İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Evet, Sayın Başkanım...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Aslında şöyle: Komisyon üyelerimiz bitince kadın milletvekillerimize öncelik verelim isterseniz yani. Eskiden öyle yapıyorduk ya, centilmenlik falan da azaldı gibi yani böyle.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Tam bütçe görüşmelerinin arifesinde benim bahsettiğim şey de haklılığımızı ortaya çıkarıyor Sayın Başkan.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, Sayın Bakanlığın çok değerli bürokratları ve Bursa'dan binbir umutla, güzel bir kanun çıksın diye buraya gelen çok kıymetli misafirler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Uludağ Alan Başkanlığıyla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanı... Yerel seçimlerden önce Alan Başkanlığının kurulacağını işitmiştik Cumhurbaşkanlığından. Yanlış hatırlamıyorsam bu eylül ayında da Alan Başkanlığının kurulacağına dair çalışmayı Sayın Hakan Çavuşoğlu Bey'den yine işitmiştik.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Dört seneden beri çalışıyoruz.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Şimdi, bunun üzerinden iki ay geçti, zaten Cumhurbaşkanının sözünün üzerinden de neredeyse üç buçuk, dört yıl geçmek üzere. Şimdi, bu kadar geçen bir süre zarfında, herkes bütçe görüşmelerine odaklanmışken, bu çalışmaları yürütürken bir anda piyangodan çıkar gibi bu Alan Başkanlığının çıkmasının sebebi nedir?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Usul tartışması açıyorsunuz Hocam yine.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Neden bütçenin bitmesi beklenmemiştir, neden daha geniş bir zamanda çalışma yapılmamıştır, ben bunu anlamakta hakikaten güçlük çekiyorum. Kanun metnindeki bazı maddi hataları görünce de alelacele bazı işlerin yapıldığı kanaati bizde oluşmaktadır. Uludağ'da yıllardır yürüyen işler bütçe görüşmeleri sırasında mı zora girmiştir de çözülme ihtiyacı duyulmuştur, bunu da merak ediyorum.

Şimdi, biz bunları anlamakta hakikaten güçlük çekiyoruz, anlamayınca da sosyal medyada, basında yer alan -dile getirmek istemiyorum, işin nezaketini de bozmak istemiyorum- kişiye özel düzenleme iddialarına da mecburen muhalefet olarak kulak kabartmak zorundayız yani bunun altını çizerek söylemek istiyorum. "Birileri inşaata başlayacak, ondan mı alelacele bu kanun gündeme geldi?" diye dile getirmek, milletimizin temsilcisi olmak zorundayız; öyle olmasını temenni etmiyoruz.

Kıymetli milletvekilleri, Amerika'yı yeniden keşfetmemize bir gerek yok. Şimdi, bakıyoruz, Kapadokya'da Alan Başkanlığı kuruldu, Millî Eğitim Komisyonu tarafından görüşüldü, bu Alan Başkanlığı da bizim Komisyonumuzda görüşülüyor. Peki, yeniden Türkiye Cumhuriyeti'nin bir yerinde bir alan başkanlığı olduğunda Plan Bütçe Komisyonu mu bunu gündeme getirecek? Yani bir ilkesel tutum, Meclisin bu konuda bir keyfîlikten kurtulması gerekiyor. Yani sizin yasama sistematiğiniz, ilkeleriniz son derece sorunludur; bunu anlatmak için söylüyorum.

Diyorsunuz ki: "Çok başlılığı engelleyeceğiz, hızlı karar alacağız ve bölgenin korunmasına daha etkin katkı sağlayacağız." Çok güzel. Peki, bu, Kapadokya'da böyle oldu mu? Peribacalarının ortasından geçen -Sayın Bakanın açıklama yapmasına gerek kalmadan ben söyleyeyim- bir yol meselesi gibi, mağaraların üstüne yapılan bazı inşaatlar gibi bazı durumlar bunun böyle olmadığını göstermektedir yani biz deneyerek, yanılarak gerçeği öğreniyoruz. Kaçak yapılara karşı mücadelenin başladığını kabul ederiz, bundan dolayı da teşekkür ederiz ama her şeyi geçtim, Kapadokya Alan Başkanlığının kendi hazırladığı stratejik plan izleme raporuna baktığımızda bir itirafnameyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bakın, envanterin dijitale aktarılmasında yüzde 35 başarı elde edilmiş, alan planlarının yapılanmasında yüzde 40, peribacalarının ve yer altı şehirlerinin değerinin artırılması için yapılan projelerde yüzde 17, koruma için yapılacak kamulaştırmalarda yüzde sıfır, Kapadokya'nın dünya turizmindeki yerini güçlendirme projesinde ise yüzde 18 başarıyla devam etmektedir yani Kapadokya Alan Başkanlığımızda başarı bu şekildedir yani sizin verilerinize göre, sizin Başkanlığınızın verilerine göre. Peki, arkadaşlar, dünya turizmindeki yerini güçlendirmekte yüzde 18'deysek Alan Başkanlığının işi nedir Allah aşkına? Sadece kaçak yapıyı yıkmaksa, denetlemekse biz belediyenin, yerel yönetimlerin yetkilerini genişletir ve bunu zaten yapardık.

