| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 15 .12.2022 |
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Değerli arkadaşlar, hepinize teşekkür ediyorum.
Bu kanun teklifini daha önce Sanayi Komisyonundan geçirmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşmüş ve yürürlüğe -ki 2022 Ocak ayında diye ifade ediyor arkadaşlarımız- sokmuştuk. Cumhuriyet Halk Partisi de Anayasa Mahkemesine müracaat etmiş, Anayasa Mahkemesi de sanıyorum temmuz ayında kararını vermiş, eylül veya ağustos ayında da gerekçeli kararını yayınlamış.
Şimdi, dikkatle dinliyorum ve üzülerek de dinliyorum. Yani Parlamentodan milletvekili arkadaşlarımızın 81'inci maddedeki yemin ile 153'üncü maddedeki Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu ifadesini... Bizim burada tekrar görüşerek veya başka bir metin olarak getirerek anayasal suç işlediğimizi ifade etmelerini hakikaten -dün de söyledim- üzülerek söylüyorum. Yani Parlamentonun Anayasa Mahkemesinin aldığı bir kararı, iptal ettiği bir metni bir daha değiştirme, yeniden gözden geçirme hakkı yoksa burada Anayasa Mahkemesinin bir tahakkümü söz konusudur. Hele bunu milletvekillerinin "anayasal suç" diye ifade etmelerini yani düşünemiyorum, ifade edemiyorum. Bizi vatana ihanetle veya anayasal düzeni milletin verdiği yetkiyle Parlamento vasıtasıyla değiştirme şeklinde bir iddiaya doğru gider.
Bakıyorum, rahmetli Menderes'in yargılandığını, rahmetli Menderes'in idam edildiğini; geçmiş zamanlardaki yapılan yasal çerçeve içerisinde o düzenlemeleri icra ve tatbik ettiğinden dolayı idam edildiğini görünce, Parlamentoda bulunan milletvekillerinin bir tehditle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Limandan nereye geldiniz efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ve bunu benim gibi bir iktisatçı söyleyebilir veya bir tarımcı söyleyebilir, doktor da söyleyebilir ama hukukçu arkadaşlarımız...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Anayasa Mahkemesi zaten 60'tan sonra kuruldu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, geçmiş kanunlarla ilgili icra ettiler, gördüler.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Anayasa Mahkemesi...
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, müsaade edin, müsaade edin lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, bakın, arkadaşlar, o mahkemelerde nasıl yargılandığı biliniyor.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Keşke olsaymış o zaman da Anayasa Mahkemesi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben dün de söyledim: Ben Kurumlar Vergisi Kanunu'nun, 1957 yılında çıkmış Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2'nci maddesini değiştiren önergeyi verdiğimden dolayı, Plan ve Bütçe Komisyonunda o maddeye önerge verdiğimden dolayı Anayasa Mahkemesinde yargılanmış bir milletvekiliyim. Sayın Kaboğlu bunu incelesin.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ben sizi savundum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, Anayasa Mahkemesinde yargılanmış bir milletvekiliyim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sizi savundu ama Kaboğlu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Eyvallah, teşekkür ediyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ama burada savunmuyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, değerli arkadaşlar, bir milletvekilini kanun teklifi verdiği veya önerge verdiği takdirde Anayasa Mahkemesinde yargılayarak tehdit ederseniz Parlamentonun özgür iradesini tahdit koyarsınız.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Anayasa'ya karşı suç işliyorsunuz diyoruz.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, lütfen, müdahale etmiyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, biz yemin ettik, ne yaptık? Anayasa'ya uyacağımıza yemin ettik. Anayasa'nın 153'üncü maddesi de diyor ki "Anayasa Mahkemesinin kararları bağlayıcıdır." Tamam, şimdi, icra organı veya Parlamento... Parlamentoya bir şey diyemezsiniz, biz kanunu çıkardık, kimi bağlar? Anayasa Mahkemesinin kararları icra organını bağlar. İcra organı bu işi bizim çıkardığımız kanuna göre yürürlüğe sokmuş mu? Sokmamış.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biz, Anayasa'ya aykırı kanun çıkaramayız Sayın Elitaş.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Anayasa'ya aykırı davranmayalım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Değerli arkadaşlar, sizler konuşurken müdahale yoktu, lütfen dinleyelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, Sayın Sındır, bakın, Anayasa'ya aykırı kanun çıkarma konusunda burada Anayasa profesörleri de bizler de dünyanın en iyi hocaları da bu konuda karar vermeye yetkili değildir. O zaman Anayasa Mahkemesine ihtiyaç yok. Profesörlere sorarız, bilim heyetine deriz ki: "Ya, buna bir görüş verin, Anayasa'ya uygun mu değil mi?" Anayasa Mahkemesinin görevinin...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Anayasa Mahkemesi karar verdi.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Oy birliğiyle hem de.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Anayasa Mahkemesi bunu iptal etmiş. Anayasa Mahkemesi iptal ettiyse bu konu...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Düzelttik mi onu hakikaten?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Anayasa'ya göre iptal ettik.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, lütfen arkadaşlar.
