KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli vekil arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bize hizmet eden emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, kapitalist bir dünyada yaşıyoruz ve ülkemizde de kapitalist bir düzen var ancak kapitalist düzenlerde dahi bazı sosyal devletler yurttaşlarının temel ihtiyaçlarını güvence altına alırlar. Bakın, kapitalist düzende su bile piyasalaşmış durumda, elektrik piyasalaşmış durumda; barınma meselesi, doğal gaz meselesi, ısınma konuları; bunlar temel insani ihtiyaçlar. Biz HDP olarak, tüm temel insani ihtiyaçların kamu eliyle ücretsiz olarak sağlanmasını öneriyoruz. Tabii bundan çok uzak bir noktadayız ama en azından Anayasa'sında sosyal devlet olduğunu iddia eden bir devlet 2 konuda piyasalaşmadan çıkmak zorunda. Özellikle de bakın, her konuda neoliberal politikalar öngörüldü ya 80'li yıllardan başlayarak ama bakın, o ülkeler bile İngiltere'nin Covid dönemindeki hâlini gördük değil mi, nasıl çöktü, Amerika'nın hâlini gördük, nasıl perişan oldu. Yani bu anlamda bizde kısmen de olsa kamunun güçlü olması bizi bir miktar kurtardı ama biz, kamunun daha fazla güçlü olmasını istiyoruz sağlıkta ve eğitimde. Bakın, iki temel konu diyoruz; sağlık ve eğitimin tamamen piyasa alanından çıkarılmasını öngörüyoruz ve bunu öneriyoruz Sayın Bakan, sizlere. Bakın, siz bir özel hastanenin patronusunuz gerçi ama sizin hastanenizi de kamulaştırmayı öneriyoruz mesela. Bütün özel hastanelerin kamu eline alınmasını ve sağlıkta paranın geçmemesini öneriyoruz. Böyle bir ütopyamız var; bunun ulaşılabilir bir ütopya olduğunu düşünüyoruz. Bizim gibi güçlü bir ülke bunu sağlayabilir.

Sayın Bakan, bakın, ben özel hastanelere güvenmiyorum; evet, siz de bir özel hastanenin kurucusuydunuz geçmişte ama ben güvenmiyorum. Bakın, neden güvenmiyorum? Geçen gün bir skandal yaşadık değil mi Tokat'ta? Şimdi Tokat'ta, Medical Park Hastanesinde bir hasta bakıcı veya hemşire, neyse, bir yoğun bakım hastasının boğazını sıktı, öldürmeye teşebbüs etti. Ya, böyle bir skandal yaşadık. Siz müdahale ettiniz, kapattınız hastaneyi.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Açıldı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tekrar açıldı mı?

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Açılmadı.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - "Açıldı." diye yazıldı Sayın Bakan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Peki, açılmadı ama Sayın Bakan bakın, ben de...

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - İdari tedbir alındı, uygulanmadı, açılmadı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) -Peki, benim süremden gidiyor Sayın Bakan.

Şunu söyleyeceğim bakın: Ben de kamu hastanelerini tercih etmek istiyorum ama sistem beni hep özel hastanelere yönlendiriyor. Ya, geçenlerde bir check-up olmaya kalktım; gönderdiler buradan, anlaşmalı oymuş, özel hastane; ya, kolesterolüm bir miktarı yüksek çıktı, tamam mı, üst sınırın da az bir şey üzerinde. "Yok, şu görüntülemeyi yapacağız, yok efendim, anjiyo yapacağız, yok bilmem ne damarınızın tomografisini çekeceğiz, yok bilmem ne testi lazım..." Ya, Allah'tan arkadaşım Necdet var, hekim, "Ya, Necdet bunlar gerekli mi?" dedim, "Vallahi gerek yok Garo, hiç bunları çektirme." dedi. Ama bakın, benim annem özel hastaneye gittiğinde, vallahi sizi soyuyorlar, size söyleyeyim. Niye? Annemi kandırıyorlar çünkü "Böbreğim ağrıyor." diye gidiyor, beyin MR'ı, bilmem nesi çekilip geliyor kadıncağız çünkü niye? Doktorlar diyor ki: "Şunu çektirmen lazım, bunu çektirmen lazım, bilmem ne..." Dünyada en çok görüntüleme yapılan ülkeyiz ya. Herhâlde öyleyiz yani 1'inci sırada olabiliriz. Yani Amerika'da böyle bir şey yok, orada, bakıyorsunuz -veya kamu sisteminin, kamu hastanelerinden bahsediyorum Amerika'da- çok az görüntüleme yapılıyor, mecbur yapılırsa görüntüleme yapılıyor ve bu anlamda, ciddi bir güvensizlik yaratıyor bu durumlar da Sayın Bakan.

