| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel ve Zonguldak Şube Başkanı Çağlar Öztürk tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 30 .11.2022 |
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de öncelikle Maden Mühendisleri Odasının 4941 numaralı bir üyesiyim. Öncelikle hem Türkiye Maden Mühendisleri Odası Başkanına hem Zonguldak Şube Başkanımıza verdiği bilgilerden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Değerli milletvekili arkadaşlarımızın katkılarından dolayı da kendilerine teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle hem odaya kayıtlı bir üye olarak hem de bir milletvekili olarak sözlerimin başında şunu belirtmek isterim: Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan bu Araştırma Komisyonunda Değerli Başkanımızın öncülüğünde, milletvekillerimizle birlikte yaptığımız planlı bir programla birlikte, şu ana kadar bütün tarafları dinleyip -sonuçta herkes bunu ifade ediyor- yargı yerine geçmeden, Türkiye Büyük Millet Meclisinde millî iradenin temsilcileri olarak sonuçta madenciliğin geleceğine ışık tutacak önerilerimizi inşallah hep birlikte sunacağız. Buradaki bakışımız, anlayışımız kesinlikle şu değildir: Elbette ki biz iktidar partisi milletvekilleriyiz, iktidar partisini temsil ediyoruz ama burada bir kaza olmuştur, 42 canımızı kaybettik. Bunlarla ilgili yapılacak çalışmalarda en ince ayrıntısına kadar, özellikle, akademisyenlerden başlamak üzere, Türkiye Taşkömürü Kurumunu ve kamu kurumu taraflarını, sivil toplum kuruluşlarını ve özel sektörü, bütün tarafları dinliyoruz. Arkadaşlarımızın ideolojik veya siyasi görüşü ne olursa olsun, onlara bakmadan, buralara davet edip objektif bir şekilde bu işe çözüm, bu işe ışık tutacak bilgiler almak istiyoruz. Tekrar ediyorum: Bunlar tekrar yaşanmasın. Ancak Çevre Komisyonunda da bazen bu tür tartışmalar oluyor. Sivil toplum kuruluşlarımızı çağırıyoruz. Şunu ben de doğru bulmuyorum; şahsi görüşüm bu: Burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bütün siyasi partileri temsil eden milletvekillerimiz var; siyasi değerlendirmeleri onlar, seçilmiş kişiler yapar. Burada, bütün ideolojik görüşleri, düşünceleri temsil eden değerli milletvekillerimiz var. Biz, burada, sivil toplum kuruluşlarımızdan aldıkları eğitim, bilgi, beceri, deneyimle beraber objektif bir şekilde eksikleri ortaya koyup değerlendirme yapmalarını isteriz.
Ben özellikle, Değerli Türkiye Maden Mühendisleri Odası Başkanımıza şunu sormak isterim... Konuşmaları arasında, sunumunda özellikle, MAPEG Genel Müdürlüğünün yaptığı projelerin yüzde 95'inin tekniğe uygun olmadığını ifade ettiler. Burada, bu ifadeyi doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Buradaki mühendis arkadaşlarımız, bizim mühendis arkadaşlarımız, MAPEG Genel Müdürlüğünün geri gönderilen, reddedilen projeleri olmadığını söylediler. Kendileri de bilir, kamu kurumu ve kuruluşlarına müracaat eden, ruhsat için müracaat eden, proje için müracaat eden insanların o projeleri değerlendirilirken öncelikle, ön bir değerlendirme yapılır; eksikler varsa reddedilmez, eksikler yazılı olarak, resmî olarak devlet dilinde muhataplarına gönderilir, eksikler tamamlanır, kanunlar çerçevesi içerisinde bu değerlendirmeler yapılır ve onaylanır. Ben buradan Sayın Başkana şunu söylemek isterim: Eğer burada tekniğe uygun olmayan proje varsa ve sizin elinizde veriler de varsa bunları bir milletvekili olarak almak isteriz ve gereğini de yapmak isteriz yani bunlar için yargıya da gidilebilir; birincisi bu.
