| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 14 .12.2022 |
KANİ BEKO (İzmir) - Üç dakika değil, ben size söyledim, dedim iki gündem maddem var.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Beş dakika mı?
KANİ BEKO (İzmir) - Hayır, ben bunları, derdimi anlatayım lütfen.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ama süresiz olmasın lütfen.
KANİ BEKO (İzmir) - En fazla yedi dakika sürer.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Yedi dakika da fazla, lütfen beş dakikada özetleyin.
Buyurun.
KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan...
Ya, ben sendikacıyım arkadaş, burada başka sendikacı arkadaş varsa onun hakkını da yemek istemem.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Bence doğrudan sendika işine gir, hiç konuya girme. Mesela sendikacısın, sendikayı konuş.
KANİ BEKO (İzmir) - Ben sendika meselelerini konuşacağım sadece.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Meramını anlatsın keseriz Sayın Başkan, meramını anlatsın yeter.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Buyurun.
KANİ BEKO (İzmir) - Şimdi, ben öncelikle, buradaki sendikacı arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Şimdi sendikaların siyasi partilerden, devletten ve sermayeden mutlaka ama mutlaka bağımsız olması gerekir. Sendikaların asıl görevi, çalışanların ekonomik, demokratik, siyasi, sosyal haklarını korumak kollamaktır. Şimdi, ben bu teklifi gördüm. Yani biz sendikacı olduğumuz için birbirimizin dilini anlarız. Burada, bu teklifi hazırlayan sendikacı arkadaşlarım, ben, onlardan rica ediyorum, bu teklifi geri çekin. Yani bugün siz, sizin gibi düşünmeyen, siyasal ve ideolojik anlamda farklı düşünen sendikaları burada yok etmek istiyorsunuz. Yarın, farklı bir siyasal iktidar geldiğinde diğer sendikalar da sizi yok etmek isterlerse Türkiye'de iş barışı sağlanamaz yani burada hepimiz zarar görürüz. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum: Bu taslağı hazırlayıp Komisyona sunan sendikalara tekrar tekrar söylüyorum, ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz. Ben, yedi yıl uluslararası sendikal hareketi olan İLO toplantılarına katıldım ve her defasında -geçmişteki çalışma bakanlarım bilirler, oralara beraber gittik- Türkiye'nin sendikal hak ve özgürlükleri konusunda ve Türkiye'deki iş cinayetleri ve iş yasaları konusunda her zaman Aplikasyon Komitesine gelmek gerçekten bizi üzmüştür. Yedi yıl orada görev yaptığım sürede... Nedir bu Aplikasyon Komitesi? En kötü koşullarda çalışılan, dünyanın en kötü ülkesi anlamına gelmektedir. Yani burada yaptığımız konuşmalar, burada komisyonlarda haykırdığımız şeyleri mutlaka ama mutlaka ülkemizin geleceği ve ülkemizin onuru için konuştuğumuzu da bilmenizi isterim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle sevgi ve saygıyla tekrar selamlarım.
AKP iktidarının birkaç gün önce Meclise sunduğu bu kanun teklifinin genelinde büyük problemler bulunmaktadır ancak ben, kısaca memurların sendikalaşma özgürlüğünün önüne engel getiren maddeyle ilgili konuşmak istiyorum. Bu maddeyle sendikaların bulunduğu hizmet iş kolunda yüzde 2'den fazlasını üye kaydetmiş kamu görevlileri sendikaları, üyelerine toplu sözleşmeyle belirlenecek tutarda toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesi öngörülmüştür. Hizmet kolunda çalışan kamu görevlilerinin yüzde 2'sinden daha az üye kaydetmiş kamu görevlileri sendika üyelerine ise toplu sözleşme desteği verileceği ifade edilmektedir. Yani hizmet iş kolunda sendikalı olabilmek, memur sayısının yüzde 2'sinden az üyeye sahip sendikaların üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesi hakkı maalesef ellerinden alınmak istenmektedir. Bilindiği gibi 2021 yılındaki 6'ncı dönem toplu sözleşme masasında yüzde 1 baraj kararı alınmış ancak bu karar bağımsız sendikaların hukuksal, eylemsel ve örgütsel mücadelesiyle Danıştay tarafından maalesef iptal edilmiştir. Bir süre önce, yine bu şekilde bir kanun teklifi verilmiş ve teklif kabul edilmemiştir. Ancak bugün de yine getirilen düzenlemede sendikalar ve üyeleri arasında ayrım yapılmakta, yüzde 2 örgütlenme şartı ve bu şartı sağlamayan sendikaların ikiye ayrılacağı açık ve nettir. Düzenlemeyle örgütlü olduğu hizmet kolunda yüzde 2 baraj şartını taşımayan sendikaların üyelerine 250 TL toplu sözleşme desteği verilirken, yüzde 2 örgütlenme şartını yerine getiren sendikaların üyelerine ise 700 lira toplu sözleşme ikramiyesi verileceği belirtilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Buyurun.
