POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Saygıdeğer Başkanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli Başkanlar, hoş geldiniz.

Zaten sorulacak soruların hepsi hemen hemen soruldu, siz de tespitlerinizi yaptınız. Maden Mühendisleri Cemiyeti şubesine ben de üyeyim, bir maden mühendisi olarak şunu söylemek istiyorum: Emekli olan veya olmayan, üniversitede olan veya olmayan, bugün çalışan maden mühendisleri sizlerin üyesidir, değil mi Sayın Başkan? Çok doğru, bir sivil toplum örgütü olarak üniversitemizle beraber çok iyi işler yaptığınızı, zaman zaman seminerler düzenlediğinizi ben biliyorum fakat ben şunu gerçekten çok merak ediyorum: Buradaki tespitleri... Mevcut oradaki TTK kurumunda, köklü bir kültürel yapıya sahip olan TTK kurumunda zaman zaman biz ocaklara iniyoruz, gelen ziyaretçileri getiriyoruz, işte aklınıza kim gelirse, Komisyonu davet ediyoruz ve dolayısıyla ineriz, oradaki olan hadiselere, olaylara, işleyişe, işçilerimizin çalışmasına orada bakarız, onlarla zaman zaman kahvaltı yaparız veyahut yemek yeriz, iftar ederiz, bu hep böyle bir gelenek hâline gelmiştir. Sizler buralara zaman zaman inip bu saydığınız eksikleri, noksanları veyahut böyle sıkıntılı olan bir şeyleri bu üyeniz olan mühendislerle, orada çalışanlarla, bugün fiilî çalışanlarla, geçmişte oraların müdürlüklerini yapanlarla oturup sohbet edip bunlar şöyle eksiklerdir, bunlar böyle noksandır, şunları böyle yapalım dediklerini veya da onların size dert yandıklarını, şunları noksan görüyoruz, bundan dolayı bir sıkıntımız var dediklerini rapor hâline getirip hem Kuruma hem de Enerji Bakanlığına veya sorumlu olan kurumlara böyle bir hazırlık yapıp verdiniz mi? Bunları da ben sormak istiyorum.

Yine ayrıyeten, bu çok speküle ediliyor yani maden mühendislerinin orada... Doğrudur, 1960'lı yıllardan beri onların, maden mühendislerinin kullandığı, TTK'nin kullandığı TTK'ye ait olan bir yer var. Biz, maden mühendisleri şubesinin de veyahut -biz cemiyet deriz ona- Maden Mühendisleri Cemiyetinin de orada sosyal, kültürel bir faaliyet yaptığını biliriz. Ama orada Bakanlığın çevre düzenlemesi gibi bir olay cereyan etti ve orada da buranın millet kütüphanesi olup herkesin istifade etmesi gerektiği düşünüldü, yoksa -dediği gibi değerli kardeşimin- başka zeminlerde de -TTK'nin madem mülk, oranın da yönetici ve yönetimleri veyahut ona benzer üyeleri, TTK, emekli ve çalışan maden mühendisleri olduğuna göre- o TTK'nin mevcut binalarının ve yapılarının içerisinde de bu görevler, böyle faaliyetler görülebilir diye bir düşünceye kapıldılar ve böyle bir uygulamanın içerisine gittiler. Evet, dediği doğru milletvekili arkadaşımın. Orada belki bir sosyal yaşam, geçmişteki hatıraların oluşu; bunlar çok söz konusudur, o da doğrudur. Ama bu yapılanın da çok bu kadar speküle edilecek, bir binaya çok büyük anlamlar yüklenecek onun... Sanki oradaki TTK kültürünün veya oradaki o birikimin, hafızanın yok olacağı hissini de ortalığa verip bunu da böyle algılatmanın çok doğru bir şey olduğu kanaatinde değilim. Biz sizlerle de görüştük, doğrudur yani bunun olmaması, bizde kalması adına. Şimdi hukuk içerisinde olay cereyan ediyor, hukuk ne diyorsa, nasıl diyorsa... Bina yerinden kalkmıyor, kültürel mirası yerinden kalkmıyor; sizler içinde bir değişiklik yapmak istiyordunuz, yeniliyordunuz zaten, çok daha güzel bir bina hâline geliyor hayırlısıyla. Hukukun verdiği karar neyse ona herkes uyar zaten. Bu soruyu sormak istiyorum; geri kalan diğer kısımları zaten arkadaşlarımız sordu, biz de onlardan istifade edeceğiz diyorum.

Ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.