| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası Genel Başkanı Tayfun Görgün'ün, Sendika olarak Amasra'daki maden kazasına yaklaşımları ile benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirler ve öneriler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .11.2022 |
KANİ BEKO (İzmir) - Ben sadece kayda geçsin diye söz hakkı aldım.
Şimdi, HES'ler, GES'ler, işte RES'ler, rüzgâr güllerinden bahsedildi.
FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) - Sen destekliyorsundur.
KANİ BEKO (İzmir) - Yok.
Şimdi, bizim Ege'de köyler ayakta. Ben birkaç köye gittim ya, niye dedim bu kadar tepkilisiniz? Evet, doğru, bu ülkede enerjiye de ihtiyaç var. Ancak benim yaşadığım yer Karaburun, Karaburun'u bilen arkadaşımız var mı burada bilmiyorum.
BAŞKAN TANER YILDIZ - Ben.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Karaburun'u bilmeyen olur mu?
KANİ BEKO (İzmir) - Ne güzel.
Şimdi, ben kırk beş yıldan beri orada yaşıyorum yani dağlarda ne kadar keçi var siz onları bana sorun. Bu, Ankara üniversitelerinden düzenli şekilde...
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Gençliğinizi ona borçlusunuz.
KANİ BEKO (İzmir) - Eyvallah.
Şimdi Ankara'dan, İstanbul'dan, Bursa'dan, birçok bölgelerden bizim keçileri görmek için Karaburun'a öğrenciler gelir, orada üç gün kalır, beş gün kalır, bu yaz da siz vardınız galiba değil mi kampta Yılma? Şimdi, bunu anlatırken şunu anlatmaya çalıştım: Sonra çıktım dağlara zaten benim sürekli dolaştığım yerler buralar. Köylülerle oturdum, onları dinledim. Şimdi, olay şu arkadaşlar: Buralarda keçilerin sütleri yüzde 50 oranında kesilmiş. Neden? Yani biz HES'ler, RES'ler, GES'ler, rüzgâr gülleri falan diyoruz ama şimdi bizimkiler -sen söylemiştin galiba- tam bir vahşi kapitalizm. Ya, kardeşim, burası köy. Şimdi köyün yanına gelmiş yanına gelmiş, o direği dikmiş. Şimdi "Van, van, van, van" sabaha kadar. Şimdi, bu hayvanlar; küçükbaş, büyükbaş hayvanlar uyuyamıyor Sayın Bakanım. Dolayısıyla uyuyamadıklarından dolayı sütleri yüzde 50, bazısının yüzde 60 oranında kesilmiş. Şimdi, ikincisi, siz kendinizi düşünün. Bu akşam eve gidelim, başımızı yastığa koyalım, bir ses sizi sabaha kadar uyutmaz, rahatsız eder ve köylü arkadaşlarımız da sabahlara kadar bu "Vın, vın, vın" seslerinden uyuyamadıklarını itiraf ettiler. Sonra bu etkinliklere, eylemlere ben de katıldım. Şimdi, be kardeşim, bu güzelim Karaburun siz gelmişsiniz, görmüşsünüz, herkesi beklerim.
FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) - Bizi de çağırıyorsun değil mi Kani Bey?
KANİ BEKO (İzmir) - Tabii, tabii, herkesi beklerim.
Ya, burası bacasız bir fabrika. Şimdi şunu anlatmaya çalışıyorum... Yalnız GES'lerde kanserojen var. Bilim insanları bizim oraya geldiler, onlarla bir toplantı yaptık. Bizim Karaburun'da her yıl bilim konferansı olur, bilim kurultayı olur, bilim adamları gelir. Ben sordum, dedim ki: "Ya, biz hep karşıyız, karşıyız ama bana şimdi televizyondan sorsalar 'Kani Beko, sen neye karşısın?' deseler, ben cevap veremem. Yani bunu bize bir anlatır mısınız?" Şimdi, kürsüden, inanın, üç beş bilim insanı bunların kanserojen yaydığını açık, net bir şekilde söyledi.