Bakın, bizler kamu eliyle ana dilinde ve ücretsiz sağlık sistemini savunuyoruz ama Sayın Bakan sistem yurttaşlarımızı özele yönlendiriyor. Niye özel yönlendiriyor? Bir kanser hastası -sizin ailenizle hiç kanserli oldu mu bilmiyorum; Allah korusun, benim ailemde var- gidiyor kamu hastanesine kardeşim, bir MR çekilecek, üç ay sonraya sıra veriyor. Ya, sizin bir hastanız varsa, 3-5 kuruş gücünüz varsa... Gücünüz yoksa bile ne yaparsınız hastanıza? Kredi çekersiniz yine özele götürürsünüz değil mi? Ya, çünkü onun için belki günler çok önemlidir değil mi? Bir kanser hastasında "Günler içinde bile yayılabilir." duygusundasınızdır ve ne yaparsınız? Alırsınız hastanızı, özele götürürsünüz. Ve böyle bir sistem var yani sistem hastayı özele doğru yönlendiriyor ve bununla ilgili bazı simsarlar da var Sayın Bakan; bunu biliyorsunuz. Ya, bunu nasıl durduracağız? Niye bunu durdurmuyorsunuz? Bunu soruyorum size net olarak.

Ve Sayın Bakan, bakın, kamu hastanelerinde veya özel hastanelerde ilaç yazılıyor değil mi? Kamu hastanelerini özellikle söylüyorum. Ya, net olarak söylüyorum; yine bir arkadaşımdan örnek vereyim: Bir kanser hastası, sistem ona muadil ilacı yazıyor yani en ucuz ilacı yazıyor ama en ucuz ilaç, sizin belirlediğiniz euro kuru nedeniyle kurtarmadığı için, eczaneler o ilacı koymuyorlar sistemine. Gidiyor, ne yapıyor? Diyelim ki 1.000 liralık ilaç, muadili 5.000, aradaki farkı hasta vermek zorunda kalıyor yani sistem en ucuz ilacı yazıyor ama o en ucuz ilacı ilaç şirketleri üretmiyorlar çünkü kurtarmıyor, oraya koymuyorlar, onun yerine pahalı ilacı veriyorlar. Her ilaçta ilaç farkı ödüyor hastalar Sayın Bakan. Yani niye bunlara müdahale etmiyorsunuz? Niye yurttaşlarımızı mağdur ediyorsunuz?

Sayın Bakan, bu konuda gerçekten sizden bir açıklama bekliyoruz yani bu kamu hastanelerinden özel hastaneye doğru yönlendirme meselesiyle ilgili, bu MR'lardaki sıra, randevulardaki sıra ve yazılan ilaçlarda en ucuz ilacın yazılması ve bunların sistemde olmaması, eczanede olmaması ve yurttaşlarımızın fark ödemesi konusunda bir açıklama bekliyoruz sizden. Bizim telefonlarımız susmuyor Sayın Bakan, vallahi işimizden gücümüzden, seçim bölgemizden sürekli... Eminim AKP'li, MHP'li arkadaşların da telefonları susmuyordur.

Sayın Bakan, şuna da değineceğim: Bu şehir hastaneleri meselesi... Geleneksel tabii, değineceğiz Sayın Bakan. Bakın, yurttaşlarımızdan çok sayıda şikâyet alıyoruz, en çok bu özel hastanelerin büyüklüğünden dolayı şikâyet alıyoruz. Ya, yaşlı bir hasta, bu şehir hastanelerine gidiyor, vallahi, bir ucundan bir ucuna yürümesi mümkün değil. Hani, o içine arabalar koymuşsunuz ama o arabalar da her dakika gelmiyor ki. Bir birimden bir birime gençler navigasyonla hastalarını götürüyorlar Sayın Bakan, "Navigasyonla götürüyoruz." diyorlar, navigasyonla. Navigasyona yazıyor "Bilmem ne birimi nerede?" diye, öyle ulaşıyor. Ya, "Böyle bir hastanecilik sistemi olmaz." diye sizi çok eleştirdik ama siz devam ettiniz. Peki, ben şu boyutuna değineceğim Sayın Bakan: "Bu şehir hastaneleri çok büyük maliyet yaratmayacak." diye bir iddianız vardı, geçmiş bakanların öyle bir iddiası vardı ama ben sizin bütçenize bakıyorum, şehir hastanelerinin maliyetini 2023 yılı için görüyorum, tam 47 milyar TL kira ve hizmet bedeli ödeyeceksiniz müteahhitlere, tam 47 milyar TL; o da dolar 22 lirada kalırsa. Sayın Bakan, şehir hastanelerinin sahibi kim, müteahhitler değil mi? Peki, kiracı kim? Devlet. Ya, devlet, hastanede kiracı olur mu Sayın Bakan ya! Olmaz değil mi?

