| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kolluk Personelinin Güvenlik Alanında Eğitim ve Öğretimine İlişkin İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2984) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 06 .12.2022 |
HASAN TURAN (İstanbul) - Evet, öncelikle şunu ifade edelim: Kimsenin düşüncesini irat etmesine, düşüncesini özgürce, sonuna kadar savunmasına bir itirazımız yok. Voltaire'in dediği gibi "Düşüncelerinize katılmıyorum ama sonuna kadar savunmanızın da yanındayım." ama ben sizin gibi düşünmek zorunda değilim. Ben de kendi düşüncemi söylüyorum. Sizin düşünceniz ne kadar saygınsa benimki de en az o kadar saygın; sizin "güvenlikçi" dediğiniz şeye katılmadığımı çok güzel ifade ettim. Bugün yeryüzünde kaç tane savaş olduğunun farkında mısınız? Sınırlarımızın dibine gelip tırlarca dolusu silah dağıtanları görüyor musunuz? İnsani yardım malzemesi dağıtmıyorlar; füzeler dağıtıyorlar, zırhlı araçlar veriyorlar. 11 bin kilometre öteden gelip sınır dibimizde tırlarla silah dağıtanlara "Niçin bu silahlanmaya yatırım yapıyorsunuz ve neden Türkiye'nin sınırının dibine dağıtıyorsunuz?" diye bir soru sordunuz mu? Veya Dedeağaç'ta, yan tarafımızda, Yunanistan'ın her tarafını cephaneliğe çeviren, Türkiye'yi hem güneyden hem batıdan kuşatanlara "Bu kadar silahı niye üretiyorsunuz, bu uçak gemilerinizi kendi okyanusunda gezdirmek yerine bizim okyanusumuzda, bizim denizlerimizde niye gezdiriyorsunuz?" diye bir sorunuz oldu mu? Onları şiirle mi savunalım, İsmet Özel'den, Sezai Karakoç'tan, Ahmet Arif'ten, Necip Fazıl'dan falan şiir mi okuyalım? Barış şiirleri okursak dünyaya barış gelir mi acaba, böyle mi yapalım mesela? Ama bizim ecdadımız demiş ki: "İstiyorsan sulh-ü salâh, hazır ol cenge." Tarih boyunca devletler, önce güvenliğini sağlamış bunu da devlet olduğu için ve milletine karşı vazifesi olduğu için. Devlet, memleketinde yaşayan herkesin önce güvenliğini sağlar. Dolayısıyla, bu konuda yapılan harcamalar yadırganmaz. Eğer bir insan bir ülkenin yurttaşıysa o devletin güçlü olmasını ister. "Güç" dediğimiz şey ilmiye, seyfiye, mülkiye parametreleriyle oluşur. Yani siz burada... Ben anlayamıyorum, anlamadığımı ifade ediyorum; bu suç mu? Ben sizin düşüncelerinize ne kadar saygı duyuyorsam siz de benimkine duyacaksınız. Bak, hiç kaba, yaralayıcı, tahkir edici bir ifadem var mı? Gayet açık söylüyorum, hemen söyleyince "Efendim, bu memlekette bizim düşüncemizi söylemek suç mu? Hemen vatan hainliği mi olur?" Ben "Vatan hainliği" dedim mi? Demedim. Dedim ki: "Bu düşünceler memleketimizin hayrına değil."
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - "İyi niyetli düşünceler değildir." dediniz. "Millete yararlı değil." dediniz.
HASAN TURAN (İstanbul) - Faydasına değil. Ne demem lazım?
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Gülüstan Hanım, söz istediniz; vereceğim zaman olursa.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Ne dediğinizi söylemek için...
HASAN TURAN (İstanbul) - Eleştiri için ne diyebilirim mesela? Memleketin hayrına değil mesela.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Hasan Bey, toparlayalım.
HASAN TURAN (İstanbul) - Savunma sanayisine harcadığımız bütçeleri biz sırf füze üretelim, uçak üretelim, İHA-SİHA üretelim diye keyfimizden mi yapıyoruz? Bugün ülkeye füzelerini çevirmiş, etrafımızı kuşatmış, ülkeyi silahlarıyla birlikte tehdit ve şantaj yaparak kendi siyasal istikametine sokmak isteyenlere karşı kendimizi kuş lastiğiyle mi savunacağız? Ne yapacağız yani, öneriniz nedir onu soruyoruz biz de.
Saygılar sunuyorum.