"İhanet" dediniz ağzımızı açmadık, "hakaret" ettiniz ağzımızı açmadık. Lütfen, ben size "Hadsizsiniz." demiyorum. Ne olur, dinleyin, biz de meramımızı anlatalım.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, lütfen ama... Bakın, Parlamento...
Sayın Başkanım...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şurada AK Parti Grubunu ve Cumhur İttifakı'nı, 336 milletvekilini töhmet altında bırakan iddialarda bulunuyorsunuz. Yapmayın, biz milletvekiliyiz, hepimiz bu konuda doğru bildiğimiz şeyleri ifade etmeye çalışıyoruz. Yanlış veya doğru ama "Şuna mı peşkeş çektiniz, bunu mu böyle yaptınız?" ifadelerini ben doğru bulmuyorum, şık bulmuyorum. Hiç kimse kimseye satılacak durumda değildir. Hiç kimsenin bedelini alacak şekilde daha para basılmamıştır. Üzülüyorum, hakikaten üzülüyorum, yirmi yıldır milletvekiliyim, beni yakından tanıyan arkadaşlarımız var. Ne olur, üzüyorsunuz bizi.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Esasa gelin Sayın Elitaş.
SEMRA KAPLAN KIVIRCIK (Manisa) - Hakaret bu, esas mı? Esas bu mu?
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ya, arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyin. Böyle bir hakkınız yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, siz konuyla alakasız şeyler söylüyorsunuz, Başkan onu söylüyor.
Bir de şu iddia var: "Ya, hayret ediyorum, on beş gün içinde ne ihale ediyorsunuz?" Ya, Sayın Şeker, bu İhale Kanunu değil, zaten itiraz ettiğiniz de o. "Niye ihalesiz veriyorsunuz?" diyorsunuz, sonra "ihale" diyorsunuz. Bakın, burada bir sınırlama var, diyor ki şirketlere, şu anda mevcut şirketlere, yürüten şirketlere: "On beş gün içerisinde benim çağrımla beraber mali tablolarını bana getir, getiremezsen hakkın düşmüştür." Daha bundan güzel ne olabilir? Adama davette bulunuyor, "Onaylanmış mali tablolarını bana getir, o tabloları çeviri süresinde ben bunun değerlendirmesini yapacağım. On beş gün içerisinde getiremediğin takdirde hak düşürücü bir sebeptir." diyor. Buna "altı ay" desek daha uzun olmaz mı? Arkasından diyoruz ki: "Böyle böyle, mali tablosuna göre getirdim." 2 türlü hesap getiriyorum, 2 türlü hesap çerçevesinde en yüksek olan hangisiyse o en yüksek olan hesap çerçevesinden bunu sana teklif ediyorum; razı mısın, değil misin? Razıysa sözleşmeyi imzalıyorum, razı değilse zaten hakkı yine olmuyor. Yani burada ifade edilen...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hazır zaten o firmalar. O firmalar zaten hazır şu anda, rekabet oluşmuyor.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - O zaman niye on beş güne itiraz ediyorsun?