KANİ BEKO (İzmir) - Teşekkür ederim.
Üyeler ve sendikalar arasında açıkça ücret ayrımı yapılmaktadır. Öncelikle, getirilmek istenen bu düzenleme sendikal algıyı güçlendirmez, aksine sendikalar arasında ayrıma yol açar; bağımsız sendikalar ve sendikal anlayışın varlığını sona erdirir. Ayrıca, düzenleme tek tip sendikacılığın önünü açtığı gibi muhalif sendikaların da zayıflamasına hatta zamanla kapanmasına neden olacaktır. Üstelik bu düzenleme, anayasal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış örgütlenme ve toplu pazarlık hakkını da tamamen ortadan kaldırmıştır. Düzenleme, başta Anayasa'mızın 51'inci maddesinde yer alan sendika kurma hakkını ihlal ettiği gibi, yine, Türkiye'nin imzalamış olduğu, Uluslararası Çalışma Örgütünün 87 ve 98 sayılı Sözleşmelerine de açıkça aykırıdır. Türkiye'nin imzalamış olduğu ILO 87 ve 98 sayılı Sözleşmeler sendika seçme ve örgütlenme özgürlüğünü açıkça savunurken bu düzenleme açıkça sendika seçme, örgütlenme özgürlüğü hakkını ortadan kaldıracaktır. Bu düzenleme yasalaşırsa iktidara yakın sendikaların ve sendikal anlayışın dışında hiçbir sendikanın varlığı kabul edilmeyecektir ve bu durumun kabul edilmesi söz konusu değildir.
Değerli milletvekilleri, sendikalaşma hakkı Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış sosyal bir haktır. "Sendika özgürlüğü" kavramı da çalışanların kendi özgür iradeleriyle istedikleri sendikayı kurup istedikleri sendikaya üye olabilme hakkı anlamına gelmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) yanı sıra Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen birçok belge ve sözleşmede, sendikal haklar doğrudan ya da dolaylı olarak güvence altına alınmıştır, Türkiye de sözü edilen belge ve sözleşmeleri kabul etmiştir.
Türkiye'de sendikalaşma oranında -1970 ve 1980'li yıllarla karşılaştırdığımızda- 1990 ve özellikle 2000'li yıllarda ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 1980 askerî darbesinin ürünü olan 2821, 2822 sayılı Sendikalar Kanunu ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun kapsamı, AKP iktidarı döneminde çıkarılan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'yla büyük oranda korunmuştur. Bu düzenlemelerle sendikal hak ve özgürlüklerin yasal güvence altına alınmış olduğu vurgulanmaktadır. On dokuz yıllık süreçte çalışanların sendikalaşma hakkına ağır saldırılar gerçekleşmiştir, bugün de benzer bir tutumla karşı karşıyayız. Uluslararası yasaların tarafı olan ülkemizde sendikalaşma hakkı âdeta, göz göre göre yok sayılarak sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi hakkı yasalar yoluyla kısıtlanmış; örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi yapabilmenin önüne iş yeri ve iş kolu barajları getirilmiştir. Türkiye, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) raporlarına göre, sendikal hak ve özgürlükler endekslerinde dünyanın en kötü 10 ülkesi arasında yer almanın yanı sıra da yeni toplu iş sözleşmesi hakkından yararlanma oranıyla OECD ülkeleri arasında maalesef, en son sırada yer almaktadır. Bu durumun nedenleri araştırıldığında, bugün ülkemizde çalışanların sendikal özgürlük alanlarının daraltıldığı, birçok iş yerinde sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımına yönelik baskıların arttığı, çalışanların kendi iradeleriyle sendikaya üye olabilmelerinin engellendiği ve bu konuda işten çıkarmalara varan ağır baskılar uygulandığı görülmektedir. "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." "Toplu sözleşmeye kurumsal hiyerarşiyi bozacak ve aynı veya benzer unvanlı kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları arasında kurumlar arası dengesizliğe yol açacak hükümler konulamaz." diye kanunda açıkça belirtilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Başkan, on dakikayı kullandın.