İktidar teoride güzel ama pratikte son derece başarısız işler yapmaktadır, zaten sicilinizi de AK PARTİ iktidarının eylemleri ortaya koyuyor. Aynı durum bugün Uludağ için de geçerlidir. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum: Bizi doyurucu, bizi tatmin edici açıklamaları asla görmedik. Biz, Uludağ gibi bir doğal değerimizin talan edilmesine, birilerine peşkeş çekilmesine, en azından böyle bir ihtimalin varlığına bile asla izin vermeyeceğiz. Sayın Başkanım, sayısal çoğunluğunuzu bu kanunda da çalıştıracaksınız, sayısal çoğunluğunuzla da bu kanunu geçireceksiniz ama seçimlerden sonra... Kıymetli Mersin Milletvekilimiz söyledi, 23 Nisandan önce olacak ama inşallah süresinde olacak bir seçimle...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Orada bir espri vardı, yanlış anladınız. 23 Nisan seçimlerden sonra olursa formalite olarak 23 Nisanda o koltuğu verelim dedim yani söylemek istediğim oydu.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Ben de esprinize karşı espriyle cevap vermek istiyorum Baki Bey.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 23 Nisan seçimlerden sonra olursa koltuğu verelim dedim yani söylemek istediğim oydu.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yalnız aynı koltuklarda oturuyoruz Baki Bey yani koltuk vermenize gerek yok.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayısal çoğunlukla bu kanunu geçirebileceksiniz ama seçimlerden sonra bu düzenlemeyi, inşallah, yeniden, tekrar ele alacak ve düzeltmesini yapacağız.

Saygıdeğer milletvekilleri, bakınız, Kapadokya Alan Başkanlığını kanunla kurduk, düzenlemeler yaptınız ama Alan Başkanlığının yetkilerini, yapısını Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine aykırı olarak Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bir gecede düzelttiniz, üstüne Başkanını da kararnameyle atadınız. Ya, Allah'tan korkalım, bari millî iradeyle karar verip, millî idareye saygı duyup başkanlığını da, bari bu komisyonun, kurulan Kapadokya Alan Başkanlığının komisyon başkanlığını da onu yapanlar yapsaydı. Peki, böyle bir şey olacaksa bu Başkanlıkta kuracağınız komisyonun, danışma kurulunun ne hükmü var? En azından görüntü dahi olsa Alan Başkanının atanması noktasında danışma kurulu veya komisyona da bu yetki verilebilirdi; bunu yapmadınız.

Biz zaten önergemizde bu teklifin alt komisyona havalesini önereceğiz. Daha önce Genel Kuruldaki konuşmasına giden Hayrettin Nuhoğlu'yla beraber biz bu kanunun alt komisyona gitmesini uygun görüyoruz. Bütün bu konular tekrar, yeniden ele alınır; Alan Başkanlığında odaların, meslek örgütlerinin, ilgili sivil toplum kuruluşların sadece davete icabet edecek kuruluşlar olarak görülmesi son derece sakıncalıdır. Sivil toplum ve meslek örgütleri bu işin merkezinde olmalıdır. Uludağ'daki endemik bitkiler, doğal yaşam, orman varlığı en ufak bir zarar görürse ne olacaktır? Dağdaki iklimi etkileyecek bir yapılaşma olursa bu nasıl geri çevrilecektir? Görünürdeki komisyonuyla, danışma kuruluyla kapsamlı bir yapı görünse de işin arka yüzünde Kültür ve Turizm Bakanlığının iki dudağı arasında bırakılmış bir Uludağ'la karşı karşıyayız. Çünkü Alan komisyonundaki üyelerin çoğu direkt Kültür ve Turizm Bakanı tarafından atanacaktır; incelediğimiz zaman bu tablo ortaya çıkıyor. Her şeyi geçtim, eğer bu Başkanlığa sivil toplum ve meslek örgütleri girmezse tek adam rejiminin iki dudağı arasındaki bir Uludağ'la karşı karşıya kalacağız; işin vahameti de tehlikeli olan kısmı da budur.

Biz, açıkça, bu teklifin geri çekilmesini, bütçe görüşmelerinden sonra sakin bir şekilde bir alt komisyon eliyle görüşülmesini istiyoruz. Alt komisyonda meslek örgütlerini, işletmecileri ve hatta Bursa halkını dinleyelim, sonra burada daha sağlıklı bir karar verelim. Seçime giderken böyle kurumların kurulması son derece yanlıştır ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine de aykırıdır. Madem bu kadar aceleniz vardı, bütçeden önce bu iş yapılsaydı, bütçe görüşmelerinde de Uludağ Alan Başkanlığının bütçesi belirlenseydi. Yani niye bir yıl sonraya koyuyoruz bunun gelirlerini, bunu niye yapmadınız? Çünkü "Bütçenin gürültüsünde bu işi aradan çıkarırız, gitsin, olsun, bitsin." anlayışıyla hareket ettiğiniz anlaşılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Çok teşekkür ederim.

Maddeler üzerinde bazı önergelerimiz var, orada da Kıymetli Vekilimiz Hayrettin Nuhoğlu'yla birlikte görüşlerimizi yine uygun şekilde açıklayacağız. Bizi ve beni dinlediğiniz için Komisyonumuza teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hocam, teşekkür ederiz.

Yalnız, benim yüzüme bakarak bir niyet okuma falan sezdim "Şunun için bunu yaptınız." diye.

İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkanım, sizi çok seviyorum, onun için size bakıyorum yani sizden feyiz alıyoruz.