KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET ARSLAN (Kars) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum hatırlatmanız için.

Sizleri, saygıdeğer üyeleri ve misafir milletvekillerini, Sayın Bakanımızı, kamu kurum ve kuruluşlarının değerli temsilcilerini ve basının değerli temsilcilerini ben de saygıyla selamlıyorum.

Birkaç yorumda bulunup, bölgeme gidip sonra da konuşmamı bitireceğim. Elbette ki diğer üyelere gösterdiğiniz müsamahanın yarısını gösterirseniz baştan size teşekkür edeceğim.

Sayın Bakanım, önce bir değerlendirme yapayım. Türkiye coğrafyası veya Anadolu coğrafyası, hep övünürüz, köprü konumundadır deriz. Ancak bu köprüyü biz hep coğrafyada veya haritalar üzerinde görerek onunla övünmüşüz, hiçbir zaman bu coğrafyayı, bu köprüyü aktif hâle getirmemişiz ve mutlulukla görüyoruz ki özellikle ulaştırma türlerinin entegrasyonu kapsamında bu coğrafi konumdan yararlanmaya başladık. Marmaray'la birlikte demir yollarını Edirne'den Kars'a kesintisiz hâle getiriyoruz. Tek başına bir anlam ifade ediyor mu? Hayır. Eğer bunu Avrupa'ya bağlıyorsanız, bunu Asya'ya, Orta Asya'ya, ta Çin'e bağlıyorsanız anlam ifade eder ve yine, demir yollarını ülkenin her yerine ağlarla bağlarsanız anlam ifade eder. Geçmişte olduğu gibi sadece kara yolu yapıp demir yolunu ihmal ederseniz çok anlamsız. Dolayısıyla tersini söylemek adına bu cümleyi kurdum. Demir yollarını öncelikleyip kara yollarını da ihmal edersek geçmişteki hataların bir benzerini biz yapmış oluruz. Dolayısıyla o hataya düşmemek adına aynı zamanda bölünmüş yolları yapıyor iseniz, aynı zamanda bunları demir yollarıyla eş güdümlü düşünüyorsanız ve daha da güzeli, deniz yoluyla da eş güdümlü olacak şekilde demir yollarını, kara yollarını limanlara bağlıyor ve liman da yapıyorsanız bu da yine modlar arası entegrasyonun önemli bir göstergesi olsa gerek.

Ve yine, demir yolu yaptınız, kara yolu yaptınız, birtakım yerlerde yatırımlar yapılıyor ancak onlarda oralara insanların uçakla hızlı erişebilmesi de lazım ki gitsin, yatırımını kontrol etsin, kararlarını versin ve dönebilsin. Bu anlamda hava yolunun da aynı zamanda gelişmiş olması, herkesin, her kesimin kullanabilir hâle gelmiş olması da yine güzel bir gösterge.

Bütün bunları yaparken özellikle yatırımın ne kadar önemli olduğunun bir başka göstergesi; batıda talep çok, siz buna paralel olarak arz yapabilirsiniz, yatırım yapabilirsiniz ancak bu, doğuyu aynı zamanda ihmal etmek anlamına gelirdi ki tersini yapıyorsunuz: Doğuda özellikle şimdi talep olmadan, yeterli talep olmadan arzı oluşturuyorsunuz ki arz beraberinde oralarda talep oluştursun ve özellikle yerinde istihdamı sağlayalım.

Bakü-Kars Demiryolu Projesi Marmara'yla birlikte demir yolunu kesintisiz hâle getiriyor, Kars'tan geçiyor. Ülkemiz için, bölgemiz için önemli ama Kars için önemli hâle gelebilmesi adına lojistik merkezi çok çok önemliydi, lojistik merkezini de yapmaya başladınız, şu an etütler yapılıyor biliyorum, uygulama projesi hazırlanıyor. Bu projenin de, bununla birlikte bölünmüş kara yollarının kuzey, güney koridoru olan 18'inci koridorun da tamamlanması... Bölgemizin ne yazık ki tarım, hayvancılık dışında bir geliri yok, kömürümüz yok, doğal gazımız yok, petrolümüz yok ancak ulaşılabilir ve erişilebilir olmamız lazım ki o bölge kalkınsın. O anlamda gerek demir yollarında gerek bölünmüş yollarda gerek Harakani Havalimanı, bunun terminali ve bununla birlikte yaptığınız yedek pistin havacılığı da bölgemizi de geliştirmesi adına yaptığınız çalışmalar açısından çok çok teşekkür ediyorum.

Bunlar önemli. Başka bakanlıkların da yaptığı projeler var; Kültürdü, Turizmdi, Gençlik Spordu, bütün onların anlamlı olabilmesi adına da ilin ve bölgenin ulaşılabilir ve erişebilir olması lazımdı.

Dolayısıyla, yatırımların bir başka önemi de şu Sayın Bakanım: Yatırım götürdüğünüz her yer inşaat alanına dönüyor. İnşaat alanına dönmesi demek sıcak parayı esnafa, oradaki işçiye, insanımıza yaymanız ve direkt olarak yaymanız demek. Bu da bölgemiz açından çok çok önemli. Bu konuda da müteşekkir olduğumu ifade edeyim.