İkincisi, liyakatsiz mühendisler... "Maden mühendisliği eğitimi yeniden ele alınmalı, kontenjanlar düşürülmeli, altyapı ve kadro eksikliği olan bölümler kapatılmalıdır." dedi ve bir de örnek verdi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Türkiye'nin en eski üniversitelerinden ve işin merkezinde olan, yer altı üretim yöntemleri açısından da -oranın bir mezunu olarak söylemiyorum- çok önemli mühendisler yetiştiren bir fakültedir orası, mühendislik fakültesidir. Ama Sayın Başkan, eksi 1 matematiği olan yani matematikte eksiye düşen öğrencilerin geldiğini ve burada bu öğrencilerin -Sayın Yavuzyılmaz'ın da söylediği gibi- çoğunun yabancı olduğunu ifade ettiler. Peki, burada altyapısı var mı? Altyapısı var. Öğretim açısından, bilim adamı, öğretim görevlisi var mı? En üst düzeyde var. Uygulama açısından herhangi bir sıkıntı var mı? Hayır, tam merkezde. Peki, öğrenci neden tercih etmiyor? Şimdi, buna bir bakmak lazım. Neden tercih etmiyor? Eğer bu tür olaylarda madencilik açısından kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturulduğu zaman bu meslek gruplarını hiç kimse tercih etmez, hiç kimse tercih etmez. Kazalar, sorumlular, farklı farklı düşünceler... Bizim madenciliği cazibe merkezi hâline getirmemiz lazım. Buralardan ders alıp tekrar aynı kazaların olmaması için çalışmalıyız, kesinlikle çalışmalıyız, hep beraber çalışmalıyız ve bizim hep beraber burayı cazip hâle getirmemiz lazım.
Diğer taraftan, Sayın Yavuzyılmaz, bazı belgeleri istediğini, alamadığını söyledi. Ünal Bey'in özellikle, Başkanlığımıza verdiği bir dilekçe vardı hem havalandırma hem sondajla ilgili; yazı yeni geldi, Sayın Başkanımızın talimatıyla dağıtılacak. Şunu açık yüreklilikle söylemek isterim, burada...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biz de dilekçe verdik, bizimki de gelecek mi?
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Gerektiği yerde hepsi. Sayın Başkanımız bunlarla ilgili çalışmalar yapıyor. Millet iradesinden, milletvekillerinden hiçbir şey saklanamaz, saklanmamalı ve biz de milletvekiliyiz, asla böyle bir şey olamaz. Bütün arkadaşlarımızın istekleri elbette ki yerine getirilecektir; bunu söylemek istiyorum.
Diğer bir konu, yine -sataşma değil- Sayın Yavuzyılmaz, özellikle, Sayıştay denetçileriyle ilgili "Sayıştay denetçisi fırça yedi." diye söyledi. Sayıştay denetçileri alana giderler, raporlarını tutarlar, bu raporları Sayıştay Genel Kuruluna sunarlar ve orada Sayıştay üyeleri vardır; bütün aşamalardan geçtikten sonra bunlar yayınlanır. Orada bir baskı olduğunu asla düşünmüyorum, eğer böyle bir şey olsaydı zamanında bu raporlar yazılmazdı; böyle bir şey asla olamaz, arkadaşlarımız özgürce görüşlerini ifade ettiler.
Diğer bir taraftan, yine, Zonguldak Maden Mühendisleri Odamızın ve Türkiye Maden Mühendisleri Odası Başkanımızın ve herkesin de havza bazlı madencilikle alakalı düşünceleri var. Burada maden mühendisliği yapmış, mühendislik yapmış olan arkadaşlarımız var. Diğer arkadaşlarımız da en az bizim kadar bilgilendiler. Ben, onlar mühendis değildir, bu işi anlamadılar diye, kesinlikle bunu söylemek için söylemiyorum. Havza bazlı madenciliği, herhâlde herkes, maden mühendisleri bilir. Özellikle bakir alanlarda bunu birinci sırada planlayabilirsiniz. Özellikle Zonguldak gibi 1800'lü yıllardan günümüze kadar madencilik yapılmış olan eski maden sahalarında havza bazlı madencilik uygulamalarını, bilimsel veriler ışığında, burada, herhâlde bilim adamları da kendi aralarında tartışırlar. Uygulanabilirliğine bakmak lazım diye burada görüşümü söylemek isterim.
