KOMİSYON KONUŞMASI

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Başkanım, ben de tekrara düşmemek anlamında hukuki değerlendirmelerde bulunacağım.

2'nci maddeyi konuşuyoruz; 2'nci madde daha önce Meclisimize geldi, bu Komisyondan geçti, geldi. Dün de ifade ettim Komisyonunuza, zaten bu konuda konuştuk ve konuştuğumuz konularda Anayasa'ya aykırılık iddialarımızı ileri sürdük; nazara alınmadı, Genel Kurul da dikkate almadı ama Anayasa Mahkemesi dikkate aldı. Bu nedenle diyorum ki bu hüküm, 2'nci madde hem Anayasa'ya aykırı -Anayasa 10, Anayasa 13, Anayasa 48- hem de Anayasa Mahkemesinin 2022/22 esas, 2022/92 karar sayısı ve 20 Temmuz 2022 tarihli kararına aykırı. Karar çok açık, oy birliğiyle alınmış. Aslında ben bu karara özellikle 6 bölümde işaret etmek istiyorum. Çok ayrıntılı bir irdeleme var, 4046 sayılı Kanun hükümlerine getirilen o zamanki bu geçici 30'uncu maddenin, şimdiki geçici 31'inci maddenin Anayasa'ya hangi şekillerde, hangi maddelerde, nasıl aykırı olduğu yazılmış.

Şimdi, bu 2'nci maddenin yani bu teklifin 2'nci maddesinin bazı kelimelerinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun metnindeki bazı maddelerin geri getirilmesi ya da onların değiştirilerek yeniden burada kanunlaştırılmak istenmesi hükmün Anayasa'ya aykırılığını gidermez ama aynı zamanda daha büyük bir şey yapar, Anayasa'nın 138'inci maddesinin dördüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil eder. Anayasa'nın 138'inci maddesinin dördüncü fıkrasını hepimiz biliyoruz, son fıkrası ne diyor? "Mahkeme kararlarını hiçbir suretle hiç kimse değiştiremez." diyor. Ben, burada, madde metnini okumak istemiyorum, sizler de en az benim kadar biliyorsunuz. Yani şimdi görüştüğümüz 2'nci madde, geçici 31'inci madde olarak 4046 sayılı Kanun'a eklenmek istenen geçici madde, Anayasa'ya aykırı olduğu gibi -tekrar ediyorum, 10, 13, 48; 3 tane maddeye birden aykırı olduğu gibi- Anayasa Mahkemesi kararına da aykırı. Bu bağlamda Anayasa'nın 138'inci maddesinin dördüncü fıkrasını da ihlal ediyor.

İşin esasına gelirsek ben süreyi aşmamak adına Anayasa Mahkemesi kararını burada size okumak istemem ama buradaki herkesin okumasını istiyorum. Şunu sormak istiyorum, dün konuşmalarda geneli üzerinde bu kanunun Anayasa'ya aykırı olmadığını söylediniz. Bunu hukukçulara, Meclisin yasama uzmanlarına danıştığınız söylendi teklif sahipleri tarafından. Ben şöyle soruyorum: Bu teklifin, 2'nci maddesi özelinde, Anayasa'ya -10, 13 ve 48'e- ve de Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olmadığını iddia edecek bir hukukçu varsa lütfen bunu rapor hâline getirsin ve hukuk fakültesi diplomasının nasıl iptal edilmesinin gerektiğine dair bir ders olarak biz onu anlatalım.

İşin esasına gelirsek: Bakın, ben Mersin Milletvekiliyim. Mersin'de mevcut 2 tane liman var. Biri Mersin Limanı; 2007'de sözleşme yapılmış, bu sözleşme yapılırken o kadar ucuza verilmiş ki ihaleyi alan şirket burayı kullanmış, verdiği parayı geri almış, üstüne hâlâ ortak ve dünyaları kâr etmiş. Şimdi, 2043 yılında bitecek sözleşmesine on üç yıl daha ekliyoruz, 2061'e uzayacak. Bir de bu limanla ilgili çok ciddi şaibeler var, yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı iddiası var. Ben, kişiler üzerinden konuşmak istemiyorum ama Emniyet güçlerimizin, kolluk güçlerimizin orada nasıl bir mücadele verdiğine şahidim ama burada tonlarca uyuşturucu yakalanıyor, kaçanları bilmiyoruz.

İkinci liman Taşucu Limanı, 2021'de daha yeni sözleşme imzalanmış, 2061 yılında bitecek fakat ne oluyor? Dokuz yıl daha ona hak vereceğiz, 2070 yılına kadar. Şimdi, dün, Grup Başkan Vekili Özgür Özel çok güzel bir şey söyledi: "Dükkanın içinde kiracı varken onunla tekrar masaya oturursanız bu sözleşme görüşmelerinde bu anlaşmaya 1-0 yenik başlarsınız." Burada en önemlisi, ihale yapılarak verilmesi gereken, özelleştirilmesi gereken bu limanların hiçbir ihale yapılmadan tek kişiye verilmesi; işte Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Buyurun.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yani bu kanun teklifinin bu maddesi hem Anayasa'ya aykırı hem Anayasa Mahkemesi kararına aykırı hem de rekabeti ortadan kaldırarak burada çok ciddi bir kamu zararı doğuracak. Siz, bunun süreleri dolanları yeniden ihaleye çıkardığınız zaman ne kadar gelir elde edeceğimizi de şimdi içindeki ve sözleşme yapmaya bu kanun hükmüyle mecbur kalacağımız yani Türkiye Cumhuriyeti devletini bu sözleşme yapmaya mecbur bıraktığımız kanun hükmüyle ne kadar zarar edeceğimize bakmanızı rica ediyorum.

Son sözüm: Eğer bir liman yapmak istiyorsak, eğer Türkiye özelleştirmeden ciddi kârlar sağlamak istiyorsa Mersin'de bütün Akdeniz havzasına hâkim olacak, bütün dünyaya hâkim olacak Mersin ana konteyner aktarma limanını yapalım. Size ben diyorum ki: Gelin hesaplayalım, buradaki bütün limanların süre artırımından daha çok kâr elde edeceğimize, gelir elde edeceğimize inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.