KOMİSYON KONUŞMASI

KANİ BEKO (İzmir) - Evet, herkese iyi akşamlar.

Sayın Başkan, teşekkür ederim sunumun için.

Benimki sadece bir öneri olacak burada. Sendika Genel Başkanlığının olduğu yerde...

BAŞKAN TANER YILDIZ - Siz halef selef değilsiniz değil mi? Yani DİSK'in veya DİSK'e bağlı bir Genel Başkanımız şu an Tayfun Bey. Siz DİSK'in Genel Başkanıydınız, Başkanımız bir kısmında değil mi?

KANİ BEKO (İzmir) - Ben DİSK'in Genel Başkanıyken Tayfun Bey DEV MADEN-SEN Genel Başkanıydı, DİSK'in de Ankara Bölge Temsilcisiydi. Hikâyemiz uzun.

Şimdi, arkadaşlar, ben şunu söylemeye çalışıyorum: Hatırlarsanız, bir dönem kıdem tazminatları gündeme gelmişti. Şimdi, kıdem tazminatı olmayan işçinin iş güvencesi olmaz. Bizim için çok hayati bir meseleydi. Biz bir çalışma yaptık DİSK Başkanlar Kurulunda, sonra da ben TÜRK-İŞ'e gittim, TÜRK-İŞ Genel Başkanıyla görüştüm, oradan da HAK-İŞ'e gittim, HAK-İŞ Genel Başkanıyla konuştum, dedim ki: "Biz bir çalıştay yapalım." Sonra da Barolar Birliğinde kıdem tazminatlarıyla ilgili bir çalıştay yaptık. Ertesi gün Çalışma Bakanı, bakın tarihe, siz de göreceksiniz, kıdem tazminatı dosyasını rafa kaldırdı. Türkiye'de kanayan bir yara taşeron yasası. Dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la görüştük, bakanlarla görüştük. Bu kanayan yarayı durdurmak için bu konuyla ilgili de biz bir dosya hazırlamıştık. Tabii, HAK-İŞ'in de TÜRK-İŞ'in de çabası büyük yani birini diğerinden ayırmıyorum ama önderliğini biz başlattık. HAK-İŞ'e gittim, HAK-İŞ'teki Genel Başkanımız Mahmut Arslan'la görüştüm; TÜRK-İŞ'e gittim, TÜRK-İŞ'teki Genel Başkanımızla görüştüm. Bu konuyla ilgili de biz bir çalıştay yaptık, çok önemli bir çalıştay. Hatta oraya katılanlara şunu söylemiştim ben -şimdi, bilhassa havuz medyası çok kurnazdır, tuzak sorular sorarlar- dedim ki: Bu taşeron konusundan başka bir şey konuşmayalım. Eğer konuşursak bu kadar emeğimiz boşa gider. Sonuçta ertesi gün Çalışma Bakanı sabahın erken saatlerinde telefonla beni aradı, dedi ki: "Başkan hadi bakalım gözün aydın, Genel Başkanımız talimat verdi, yarından sonra taşerona kadro çalışmalarına başlıyoruz." O zaman biliyorsunuz 1 milyona yakın taşeron işçisi vardı, hatırladığım kadarıyla 250 bine yakın taşeron işçisi Türk Silahlı Kuvvetlerinde, MİT'te, -o zaman Başbakanlık vardı- Başbakanlıkta, Mecliste önemli yerlerdeki taşeron arkadaşlarımıza kadrolar verildi ama istediğimiz gibi olmadı. Taşeron işleri de kamuda, belediyelerde, özel idarelerde şirketlere geçirildi biliyorsunuz. Bu da bana göre önemli bir adım. Neden? Çünkü her altı ayda bir, her yıl ihaleyi kaybeden taşeron işçiyi de alıp kendi memleketine götürmesi gerekliydi. İşte Van'dan geldiyse Van'a, Kars'tan geldiyse Kars'a, çok rezaletti bu işler. Şimdi, ne anlatmak istedim? Eğer siz hazır bir araya gelmişken bu maden yasasının, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasasının maden işçilerinin lehine gerçekten çıkarılmasını istiyorsanız bir araya gelin arkadaşlar. Bu adımı bir atın bugün, isterseniz bu akşam, istiyorsanız yarın bir araya gelin ve genel başkanlarınızla görüşün. Söylediğim tarzda, yine sizin tarif edeceğiniz bir yerde, bize ihtiyaç varsa biz hazırız ama mutlaka bir maden çalıştayı hep beraber yapalım. Yani bu maden çalıştayı eğer başta TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK genel başkanlarının katıldığı tabii, bağımsız maden sendikaları varsa -onları da küçümsemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın- onları da davet ederek bir maden çalıştayına Türkiye'de ihtiyaç var. Burada gerçekten biz madencilerin ekonomik, demokratik, siyasi, sosyal haklarını koruyan, kollayan bir yasayı yani Avrupa Birliği kriterlerine ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kriterlerine uygun bir hâle getirebilirsek harika bir iş yapmış oluruz.

Ben teşekkür ederim, herkese kolay gelsin diyorum.