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ali Bey, o firmalarla görüştün mü? Nereden biliyorsun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, on beş güne niye itiraz ediyorsunuz? Bak, o kadar şey konuşuyorsunuz ki... Ya, siz hipnoz doktoru falan mısınız, geleceği bilen bir doktor musunuz?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ya, ben genel cerrahi uzmanıyım, net konuşurum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ha, genel cerrahide böyle olmaz yani içeriyi açmadan, ne olacağını bilmeden yapamazsınız. Doktorlar yani...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz neşteri vururuz, görürüz, öyle karar veririz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yapmayın gözünüzü seveyim, kesin teşhis koymadan böyle iddialarda bulunmak bir doktora yakışmaz.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, yeni bir şey daha getiriyoruz bununla. Anayasa Mahkemesinin iptalinden farklı olarak ilk şey de, ben iddia ediyorum, o kamu faydası yönünden doğru bir düzenlemeydi. Anayasa Mahkemesi de diyor ki: "Doğru, belki yüksek bir fiyat olurdu ama usulen bu konuda bizim itirazlarımız var." Biz Anayasa Mahkemesiyle görüştük, dedik: "Gerekçelerinizde şöyle şöyle meseleler var." Anayasa Mahkemesinin görüş beyan etmesi mümkün değil çünkü ne Mahkeme Başkanı ne raportör o konuda böyle... "Anayasa'ya aykırıdır." diyebilme ihsasırey olur çünkü üyelerin buna toplanıp karar vermeleri gerekir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerini değerlendirerek daha uygun bir kanun teklifi hazırladık. Burada şunu diyoruz ondan farklı olarak, diyoruz ki: "Bu iki usulden biri seçilecek, onu kabul ederlerse olacak." Ve firmalar bundan sonraki süreçte ilave oldukları bir kısmı otuz yıl, otuz altı yıla kadar giden süre, tamamı kırk dokuz yıla çıkıyor; bir kısmınınki on üç yıl ilave ediliyor, en fazla da ilave edilen on dokuz yıllık bir süre var. Şimdi, buradan ihale sürecinden eğer siz beş yıl sonra, on yıl sonra -ne zaman yeni süreç başlıyorsa- o dönemdeki her yıllık brüt hasılatınızın yani net kârınızın değil brüt hasılatınızın yüzde 5'ini Özelleştirme İdaresine gelir olarak yatırmanız gerekir diyoruz. Bu özellik şu andaki mevcut durumda yok. Şu anda biz -diyelim ki 2030 yılında- yapılan şeyde kendilerine "Süre uzatımı başladığı andan itibaren elde ettiğiniz yıllık hasılatın yüzde 5'ini gelir payı olarak vereceksiniz." diyoruz. Yeni bir önerge veriyor arkadaşlarımız, bu önergede de şu var: Bu yaptığı on beş gün içerisinde kabul edilirse, anlaşırlarsa verdiği para örneğin 100 lira olsun, 100 lira paranın yüzde 10'unu, 10 liralık kısmını beş yıl içerisinde yatırım yapmak zorundasınız diyoruz. Zaten bu özelleştirmenin içerisinde fiyatlarda yatırım şartı da var "Şu kadar yatırım yapmanız gerekir." diye şartlar da var. Süre bitiminde, süre başlangıç tarihinden değil; sözleşme imzalandığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde uzatmak için verdiği paranın yüzde 10'u kadar yatırım yapmayı taahhüt edecek ve beş yıl içerisinde bu yatırımı yerine getirecek, eğer o yatırımı yerine getiremezse uzatma da iptal olacak. Böyle de bir önerge getiriyoruz, böyle de bir hüküm ifade ediyoruz.
Zeytinlikle ilgili konuyu dün arkadaşlarımızla konuştuk, ifade ettik; Sayın Özgür Özel ile Sayın Tahsin Tarhan'la konuştuk, ifade ettik, söyledik ama hâlâ sanki Türkiye'nin zeytinliklerini yok ediyormuşuz gibi, zeytinyağına düşmanmışız gibi, bizim Ali Kenanoğlu'nun çok sevdiği zeytini
istemiyormuşuz gibi iddialarla ortaya...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Zeytinyağı gibi yukarı çıkıyorsun ya, zeytinyağından konuşmadık biz bugün.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bazı arkadaşlarınız konuştu, arkadaki arkadaşınız konuştu.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kimse söylemedi bugün zeytinyağını.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Arkadaki arkadaşınız konuştu.
