KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Başkan teşekkür ederim.

Şimdi, ben usul üzerine bu sözü aldım.

Şimdi, biz Amasra maden faciasıyla ilgili bir araştırma yapıyoruz ve aslında, bu araştırmada linyit ve taş kömürü farkından kaynaklı olarak sektörle de tam birebir örtüşmeyen özel sektörden, maden şirketlerinden temsilcileri çağırıyoruz ama burada biz hâlâ Bağımsız Maden İşçileri Sendikasını dinleyebilmiş değiliz, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisini ve Çağdaş Hukukçular Derneğini dinleyebilmiş değiliz -benim elimdeki tespit ettiğim şeyler bunlar, başka arkadaşların buraya davet etmek istediği heyetten de varsa eksikler- yani sektörle, alanla, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle direkt ilgili olan heyetler burada değilken sermaye temsilcilerini biz buraya çağırmış oluyoruz. Ya, bu tartışmaya nasıl bir katkı yapacaklarını... Doğrusu, ben iyi bir katkı yapamayacaklarını düşünüyorum; öncelikle, onu söylemeliyim. Aslında, burada dinlememiz gereken bahsettiğim kesimler olmalı.

Bir de şöyle bir yönü var: Polyak Eynez Enerji Soma'dan kalma yani Soma katliamı öncesinde ve esnasında orada görevli olan kişilerin çalıştığı da bir yer aynı zamanda; Genel Müdürü Serkan Bahçekapılı dâhil olmak üzere, birçok kişi 2014'te Soma'da çalışıyorlardı, oradaydılar. Yine, çalıştıkları kendi işletmelerinde de hem sendikalara yönelik baskılar var hem de aynı zamanda işçi sağlığı, iş güvenliği konusunda da pek çok ihlal var.

Şimdi, bakıyoruz ki aslında, Türkiye'de şöyle bir durum da var: İşveren, devlet, iktidar birbiriyle simbiyoz bir ilişki hâlinde.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Nasıl bir ilişki?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Simbiyoz bir ilişki hâlinde, birbirine geçmiş bir ilişki var; bakın, buna örnek de vereceğim size. Mesela 4 Aralık nedir? Madenciler Günü değil mi? Dünya Madenciler Günü. 4 Aralıkta ne oluyor Kınık'ta? Kınık Belediye Başkanı, Kınık İlçe Kaymakamı, Kınık İlçe Millî Eğitim Müdürü, Kınık İlçe Jandarma Komutanı, Kınık İlçe Emniyet Müdürü, Kınık AKP İlçe Başkanı 4 Aralıkta Madenciler Günü'nde kimi ziyaret ediyor? Bir sendikayı ziyaret etmiyor, madencileri ziyaret etmiyor. Kimi ziyaret ediyor? Polyak ziyaret ediliyor. Ya, gerçekten bu her şeyi anlatan bir durum. Aslında, biz bununla pek çok yerde de karşılıyoruz. Mesela, jeotermallere karşı ya da köylülerin yaşam alanlarını elinden alan diğer maden projeleriyle ilgili olarak işletmeler köylülerle karşı karşıya gelince bir bakıyoruz kaymakam hemen harekete geçmiş, bir bakıyoruz oranın emniyeti, jandarması hepsi köylülerin karşısına geçmiş; bahsettiğim bu ilişki, bu simbiyoz ilişki orada hayat bulmuş. O köylüler orada kaybeden oluyor, kazanan da işte, bu bahsettiğim heyet oluyor. Hatırlarsınız, Soma'da oradaki kolluk ile Sendika Başkanı arasında güzel bir diyalog da vardı, BAĞIMSIZ MADEN-İŞ Sendikası yetkilisi orada karşısına dikilen kolluğa şöyle diyordu: "Öyle mi alay komutanı!" diye sesleniyordu, gerçekten öyle. Gerçekten işçiler yer altında olmazlarsa yer üstünde açlıktan, işsizlikten yaşamlarını yitiriyorlar, yer altındaysa madende yaşamını yitirme ihtimalleri çok yüksek; bir tercih yapmak zorundalar, Hükûmetin, iktidarın çalışanlara, emekçilere biçtiği rol bu yani biraz önce de tarif edilen güvencesiz koşullarda, işçi sağlığı, iş güvenliğinin de olmadığı, aslında madenlerde sağlıklı, güvenli çalışma koşullarının olmadığı, zaten çok zor olacağı ama olması gerekenlerin de olmadığı koşullarda işçileri biz çalışmaya mahkûm ederken orada, onların haklarını korumak için örgütlenmelerine, dayanışmalarına, seslerini yükseltmelerine, haklarını haykırmalarını karşı da işte, bu bahsettiğimiz kesimler bir araya geliyorlar ve bunlar bir araya geldiği zaman tabii ki karşı taraf da oldukça zayıflıyor. Bu heyetin içerisinde de bu görüşmede de bu Komisyonun çalışmalarında da yine bakıyoruz ki işçileri, emekçileri, bağımsız sendikaları, yıllardır basından büyük bir emekle toparlayarak iş cinayetlerini görünür kılmaya çalışan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi gibi kurumlar değil, hemen koşarak Polyak'ı ve İmbat'ı çağırıyoruz. Bu kabul edilemez diye düşünüyorum ama tabii ki burada kalacağım ve tabii ki onları da dinleyeceğim ama tabii onlara da söyleyeceğim şeyler de var. Yani, burada işçilerin yaşamını yitirmelerini, madencilerin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmelerini kader, fıtrat, kader planı olarak değerlendirmemelerini, o anlamıyla bizlerin sabrını zorlamamalarını da talep ediyorum kendilerinden çünkü -daha ilk gün burada- iş cinayetlerinin yüzde 100 önlenebilir olduğunu, bugünkü teknikle, bilimle her türlü iş kazasının önlenebilir olduğunu biliyoruz.

Bu çerçevede şimdilik bunları söylemiş olayım, sizin de onları davet etmenizi de protesto ettiğimi söylemek istiyorum.