KANİ BEKO (İzmir) - İki dakika, son bir şey anlatacağım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - On dakika oldu.
KANİ BEKO (İzmir) - Ama bakın, ben size bir şey söyleyeyim mi, belki vekillerin bilmediği bir konu: Bine yakın işçi Kocaeli'de greve çıkıyorlardı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Açın Başkanım da konuşsun.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - İki dakikada toparlayalım lütfen.
KANİ BEKO (İzmir) - Tutanak altına alınsın. Bakın, bu hepimizi ilgilendiriyor.
Şimdi, bakın, bine yakın işçi METAL-İŞ kolunda -siz de biliyorsunuz- greve çıkıyorlardı, grev engellendi Cumhurbaşkanlığı tarafından fakat engellenmeye rağmen bir fabrikada bu sabah grev başladı. Kısaca onu da ben anlatarak sizi de bilgilendirmek istiyorum.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Anlattınız aslında.
KANİ BEKO (İzmir) - Yok, anlatmadım onu, ben öyle bir şey anlatmadım yani.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başkanım, işçi sendikalarıyla ilgili söylüyor.
KANİ BEKO (İzmir) - Ben anlatmadım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İşçi sendikalarıyla ilgili söylüyor, memur sendikalarıyla ilgili demiyor.
KANİ BEKO (İzmir) - Sağ ol, teşekkür ederim. Sen beni anlıyorsun, biz seninle çok kez bu konuları konuşmuştuk.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Çok konuştuk siz başkanken, ben milletvekiliyken.
KANİ BEKO (İzmir) - Evet, evet. Bazı şeyleri çok güzel aşmıştık ama son dönemlerde tıkandık.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hep sizin istediğiniz olmadığı için aşamadık herhâlde!
KANİ BEKO (İzmir) - Keşke bizi biraz dinleseydiniz.
Şimdi, bunları ben anlattıktan sonra sözlerimi toparlayacağım, kusura bakmayın yani.
Evet, arkadaşlar, sevgili milletvekilleri; bugün burada, eğitimden sağlığa, tüm iş kollarında çalışanların sorunlarına çözüm üretemeyen siyasi sendikaların 2022 yılında yaşadıkları yoğun üye kayıplarının önüne geçmek için bu sefer de kanun eliyle antidemokratik bir karar aldırılmaya çalışılmaktadır. Anayasa'ya alenen aykırı olan, dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan bu antidemokratik kararın kabul edilemez konumunda olduğumuzu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Verilen kanun teklifi hukuki olarak uygun olmayan, Anayasa'ya aykırı bir tekliftir, kabul edilmesi kesinlikle mümkün değildir.
Bu konuyla ilgili son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu teklif yasalaştığı takdirde Türkiye'de bulunan 231 sendikanın 188'i yüzde 2 barajını aşamayacaktır; sadece MEMUR-SEN, KAMU-SEN, KESK'e bağlı 43 sendika bu koşulu sağlamaktadır. Buna göre, kanun teklifi hayata geçtiği takdirde yaklaşık 82 bin kamu çalışanı 700 lira olan toplu sözleşme ikramiyesinden de yararlanamayacaktır. Örneğin eğitim, hizmet iş kolunda sadece EĞİTİM SEN, BİR-SEN, TÜRK EĞİTİM-SEN ve EĞİTİM-İŞ yüzde 1 barajını geçebilmekte olup geri kalan 45 sendika yüzde 2 barajına ulaşamayacaktır; üyeleri toplu iş sözleşme ikramiyesini alamayacak ve bu sendikalar kapanma konumuna geleceklerdir. Yine, en büyük hizmet kollarından birisi olan sağlık hizmet kolunda sadece SAĞLIK-SEN, TÜRK SAĞLIK-SEN ve SES yüzde 2 barajını sağlamakta olup geri kalan tüm sendikalar kapanmak zorunda kalacaktır.
