| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Maden İşçileri Sendikası Hukuk Müşaviri Hatice Salman'ın, Amasra'da meydana gelen maden kazasının ve benzer kazaların önlenmesine yönelik öneri ve tedbirler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .11.2022 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası yöneticileri burada olmadığı için şimdi bir şey söyleyemiyorum çünkü hukuk müşaviri arkadaşımız burada ve o da bize bir sunum getirmiş. Bizim burada aydınlanmamız için herhangi bir çalışma da olmadığını görüyorum. Bu çalışma tabii ki Komisyonun çalışmalarına katkı yapabilir, değerlendirilecek şeyler ama biz burada, 42 maden işçisinin yaşamını yitirdiği maden katliamının aydınlatılması için sendikacılar olarak sizlerden de -daha doğrusu- sendikalardan da buraya daha hazırlıklı gelmelerini, daha, bu maden katliamına yönelik öngörüleri, tahminleri ya da gördükleri eksiklikleri anlatmalarını bekliyoruz. O anlamda, baktığımız zaman, sunumun böyle somut şeyler içermediğini görüyorum.
Tabii ki sendikalar projeler yaparlar ve o projeler kapsamında bazı pilot çalışmalar da yapabilirler ancak burada, madencilik sektöründe çok köklü sorunlar var ve sendikacı arkadaşlarımızın, burada sunumlar yapan üniversite hocaları kadar öfkesini donanmış ve 42 insanın yitirilmesinden kaynaklı öfkesini donanmış -çünkü öfkenin bir değiştirme gücü vardır, o anlamda söylüyorum- olarak, bu meseleyi de sahiplenmiş olarak burada bulunduklarını görmüyorum. Sizi burada ayrı tutuyorum çünkü sonuç olarak siz hukuk alanında buraya katkı yapıyorsunuz, bu sendikaya ama sendika yöneticilerini kastediyorum, seçilenleri kastediyorum.
TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI HUKUK MÜŞAVİRİ HATİCE SALMAN - Anlıyorum Sayın Vekilim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ben buradaki sunumdaki işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki gölge İSG uzmanları önerisine de çok... Tabii ki bir renklilik, bir katkı olabilirler ama esas olarak biz burada tartıştığımızda, işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının yapısal bir nedenden dolayı, aslında çalışma yaşamındaki iş cinayetlerine doğru bir şekilde katkı yapamadıklarını tespit ediyoruz. Çünkü sonuç olarak, işverenlerden ücret alan işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanları sürekli olarak oradaki işletmelerin baskısı altında çalışma yapmak zorunda; o eksiklikleri, yanlışlıkları deftere yazarken de ciddi baskı altındadırlar. O yüzden, burada, bu Komisyon şunu önermeli diye düşünüyorum: İşçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının bir otonomi kazanması, bir çeşit özerklik kazanması, bu anlamıyla ekonomik özgürlüklerinin, ekonomik olarak işletmelere bağımlılıklarının sonlandırılması için daha yapısal bir düzenlemeye ihtiyaç var ve burada bir önceki sendikacı, Sendika Başkan Yardımcımız sendikaların işletmelerin içindeki olumsuzluklara müdahale etme konusunda ellerinin kollarının bir çeşit bağlı olduğunu söylemişti yani "Bizim yetkimiz ne ki, biz ne yapabiliriz ki?" anlamında söylemişti. Tabii ki sendikalar -burada Kani Başkan da var, bilir- gücünü örgütlülüğünden ve üretimden gelen gücünden alır ve iktidarlara karşı, patronlara karşı, kendi üstlerindeki her türlü baskıya rağmen bu direnme, örgütlenme, mücadele etme gücünden hareket eder elbette ki ama tabii ki yasaların da sendikaları, sendikal örgütlenmeleri güçlendirmesi ve yetki alanlarını da çoğaltması gerekiyor. Önümüzdeki dönem yapılacak olan mevzuata dair düzenlemeler içerisinde sendikaların önerilerini bizim baş tacı etmemiz gerekiyor. Yani sendikaların mevzuata dair gördükleri eksiklikleri gidermek ve sendikalara alan açmak burada en önemli görevlerden oluyor çünkü parlamenter olarak en hızlı şekilde yapabileceğimiz şeylerden bir tanesi de budur diye düşünüyorum.
"Günümüzde denetlemeler ne yazık ki sadece denetlenilen günü ifade etmektedir." sözünüze aynen katılıyorum ve oradaki madenlerdeki o dinamik yapıyı kapsayan ve bütünlüklü bir denetim, bütünlüklü ve fikrî takibi de olan denetim sisteminin kurulamamasının sorunlarını da yaşıyoruz. Tabii ki burada da denetime dair ciddi eleştiriler de oldu ama bu konuda, örneğin, sizden yani sendikalardan beklerdik ki hem Sayıştay raporlarından hareketle bize bir şeyler sunulabilsin hem de diğer hem Çalışma Bakanlığının hem Enerji Bakanlığının buradaki raporları, o raporlardaki yetersizlikler, eksiklikler ya da düşüncenizin ne olduğu yani sendika olarak düşüncenizin ne olduğu burada belirtilebilsin. Yine sizin şahsınızı ayrı tutarak bunları söylüyorum.
Yine, bir sonuç olarak buradaki maden katliamında bir bilirkişi ön raporu hazırlanmıştır ve bilirkişi ön raporunun arkasına baktığımız zaman, 7 profesör ve bu alanlarda çalışma yürüten yani maden mühendisi, jeofizik mühendisi, elektrik yüksek mühendisi gibi uzmanlıkları olan, ihtisasları olan bilirkişiler, bilirkişi heyeti bu raporu hazırladı ve oradaki tespit edilen eksikliklere dair de yorum da yapılmıyor burada dolayısıyla yine bize yardımcı olamamış oluyor Türkiye Maden İşçileri Sendikası. Bu konularda Türkiye Maden İşçileri Sendikasını eleştirdiğimi söylemek istiyorum. Yani burada bize yol gösterme konusunda daha fazla sunum sağlamalıydı çünkü -işçileri- ille de Amasra Maden Müessesesinde örgütlü olmak gerekmiyor. Biz nasıl ki bütün Türkiye'nin milletvekilleriyiz, sendikalar da aslında bütün işçi sınıfının, emekçilerin haklarını korumak için varlar. O yüzden, eğer bir yerde işçiler ölüyorsa aslında bütün işletmelerde işçinin yaşam hakkı tehlikede demektir ki Türkiye aslında bir işçi mezarlığı ve bunda sendikaların da ciddi anlamda sorumlulukları var, yetmezlikleri var; bunu da belirtmek istiyorum.
Metan drenajı konusunda soracağım ama cevabı sizden alamam elbette ki, o yüzden en iyisi sormayayım.
TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI HUKUK MÜŞAVİRİ HATİCE SALMAN - Maalesef.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Görüşlerim bu şekilde.
Teşekkür ediyorum sunumunuz için.
TÜRKİYE MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI HUKUK MÜŞAVİRİ HATİCE SALMAN - Teşekkür ediyorum.