| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Çalışma Bakanlığının ve bürokrasimizin değerli mensupları, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii "Çalışma Bakanlığı" deyince, öncelikle gündeme gelen yani şimdiye kadar konuşan, söz alan arkadaşlar, bundan sonra da muhtemelen söz alacak arkadaşlar da bu iş güvenliği, iş kazaları konusunda ağırlıklı olarak duracaktır. Çünkü, gündem budur, öncelikli olarak konuşulması gereken husus da budur.
Ülkemiz, bir gerçektir ki maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleriyle birlikte iş kazaları ve işçi ölümlerinde büyük artışların olduğu, iş kazalarında artışların olduğu bir dönem yaşamaktadır. Yaşanan bu olayların tabii çok çeşitli sebepleri vardır. Ancak, bu önemli sebeplerden biri de denetimlerin etkin ve tam bir şekilde yapılmamasıdır. Yani, bu, Hükûmet döneminde iş yeri sayısı, işçi sayısı neredeyse 2 kat artarken, maalesef, denetlenen iş yeri sayıları da oldukça düşüktür ve 14 bini aşkın bir ölümlü kaza söz konudur, binlerce kaza meydana gelmektedir. Sadece Sayın Bakanın Bakanlığı döneminde de bu sayı, maalesef, 5 bine yaklaşmaktadır. Sadece 2014 yılı 10 ayında 354'ü maden işçisi, 300'ü inşaat işçisi, vesaire, olmak üzere 1.600'e yaklaşan işçi iş kazaları neticesinde hayatını kaybetmiştir.
Şimdi, hatırlayalım değerli arkadaşlar, Sayın Başkan, Sayın Bakan; 13 Mayısta Soma'da büyük maden faciası meydana geldiği andan itibaren başta dönemin Başbakanı ve siz sayın bakanlar şunu söylemiştiniz mealen: "Sonu nereye varırsa varsın gidilecek, kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak, sorumlular tespit edilecek." Ee, şimdi yargı ve mahkeme safahatı devam ediyor, siz soruşturma izni isteyen mahkemeye kendi Bakanlığınız görevlileriyle ilgili soruşturma izni vermiyorsunuz. Biraz evvelki konuşmanızda da diyorsunuz ki: "Ya, yargı baksın." Yargı nasıl baksın? Yani, yargıyı kısıtlıyorsunuz. Peki, Sayın Bakan, yaptırdığınız idari soruşturmanın sonuçları nedir? Soma maden kazasıyla ilgili idari olarak müfettişlerinizin bir soruşturma ve inceleme yaptığını biliyoruz, bunun sonucu nedir? Ben buradan defalarca sordum, Genel Kurulda da sordum: "Bilirkişi olarak atanan kişiyle, mahkeme tarafından bilirkişi olarak belirlenen kişiyle bu Soma Eynez Madenini teftiş eden kişinin karı koca olduğu, eş olduğu ifade ediliyor." dedim, buna bir türlü, nedense, cevap bulamadım.
Şimdi, diyorsunuz ki: "Tek sorumlu biz miyiz?" Yani, Bakanlığınızı ve kendinizi kastederek. Elbette, tek sorumlu siz değilsiniz, tek sorumlu Çalışma Bakanlığı da değildir ancak bu sizin sorumluluğunuzu ortadan kaldırmıyor ki. Yani, tek sorumlu sizin olmamanız... Bu, birincisi.
İkincisi, ortada bir kolektif sorumluluk söz konusudur, bir Hükûmet sorumluluğu söz konusudur Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, Çalışma Bakanlığı da sorumlu, Enerji Bakanlığı da sorumlu, Başbakan da sorumlu. Bu sorumluluktan kaçamazsınız ve bu sorumlulukları gözardı edemeyiz.
