KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Tabii, beş dakikada her şeyi konuşmak mümkün değil, öncelikle bunu ifade etmek isterim.

Sayın Bakan, kıymetli Komisyon üyelerimiz, milletvekillerimiz, basın emekçilerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz hekimler, mesleğimize insan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğimize onurumuz üzerine yemin ederek başlarız. Bugün huzurunuzda yeminime sadık kalarak görüştüğümüz bütçeyi hekimlik mesleğinin onuru ve saygınlığını korumayı geliştirmek, hasta sağlığına ve esenliğine öncelik verebilmek, pandemide kaybettiğimiz en az 556 sağlık emekçisinin anısını yaşatabilmek için eleştireceğim. Bildiğiniz üzere yaşam doğuştan kazanılan temel bir haktır ve vazgeçilemez. Yaşam hakkının korunması, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması demokratik rejimler için bir meşruiyet konusudur. Bu bakımdan devletin temel görevi; dil, din, cinsiyet, ırk, sınıf, statü gözetmeksizin yurttaşlarına insanca bir yaşam sağlamaktır. Bu yaşamın kaynağı ise sağlıktır Peki, sağlık nedir? Bedensel, ruhsal, sosyal yönden bir iyilik hâlidir. Burada bahsi geçen iyilik nesnel değil, somut bir amaca işaret etmektedir. Devlet, sağlık için ekonomik ve sosyal hakları eksiksiz uygulamakla yükümlüdür Bu bakımdan, bütçeler, gelişmiş demokrasilerde yaşamın, sağlığın ve tam iyilik hâlinin sigortasıdır. Öncelikle, bakın, bu bütçe teklifinin merkezinde insan yok, binalar var; fırsat eşitliği yok, sermayenin kayrılması var; Kamucu bir anlayış yok, özel sektörü gözeten çıkarcılık var; ne yazık ki refah devlet yok, rantiye var. Evet, bu bütçede sarayın baskısı var. Bunu çok net görüyoruz. Kısacası, bugün son derece sağlıksız bir Sağlık bütçesini görüşüyoruz buradan belirtmek isterim ki.

On dokuz yılda sağlık alanında yarattığınız tahribat da gerçekten çok büyük. Hatırlatmak isterim: İktidarınızla sağlıkta sosyalizasyon yaklaşımı terk edildi. Kamu kaynaklarının sağlık sektöründe etkin ve verimli kullanımı mali bakımdan hazineye bir yük görüldü. Yine, "Sağlık hazineye yük olmaz." dedik biz. "Bu düşüncenin bedeli ağır olur." dedik. İktidarınız tereddüt etmeden halk sağlığını piyasanın emrine verdi. İnsan sağlığı alınıp satılan bir meta değildir Sayın Başkanım. Biz "Herkes için sağlık." derken, AKP "Serbest piyasa için rekabetçi sağlık." dedi. Ancak dünyada her şeyin serbest piyasası da yoktur, bunu da hatırlatmak isteriz. "Vatandaşa, dar gelirliye paran kadar sağlık anlayışı verebiliriz." denildi ve durum bu sürece geldi. Tablo ortada: yurttaşların tedavi, ilaç ve benzeri sebeplerle cebinden yaptığı harcama bugün 40 milyar lirayı geçti. Oysa 2023'te şehir hastanelerini işleten 8 müteahhite 47 milyar liralık kaynak transferi yapılabildi. Bakın, bu rakam 7 bakanlığın bütçesinden daha fazla. Bu bütçeyi hazırlayanlar çok açık ki halkın değil, sermayenin cüzdanını gözetmiş. Sayın Bakanım, 84 milyonun hayatı bu müteahhitlerden daha değersiz değil, ama görünen o ki iktidarınız için değersiz; biz böyle anlıyoruz. Çünkü şehir hastanelerin getirdiği mali yük nedeniyle, Bakanlığınıza bağlı ambulansların kasko ve sigortasının zamanında yaptırılmadığını unutmadık. Tabii ki devri- iktidarınızın tek kazananı sadece müteahhitler değil, özel sigortalar da paylarına düşeni aldılar bu tabloda. Son yedi yılda tamamlayıcı sigorta yaptıranların 18 kat artması aslında bunun en net göstergesidir. Çok açık ki iktidarınızın dönüşüm programıyla sağlık sektörü sermayenin birikim alanı hâline getirildi, hasta-hekim ilişkisinde halk sağlığını önceleyen konsültasyon dönemi bitti; yerine, iş dünyasının çıkarları doğrultusunda kâr zarar odaklı işleyen konsorsiyum anlayışı egemen oldu.

Bir ülke düşünün ki yapılan ameliyat sayısı, son yirmi yılda yüzde 133 artsın; bir ülke düşünün ki özel hastanede gerçekleştirilen operasyon sayısı yüzde 1, 5, 10 değil, tam yüzde 539 artsın. Böyle bir ülkede sağlıklı bir yaşamdan bahsedilebilir mi Sayın Bakanım? "Ne kadar hasta, o kadar para." diyerek özel sektörce işletilen şehir hastaneleri şifa kaynağı değil, dert yumağı oldular. İktidarınız sınıfta kaldı ama siz, hâlâ kopya çekerek geçmenin peşindesiniz bizim gördüğümüz.

Sayın Bakanım, muhtemelen bürokratlarınız bu eleştirilere "haksız" diyecek, "Bütçeyi yüzde 153 artırdık." diyecek ama sizi uyarmak isterim, AKP oylarıyla yasalaşan dezenformasyon yasasına göre "Bütçeyi artırdık." demek artık bir suç unsurudur. Niye mi? Bu bilgi doğru olmadığı gibi, kamu düzeni ve genel sağlığa da aykırıdır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz doldu, birkaç cümleyle toparlarsanız.

GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Bitmek üzere.

Çünkü Bakanlığınızın genel bütçe içindeki payı 2022'ye kıyasla daha azalmıştır; 6,63 olan pay, 6,56'ya düşmüştür. Son olarak, Dünya Sağlık Örgütü bütçeden sağlığa ayrılan payın en az yüzde 10 olmasını önermektedir.

Söylemek istediğim daha çok şey var ama sürem bu kadar.

Teşekkür ediyorum.