KOMİSYON KONUŞMASI

İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; tekrar olmasın diye bazen kısaltmalar yapacağım.

Millî Parkların önemini herkes biliyor. Buradan çıkan mana şu: Millî Parklar görevini yapamıyor, Tarım Bakanlığına bağlı olan bu birim yetersiz, bunun yerine yeni bir alan başkanlığı kuruyorsunuz ve dünyada emsali yok. Dünyada tanınırlığı olmayan bu sistem... Ekonomide yeni bir model getirdiniz, bu da yeni bir model mi? Dünyada karşılığı da yok, tanınırlığı da olmayacak.

Şimdi, eğer mesele Millî Parkların Tarım Bakanlığı ile bakanlıklar arasındaki yarışından oluşuyorsa Millî Parkları Turizm Bakanına devredin ki -Sayın Bakan Yardımcım burada- bu Turizm Bakanı -biz "HATAYDER" olarak dünyanın 3'üncü büyük organizasyonu olan EXPO'yu yaptık. Komisyonda daha önce, iki üç yıl önce söyledim, kayıtlarda vardır, Sayın Bakan Yardımcımız da vardı- Hatay'ın, kendi devletini kurmuşken Türkiye Cumhuriyeti'ne kayıtsız şartsız bağlanan bu ilin EXPO'suna 1 lira yardım yapmadı. Ondan da vazgeçtik, ya davet edilmesine rağmen altı ay açık kalan bu EXPO'ya Turizm Bakanlığının ne Sayın Bakanı ne Yardımcısı ne il müdürü geldi; biraz da bunları konuşalım arkadaşlar. Turizm Bakanımız o kadar başarılıysa, Uludağ'a sahip çıkmak istiyorsa dünyanın bütün özelliklerinin içinde bulunduğu bir botanik EXPO'nun açılışına niye gelmediler? Tanıtımına yardımcı ol dedik, olmadılar. Ya, burası Hatay, Hatay! Bursa vekilleri burada illerinin bu meselesine sahip çıktığı gibi biz de sesimizi duyurmaya çalıştık. Onun için burada Millî Parkların önemini dün AK PARTİ'li bir kardeşimiz çok güzel izah etti. Cumhuriyet Halk Partisinin bütün vekilleri son derece memnun oldu. Türkiye'de demokratik itirazın olduğu, doğrunun konuşulduğu bir ortamın oluşması lazım. Eğer dün arkadaşımız itiraz etti diye ona gönül koymuşsanız vallahi de billahi de Türkiye'ye sizi şikâyet ederim. Onun için, aykırı ses olacak, doğruyu bulacağız. Burada gelen nas değil, ayetikerime değil; bazen harfinin değiştirilmediği ortamlarda bulunuyoruz. Ben demokrat kökeninden gelen bir ailenin çocuğuyum, rahmetli Süleyman Demirel "Konuşan Türkiye istiyorum." derdi, bugün onun özlemini yaşıyoruz, kimse konuşmuyor. sindirilmiş, itaat eden, biat eden bir Meclis olmaz diyorum.

Bu duygularla bu yasanın tümüne karşıyız. Millî Parkların yetersizliği varsa güçlendirilsin, çok seslilik orada olsun, bakanlıklar arasındaki diyalog da güçlensin diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.