Şimdi, Soma Anonim Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ve 6 yöneticisi tutuklu, cezaevinde. Peki, bu madenin sahibi kim? Enerji Bakanlığı Türkiye Kömür İşletmeleri. Bunun görevleri ve sorumlulukları yok mu? Denetim bahsiyle ilgili olarak herhangi bir sorumluluk söz konusu değil mi? Bürokrat duruyor, siyasetçi duruyor, hiç öyle sorumluluk almaya... Bir nokta dahi, zerre dahi sorumluluk duymuyor. Siyaset makamıdır Hükûmet ve sorumluluk makamıdır. Hükmediyorsanız bir işe, onun gereğini yapacaksınız. Aksi takdirde, siz niye Hükûmet oldunuz, bunları düzenlemeyeceksiniz, düzeltmeyeceksiniz, bu kadar iş kazalarına mâni olmayacaksınız? Neticede, Hükûmet üyelerinin tavrına baktıkça bazen ben "Acaba sorumlu ben miyim?" diye soruyorum, herhâlde benim yani neticede Çalışma Bakanı...
SÜMER ORAL (Manisa) - Yok, yok, öyle bir şey yok.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yok mu öyle bir şey? Ama, bir sorumlu olması lazım, bu sorumluluğu da ortaya koymak gerekir.
Şimdi, vatandaşa "yeni Türkiye" diyeceksiniz, sonra 1850'lerde ABD'deki, İngiltere'deki maden kazalarını referans göstereceksiniz, fevkalade çelişik bir yaklaşım. E, daha sonra, 1960 model çalışma tarzı diyorsunuz. O zaman, niye 2023'ten ve yeni Türkiye'den bahsediyorsunuz? Siz on iki yılda madenleri günümüzün teknik imkânlarına göre çalıştıramamışsanız başarısızsınız çünkü madenlere hükmeden sizsiniz. 2012 yılında Başbakan maden ruhsatlarının dağıtımını tek başına uhdesine almadı mı? Yine, 2012 Haziranında devlete ait tüm gayrimenkullerinin satışını, kirasını, devrini, tahsisini Başbakan bizzat uhdesine almadı mı? İstanbul'da rant yerlerinde kupon arazi takip edeceğinize bu madenlerin sağlıklı bir şekilde işletilmesine vaziyet edineceksiniz. Ancak, redevans ve hizmet yöntemi ve rant paylaşımı, maalesef, gözleri kararttı.
3 sorumluluk belirlediniz Sayın Bakan: Kâr hırsı, evet; farkındalık noksanlığı, evet; iş güvenliği için yatırım noksanlığı, evet. Peki, bu kâr hırsını sizin koyduğunuz çalışma yöntemi tetikliyor, teşvik ediyor. Bu bakımdan, kâr hırsında sadece patronu suçlayamazsınız, Enerji Bakanlığı da en az patronlar kadar, hatta onlardan daha fazla sorumludur. Çünkü, kâr hırsını, ne kadar üretirsen üret... Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Soma Araştırma Komisyonunda açık açık ifade etti "Ben madenin kalitesine bakarım, fiyatına bakarım, başka bir şeye bakmam." dedi. Çok hazin bir cevaptır ve tamamen sorumluluğu gerektirir bir şeydir. Böyle bir anlayış olabilir mi? Malın, mülkün, ruhsatın sahibi olacak Enerji Bakanlığı Türkiye Kömür İşletmeleri, fakat madenlerin nasıl işletildiğinden sorumlu olmayacak. Sözleşmeyi yapan kim? Türkiye Kömür İşletmeleri. Şartnameyi düzenleyen kim? Türkiye Kömür İşletmeleri. Sen nasıl sorumlu olmuyorsun? Bu madenlerin işletilme yöntemini, kâr hırsını, taşeronluğu, orada dayıbaşılığı, derebeyliğini senin çalışma yöntemin koydu. Hükûmet olarak sen sorumlusun. Bu sorumluluktan asla yan çizemezsiniz, kaçamazsınız. Bu redevans, hizmet alımı, taşeronluk, dayıbaşılık sizin eseriniz; madenler için konuşuyorum.
"Yapısal sorunlar çözülmeli." Elbette. Niye çözmüyorsunuz? Biz her türlü desteği vereceğimizi peşin peşin ilan ediyoruz ve bugüne kadar da verdik, vermeye de devam ederiz. Ama, yani öyle bir konuşuluyor ki, konuşuyorsunuz ki Hükûmet olarak elinizden gelse muhalefeti sorumlu tutacaksınız bu kazalarla ilgili.
