İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler.

Anayasa konusu devam edecek olan bir konu, Anayasa Mahkemesine götürünceye kadar devam edecek.

Sayın Başkan, biraz önce yapılan tartışmalar çerçevesinde öncelikle belirtmem gereken husus, yasama faaliyeti yazılıdır, dolayısıyla sözlü olarak yapılan açıklama değil, yazılıdır; etki analizi varsa yazılı olarak verilir, yazılı olarak verilmedi. Şimdi, birincisi bu.

İkincisi, bizlere ilettiğiniz inceleme raporu bir Anayasa'ya uygunluk incelemesi değildir, yalnızca bir özettir, Bahadır Bey'in imzası var -benim eski öğrencim Marmara Hukuktan- ama olmasaydı da... Hiçbir yasama uzmanı Anayasa'ya uygunluk incelemesi raporu yazmaz çünkü bu yetki tamamen münhasır bir yetkidir, vekillerin yetkisidir. Bu bakımdan, bu belge yalnızca yasa önerisinin ne olduğunu özetleyen bir belgedir. Bunu, düzeltmek adına dikkatlerinize sunmak isterim

Şimdi, üçüncü konu ise önemli konu şudur: Bu kararın özelliği yani Anayasa Mahkemesi kararının özelliği fazla belirtilmedi. Bir Anayasa Mahkemesi kararı madde 152'ye göre kesinlikle bağlayıcı olduğu için nasılsa tartışma yaratmaz diye düşündük ama Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu farklı kararları arasından pilot kararlar, kısmen iptal, kısmen kabul ettiği kararlar, reddettiği kararlar, süre tanıdığı kararlar -bu şekilde düzenleyeceksiniz diye- bunlardan hiçbiri değil, Anayasa Mahkemesi bunu, bütünüyle iptal ediyor. Hangi madde ekseninde? 48'inci madde ekseninde. "Siz eğer ihaleye vermişseniz o ihalenin süresi dolmadan yasa yoluyla uzatamazsınız, madde 48'e göre ihale sürecini işleteceksiniz." diyor ve bunu Anayasa madde 10, ayrımcılık yasağı ve madde 13, ölçülülük ilkesi çerçevesinde yapıyor. Dolayısıyla, bu Anayasa Mahkemesi kararı olduğu sürece, siz, bundan böyle daha önceki yıllarda açılmış olan ihale çerçevesinde ihale alan liman işletmecilerinin sürelerini uzatamazsınız, yeni bir ihale açmak durumundasınız. Bu çok açıktır, nettir ve hâliyle Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir, Anayasa Mahkemesinin önüne gelince bunu yeniden iptal edecektir.

Şimdi, suç konusuna vekiller üzüntü duyduklarını belirttiler. Tabii, bizim umudumuz, temennimiz bundan dönülmesiydi, Anayasa'ya açıkça aykırı düzenlemeden dönülmesiydi. Nedir bu? Karşılaştırmalı Anayasa hukukunda Anayasa'nın emredici hükmünün tersini yapmak ya da yasaklayıcı hükmünün tersini yapmak Anayasa suçu olarak ya da Cumhurbaşkanları için vatana ihanet suçu olarak düzenleniyor. Bizde de -nitekim ben yalnızca uluslararası ölçekte kalmamak için- özellikle Sayın Bahçeli'nin 16 Ekim 2016 günü yaptığı saptamayı ve münferit Anayasa suçunu, defakto durumun suç oluşturduğunu söylediğini de beyan ettim ve bugünkü parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme, Anayasa kurgusu o konuşması sonucu ortaya çıktı.

İşte, bunun bizi getirdiği eşik de tabii, Elitaş pek nazik bir biçimde saraya yollama yaparak bu gerçeği dile getirdi; o zaman Anayasa Mahkemesi kararına karşın böyle bir yasal düzenleme yapabiliriz iradesi oldu. Bunu burada birçok vekil ortaya koyduğuna göre, eğer bir kişinin Anayasa'ya uymaması, fiili durum, defakto durum Anayasa suçu ise ki öyledir, o zaman burada Anayasa Mahkemesinin açık kararına karşın ortak iradenin konulması kolektif Anayasa suçudur dedim. Bunu diyorum, ya Anayasa Mahkemesine gideceğiz, "Hayır, gerek yok artık bundan böyle Anayasa Mahkemesine." diyeceğiz ya da Anayasa Mahkemesine götürerek -ki bunu götürmek gerekir- bütün bunları yeniden değerlendireceğiz.

Arz ederim.

Teşekkür ederim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Anayasa Mahkemesine giderken suç duyurusunda da bulunursunuz herhâlde?

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, öyle bir durum söz konusu değil.

Sayın Elitaş, bunları çok iyi biliyorsunuz da tabii ki polemiği benden çok iyi becerdiğiniz için...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Estağfurullah.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) -...benim öyle bir sürece girmeyeceğimi bildiğiniz için hâliyle size de birkaç şey söylemek düşer. Dolayısıyla...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Kolektif suç." dediniz, ben de imza atsam da bu suça ortak olsam mı diye düşünüyorum(!)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, buna, tabii, bir miktar "Anayasa suçu." Demek, Anayasa'ya açıkça aykırı olduğunu bile bile -ki siz beyan ettiniz, değindiniz- anayasal düzenin sorgulanması anlamına geliyor. Bunu hiçbir vekil istemez tabii ki bütün vekiller vatanseverdir. Tabii, hukuk, toplumsal hukukun üstünlüğü bizim vatanseverliğimizin de bir ölçütüdür.

Teşekkür ederim.