| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Cumhurbaşkanlığı b)Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ)Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 25 .11.2022 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri, Komisyonumuzun değerli çalışanları, değerli basın mensupları ve değerli bürokratlar; hepinizi şahsım ve grubum adına saygıyla selamlıyorum.
Gerçi sayı az ama ben yine de sunumumu yapayım, kayıtlara geçecek.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerine yapılan çalışmaların bu son gününde, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşların bütçe ve kesin hesapları ile Sayıştay raporlarının görüşmelerini yapıyoruz.
Aralıksız olarak 21 defa ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra da 5'inci olarak yaptığımız bu bütçe, aynı zamanda cumhuriyetimizin 100'üncü yılı bütçesi olması bakımından da ayrıca bir önem taşımaktadır. Türkiye Yüzyılı'nın inşasına giden yolda çok önemli bir eşik olan 2023 yılı bütçesinin, her şeyden önce, ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını diliyorum ve bize aralıksız olarak 21 defa bütçe hazırlama imkânı veren aziz milletimize de şükranlarımı arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bütçe görüşmeleri, hükûmetlerin millete hesap verdiği, gelecek dönemde yapacağı icraatların yol haritasını milletin takdirine sunduğu bir mecradır. Devletin gelecek bir yılda o yıla dair belirlediği gelir tahminleri ile yapacağı harcamaların plan ve programı olan bütçe, hükûmetlere gelir toplama ve harcama yetkisi veren bir kanundur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 161'inci maddesinde, kamu tüzel kişilerinin harcamalarının yıllık bütçelerle yapılacağı, merkezî yönetim bütçesinin hazırlanmasının, uygulanmasının ve kontrolünün kanunla düzenleneceği hükmü yer almaktadır. Bütçe kanunu yapma hak ve yetkisi, millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir; bütçeyi kullanma hak ve yetkisi de yine millet adına hükûmete aittir; her ikisi de bu yetkisini seçimlerle milletten almaktadır.
Öğleden önceki müzakerelerde bir Grup Başkan Vekilimiz bir de Grup Başkanımız değerlendirmelerde bulundular. Tabii, özellikle, ben Grup Başkanı ve Grup Başkan Vekillerinin hani, muhatabı olarak onlara cevap vermek gibi bir hakkı kendimde görmüyorum ama grup adına sözcü olduğum için bazı tespitleri de yapmadan geçemeyeceğim.
Öncelikle, Sayın Tatlıoğlu keşke burada olsaydı, kendisi bir maliye profesörü, daha önce de bizim Komisyonumuzun üyesiydi. Gördüğüm kadarıyla aslında 2021'de arkadaşlarıyla birlikte Bursa Uludağ Üniversitesinde bir ders kitabı yayınlamışlar, o kitapta bütçenin Anayasa'ya göre nasıl hazırlanacağını, nasıl sunulacağını ve nasıl görüşülüp kabul edileceğini açık açık yazmış ama bugünkü değerlendirmesinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sanki olmamış, sanki dört buçuk yıldır ülkemizde bu sistem uygulanmıyor gibi bir algıyla konuşmalarını yaptı ve meseleyi İç Tüzük'ün, Anayasa'nın dışında görerek bir sistem tartışması noktasına getirdi. Tabii, beğenmeyebilirsiniz, olabilir ama 17 Nisan 2017'de -hatırladığım kadarıyla- bir Anayasa referandumu oldu ve sonunda da 24 Haziran 2018 seçimleriyle Türkiye yeni bir sisteme geçti. Bu konuda Sayın Tatlıoğlu'nun hâlâ bu sistemin kodlarını anlamamış olması mümkün değil ama anlamazdan gelmesini de ben takdirlerinize arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Özgür Özel de aslında tarihî bir analiz yaptı, dedi ki: "Türkiye'nin Magna Carta'sı sayılan Senedi İttifak'tan itibaren biz o yolun yolcusuyuz. Yani Cumhuriyet Halk Partisi olarak o damarı temsil ediyoruz." anlamına gelen konuşmalar yaptı. Doğrudur zaten ülkemizdeki bu sistem mücadelelerinin, sistem tartışmalarının bir basamağı, bir başlangıcı da odur. Ancak geçen hafta bana bir dostum, e-postayla, rahmetli İsmet Paşa'nın 1966 yılında, Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı Yön dergisinde, Doğan Avcıoğlu'yla yapmış olduğu bir röportajı gönderdi. Ben bunu test etmek için bizim Meclis kütüphanesinden çıkarttım ve fotokopisini aldım, yanımda, şurada kapağını gösteriyorum, içi de var ama kapağını size arz ediyorum. Burada, rahmetli İsmet İnönü'nün Doğan Avcıoğlu'yla beraber yaptığı çok enteresan bir röportaj var, ondan bazı pasajları size okumak istiyorum. 