Sevgili milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; bitiriyorum, evet, şunu bitirdikten sonra bitiriyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - O bitmez.
KANİ BEKO (İzmir) - Yok, yok, özetini konuşacağım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Gerçekten son bir dakika, bir daha uzatmayacağım.
KANİ BEKO (İzmir) - Bir dakika olur mu canım?
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Gerçekten son bir dakika, bir daha uzatmayacağım, net söylüyorum.
KANİ BEKO (İzmir) - Şimdi, burada hukukçu arkadaşlarım çok, hekim arkadaşlarımız çok, muhasebeciler çok; yalnız burada görebildiğim kadar sendika konfederasyonu başkanı bir ben varım, bir de bir şube başkanı arkadaşımız var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Girgin var burada, sendikacı değil mi Süleyman Bey?
KANİ BEKO (İzmir) - Ya, onu anlatıyorum. İşte, şube başkanı, 2 arkadaşımız var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şube başkanı sayılmaz diyorsun!
KANİ BEKO (İzmir) - O da bugün zeytin konularını anlattı, ben de sendika meselesini.
Evet, beş dakikada ben bitireyim.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Başkanım, yok, bir dakika...
KANİ BEKO (İzmir) - Tamam...
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Hayır, bir dakika, gerçekten uzatmıyorum.
KANİ BEKO (İzmir) - Yahu bu çok önemli bir şey ya!
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Yok, yok.
KANİ BEKO (İzmir) - Vallahi, çok önemli ya.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Uzatmıyorum, bir dakika...
KANİ BEKO (İzmir) - Vallahi, çok önemli ya.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Maddede konuşursun.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Bir dakika, bir dakika...
KANİ BEKO (İzmir) - Bitiriyorum.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Bir dakika...
KANİ BEKO (İzmir) - Bir dakikada biter mi bu ya? O zaman hiç konuşmam ya.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Tamam.
KANİ BEKO (İzmir) - Yani şunu da söyleyeyim: Sizin isminiz neydi?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ziya Bey.
KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, isminizi alabilir miyim?
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ziya Altunyaldız.
KANİ BEKO (İzmir) - Yani ben şimdi kalemi alacağım, sizin bu konuyla ilgili beni konuşturmadığınızı bine yakın işçiye...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Aa, çok yanlış.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Çok ayıp ama, hiç yakışmadı.
KANİ BEKO (İzmir) - O zaman konuşayım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Hiç yakışmadı, hiç yakışmadı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Komisyon üyesi olmayanların beş dakika süresi olur...
KANİ BEKO (İzmir) - O zaman konuşayım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Yok, tüm toleransımı kaybettim, hiç yakışmadı yani.
KANİ BEKO (İzmir) - O zaman konuşayım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Olmaz.
KANİ BEKO (İzmir) - Sen engelliyorsun beni.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Hiç yakışmadı, lütfen...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Engellemiyor.
METİN BULUT (Elâzığ) - Çok ayıp!
KANİ BEKO (İzmir) - Ben burada on beş dakika arkadaşlarımı dinledim, bugüne kadar çok dinledim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Komisyon üyesi onlar ya!
KANİ BEKO (İzmir) - Ne var yani?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama böyle işliyor.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Maddede konuşursunuz, tamam.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Maddede konuşsun Başkanım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Evet.
KANİ BEKO (İzmir) - Bir daha konuşmama gerek yok ya! Böyle şey mi olur ya!
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Müzeyyen Hanım, buyurun.
KANİ BEKO (İzmir) - Bunu da konuşmayacağız neyi konuşacağız burada ya!