Değerli arkadaşlar, kâr hırsı, vicdansızlığın örtüsü olamaz. Daha çok üretim hedefi, işçi sağlığı ve iş güvenliğini yok sayarak, köle düzenini kurumsallaştırarak sağlanamaz. Bunu kurumsallaştıran Hükûmet uygulamaları. Biraz evvel de bahsettiğim gibi, maden ruhsatları âdeta bir rant dağıtım yöntemi hâline getirilmiş. Başbakanlık genelgeleri açık.
Maden ruhsatları niye hâlâ tek kişinin elindedir? Bu taşeronlaşma can yakıyor. Isparta'daki trafik kazaları dâhil, bu dayıbaşı sisteminden ve bunu sadece tarımsal çalışmaya referans göstererek... E, normal de görmeyelim. Artık, günümüzde bu tür çalışma yöntemlerine mutlaka son vermek lazım. Tam bir katliama ve cinayete, kasten adam öldürmeye varan uygulamalara dönüştü.
Şimdi, 2 Aralık 2013 tarihinde Uyar Madencilikle ilgili olarak Sayın Çalışma Bakanına soru önergesi verdim. Sayın Bakan soru önergemi tam on buçuk ay sonra 15 Ekim 2014 tarihinde cevaplandırdı. Bunun ne kadar geciktiği üzerinde durmuyorum.
Şimdi, soru önergemde Uyar Madenciliğe bağlı Darkale Maden Ocağında 2009 yılında 129, 2010 yılında 179, 2011 yılında 276, 2012 yılında 254, 2013 yılında 282 olmak üzere toplam 1.120 kaza olmuş. Dikkat edin arkadaşlar, tam 1.120 maden kazası sadece Darkale Maden Ocağında meydana geliyor. Bu Uyar Madencilik var ya, Ermenek'teki kazaya yol açan şirketin ya yan şirketleri ya hısım akrabası yani aynı. Şimdi, bu kazalarda da 6 madenci hayatını kaybediyor ve Uyar Madenciliğin ve bunun yan şirketlerinin de toplam borcu 118 milyon 930 bin 364 lira, Bakanlığın verdiği bilgi bu. 118 milyon 930 bin lira borç bulunuyor. 25 Aralık 2013 tarihi itibarıyla Uyar Madencilikle ilgili olarak Çalışma Bakanlığı İzmir İş Teftiş Kurulu Başkanlığına, ödenmeyen ücretler, yıllık izin, mobbing, kıdem ve ihbar tazminatlarıyla ilgili olarak 121 işçi şikâyette bulunuyor. Uyar Madenciliğe ait Darkale Maden Ocağıyla ilgili olarak işçiler tarafından 124 adet şikâyet dilekçesi veriliyor ve şikâyetle ilgili Bakanlık 2 müfettiş görevlendiriyor. Ancak, şirket bu müfettişlere gerekli evrakları vermediği için "Denetim yapılamamıştır." şeklinde cevaplandırıyor. Böyle bir acziyet olabilir mi? Devlet, kamu demek yaptırım gücüne sahip birim demektir. O denetim belgesini vermemenin bir sonucu "Ben denetimi yapamadım." demek midir?
Şimdi, Darkale ocağını kiralamış, ayrıca Azyak maden ocağı da redevans yöntemiyle devletten kiralamış bu Uyar şirketleri ve şirketin ayrıca İzmir Kınık'ta iki arama ruhsatı, Konya'da bir arama ve bir işletme ruhsatı var ve 118 milyon lirayı aşan borcu var. Bu borcun tahsili için de laf olsun diye herhâlde faaliyet yapıldı yani bir işlem yapılmadığı, bunun tahsili için bir gayret gösterilmediği anlaşılıyor. Vatandaşa 10 lira borcu için haciz gönderen SGK, AKP Hükûmeti, milyonlarca lira vergi ve SSK borcu bulunan, yüzlerce çalışanının ücretini ödemeyen bu şirketin kira sözleşmesinin neden feshedilmediği Hükûmet tarafından açıklanmalıdır. Uyar madenciliğe yapılan denetimlerin neredeyse tamamı olumsuzken bu denetimlerde noksanlıklar tespit edilirken bu şirketin hâlâ çalışmasına neden izin veriliyor?