15 Temmuz 1966 tarihinde, derginin kapağı: "Devlet teşkilatımızdaki Amerikan ajanları". Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım ve arkadaşlar size de arz etmek istiyorum, derginin kapağı bu. İnönü şöyle diyor: "Amerikalıları kovar isek başımıza neler gelir kestiremem." Bu dergide, Amerikan ajanları nerede görev yapıyor şemayla kurum kurum gösterilmiş. Bakın, İnönü aynen şunları söylüyor: "Daha bağımsız ve kişilik sahibi dış politika izlenmesini istiyorsunuz, herkes aynı şeyden söz ediyor, nasıl yapacağım ben bunu? Karar vereceğim ve işi teknisyenlere havale edeceğim, onlar ayrıntılı çalışmalar yapacaklar ve öneriler hazırlayacaklar. Yapabilirler mi bunu? Hepsinin çevresinde 'uzman' denen yabancılar dolu, iğfal etmeye çalışıyorlar, başaramazlarsa işi sürüncemede bırakmaya çalışıyorlar, o da olmazsa karşı tedbir alıyorlar." Devam ediyor rahmetli İnönü: "Bir görev veriyorum, sonucu bana gelmeden Washington'un haberi oluyor, sonucu memurdan önce sefirden öğreniyorum. Bağımsızlık savaşından sonra Lozan'da esas mücadele bu uzmanlar konusunda oldu, yoksa sınırlar zaten fiilî durumda idi. Tazminat işini iki devlet aramızda çözerdik, bütün mücadele idaremize yapılmak istenen müdahale yüzünden çıktı. Bir tek uzman vermek için büyük ödünlerde bulunmaya hazırdılar." Devam ediyor, son iki paragraf: "Dayattık, biz onların neden ısrar ettiklerini biliyorduk, onlar bizim neden inatla reddettiğimizi biliyorlardı, böyledir bu işler. Peygamber edasıyla size dünyaları vadederler, imzayı attınız mı ertesi gün gelmişlerdir, personeli gelmiştir, teçhizatı gelmiştir, üsleri gelmiştir, ondan sonra sökebilirsen sök gitmezler. Ancak bu sorunun üzerine vakit geçirmeden gitmek gerek, yoksa ne bağımsız dış politika ne bağımsız iç politika güdemezsiniz, havanda su döversiniz fakat sanmayınız ki bu kolay bir iştir, denediğinizde başınıza neler geleceği bilinmez." Diyeceksiniz ki "66, 2022, ne var?" Bakın, cumhuriyetin ilk yılları, Türkiye'nin ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesiyle geçmiştir. Bugün Türkiye bağımsız bir dış politika, bağımsız bir ekonomik politika izlemek için bütün şer güçleri karşısına almıştır; bu yeni bir olay değil. Evet, 1946, Türkiye demokrasiye geçti ama 1947'yle beraber Amerikan uzmanları Türkiye'ye çöktü ve o günden itibaren eğitimden tarıma, sağlıktan sanayiye bütün alanlarda, her alanda Amerikan uzmanları ve onun beraberinde getirdiği diğer ülkelerin uzmanları Türkiye'ye yön vermeye çalıştılar. 60 darbesi bunun için yapıldı, rahmetli Menderes ve -dikkatinize arz ederim- Maliye Bakanı ve Dışişleri Bakanı beraberinde asıldı. Niye? Türkiye bağımsız politika izlemeye çalıştığı için. Sayın Demirel'i 6 defa indiren güçler, gizli güçler Sayın Demirel'in zaman zaman, rahmetli Demirel'in zaman zaman bağımsız dış politika, bağımsız ekonomik politika izlemesi nedeniyle oldu.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Zaman zaman mı?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Rahmetli Özal'a nelerin yapıldığını hepimiz biliyoruz, zehirlendi diye şayialar var ve ardından 1990'lı yıllar, neticede rahmetli Erbakan'a yapılan itibar suikastları, yapılan çalışmalar. Aynı çalışmalar devam ettirildi ama bugün, Allah'a şükür, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu ve liderliği sayesinde, bu kısmen de olsa, önemli bir derecede Türkiye artık bağımsız ekonomi politikası, bağımsız dış politika izlemeye başladı. Değerli arkadaşlar, tabii bunu kaynak olsun diye gösterdim, bunu siz de çıkarttırabilir veya isterseniz size de gönderebilirim.
