma vardır; yönetmeliklerde midir, kanunlarda mıdır, işçi kıtlığından, norm kadronun olmayışından kaynaklanan mıdır ki o da bir sebeptir. Ama bu şu değil: Birileri kapansın istiyor. Ben yıllarca, yirmi yıl AK PARTİ'de olan dönemini de bilirim ki birileri her dönem söyler: "Efendim, bunu Ciner'lere veriyorsunuz." "Bunu kapatıyorsunuz." "Kapattınız." "Kapatacaksınız." "Sebepleri şunlardır, bunlardır." gibi... Bunlar her dönemde söylenir, yirmi yıldır TTK devam ediyor.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - TTK'de 1 işçi kalsa diyeceksiniz ki: "Kapatmadık."

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Yahu, bakın, mesele...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İşçi sayısı geriye düşmüş, zaten kapanmış.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Yahu, amenna.

BAŞKAN TANER YILMAZ - Arkadaşlar, siz Zonguldak'ta görüşürsünüz.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Şöyle söyleyeyim: Sizin kadar en az... Bakanlarım da bilir, herkes bilir, geçmiş dönemde, sağ olsun, Allah razı olsun, çok büyük emekleri olan Değerli Bakanım da bilir.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Komisyon olarak tavsiye kararı alalım TTK'ye 5 bin işçi alınmasıyla ilgili yeri gelmişken.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Amenna.

BAŞKAN TANER YILMAZ - Ben size bir tavsiyede bulunabilir miyim yeri gelmişken: Bence siz Zonguldak'ta daha rahat görüşürsünüz; Polat Bey, Ünal Bey, hep beraber görüşürsünüz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Komisyon olarak bir tavsiye kararı alırsak gerçekten...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Amenna, amenna.

BAŞKAN TANER YILMAZ - Biz de geliriz Komisyon olarak Zonguldak'a.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - İşçi alınmasıyla ilgili... Tabii, hepimizin çok dileğidir ve isteğidir; bunun olmasını arzu ederiz. Eksikliğimiz yok mudur işçi anlamında? Bu eksikliğimiz vardır. İnşallah en yakın zamanlarda bunu da telafi edeceğiz diye düşünürüm.

Sendika... Tabii, sendikacı kardeşlerim de soruyorlar yani genel anlamda. "İşte siz şunlara şunlara ne..."

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani Sayın Vekilim, işçi alımı yapacak mı AK PARTİ, yapmayacak mı?

BAŞKAN TANER YILMAZ - Yahu, onu en son söyleyeceğiz Deniz Bey.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sizden duymak istiyorum Sayın Başkan...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Seçim sonrasında biz yapacağız işçi alımını da onun için.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Şimdi, siz seçim sonrasında yapacaksınız; inşallah öyle bir fırsatınız olmaz. Yani yaparsınız da bilmiyorum olur mu olmaz mı, ona bakacağız inşallah.

Ama şunu bilelim arkadaşlar: Zonguldak'ta, evet, belli ocaklarda özelleştirmeler vardır. Bu özelleştirmelerin faydaları geçmişte de konuşulmuştur. Üretim yapmamaları da çok önemlidir. Sahaların ruhsatlarını vermişiz, hâlâ bir gram üretim yapmamıştır gerçekten; bunu eleştiriyoruz, Enerji Bakanımız da eleştiriyor. Hatta patronlarına "Bu yıl başından itibaren bunlara başlamazsanız -'bu yıl başı' dediğim, geçen yıl başı için söylüyorum- işte gereği neyse yaparız." diye onlara o talimatları da verdiğine şahidiz. Biz de aynı dertten muzdaripiz. Bunlar ayrı şeylerdir.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 2006 yılında yer teslimi yapıldı.

BAŞKAN TANER YILMAZ - Deniz Bey, yani lütfen, stenograf arkadaşlar zorlanıyorlar.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Anladım da sebepleri var onun. Biz birileriyle tartışmıyoruz, siz fikrinizi söylediniz, biz de konuşuyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - On altı yıl olmuş, bir yıl değil de on altı yıl.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Bilen olarak ben de bir şeyler konuşuyorum, anladım yani sizin dediğinizi de anladım.

Sendikacı kardeşlerim sendikacılara soruyor, diyor: "İşte şunlara, şunlara, şunlara, neler yaptınız?" "Şu gördüğünüz eksikler varsa, bu eksiklere siz nasıl bir tepki koydunuz, sendika ve üretimden gelen gücünüzü nasıl kullandınız?" diye sorular sordu. Onu ben de tekrarlamak isterim -ki ben biliyorum da- kendileri ifade etsin diye tekrarlamak istiyorum. En azından şu on yıllık dönemde gördüğünüz eksiklerden dolayı sendika olarak siz haklarınızı savunma adına hangi faaliyetlerin içerisinde bulundunuz diye sormak isterim. İkincisi, sizler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TANER YILDIZ - Toparlayalım Sayın Başkanım.

Buyurun.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Haksızlık oluyor sanki.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Yok.

Ya, aslında kifayettir bu, çok şey değil de. Şunu özellikle söylüyorum: Yani şöyle böyle biraz ajite ederek siyaset yapar gibi bu teknik Komisyonu o hâle getirirsek, arkadaşlar, ben korkarım ve bundan da çok büyük üzüntü duyarım; sanki muhalefet partileri bir taraf, ölen ve kazaların sahibi, iktidar olan arkadaşlarımız ve bizler de sanki onların öyle olmadığını ve sahiplenildiği gibi bir hisse kapılırım ve bundan dolayı da çok büyük üzüntü duyarım; böyle değildir. Onun için bunu siyasi arenaya çekmeden, siyaset üzerinden yapmadan, eksiklikleri, noksanlıkları hep beraber araştırıp, soruşturup, bulup yerine gelmesi için de topyekûn gayret göstermemiz gerektiğini inanırım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama iktidarın sorumluluğu var Vekilim.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Amenna, aldık onu, baştan söyledik. İyilikleri de bizim, bugün çıkan doğal gazın güzelliği de bizim, orada çalışan 7 bin insan da bizim...

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Vekilim, biz sizi...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - ...orada yaptığımız bütün sanayiler de bizim, organize sanayilerdeki üretimler de bizim de kabahatler de bizim, onu da söyledim; varsa eksikliğimiz onları da tamamlayacağız, buna itiraz yok. Ama bunu bir siyasi arenaya çevirmeden -bize de bunları konuşturmadan- bu Komisyonun gereği neyse ona doğru, sendikalarımızla birlikte, kurumlarımızla birlikte, bu eksikleri bundan sonra da tamamlanacak, "Nedir eksiklerimiz?" diye bakılacak. Hepsi, 2 kurum da göz bebeğimiz olan kurumdur. Ama eksikleri varsa bunların da gereği neyse onların da yapılması gerektiğine inanıyorum.

Ben tekrar tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.