Bakın, değerli arkadaşlar, o madde, sadece 3 tane termik santralle ilgili maddeydi, toplam 17.200 tane zeytin ağacının yer değiştirmesiyle ilgiliydi.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Emsal olur Sayın Başkan, emsal olur; emsal olur, yol olur.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yol olur, yol.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hayır, bakın, onu da söyledik "Emsal olmamasıyla ilgili neyiniz varsa getirin, beraber koyalım." dedik "Maddeyi birlikte düzenleyelim." dedik. Şunu da söyledim: O tesis şu anda Türkiye'nin aktif enerji üretiminin yüzde 4,5'ini yapıyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yüzde 2,2'sini...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Şeker, genel cerrahiye benzemez elektrik işi.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yüzde 2,2 efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bakın, Sayın Şeker, kurulu gücün yüzde 2,2'si; toplam üretim kapasitesinin değil. Mesela, bizim 10 gigavatlık güneş enerjisi kurulu gücümüz var. Doğru mu?
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Toplam 1.680 megavat Sayın Başkan, 3 santralde toplam 1.680 megavat, yüzde 4'ü değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 10 gigavatın üretim kapasitesi ne kadardır? 10 gigavatın üretim kapasitesi 2 gigavattır Sayın Şeker.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - "Linyite dayalı santrallerin yüzde 4'ü" derseniz tamam.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Evet, aynen.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Linyite dayalı santrallerin yüzde 4,5'u.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Değerli arkadaşlar, hatibi dinleyelim lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, linyite dayalı santrallerimiz yüzde 95 olduğu için...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ama bizim güneş enerjimiz var, hidroelektrik santrallerimiz var.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Sayın Şeker, ikili konuşmuyoruz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Neyse sonra tartışalım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Şeker, ben cerrahi konusunda konuşamam ama elektrikte uzmanım. Cerrahi konusunda konuşamam, ben elektrikçi ve uzmanım. Onun için, arkadaşlarınız biliyorlar, inanıyorlar. Yüzde 4,5 olduğu konusunda arkadaşlar... 4,3 olabilir; 4,6 olabilir; onu ifade etmeye çalışıyorum.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bence 2'nci maddeyi tartışalım Başkanım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Değerli arkadaşlar, 2'nci maddeyi söyledim ama biraz önce bizi zeytinliklere düşman gibi göstermek, Türkiye genelinde...
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Siz buyurun gelin, Aydın'ı beraber gezelim. Gençlere bakalım, gençlerle beraber dolaşalım, birinci sınıf tarım arazilerine ne olduğunu görelim.
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Sayın Bülbül, lütfen müdahale etmeyelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Arkadaşlar, lütfen niyet okuyarak bu işleri yapmayın. 17.200 ağaç yerine 51 bin tane daha zeytin ağacı dikme şartı getiriliyor ama bunu getirdiniz... Biz Sayın Cumhurbaşkanımızla, Genel Başkanımızla konuştuk, arkadaşlarımıza ifade ettim; Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki: "Eğer bu konuda mutabık kalırsanız bu kanunu devam ettirin, mutabık kalmazsanız geri çekin. Hep beraber sorumlusu oluruz." Dün arkadaşlarımıza ifade ettik, onlar dediler ki: "Mutabakat sağlamıyoruz." Onun için "Bunu çekiyoruz." dedik, kendilerine de teşekkür ediyoruz.
KANİ BEKO (İzmir) - İyi oldu bu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani biz Genel Başkanımızla, Cumhurbaşkanımızla, icra organıyla da bu konuyu değerlendirdik, dün de arkadaşlarımızla konuştuk.
Değerli arkadaşlar, limanlar konusunda -yani üzülüyorum hakikaten ya- "anayasal suç" diye ifade etmek, ihanet sözcüklerini kullanmak yani "Şu, şu kadar mı yaşayacak; bu, bu kadar mı olacak..." Ya, zaten bir kısım limanın şu anda on dokuz yıl daha süresi var. Orada kimin öleceğini, kimin kalacağını "Şu görecek mi, bu görecek mi?" diye olayı ajite ederek, biraz daha farklı noktalara götürerek anlatmak, duygusal ortamlara taşımak... Bizim gerçekçi olmamız lazım, bazı meseleleri o şekilde değerlendirmemiz lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gerçekçi olalım da Sayın Elitaş, burada bir uzlaşma var mı Allah aşkına?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Katkı sağlayan değerli milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bunu da Sayın Cumhurbaşkanıyla görüşün, belki "Çekin." derler.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İnşallah milletvekili arkadaşlarımız da bizim samimiyetle bu iş üzerinde durduğumuzu; hiçbir şeyin hiç kimseye satılmayacağını... Bu milletvekilleri içerisinde olduğunu ifade etmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum