KOMİSYON KONUŞMASI

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet, çok teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz, çok saygıdeğer Bakanım, değerli Bakan yardımcılarımız, kıymetli bürokratlarımız, değerli basın mensuplarımız; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Bütçemiz hayırlı, bereketli olsun.

Sağlıkta yüksek teknoloji, küresel markalaşma, dijitalleşme, biyoteknolojileri, sağlık vadisi çalışmaları, şehir hastaneleri, en modern cihazlar, teçhizatlar, ambulans uçaklar, sağlık bilimi ve teknolojileri, aşı ve hıfzıssıhha çalışmaları, evde bakım, koruyucu hekimlik, sağlık turizmi, ilaçta yerlileşme ve millîleşme, genel sağlık sigortası... Sayın Bakanım, tüm bunları sosyal devlet olmanın bir gereği olarak sunumunuzda ortaya koydunuz, ifade ettiniz. Yirmi yıllık güçlü bir altyapının ortaya koyduğu bir başarının tecessümünü burada bir kere daha onurla ve gururla takip etmiş olduk. 2023, 2053 ve 2071 vizyonumuza uygun bir perspektifle fevkalade kapsamlı bir bilgilendirme sunumu gerçekleştirdiniz. Ben size ve arkanızdaki ekibinize gerçekten müteşekkir olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, hepinizin de bildiği gibi, sağlık sektörü gerçekten esnekliği olmayan bir sektör; dolayısıyla çok rahat eleştirilebilen bir alan, mutlaka herkesin sözü ve düşüncesi olan bir alan. Aslında olmalı da, bundan biz rahatsız değiliz fakat sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlara cevap vermeye çalışan bir sektör olduğunu da burada bir kere daha belirtmekte fayda var.

OECD verilerinden bahsedildi. Tabii, bütçeden alınan orandan bahsedildi. Biz bunların hepsini önemsiyoruz, önemli olduklarının altını da çiziyoruz fakat arkadaşlar, kısa bir süre önce dünyayla birlikte ülkemiz de bir pandemi yaşadı. 1 milyon 360 bin kişilik sağlık ordumuzla âdeta tarih yazdık, bunu hiçbir zaman için unutmayalım. Kişi başına millî geliri çok yüksek olan Avrupa ülkelerini, ABD'yi gördük; sağlık sistemleri adeta çöktü, çuvalladılar, mahşeri yaşadılar. Biz hem kendi ülkemize hem de başka ülkelere bu anlamda hizmet verdik. O muhteşem başarıya imza atan tüm sağlık çalışanlarımıza, sağlık emekçilerimize ben buradan bir kere daha en kalbî şükranlarımı arz ediyorum; onları unutmadık, hiçbir zaman da unutmayacağız.

Tabii, burada birkaç konuşmacı özellikle doktorlarımızın yurt dışına gitmesiyle alakalı birkaç şey söylediler: Zaten Sayın Bakanımız da sabah konuşmasında ifade etmişti. Özellikle, dünyada nüfusun yaşlandığını biliyoruz ve pandemiyle birlikte sağlık sektöründeki gelişmelerle birlikte sağlık personeline dünyada çok ciddi anlamda -sadece ülkemizde değil- ihtiyaç duyuluyor dolayısıyla böyle bir nüfus hareketliliği var. Yani bunu başka yerlere çekmenin bir mantığının, anlamının olmadığının da altını çizmek istiyorum.

Diğer taraftan, son yirmi yılda sağlık ordumuzun fedakârlığıyla, sürekli yenilerini hizmete aldığımız, kapasitelerini artırdığımız hastanelerimizle ve güçlü altyapımızla sağlık alanında adeta çığır açtık, bir diğer ifadeyle devrim yaptık. Salgına karşı mücadelemizi, sadece ülkemizde değil, az önce ifade ettiğim gibi, tüm dünyada verdik. Nerede olursa olsun biz vatandaşlarımızın yardımına koştuk, dostlarımızın ve kardeşlerimizin ihtiyaçlarını gidermek için bu anlamda yoğun bir gayret gösterdik. Salgın döneminde tüm ülkeler küçülürken, çok ciddi siyasi, ekonomik, sosyal sıkıntılarla karşı karşıya kalırken bizler, sağlık hizmetlerinden ekonomiye kadar her alanda, kendimizi dünyadan olumlu yönde ayrıştırmayı başardık. Son asrın en büyük sağlık krizini, milletimizi muhalefetin "sahra hastanesi" diye reklamını yaptığı derme çatma yapılara muhtaç etmeden, hamdolsun alnımızın akıyla bu süreci yönetmiş olduk.

Tabii, Farabi'den İbni Sina'ya ecdadın nice büyük âlimlerinin yaptığı gibi, insanın eşrefimahlukat vasfıyla merkezinde yer aldığı bir anlayışla aziz milletimize ve ülkemize hizmet ettik ve bundan sonra da inşallah hizmet etmeye devam edeceğiz.

Bu kapsamda, AK PARTİ olarak milletimize en verimli, en etkin, en hızlı, yüksek standartta hizmeti ne şekilde verebileceksek o yönetimi devreye almış durumdayız. Her ne kadar muhalefet çoğu yalan ve çarpıtma olan hezeyanlarla bu eserlere çamur atmaya çalışsa da dünyada ilk defa ülkemizde hayata geçirilen şehir hastaneleri modeli bugün pek çok ülke tarafından da yakından incelenmektedir Altyapıları artık iyice eskiyen ve yetersiz hâle gelen gelişmiş ülkelerin sağlık konusunda nasıl acınacak bir durumda oldukları salgın döneminde de tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış durumdaydı. Öyle ki pek çok ülke sağlık hizmetlerini telefonla verecek derecede çaresiz kalmış, vatandaşlarını âdeta ölüme terk etmişti. Biz ülkemize kazandırdıklarımızı anlattıkça birilerinin yüreği daralıyor, bu daralmanın etkisiyle hazırlıklarını yaptığımız hizmetleri kendi hedefleri gibi sahiplenmeye kalktıklarını da zaman zaman görüyoruz. Başında bulundukları kurumları batırıp milleti sağlık hizmeti alırken kuyruğa sokanların bu millete hiçbir faydasının olamayacağını zaten geçmişte görmüştük, bundan sonra da aynı süreç yaşanır. Bu ülkenin uluslararası itibarını sağlıktan güvenliğe kadar her alanda yirmi yılda zirveye çıkarmanın mümkün olduğunu gördük ve gördünüz. Biz tüm bunları nasıl başardıysak inşallah bugünkü sıkıntıları da çözeceğiz, bundan sonraki atılımları da buna göre gerçekleştireceğiz.

Vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunarken, 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa da tıbbi yardım malzemesi gönderip bugün dünyayla rekabet edebilecek seviyedeyken kamu ve özel hastanelerde, bu ülkeyi de bu milleti de yirmi yıl öncesine geri götürmeyi hedefleyenlere bu hedeflerinden vazgeçmelerini buradan bir kere daha salık veriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümle alabilirsem...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ben becerileri ve çalışkanlıkları herkesçe takdir edilen doktorlara, hizmet kalitesini yükselten altyapı ve nitelikli personelle sağlığın küresel yıldızı hâline gelen ülkemize, Sağlık Bakanlığımıza ve bütün sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyor, bütçemizin tekrar hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.