KOMİSYON KONUŞMASI

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; bugün Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumların bütçelerini görüşüyoruz. Bu bütçe 86 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren önemli bir bütçedir.

Tabii, konu Cumhurbaşkanlığı olunca, 2018'de hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kriz üreten bir sistem olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun idamesine imkân yoktur. Bu ülkenin fıtratına, bu ülkenin kültürüne, bu devletin birikimine tehdit nitelikleri taşıyan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, kurulduğu ilk günden itibaren bütün müşkülatların, krizlerin, çatışmaların ve gerginliklerin kaynağı olmuştur. Bu sistem, parti devleti kurmaya, keyfî tutuklamaları artırmaya, otokrat bir düzen yaratmaya imkân tanımaktadır. İşte, arkadaşlar, biz İYİ Parti olarak doğrudan bu kurulmak istenen düzene karşıyız. Ekonomide sınıfta kaldık; enflasyonun yüzde 185'leri aştığı, hayat pahalılığının, geçim zorluğunun zirve yaptığı, gençlerimizin umutlarını başka ülkelerde aradığı, esnafın siftahsız dükkân kapattığı, çiftçinin mahsulünü tarlada bıraktığı, işçinin alın terinin çarçur edildiği; emeklinin, kadının, memurun, sanatçının, aydının düşük refah seviyelerine mahkûm edildiği derin bir ekonomik krizin tam ortasına düşürüldük. Evet, aslında devlet olarak biz total bir krizin içerisindeyiz; ekonomik, güvenlik, dış politika, sanayi, tarım, eğitim, sağlık vesaire. Sayın Cinisli'nin dediği gibi, ekonomi bir güvenlik sorunu hâline gelmiştir; örtülü ödenek harcamalarından, imar yolsuzluklarından, hazinenin eritilmesinden, kur korumalı mevduatla servet transferlerinden, peşkeşlerden, talandan, el koymalardan bahsetmiyorum bile.

Değerli arkadaşlar, ülkemiz dış politikada iradesini ve ilkelerini kaybetmiştir. Geleneksel değerlerinden, diplomasi kültüründen uzaklaşmıştır; dost, düşman algısını kaybetmiştir, öngörü ve muhakeme yeteneğini yitirmiştir, Türk dış politikası, şahsım dış politikasına dönüşmüştür, yetkin kadrolar pasifize edilmiştir, jeopolitik riskler ve dengeler göz ardı edilmiş, durduk yere yeni çatışma alanları ortaya çıkmış ve yurdumuzun dört bir tarafında savaş koşulları oluşmuştur.

Ayrıca, izlenen ithal göç politikası sonucu Türk kimliğimiz ve demografik yapımız tehdit altındadır. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, sınırlarımız âdeta kevgire dönmüş, ülkemiz bir hendek ülke hâline dönüştürülmüştür. Diğer taraftan, geçtiğimiz hafta Sayın İçişleri Bakanına söyledim, size de söylüyorum: Önümüzdeki yıllarda, orta vade içerisinde İran'dan olası yoğun bir göç dalgası beklenmektedir, tedbirli olmak gerekiyor, hatırlatıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, yeni teknolojik kazanımlar, istihbarat ve karşı istihbarat kapasitesindeki artışlar, savunma sanayisindeki ilerlemeler memnuniyet vericidir. Fakat, Türk ordusunun muhabere gücü ve teşkilat yapısı artırılmalı, daima caydırıcılığı korunmalıdır. Diğer taraftan, açıkça ikaz etmek istiyorum ki uyuyan hücreler takip ve deşifre edilmelidir, ayrıca PKK ve FETÖ başta olmak üzere ülkemizdeki terör örgütlerinin yürüttüğü bütün faaliyetler sıfıra indirgenmelidir.

Değerli arkadaşlar, AKP iktidarları ısrarla ve inatla devletin Türk Silahlı Kuvvetlerine ve yan oluşumlarına fethetme şehvetiyle saldırmışlar, sinir sistemini tahrip etmişlerdir; bunun yanında, Millî Güvenlik Kurulunun yapısını tümüyle sulandırarak pasifize etmişlerdir. Gerçi devletin tüm organlarında yapılan işlem aynı tahribattır. Eğer bu coğrafyada gelecek bin yılda da kalacaksak, gelecek asrın Türk asrı olmasını istiyorsak acilen gerekli ıslahatlar yapılmalıdır ama bozan onarır mı? Elbette onarmaz.

Son olarak "Ordular Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir." diyen Ulu Önderi, tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş gazilerimizi, aziz ecdadı rahmetle yâd ediyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumların 2023 bütçelerinin hayırlı olmasını yürekten diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.