Malumunuz, dünyada hızla yükselen enflasyon, tedarik zincirlerindeki bozulma, emtia fiyatlarındaki rekor artışlar, Rusya-Ukrayna savaşı, bütün ülkelerin olduğu gibi, Türkiye'nin de makroekonomik görünümlerinde ve beklentilerinde önemli değişikliklere neden olmuştur. 2020 yılı sonunda 2022 yılı için yapılan planlar, projeler, bütçeler daha yılın ilk çeyreğinde, 2022'nin ilk çeyreğinde ne oldu? Bütün dünyada geçersiz hâle geldi. 1929 Ekonomik Buhranı'ndan sonra en zorlu dönemden geçen küresel ekonomi daha corona salgınının etkilerini atlatamadan Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla çok belirsiz bir döneme girdi. Zaten yükseliş trendine girmiş olan emtia fiyatları savaşla birlikte hız kazandı, enflasyon arttı, birçok ülkede son kırk yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış hâle geldi. Fiyatların yükselmesi tüm dünyada gerek üreticileri gerekse tüketicileri zora soktu. Rusya'ya uygulanan yaptırımlar, özellikle enerji ve gıda fiyatlarına tavan yaptırdı. Ham petrol fiyatı 2021 yılına göre yaklaşık yüzde 60, doğal gazın megavat fiyatı da yüzde 173 oranında arttı.
Bütün dünya bugün, enflasyonist baskıların olabildiğince arttığı, finansal şartların sıkılaştığı ve büyümenin yavaşladığı bir dönemden geçiyor. Uluslararası kuruluşlar, bu belirsizlik ortamında geleceğe ilişkin beklenti ve tahminlerini gözden geçirerek yüksek ölçekli revizyona gittiler. OECD, küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 4,5'tan yüzde 3'e düşürdü. IMF, Dünya Bankası başta olmak üzere tüm rating kuruluşları, önümüzdeki dönemde daha düşük bir büyüme ve daha yüksek enflasyon olacağına ilişkin raporlar yayınladılar. IMF, dünya ticaretindeki büyümenin 2021'e göre neredeyse yüzde 50 düşeceğini rapor etti.
Dünyada ve çevremizde meydana gelen bu zorlu şartlar, elbette Türkiye ekonomisinde de olumsuz gelişmelere neden oldu ancak Türkiye, 2021 sonbaharından itibaren "Türkiye ekonomi modeli" olarak isimlendirdiği yeni bir ekonomi anlayışına geçti ve bunu uygulamaya başladı. Yatırım, yüksek katma değerli üretim ve ihracat artışının teşvik edilmesi suretiyle cari işlemlerde denge sağlamayı, dış finansman ihtiyacını azaltmayı, dış tasarruflara bağımlılığı ortadan kaldırmayı, istihdam artışını sürdürülebilir hâle getirmeyi amaçlayan bu yeni ekonomi modelinin uygulanması, küresel risklerden olumsuz şekilde etkilenmekte olsa da sanayi üretimi ve turizm gibi döviz kazandırıcı sektörlerdeki olumlu gelişmeler, modelin güçlü yanları olarak kendini göstermektedir. Üretimde, ihracatta ve turizmde küresel ve bölgesel olumsuz gelişmelere rağmen, güçlü artışlar, istihdam piyasasına da olumlu etkilerini giderek hissettirmektedir. Türkiye ekonomisinin, 2023 yılında da üretim ve talep yönüyle dengeli bir görünüm sergileyerek büyüme oranını yine yüzde 5'ler düzeyinde gerçekleştireceği beklenmektedir. Güçlü ekonomik aktivitenin dış talebin istihdam oluşturma kapasitesi üzerinde olumlu etkileriyle istihdam, 2021 yılının ikinci çeyreğinde salgın öncesi seviyelerin üzerine çıkmıştı; 2022 yılının ilk yarısı itibarıyla da güçlü istihdam artışı, iş gücüne katılımdaki artış yine, işsizlik oranının azalmaya devam edeceğini göstermektedir. 