GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan Yardımcısı da söyledi, metinde de var, Emniyet Genel Müdürlüğünden yetkili de söyledi, Moldova'nın bir kısmında olan ayrılıkçı grup ve şu anda bir defakto yönetim var "Transdinyester" diye. Şimdi burası, mesela, bizi bu kadar uzak kilometrelerden niye ilgilendiriyor, insan hakikaten merak ediyor, Transdinyester'deki ayrılıkçı grupların kim olduğunu, ne olduğunu bilmiyoruz yani bir yönüyle de bize ne, bizi niye ilgilendiriyor? Moldova'nın iç işi sonuçta, ayrılırlar ayrılmazlar, katılırlar, referanduma giderler, bağımsızlığını ilan ederler, özerk kalırlar vesaire. Hani bunun kendisi bence Türkiye açısından niye sorun olsun? Bir o.

İkincisi, şimdi, siz "Gaz yönünden Rusya'ya bağımlı ve kışı nasıl geçirecekleri de muamma." dediniz. Bunun eğitim ve güvenlik arasındaki anlaşmayla olan bağını ben kuramadım açıkçası. Sonuçta, biz burada bir güvenlik personelinin karşılıklı eğitiminden daha ziyade bizim onların personelini eğitmemizden bahsediyoruz. Burada gaz meselesine nasıl bir çözüm yaklaşımı var; onu da açıkçası anlayamadım. Bir de bu genel olarak yeni bir stratejik değişim midir? Bu, Doğu Avrupa politikasında yeni bir yaklaşımın yansıması mıdır? Ya da şöyle diyeyim: Türkiye'nin dış politikasını bütün ülkelerle böyle bir güvenlik eğitimi ihraç ederek mi yürüteceğiz? Yani Moldova'yla öyle, Kazakistan'la öyle, diğer ülkelerle öyle. Neredeyse bütün ülkelere bir güvenlik işbirliği meselesini transfer ediyoruz ya da daha doğrusu personel eğitimi meselesini götürüyoruz yani oradaki güvenlikçilerin eğitilmesi meselesini. Bu, genel bir dış politik yaklaşım mıdır yani? Hani, ticari bir anlaşma değil, başka bir anlaşma değil, sürekli bir güvenlikçi eğitiyoruz, güvenlik. Hâlihazırda zaten ülkemizin içerisindeki durum çok parlak değil. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Teşekkür ederim.