KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, bakın, şöyle bir şey var: Mesela, ben bunu onu söyleyen arkadaşımızın yüzüne söylemek istemezdim. Mesela işte deniyor ki: "Amasra B sahası Taner Bey'in zamanında özelleştirilmişti." Şimdi orası 2005 yılında özelleşti.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hilmi Güler zamanında.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ama bakın, dürüstçe bir şey söyleyeceğim. Şimdi, ben şöyle bir şey söyleyebilirim...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani siz karşı mısınız?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Bak, onu söyleyeceğim daha cevabım bitmedi. Mesela, ben şöyle bir cevap verebilirim: Arkadaşlar, yanlış şey söylediniz, 2005 yılında ben Bakan değildim nokta; ben böyle söylemiyorum. "Yirmi bir yıllık AK PARTİ iktidarının doğru yaptığı kadar güçlendiği, yanlış yaptığı kadar zayıfladığı..." bu temel kural çerçevesinde milletimiz bize yirmi yıldan beri iktidarı verdi, biz ümit ediyoruz ve inanıyoruz ki önümüzdeki seçimde de bunu bize tevcih eder.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz de ümit ediyorsunuz?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Yani ben inanıyorum ama kesinleşmediği için tabii ki bunu karşımdakine olan saygımdan dolayı böyle ifadelendiriyorum. Anketler yapılıyor, siz yaptırıyorsunuz, hepimiz yaptırıyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sağlığa zararı yok Bakanın dediği gibi.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şöyle: Yirmi bir yıllık AK PARTİ'nin bütün icraatlarını doğrusuyla, yanlışıyla ben sahiplenmek durumundayım; benim dava anlayışım bu. Hilmi Bey'in zamanında yapılanı da bizim zamanımızda yapılanı da bizden sonraki yapılanı da hepsini sahiplenmek durumundayım. Bunların içerisinde temel bir gerçek var: Doğruları yanlışından çok fazla olduğu için halkımız tevcih ediyor yani kimsenin kara kaşına, kara gözüne filan milletimiz oy vermez, vermemeli de.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani İstanbul'da da yanlışları daha fazlaydı o yüzden kaybetti AK PARTİ diyorsunuz.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Biz halkımızın İstanbul'da verdiği tercihe de son derece saygılıyız. İstanbul halkı Sayın İmamoğlu'nu Başkan seçti, o İstanbul halkının tercihidir ve biz ona saygılıyız. Bunu seçimden önce de söyledik, şimdi de söylüyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani iki kez seçilmek zorunda bırakıldı ama.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, Deniz Bey, bakın, şöyle bir noktaya gelmemek lazım. Şimdi bak ben seni yenmek için farklı argüman geliştireceğim "Zeki, çevik ve sporcuyum..." böyle bir noktaya gelmemek lazım. 15 seçim; Türkiye'de anayasa, yerel seçimler, genel seçimler birçok seçim oldu.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Konumuz bu mu Sayın Başkan?

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Konumuz bu değil Sayın Başkan.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ama bakın, şöyle, bu noktaya gelmemek lazım diye söylüyorum ben.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Başkan, çok oy alanın haklı olduğu anlamına gelmiyor. Tarihte bunun o kadar çok örneği var ki...

BAŞKAN TANER YILDIZ - Yok, halkımızın tercihiyle ilgili bakın...

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yani çok oy aldığı hâlde dünyanın başına bela olan o kadar çok siyasetçiler var ki, katliamlara sebep olan, soykırımlara sebep olan o kadar çok siyasetçi var ki...

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ben o yüzden "Doğru yaptığı kadar güçlenen." dedim. Bakın, biz arada bir şey konuştuk...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sonları hüsran oldu bu dediklerinin. Sonları perişan oldu diyorum o dediklerinin.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, Ali Bey...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Konuyu açtığımız bağlama getirsek Sayın Başkan, mesela, eksik işçi sayısını siz savunuyor musunuz?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ben ne dedim konuşmamın başında yani bu noktaya... Şimdi bakın...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben o konuya odaklı kalmak açısından soruyorum. Bir eksiklik devam ediyor, giderilmemiş; bunu savunuyor musunuz?