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Öyle değil, öyle değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama biz 47 milyar lira kira ve hizmet bedeli ödüyoruz yandaş müteahhitlere Sayın Bakan; bu, çok büyük bir yanlışlık. Bakın, 47 milyar TL kaç para yapar? Siz dolardan anlarsınız, başkaları da anlar, 47 milyar TL, 3 milyar dolar yapar. Şimdi, ben baktım bu şehir hastanelerinin maliyetine, 14 tanesinin 7 tanesini ben 3 milyar dolara yapabiliyorum. Yani bir yılda ödediğiniz kira ve hizmet bedeliyle 14 şehir hastanesinin 7 tanesini, bana şu bütçedeki parayı verin, ben yapıyorum. E, gelecek yıl da öbür 7'sini yapsak, hepsinin, tapusu bize geçecek şehir hastanelerinin.

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Maaşlarını kim ödeyecek?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, "Peki, biz niye onlarca yıl bu yandaş müteahhitlere bu parayı ödeyeceğiz?" diye size net bir soru soruyorum.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Yapıyoruz zaten.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Bakan, bakın, şehir hastanelerinin kamulaştırılmasını öneriyoruz; gelin, kamulaştıralım. Bugün bir önerge sunacağız, tüm şehir hastanelerinin 1 TL karşılığında kamulaştırılmasını önereceğiz. Gitsinler, tahkime gidecekler değil mi Londra'ya, Türkiye'nin mahkemeleri değil, Londra mahkemelerine; emin olun, onları borçlu çıkarırız. Yıllardır ödediğimiz kira bedeliyle oranın maliyetlerinin misli misli aldı bu yandaş müteahhitler. Londra'daki tahkim mahkemesine gitsinler, bizler tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruruz ve onları borçlu çıkarırız Sayın Bakan. Bugün bir önerge vereceğiz ve şehir hastanelerinin hepsinin 1 TL karşılığında kamulaştırılmasını önereceğiz. Kamulaştırdık mı? Evet, kamulaştırdık. Cebimizde 47 milyar TL var mı? Var. Ne yapacağız bu 47 milyar TL'yle? Onun da önergesini vereceğiz. Bu 47 milyar TL'yle -Sayın Bakan, bakın, bir yanda 5 müteahhide aktarılacak para, bir yanda 47 milyar TL- biz tüm çocuklarımıza, kamu okulunda okuyan 15 milyon çocuğa ücretsiz yemek çıkarılmasını önereceğiz Sayın Bakan. Bakın, çocuklarımız okula aç gidiyorlar, beslenemiyorlar, gelişim bozuklukları var. Bu ülkenin vicdanlı vekillerinin bu 47 milyar TL'yi yani şehir hastaneleri eliyle yandaş müteahhitlere aktarılan 47 milyar TL'yi durduracağına inanıyorum vereceğimiz önergeyle ve bu 47 milyar TL'yle 15 milyon çocuğumuza, kamuda okuyan 15 milyon çocuğumuza her gün bir öğün besleyici yemek çıkarmayı önereceğiz Sayın Bakan. Bu önergemize sizin de destek vermenizi istiyorum Sayın Bakanım. Sizi son zamanlarda daha vicdanlı görüyorum, kamucu anlamda daha ciddi adımlar atıyorsunuz.

(Gülüşmeler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, süreniz doldu, bir iki cümleyle bağlarsanız...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Eminim, sizin de bir çocuk doktoru olarak çocukların okullarda aç kalmasına vicdanınız el vermez. Bu açıdan bu önergemize sizin de destek vermenizi bekliyoruz.

Teşekkür ederim.