2022 yılı genelinde ekonomideki canlılığın sürmesiyle, yılsonu itibarıyla istihdamdaki yıllık artışın 1,9 milyona yaklaşarak işsizlik oranının yüzde 10,8'e gerilemesi, 2023 yılında da bu oranın 10,4'lere düşmesi beklenmektedir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, bugün kendi uçak ve helikopterini üretebilen 6 ülkeden 1'idir, jet motoru üretebilen ve jet motoru teknolojisine sahip olan 7 ülkeden 1'idir, kendi uydusunu tasarlayıp üretip test edebilen sayılı ülkelerden biridir, santimetre hassasiyetiyle endüstri GPRS teknolojisine sahip 6 ülkeden 1'idir, kızılötesi dedektör alanında seri üretim yapabilen 5 ülkeden 1'idir, kriptolu telefon üretebilen 6 ülkenin arasındadır, baz istasyonu üretebilen 5 ülkeden 1'idir, işlemci üretim teknolojisine sahip sayılı ülkelerden biridir, elektrikli araba bataryası üreten 6 ülkeden 1'idir, ileri teknoloji su altı robotu üreten sayılı ülkelerden biridir, araç ve konteyner x-ray tarama sistemi üretebilen 7 ülkeden 1'idir, farklı ürün tiplerinde test yapabilen rüzgâr tüneline sahip 8 ülkeden 1'idir, dünyanın ilk 4'üncü seviye otonom elektrikli otobüsünü üreten ülkelerden 1'idir; say say bitmiyor. Yüzde 90 yerlilikte dünyanın en verimli rüzgâr tribünlerini üreten bir ülkedir. Dünyanın ilk elektrikli şehir ekskavatörünü üreten bir ülkedir. Mühimmatıyla birlikte kendi SİHA'sını üretebilen dünyadaki 4 ülkeden 1'idir. İnsansız deniz aracı üretebilen 5'inci, silah testini gerçekleştiren 1'inci ülke durumundadır. Kendi deniz topunu tasarlayıp üretebilen 4 ülkeden 1'idir. Tünel açma makinesini üretebilen 8 ülkeden 1'idir. Kendi lazerli silahını üreten az sayıda ülke içinde bunu da sahada kullanabilen bir ülkedir. Covid aşısı üretebilen 9 ülkeden 1'idir.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hangi aşı Cemal Bey?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Pandemi döneminde solunum cihazı üreterek 30'dan fazla ülkeye ihraç eden bir ülkedir. Yani bunları niye söylüyorum? Türkiye'nin son yirmi yılda katettiği mesafeyi göstermesi bakımından bu rakamların kayda geçmesi lazım ve en önemlisi de insani yardımda millî gelir açısından, dünyada insani yardım açısından en fazla yardım eden bir ülkeyiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yoksul bir ülkeye ama.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, toparlarsanız sevinirim Sayın Öztürk.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Toparlıyorum.
2023 yılı bütçesi hepimiz için, Cumhuriyetin 100'üncü yılına tekabül ettiği için ayrı bir önemi vardır.
Bugün bütçenin son günü. Bugüne kadar tabii, iktidar grubu olsun, muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımız olsun değerli katkılarda bulundular; ben hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Benim de 8'inci bütçem. 2023 yılında yeni bir seçim olacak, ondan sonra belki milletvekilliğine devam eden veya edemeyen arkadaşlarımız olacak. Bu son bütçesi olması münasebetiyle ben hepinize teşekkür ediyorum ve grubum adına da özellikle Plan ve Bütçe Komisyonunda beraber çalıştığımız arkadaşlardan da eğer bir kusur işlediysek helallik diliyorum. Hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız ve ülkemize hizmet etmek için buradayız. Elbette muhalefet muhalefetliğini, iktidar grubu da bardağın dolu tarafını gösterecektir.
Ben tekrar bütçemizin, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin Cumhurbaşkanlığımıza, kurumlarımıza ve 2023 yılı bütçesinin de ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olması diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.