Ya, bir de şu var, bakın, arkadaşlar, notunuzu alın Sayın Bakanım, ben yani yıllardır bu konuyla ilgili her yerde konuşuyorum; televizyonlarda, basında falan, artık yoruldum bu konuyla ilgili konuşmaktan. Olay ne biliyor musunuz? Olay, şu: Şimdi, bu güzelim yerlere para babaları Ankara'dan, İstanbul'dan, işte başka bölgelerden geliyorlar, 2/B uygulaması var; şimdi, 2/B uygulamasından dolayı kocaman bir araziyi para babaları alıyorlar. Şimdi, aldıktan sonra ne yapıyorlar? O arazilere gecekondu yapılmaması için tel örgüyle oraları sarıyorlar. Ege'nin hemen hemen tamamı böyle. Daha önce burası neydi? Burası daha önce meralıktı. Şimdi, ben size sorarım: Yani Ege'de siz bir köyde yaşıyorsunuz; büyükbaş, küçükbaş hayvanlarınız var, gelmiş Almanya'dan, işte Fransa'dan, İngiltere'den, İstanbul'dan para babaları, o arazileri tel örgüyle sarmış. Peki, şimdi, ne yapacaksınız siz, ben size sorarım? Ne yapacaksınız, he? Ya, bakın, bir daha söylüyorum: Köylüler, inanın, Ege'de köylerini terk ediyorlar. Yani bu GES'ler, RES'ler, rüzgâr gülleri, gerçekten eğer yapılacaksa bunun bir ölçümü vardır; ya, mutlaka yapılmalıdır. Şey de öyle, bir daha söylüyorum, kapatıyorum hemen, son cümlem.
Şimdi, balık üretme çiftlikleri var bizim orada, evlere şenlik be kardeşim ya. Yani siz belki benden fazla dolaşmışsınızdır. Ya, ben Yunanistan'a belki 10 kez gittim, geçen hafta işte, anlattım, Balkanlardaydım böyle; gezdim, dolaştım, inceledim. Şimdi, oralarda balık üretme çiftlikleri var yani en az 10 kilometre olması gerekir yasaya göre. Ağabey, şimdi, bizimkileri gelin de görün, bir baca, efendim, adada, bir baca, işte, denizde; ya, olmaz böyle şey ya!
Şimdi, siz geliyorsunuz, siz Karaburun'a geliyorsunuz değil mi, ailenizle beraber, küçük çocuklarınız var; denize bir giriyor, girmesiyle beraber çıkması bir oluyor; "Baba, anne; çok pis kokuyor buralar!" diyor. Bu, ne biliyor musunuz? Günde 2,5 ton balık üretim çiftliklerinde balıklara yem veriyorlar. Peki, bu yemler ne oluyor? Balıklar bunu yedikten sonra dışkısını dışarıya atıyor. Peki, nerede oluyor bu? Sahil kenarlarında oluyor. Ya kardeşim, bunu burada yapacağına, ya 10 kilometre ileri gitsen de yani buraya yazın arkadaşlarımız aileleriyle beraber gelsin, bu temiz denizde çocuklarla beraber güzel bir tatil yapsa yani iyi olmaz mı? Yani şunu anlatmaya çalışıyorum: Ben, tabii, oralarda yaşadığım için, belki böyle diyebilirsiniz ama bakın, şöyle...
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Orada para kazanamazlar; uzak, mesafe çok.
KANİ BEKO (İzmir) - Bitiriyorum ağabey, bitiriyorum hemen.
Şimdi, Ege, aslında gerçekten bacasız bir fabrika, değil mi? Yani bizim yarımadaya 1 milyona yakın turist geliyor temmuz, ağustos, eylül aylarında fakat son dönemlerde çok da memnun olmadıklarını bize ifade ettiler. Siz bu GES'leri, RES'leri böyle direkt konuştunuz ama dikkat etmekte fayda var. Biz olmasın demiyoruz; bakın, olmasın demiyoruz ama dikkatli olmakta fayda var yani. Şimdi, o köyler bize lazım; yani zeytinin olmadığı, peynirin olmadığı; domatesin, biberin, patlıcanın olmadığı yerde, insanların geleceği olmaz.
Herkese teşekkür ederim.