KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Allah'a şükür ki 1 kız çocuğu ve 1 kız torunu olan bir erkek milletvekili olarak bu konuda söz aldım. Bugün bu ülkede her alanda ayrımcılığa uğrayan, en güvenilir yerlerde, evlerinde şiddete uğrayan kadınlarla, güvensiz çalışan kadınlarla beraber şiddetsiz bir toplum için bizlerin de ses çıkarmamız, mücadeleye destek vermemiz gereken bir gün ve en önemli günlerden biri. Ama siz bugün "Şiddete hayır!" demek için yürümek isteyen kadınların yürüyüşlerini yasaklamışsınız. Bırakın, yürüsünler. Neden yasaklıyorsunuz ki? Yürümekle yollar tükenmezmiş. Ama sizin, yürümesini, çalışmasını, gülmesini yasakladığınız bu ülkenin güçlü kadınlarının zamanı geldiğinde gereğini yapacağına inanıyorum. İçinde sadece 3 kere "kadın" geçen 2023 bütçesi için "Kadınlarımızı güçlendirecek bir bütçe." diyebilen iktidarınıza şunu hatırlatmak isterim: Bugün itibarıyla, 2022 yılının ilk on bir ayında 349 kadın, erkek şiddeti nedeniyle öldürüldü. Sadece ekim ayında 34 kadın cinayeti işlendi, 26 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti bu ülkede. Ve geldiğimiz noktada, her gün, günün her saati neredeyse onlarca kadın cinayeti haberini duyuyoruz. Uyguladığınız yanlış politikaların sonucu buraya gelmekte çünkü bu Parlamentoda 2011'de siz dâhil bütün partilerin oylarıyla kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede ve tek bir adamın kararıyla çıktınız. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldığı gün itibarıyla bugüne kadar 494 kadın katledildi.

Durum buyken, Kadının Güçlenmesi Programı'na ayrılan bütçeyi 2 milyara çıkarmakla övünmeniz trajikomik bir durumdur. Bu kadarcık bütçe kadınların hangi sorununu çözecek? Hesapladınız mı, yoksa laf olsun diye mi söylüyorsunuz? İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmasıyla iktidarınız kadınlara yönelik şiddeti legalleştirdi. Tek adam rejiminin en büyük mağduru kadınlar hâline geldi; en çok yaşam alanı kısıtlanan, kadınlar oldu; en çok yoksullaşan, kadınlar oldu. Eğitimden -4+4+4- bugün uzaklaştırdığınız yine kız çocuklarımız oldu. Bugün Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre 866 bin kız çocuğu okuldan uzak, bu sayıya açık öğretimde okuyan kızlarımız eklenince 1,5 milyonu aşkın kız çocuğu okuldan uzak kalmış durumda. Aldığınız yanlış kararlar bizi buralara sürüklüyor.

Dünya Ekonomik Forumu'nun 2022 raporuna göre kadın-erkek eşitliği sıralamasında 146 ülke arasında 124'üncü sıradayız; arkamızdan gelen ülkeler Angola, Suudi Arabistan, Mısır, Fas, Katar. Hoşunuza mı gidiyor? Ekonomik hayata katılım ve ekonomik fırsatlara erişim sıralamasında 146 ülke içinde 134; kadınların eğitime erişimi ve katılımı noktasında 101'inci sıradayız.

Sayın hazırun, şu Plan Bütçe başladığından beri ön sıralarda haftalardır neredeyse hep bizler, erkekler oturduk. Bu fotoğraftan zül duyuyorum. Nüfusunun yarısı kadın olan bir ülkede, şu Parlamento içinde kadınları bu kadar geri planda tutmayı, 2'nci yüzyıla giderken Atatürk cumhuriyeti kimliğine aykırı görüyorum.

Kadına şiddete karşı mücadelede hiçbir zaman samimi olmadınız. "Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum; kadın ile erkek eşit değildir, fıtrata terstir." diyen bir zihniyet her zaman politikalarınıza, eşitsizliği güçlendirdiğiniz adımlarınıza yansıdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir konuşmasını hatırlatmak istiyorum. Şubat 2015'te Özgecan Aslan, hepinizin hatırlayacağı üzere, Mersin'de katledildi. Erdoğan sarayda bir toplantı düzenledi ve şöyle dedi: "Kadına karşı şiddeti sıfırlayacağız. İnanmadığım hiçbir şeyi yapmam, buna çok inanıyorum." Peki, aynı Cumhurbaşkanı ne yaptı? İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırdı, kadına yönelik şiddeti görmezden geldi, kadınları toplumda değersizleştirdi. 2015'ten bu yana, Özgecan Aslan'dan bu yana 2.900 kadın öldürüldü arkadaşlar; bugün hâlâ "Elimizde 6284 sayılı Kanun var." deniliyor, olmasına rağmen. Devlet kurumlarının temsilcilerine bu yasaları uygulayın diyorum. Bugünkü konuşmasında da "Tek bir kadının bile şiddete uğramasına, cinayete kurban gitmesine asla razı göstermeyeceğiz." demiş. Kasım ayının ilk yirmi dört gününde bile 35 kadın öldürülmüş.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz bitti, son cümlenizi alayım.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Sizlere soruyorum: Bu neden?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Pardon.

Arkadaşlar, düşelim artık, kadınların yakasından düşelim. Türkiye'de tüm halkın güvenliğinin kadınların güvenliğinden geçtiğini bilmek zorundayız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler, sağ olun.

BEDRİ SERTER (İzmir) - İnanın, kadınlar özgür, huzurlu oldukları bir başka dünyada yaşıyor oldukları zaman...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Serter, teşekkür ediyorum, sağ olun.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.