| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d) Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .11.2022 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; Sağlık Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz ve sağlık alanında çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız ama Sağlık Bakanının sunumunda aslında çok tozpembe bir sağlık alanı yaratılmış durumda. Oysa sağlıkta şiddet, Türk Tabipleri Birliğine yönelik saldırılar, ilaç sorunları, MHRS'de sıra bekleme sorunları, sağlık hakkının piyasalaşması, Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Sayıştay bulgularında ortaya çıkanlar, şehir hastaneleri, ana dilinde sağlık hakkı, sağlık alanındaki usulsüzlükler ve yolsuzluklar konusu, sağlık emekçilerinin göçü, özel sağlık ve pahalılık, eczacıların sorunları, aile hekimlerinin sorunları, tıp eğitiminin niteliksizliği gibi pek çok sorunla karşı karşıyayız. Tabii ki sorunların temelini oluşturan şey, esas olarak sağlıkta neoliberal ekonomi ve sosyal politikaların gelişmiş olması. "Kamu verimsizdir, devletin üretimdeki payı küçültülmelidir." saptamalarıyla birlikte kamuya ait işletmelerin özel sektöre satılması ve kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasıyla uygulanan bu özelleştirme politikalarıdır. Ve kamu-özel ortaklığı uygulamalarıyla, ana hedefi ülkelerin kamusal kaynaklarının döviz bazında ulusötesi sermaye sahipleri ile bunların taşeronları olan Türkiye'deki ortaklarıyla paylaşılması yani sağlıkta piyasalaşma ve gelir transferleri sorunudur. Bu çerçevede, sağlığın temel sorunlarına dokunulmadan devam ediliyor. Tabii, bu da sağlıkta şiddeti arttıran bir olgu. Sağlık alanında uygulanan yanlış politikalar, hasta ve sağlık emekçilerini karşı karşıya getirmeye devam ediyor, sağlıkta şiddet artmaya devam ediyor; sağlık emekçileri öldürülmeye devam ediliyor. Sağlıkta şiddet, hasta ve yakınlarının sisteme dönük öfkesini sağlık çalışanlarından çıkardığı bir toplumsal soruna dönüşmüş durumda. Sözlü şiddete maruz kalma oranlarının yüzde 85'in üzerinde olduğu, şiddet sarmalını besleyecek, büyütecek bir tutumda ısrarcı olunduğu görülüyor.
Tabii, bu konuda Türk Tabipleri Birliğinin önerileri var. Sizinle onu paylaşmak istiyorum ama ondan önce sevgili Şebnem Korur Fincancı'ya buradan bir selam göndermek istiyorum. Kimyasal silah iddialarının araştırılması gerektiğini söylemesinin ardından hedef gösterilerek tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya selam olsun. Saygın tıp dergisi "The Lancet"in Şebnem Hoca'nın tutuklanmasına dair yayınladığı makalede şöyle deniyor: "Hekimler, sağlık çalışanları ve insan hakları savunucuları olarak insan hakları ihlallerini cesurca kınayan meslektaşlarımızı desteklemek etik sorumluluğumuzdur. Fincancı, derhâl koşulsuz serbest bırakılmalıdır." Biz de bu görüşlere katılıyoruz. Hukuki değil siyasi olan bu tutuklamayı burada kınıyoruz ve tekrar Şebnem Hoca'ya selamlarımızı iletiyoruz.
Türk Tabipleri Birliği sağlıkta şiddeti önlemeye ilişkin şu talepleri ileri sürüyor: Muayene randevularının her hastaya yeterli süre ayrılacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söylüyor, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor, acil servislerde sadece acil hastalara bakılacak bir sağlık hizmeti planlaması yapılması gerektiğini savunuyor, sağlık kurumlarındaki çalışma ortamı ve koşullarının, sağlıkta şiddeti önleyecek biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade ediyor ve hastayı müşteri, sağlık hizmetini kâr getiren bir işlem olarak gören anlayışın derhâl terk edilmesi gerektiğini savunuyor ve sağlığın temel bir insan hakkı olarak sunulması gerektiğini söylüyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Dolayısıyla da burada, bu şekilde hekimleri, sağlık emekçilerini şiddetten korumanın yollarını gösteriyor.
Öte taraftan, sunumunuzda ücretsiz SMA taramaları yaptığınızı söylüyorsunuz Sayın Bakan. Bu önemli ama SMA hastası çocukların yaşam hakkının SGK kapsamında ücretsiz ve koşulsuz bir şekilde tüm SMA tipleri için sağlanmasını açığa çıkartmak, ortaya koymak gerekiyor, bunun için çalışma yapmak gerekiyor. Tabii, söyleyecek çok şey var...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi aştınız, son bir cümle. Teşekkür ediyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Peki.
Sağlık bütçesinde iş kolu emekçilerinin de birçok talebi var. Bu konuda Sağlık Emekçileri Sendikasının taleplerini de sunmak isterdim ama zamanım yetmedi.