Arkadaşlar, "Size imtiyaz tanıyacağız." dediler ama Sayın Başkanım, sabrınızı zorlamamak adına eski bir Ulaştırma Bakanlığı mensubu ve eski Komisyon üyesi olarak da bir iki konuya daha değinmek istiyorum. Özellikle ifade edildi Silivri Havalimanı. Ben işin içindeydim Sayın Bakanım, şu cümlenizi hiç unutmuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, hem eski Komisyon üyemiz hem yeni Kars Milletvekilimiz olarak sözlerinizi tamamlamanız için diğer milletvekili arkadaşlarımıza tanıdığımız gibi size de ek süre veriyorum.

Buyurun efendim.

AHMET ARSLAN (Kars) - Başkan teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, "Silivri Havalimanı" ifadesi çok çok önemli. Sizin bir cümleniz vardı: "Evet, havalimanı Avrupa yakasında olacak ama kimse herhangi bir yer ismine kanıp işlem yapmasın. Birçok alternatif çalışılıyor, bunların sonunda doğru olan yer neresiyse oraya karar vereceğiz." dediniz. Kanal İstanbul'da da benzer bir şey var ancak siz alternatif zeminlerde zemin etüdü yapmaya başladığınız andan itibaren, tapulardan kayıtları alıp acaba buranın ne kadarı kamunun, ne kadarı özel şahısların diye işlem yapmaya başladığınız andan itibaren duyulur, bunu saklama şansınız yok.

Bunu belirtmiş olayım ve özellikle bir şey daha, benim de içinde bulunduğum süreçlerle ilgili "ihalelerde usulsüzlük" cümlesi kullanıldı. Eğer şuna "evet" derseniz ihalelerde usulsüzlük var. Maç üç ihtimalli, herkes her ihtimali sayıyor, günün sonunda da ihtimalin biri gerçekleşiyor ve o ihtimali öne süren diyor ki: Bak, ben söylemiştim.

Genel Müdürken ihaleme 10 tane teklif geliyor. 10 tane ayrı ihbar mektubu geliyor. Biri diyor ki: Bakın, şimdiden belli, A firmasına vereceksiniz. Biri diyor ki: Şimdiden belli, B firmasına... 10 tane böyle teklif geliyor. Günün sonunda mevzuat, kanunlar, tekliflerin geçerliliği sizi bir firmaya götürüyor. Sonra biri çıkıp diyor ki: Ben söylemiştim, bu firmaya verilecek. Ya da bir firmanın fiyatı çok uygun, inceliyorsunuz, teklif teknik olarak uygun değil ya da başka bir eksikliği var, eliyorsunuz. Biri çıkıp diyor ki: Ben söylemiştim, bakın siz bunu eleyeceksiniz.

Sayın Bakanım, bunları özellikle söyledim. Herkes bilsin ki Bakanlık bu kadar başarılı bir şekilde bu işleri götürdüyse usulsüzlük yaparak değil, tam tersine, mevzuata uyarak ve usulsüzlük beklentisi içerisinde olanların laflarını düşünerek, dinleyerek değil mevzuatın gereğini yaparak başarılı olmuştur. Bunu herkes bilsin. Herkes konuşuyor ama herkes konuşuyor. Özellikle ne yazık ki elenen firma hiçbir zaman benim yoğurdum ekşiydi demiyor, benim ayranım ekşiydi demiyor, efendim, beni elediler, diyor.

Ben size bir örnek vereyim ve bitireyim Sayın Başkanım sabrınızı zorlamamak adına. Bir limanla ilgili bir ihale yaptık, firmanın sahibi geldi, dedi ki: "Siz beni elemişsiniz." Biz iki tane yere aynı teklifi hazırlayıp verdik. Birinde elememişsiniz, öbüründe beni elemişsiniz. Arkadaş, böyle bir şey olamaz. Heyet inceler sonuçta evrak üzerinde hangisi doğruysa o kararı verir. İnceledik, teklifin birinde noter onaylı sözleşme olması gerekiyor, vermişler, bir tanesinde vermemişler. Vermeyen özel şahıs genel müdürü patronuna böyle bir eksiklik yaptığını söylemediği için, vallahi idare sizi eledi ey patron... "Gidin, noterden evrakınızı çıkarın gelin." dedim. Birkaç gün sonra geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arslan, lütfen tamamlayın.

AHMET ARSLAN (Kars) - Bitiriyorum, sabrınızı zorlamayacağım, bitiriyorum.

Birkaç gün sonra patron geldi, "Sizden çok özür diliyorum. Benim genel müdürüm böyle bir ifade kullanmıştı, ben de ona inanarak size ithamda bulunmuştum, çok özür diliyorum. Teklifin birine noter sözleşmesi koymuşuz, bir tanesine koymamışız." Hasbelkader adam gelip derdini anlatıp ben bunu ona anlatmamış olsam hep bize sağda solda "Evet, idare bize kasıtta bulundu, idare bizi eledi." diyeceklerdi. Lütfen, herkes bilsin ki, herkes mevzuatın gereği neyse ona göre iş yapıyor ve ülkenin beklentisi neyse -ki işlerin bir an önce katma değer oluşturması veya sosyal fayda sağlaması amacıyla yapılmasıdır- herkesin derdi ve davası budur diyorum.

Saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim.