| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Cumhurbaşkanlığı b)Millî İstihbarat Teşkilatı c)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ç)Diyanet İşleri Başkanlığı d) Devlet Arşivleri Başkanlığı e)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı f)Strateji ve Bütçe Başkanlığı g)İletişim Başkanlığı ğ)Savunma Sanayii Başkanlığı h)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ı)Yatırım Ofisi Başkanlığı i) Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı j) Finans Ofisi Başkanlığı k) İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 25 .11.2022 |
TUMA ÇELİK (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli bürokratlar; şimdi, Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa'sına göre demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Dolayısıyla aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları arasında hiçbir ayrım yapmaması gerekir. Şimdi, biraz gerçekliğe bakalım, Türkiye gerçekten böyle bir şey mi? Çünkü ben azınlık toplumunun bir üyesi olarak, üyesi olduğum topluluklar bugüne kadar, yüz yıldır birçok sorunla boğuşuyor. Aslında AK PARTİ iktidarları, bir dönem, bu sorunların çözümü için pek çok eksikliğe, yetersizliğe rağmen, oldukça önemli adımlar attı. Dolayısıyla bu konuda hakkınızı vermek gerekiyor. Mesela, vakıf mülklerinin bir kısmı iade edildi, Süryani anaokulu açıldı, Gökçeada'da okullar yeniden çalışmaya başladı, Süryani din görevlileri Cumhurbaşkanı uçağıyla dış ziyaretlere götürüldü ancak bu güzel hikâye bir noktada son buldu ve Türkiye'de yüz yıldır yaşadığımız gerçekliğe döndük, farklı kimlik ve inanç grupları yeniden sorunlarla baş başa kaldılar. On üç yıl aradan sonra çıkarılan yeni yönetmelikle vakıflar seçimleri büyük bir krize döndü şu anda. Yıllarca seçim yapılmadı bu vakıflarda, şimdi yapılan seçimlerde ise sadece "yandaş" diyebileceğimiz, yöneticilere göre şekillenmiş bir seçim sistemiyle sadece iktidara yakın çevrelerin hoşuna giden sonuçlar ortaya çıktı. Din görevlileri yetiştirilemiyor Türkiye'de. Düşünebiliyor musunuz İstanbul'un Mardin'in, Hatay'ın sokaklarında yetişmiş insanlar, din görevlileri dünyanın her tarafında gidip görevlerini ifa etseler ve orada yaşadıkları bu sokaklardaki insanların güzelliğini anlatsalar ne güzel olur ama yok öyle bir şey. Aslında geçmişte Türkiye'de yetişen insanlar, şu anda gidin, yaşadıkları yerde Türkiye'yi anlatıyorlar, İstanbul'u anlatıyorlar, Mardin'i anlatıyorlar, Hatay'ı anlatıyorlar ama şu anda ona devam edilemiyor. Dolayısıyla da böylesi önemli bir imkân aslında günümüzde gasbedildi. Patrikhanelerin, metropolitlerin tüzel kişilikleri yok. Bütün dünyada statü sahibi olan patrikler ve din görevlileri Türkiye'de maalesef yok hükmündedir. Nefret söylemi de devam ediyor. Şimdi, Noel'e yaklaşıyoruz biliyorsunuz ve Türkiye'de, önümüzdeki günlerde birçok yerde Noel babaların bıçaklandığını duyacağız hepimiz. Bütün...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, beyefendi nereden çıkartıyorsun?
TUMA ÇELİK (Mardin) - Göreceğiz, göreceğiz, hepimiz birlikte göreceğiz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yok öyle bir şey!
TUMA ÇELİK (Mardin) - İzin verin... Hepimiz birlikte göreceğiz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz verdiğimde cevap verirsiniz, bitirsin konuşmasını.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Şimdi, bütün...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Halkı kin ve nefrete sevk ediyor!
TUMA ÇELİK (Mardin) - Bugüne kadar her yıl yaşadığımız olayların önümüzdeki dönemde tekrar yaşanacağını söylüyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sen böyle söyleyince insanın kanı donuyor.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Lütfen, sözümü bitireyim... Sözümü bitireyim...
ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Ya, Sayın Çelebi, dinlemesini bir öğren.
TUMA ÇELİK (Mardin) - Bir de... Başkanım, sözümün devamına izin verin lütfen.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Göreceğiz" demek yerine "Temenni etmiyorum." deseniz daha iyi olur, bir yanlış anlaşılmaya müsait oluyor cümleniz.
TUMA ÇELİK (Mardin) - İnşallah, böyle bir şey olmaz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Olmaz." deyin, evet.
TUMA ÇELİK (Mardin) - İnşallah, inşallah ama yaşanan durum bunu gösteriyor.
Bir de size bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı var. Türkiye'de Sünni Müslümanlar dışındaki inanç gruplarının hiçbirine, hiçbir şey ifade etmiyor çünkü onları yok sayıyor maalesef. Bizim ödediğimiz vergilerle Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi ayarlanıyor ama bu bütçe bize hiçbir şey ifade etmiyor, bize hiçbir şekilde dönmüyor. Türkiye'de Aleviler, Hristiyanlar, Museviler, Sünni Müslümanların dışındaki bütün topluluklar yok sayılıyor maalesef Türkiye'de, ne Diyanet İşleri Başkanlığında ne Milli Eğitim Bakanlığında ne de diğer hiçbir bakanlıkta bunlara hiçbir şey ayrılmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde de bunları dile getirdim.
Kısacası, son olarak şunu söylemek istiyorum: Biz, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak anayasal haklarımızı... Dolayısıyla bütçeden bütün bu topluluklara pay ayrılması gerekiyor, bütün kurumlarına bu payın ödenmesi gerekiyor.
Teşekkür ederim, sağ olun.