2009-2013 yılları arasında, söyledim, bir ocakta 1.120 maden kazası yaşanıyor. Bu şirketin sözleşmesi neden iptal edilmiyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akçay, toparlayabilirseniz, çünkü iki defa söz verdim.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamam, teşekkür ederim Sayın Başkan, toparlıyorum.
Uyar Madencilik Darkale maden ocağında saha ihlali yapıyor ve Türkiye Kömür İşletmelerine bağlı alandan 106 bin ton kömür çıkarıp satarken yani çalarken bu şirketin sözleşmesi neden iptal edilmiyor? Uyar Madencilik 2012 yılında 804 çalışanının iki aylık maaşını vermezken bu şirkete kim sahip çıkmıştır? Bu sözleşmeler neden iptal edilmemiştir? Soma'daki yine bu Uyar madencilik ile Konya Ermenek'te kazanın yaşandığı maden şirketi arasında akrabalık hariç ne gibi bir ilişki vardır? Defalarca kapatılan Uyar Madenciliğin açılması için kimlerin ricacı olduğunu, olunup olunmadığını Sayın Bakan ve ilgili bakanlar mutlaka açıklamalıdır.
Şimdi, değerli arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, Sayın Bakana bir soru kaldı.
BAŞKAN - Soru faslında da sorabilirsiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Soru faslında ayrıca sorarız. Konu bütünlüğü olduğu için...
BAŞKAN - On beş dakikayı geçtik.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Bakan, Soma'da son durum nedir? Soma AŞ'nin Eynez, Işıklar ve Atabacası ocaklarında çalışma var mıdır? Bu çalışma izinleriyle ilgili, biliyorsunuz, MİGEM'in ve Çalışma Bakanlığının yazıları söz konusuydu. Buna ilişkin son durum nedir? İşçilerin ücret durumları nedir, nasıl alacaklar? Çünkü bunların ödenmesi, biliyorsunuz, aksadı. Bundan sonra ne olacak?
Ayrıca, şunu açıkça ifade etmek isterim ki Soma'daki maden işçileri ve Somalı vatandaşlarımız ve bizler bu ocakların kapatılmasına kesinlikle karşıyız, hani öyle bir spekülasyon yapanlar olursa ancak gerekli tedbirlerin, iş güvenliğinin mutlaka alınarak ve uygun teknolojiyle bu ocakların çalışmaya devam edilmesinde...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 50 kişiden birini bulduk, kaldı 49.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Öyle mi? Yo.
Sayın Bakan, ben bunu...
BAŞKAN - Biz de söylüyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ama biz bunu çok açık... Yok Sayın Bakan, şimdi, hiç boğuntuya getirmeyelim işi bakın...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Aynı şeyi söylüyoruz yani.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Çok açık şekilde, bunu zaten milletvekili olarak...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Aynı şeyi söylüyoruz yani.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ama sizi arayanlar başka bir şey söylüyordu. "Uyar madencilik kapatılmasın, aman bunu bilmem ne yapalım." diye. Benim söylediğim çok açık, net Sayın Bakan, altını çizerek söylüyoruz biz.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
Biz aynı şeyi söylüyoruz, bu madenlerin güvenliği sağlanarak...
Teşekkür ederim Sayın Akçay...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Uygun teknoloji ile gerekli bütün önlemler alınmak şartıyla ve yasalar da uygulanacak ve Soma Maden Komisyonunun getireceği en geç bir ay içerisinde de bu rapor yayınlanacak, kesinlikle gereken tedbirler alınacak. Böyle, şu hâliyle bu madenlerin elbette, hele hele Eynez ocağının çalıştırılma imkânı yoktur. Fakat, bu raporlar ne oldu Sayın Bakan, o sorularıma cevap istiyorum.
Bir de, önemli bir husus, artık açıkça ortaya çıktı bu dayıbaşı sistemi, buna ilişkin bir tedbiriniz var mıdır yani bu dayıbaşı sistemi için ne yaptınız, ne yapacaksınız? Bu konuda cevap verilmesini bekliyorum.
Teşekkür ederim.