MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle, sunum yapan bütün sendika temsilcilerine, başkanlarına ben de teşekkür ediyorum. Aynı zamanda katkı yapan milletvekili arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, elbette burada 42 vatandaşımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşayıp tekrar bunların yaşanmaması için Türkiye Büyük Millet Meclisi, millet iradesinin temsil edildiği yerde çözüm arıyoruz. Bunları çok da değerli buluyorum, onu söyleyeyim. Bizim düşüncemiz ve gelecekle alakalı bakışımız inşallah, bu çalışmalar neticesinde milletimiz adına, madencilik adına, madenciler adına güzel kararlar olur, hayırlı kararlar olur; tekrar bunları yaşamayız ama şunu söylemek isterim: Çevre Komisyonunda da aynı şeyler söyleniyor, Türkiye gelişmekte olan bir ülke, gelişiyor, sürekli gelişiyor; büyüyor, büyüdükçe de ihtiyaçları artıyor; enerji ihtiyacı artıyor, bu enerji ihtiyacı da özellikle küresel dünyada ve çevreyle alakalı küresel ısınmanın etkisiyle de yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir dönüş var. Baktığımız zaman etrafımıza da savaşların çıktığı yer de genelde hep enerji kaynaklarının olduğu yer. Şu anda ülkeler savaşıyor, elektrikler kesilmiş, insanlar karanlıkta, bu karda kışta ısıtma ihtiyacını bile karşılayamıyor. Biz geçmişten günümüze Türkiye'deki sıkıntıları da gördük; 70'li yılları da biliyoruz, o zamanları da biliyoruz, yaşımız da ona müsait, bu ülkede neler çektiğimizi biliyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Türkiye'de elektrik kesildi yani AK PARTİ döneminde.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Ama... Şuraya geleceğim...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben bir elektrik mühendisiyim, konvektör sistemde böyle bir hata payının olmaması gerekir.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sayın Yavuzyılmaz, seviyoruz seni, lütfen, müdahale etme de... İnsicamımı bozma bak, sen konuşurken şey yapmıyoruz. Bitiriyorum bu saatte, bitiriyorum; bir yere geleceğim ben, bir şey için söylemiyorum.

Elbette ki bizler burada bir şeyler yaparken geleceği düşünmek zorundayız. Biz şuna... Bunu kabul ediyor muyuz? Ediyoruz. Yer altı zenginliklerimizi ülke ekonomisine çevreye de insanlığa da zarar vermeden kazandırmak hedefimiz midir? Hedefimizdir ve bu yer altı zenginliklerini kazandırmak için de yıllardan beri biz yer altının fotoğrafını, MR'ını, tomografisini çekiyor muyuz? Neyle çekiyoruz? Sondajlarla zenginliklerimizi buluyoruz, ekonomiye kazandırıyoruz. Şunu eleştirebiliriz: Bunu da saygıyla karşılıyoruz. Bu yer altı zenginliklerini ekonomiye kazandırırken çevresel hassasiyetler ve işçi sağlığı, iş güvenliği burada tartıştığımız şeylerin en ideal bir şekilde yapılmasına hepimiz hemfikiriz, zaten onun için de buradayız ama şuna karşıyız: Neye karşıyız? "Biz HES'e karşıyız, RES'e karşıyız, GES'e karşıyız, santrale karşıyız, nükleere karşıyız..." Peki, soruyorum: Enerjinin başka alternatifleri varsa her yıl Türkiye yüzde 5 büyüyor. Başka alternatifleri varsa birileri bu alternatifleri bize sunsun. Biz de isteriz ki yer altı yer altında kalsın evet, dokunmayalım. Evet, Zonguldak'ı tartışıyoruz, 42 canımız gitti ama biz burada kapatmayı düşünüyor muyuz?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Düşünün, niye düşünmüyorsunuz?

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Bir saniye, bitiriyorum.

Her taraftan düşünmüyoruz. Niye? Orası devam edecek ama orada çalışan kardeşlerimizin, insanlarımızın...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşçi canı pahasına devam edemez.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Lütfen sözümü kesmeyin, ben sizin sözünüzü kesmedim. Bir hanımefendisiniz, saygılı olun lütfen ya!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye tekrar "Saygılı olun."a getiriyorsunuz?

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Ama lütfen, biz sizi saatlerce dinledik, beş dakika tahammül edilemiyor mu? Lütfen ya!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye "Saygılı olun." a geliyorsunuz hemen?

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Saygılı olun lütfen. Ben konuşurken sözümü kesmeyin lütfen.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bunun saygılı olmakla bir ilgisi yok ki.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Lütfen sözümü kesmeyin.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Söylediğiniz şeyler sabrımızı taşırıyor.

MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sabrını taşırmıyorum. Ben sizi sabırlı şekilde dinledim. "Lütfen" diyorum bak, lütfen. Ama lütfen sürekli aynı şeyleri yapmayın ya.

Biz bundan sonra bu madenleri, enerjide de yaptığımız HES'leri, GES'leri, RES'leri, hepsini bu ülkenin insanları için, dışa bağımlılığı azaltmak için yapacağız ama bunun yanında da elbette ki çevresel hassasiyetlere, elbette ki işçi sağlığı ve iş güvenliğine, elbette ki burada tekrar kazaların olmaması için mücadelemize devam edeceğiz yani bunu da hiç kimse engelleyemez. İktidarı da muhalefeti de ana muhalefet partisi de söylüyor, biz yenilenebilir enerji kaynaklarını artıracağız, evet, aynı düşüncedeyiz, bizim gibi düşünüyor; bizleri de eleştirebilir. Eksikleriniz vardır, çevresel hassasiyetlerde eksikleri vardır, bunlar normal şeylerdir. Elbette ki bizler de eksikleri varsa bunları tamamlayıp yolumuza devam edeceğiz.

Ben tekrar burada, bu masanın etrafında olan sivil toplum kuruluşlarımızın, sendikalarımızın değerli başkanlarına teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, sizlere de sabrınızdan dolayı teşekkür ediyoruz.

Hayırlı geceler diliyorum bütün herkese.