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Özelleştirmeyi de savunuyor musunuz?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Yok, hayır, savunmuyorum tabii ki.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O zaman bu eksikliği kabul ediyorsunuz tamam.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Yalnız bakın, şöyle bir şey var Ali Bey, arada bunu konuşmuştuk, Chomsky diyor ki: "Demokrasi insanların eşit idare edildiklerini zannettikleri rejimin adıdır." Eğer bir şeyi istismar ediyorsanız, bu bazen din, bazen demokrasi, bazen inançlar, vatan, millet, bayrak, ne varsa istismar ediyorsanız orada sıkıntı ve zarar vardır. İşçi hakları da böyledir, siyaset de böyledir. Yani biz normalde işin dürüstçe, inandığını söyleyebildiğin bir ortamda bunları konuşuyoruz.

Bakın, tekraren söylüyorum: AK PARTİ doğruları yanlışlarından daha fazla olduğu için devam ediyor iktidarına yani bunu illa oy çokluğuyla alakalı söylemiyorum. O yüzden şimdi biz her türlü konuyu burada konuşabiliriz ama şimdi Deniz Bey...

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Ülkenin sosyolojisi çok farklı, bu tartışılabilir bir konu.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, bakın, Deniz Bey bir şeye davet etti. Ben diyorum ki illa galip gelmek, illa bileğini bükmek, bükülme konusu değil bu, buradaki ortak paydamız gerçekten bunun sebeplerine inmek.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, öyle tabi de doğrular ve yanlışların sayısından ziyade bazen bir yanlış madende Grizu patlamasına yol açıyor.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Öyle oluyor zaten, zaten öyle oluyor.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O nedenle ben üzerinde duruyorum yani eksik işçi sayısının madendeki grizu patlamasıyla ilgili olduğunu düşünüyor musunuz?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Altı yılda diyelim ki yirmi bin gün iş günü yapıyorsunuz, geçiyorsunuz ama bir defasında bir yanlış yapıyorsunuz sen, ben, o, biz, siz, onlar kimse o yanlışı yapan sonunda bu çıkıyor ortaya. O yüzden, tabii ki bunun sebeplerine ineceğiz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bazen bütün tedbirleri sadece o yirmi bin gün içindeki bir gün çıkabilecekmiş gibi...

BAŞKAN TANER YILDIZ - Şimdi, bakın, mesela ben bir şey söyleyeceğim.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Chomsky'le ilgili ben bir düzeltme yapabilir miyim Başkan?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Affedersiniz cümlemi tamamlayım size söz vereceğim.

Mesela, şimdi, biz ÖZ MADEN-İŞ Sendikasının 8'inci maddede -biz bunları konuşmadık değil, konuşuyoruz- mesela gayet güzel bir önerisi var. Yani "Maden işletmeleri işe başlayacak ocak işçiler için eğitim ocağı açılması -ki bunu yapan Türkiye'de firmalar özel sektörde başladı- bu branşlar üzerinde bir ay süreyle verilmesi, eğitim sonunda sınav yapılması, sınavdan başarısız olanların işe kabul olmamasını sağlama." Gayet güzel cümleler bunlar yani bunu konuşmuyor, anlamıyor, tekrar etmiyor değiliz. Bunlarla alakalı... Bakın, 2014'te Hatice Hanım söyledi, 2008'de çıkartılan bir kanunun, AK PARTİ döneminde çıktığı daha iyisi olduğu ve zamanla bunun daha iyisinin olduğu anlaşıldı onunla alakalı bir düzeltmeye gidildi 2014'te. Ben yaptım veya başkası yaptı yani burada şahıstan daha ziyade konunun kendisi önemli, bir bütünü önemli. O yüzden, burada, her defasında iyiye gitmek iyidir.

Serpil Hanım, buyurun.