Yine Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Türkmen'in söylediği gibi, Zonguldak Şubemiz, Zonguldak Şube Başkanımız, orada çalışan mühendislerimizin hepsi Maden Mühendisleri Odasına üyedir. Peki, ben -mezun olduğum okulun- profesör hocamıza da sordum, size de havalandırmayla ilgili sormak istiyorum: Sizler, burada "Havalandırma, havalandırma, havalandırma..." Havalandırma çok şeydir, madenin can damarıdır, havalandırma olmadan zaten insan yaşamı olmaz, havalandırma yapılması lazım. Peki, sizin, bu bölgede, özellikle 5 müessesede ve Amasra'da, daha önce burada tespit edilen eksiklerle ilgili yaptığınız -burada tekrarlamak istiyorum- ortak bir projeniz var mı ve bu meslektaşlarımızla -hadi ortak proje değil de- beraber olduğunuz zamanlarda görüş ve önerilerinizi, düşüncelerinizi onlara ifade ettiniz mi?
Diğer taraftan, havalandırmadan bahsettik. Ben şimdi soruyorum: Bizim teknik verilerle, bilgilerle konuşmamız lazım. Sizin görüşünüze göre, maden ocağına, Amasra'daki maden ocağına ne kadar hava gönderilseydi bu kaza olmazdı?
Diğer bir sorum: Tali fanların bulunduğu ana galerilere Zonguldak Şubenizde kurulan çalışma grubunun hesapladığı kadar hava gönderilmiş olsaydı olayın olduğu bölgede hava miktarına ne kadar katkısı olurdu?
Diğer bir sorum: Siz, bu ocakta çalışan 500 kişiden bahsettiniz. Ben de soruyorum: Bu ocakta kaç kişi çalışsaydı bu kaza olmazdı? Çalışan işçi sayısı ile -ben öyle anladım, yanlışsa düzeltin- kaza arasında bir irtibat mı kurdunuz da bunu söylediniz? Ben bunu soruyorum. Kaç kişi çalışsaydı bu olmazdı?
Diğer taraftan, üretim baskısından bahsediyoruz ve genel manada bunu arkadaşlarımız da gündeme getiriyor, bilim adamları da gündeme getiriyor. Şimdi, ben -yine yanlışım varsa düzeltin lütfen- geçmişten günümüze teknolojinin geliştiğini biliyorum. En azından yarı mekanize bir teknolojinin uygulandığını biliyoruz. Teknoloji uygulanınca üretim miktarı artar diye düşünüyorum. Bütün bunları kıyasladığımız zaman kişi başına düşen üretim miktarında artma mı var ki biz üretim baskısından bahsedebiliyoruz? Yani kişi başına düşen olarak sizde rakamlar var mı? Türkiye Taşkömürü Kurumunda, geçmişten günümüze kişi başına düşen üretim miktarında, teknolojik nimetlerden faydalanma oranı artmasına rağmen kişi başına düşen üretim miktarında artma mı var? Bunu sormak istiyorum.
Diğer taraftan da burada sunumlardan, özellikle Sayıştay denetiminden hareketle -elbette ki orada resmî kurumun denetlemesini biz asla yok sayamayız ama- teknik elemanlara sormak istiyorum: Ters havalandırmadan bahsedildi ve burada ters havalandırmanın, ocak havalandırmasının ters havalandırmaya uygun olmadığı söylendi. Peki, sizce Zonguldak veya Türkiye Maden Mühendisleri Odası Başkanlığı olarak bu ocakta ters havalandırma olsaydı bu kazada etkisi ne olurdu? Bunu da söylemek istiyorum.
Sonuçta da iktidarıyla muhalefetiyle bizim, kamuyla ve özel sektörle yer altı zenginliklerimizi ekonomiye kazandırmamız, çevresel hassasiyetleri de ön planda tutarak, el ele vererek bu madenciliği tekrar cazip hâle getirmemiz lazım düşüncesindeyim.
Ben, tekrar, sunumunuzdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, söz verdiğiniz için sizlere de teşekkür ediyorum.