| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4780) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 15 .12.2022 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Yani OHAL, belki siz çok hissetmiyorsunuz ama bizler için gerçekten önemli çünkü altı yıldır mağdur edilen 152 binden fazla KHK'li ve milyonlara varan aileleri var. Diğer arkadaşlar uzun uzun bunu anlattı, ben de bir KHK'liyim ve yani kendi sürecimi anlatırsam gerçekten hukuksuzluğun ne düzeyde olduğunu ve bizim niye bu kadar bu konuda hassas olduğumuzu ve aslında sizin vicdanlarınıza seslendiğimizi sizler de anlarsınız. Ben de 697 sayılı 12 Ocak 2018 KHK'siyle ihraç edildim. Şimdi OHAL sürecinden sonra, biliyorsunuz, birçok kurum da kamu temizlenmek istendi haklı ya da haksız. Aslında hani hep Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi, Allah'ın lütfu sayıldı. Bir kadrolaşma süreci oldu, alanları, kurumları boşaltma sürecine dönüştürüldü, fırsatına dönüştürüldü ve birçok fırsata dönüştürüldü OHAL. Yine, toplumu sindirmek, susturmak, bastırmak itirazları dindirmek için de bir fırsata dönüştürüldü ve OHAL'den bugüne kadar, özellikle bölge illeri başta olmak üzere, birçok yerde insanlar tepkisini dile getiremiyor, fikrini söyleyemiyor, sözünü kuramıyor, hakkını arayamıyor çünkü OHAL yasakları hep önümüze çıktı, çıkıyor; vekil olarak bile biz bölgede sözümüzü söyleyemiyoruz çünkü önümüze hemen güvenlik güçleri barikat kurmuyor, kendi anayasasını bile ihlal ediyor.
Dolayısıyla hani biz burada bir şeyleri söylerken -rica ediyoruz- hani çok tepki göstermeyin. 100'üncü Yıl Üniversitesinde on beş yıl çalıştım ve o tarihte OHAL'le birlikte üniversiteye yapılan baskı sonucu, ısrarla söylüyorum, baskı sonucu kurulan bir komisyon yedi ay boyunca bizimle ilgili, iki arkadaşla ilgili, EĞİTİM SEN'li olan, EĞİTİM SEN Şube yönetimindeyken bize soruşturma açıldı. Komisyon 4 kez "Herhangi bir şey yok." demesine rağmen, en sonunda 14 Aralıkta yönetim kurulunu toplayarak yönetim kurulunun salt çoğunluğuyla değil, oy çoğunluğuyla bizim ihracımıza karar verdi ve yirmi gün sonra da KHK'yle ihraç edildim. Ben şimdi şunu söyleyeyim: Yerel mahkemeye başvurdum, yerel mahkeme benim lehime karar verdi, bölge idare mahkemesi benim lehime karar verdi; Komisyona bu kararları ilettim. İhraç edilme gerekçemde -onu da ifade edeyim- üniversitenin ihraç gerekçesinde şu yazıyordu: Bütün örgütlerin ismi yazılarak bunlara üye olduğumun öngörüldüğü ve 10 Ekim Gar katliamıyla ilgili sendikamızın yaptığı basın açıklamasına katılmam. Ben buradan soruyorum yani bunun neresi? Ben hangi örgütteyim? DHKP-C'de miyim, DAEŞ'te miyim, PKK'de miyim, FETÖ'de miyim? Yani saymışlar bütün örgütleri. Bu bir tarafa, mahkemeler hakkımda lehime karar vermesine rağmen bir ay önce OHAL Komisyonu ret kararı verdi. Ret gerekçesi ne? Fezlekelerim, 7 tane fezlekemi koymuşlar. Bakın, bir insan suçu ispatlanıncaya kadar suçsuzdur. OHAL Komisyonu, benim ihracımdan dört buçuk yıl sonra, dört buçuk yıl sonra fezlekelerimi koyarak benim OHAL Komisyonuna başvurumu reddediyor. Ben adaleti soruyorum işte sorguluyoruz yani. Bu kararları kim verdi? OHAL sürecinde yüz binlerce insanın ihraç edilmesinin kararını kim verdi? Onların herhangi başka bir yerde, özel sektörde çalışmasının, geçimini sağlamasının, ailesinin geçimini sağlamasının, çocuğuna ekmek almasının önüne kim geçti? Ben mi geçtim, buradaki arkadaşlar mı geçti? Bu kararları iktidar vermedi mi ya da iktidarın aldığı kararlar sonucu kurumlar, kuruluşlar vermedi mi, kişiler vermedi mi? Arkadaşlarımız uzun uzun yargı süreçlerini de anlattı yani ölmüş insanlar bile öldükten sonra iade edildi. Şimdi, biz bunun vebalini sormayalım mı? O ölmüş insanların suçsuz olduğu ispatlanmış. Hangi şey o insanları geri getirebilir; bunları sorgulamayalım mı? Yani bir vicdan muhasebesi yapın diyoruz, gerçekten OHAL Komisyonunda yüz binlerce insan hukuksuzca, sorgusuz, yargısız linç edilmeye mahkûm edildi. Bakın, benim ilimde memur olup ihraç edilenler kendi memleketine gitti, orada aileleri dahi onları kabul etmedi yani bu bir vicdansızlıktır. O insanların bir kısmı işlerine geri döndü, bir kısmı OHAL ret kararına göre yargı sürecine gidecek ama bakın, biz insanları sorgusuz, sualsiz mahkûm ettik, ölüme mahkûm ettik. Yani, ben de kendimi burada görüyorum, bunun mücadelesini verdim ama biraz soruyoruz, bu OHAL hukuksuzluğunun son bulması gerekiyor. Bu hukuksuzluğa devam etmek... İşte, aslında zaten burada süreç tamamlanmış, 64 dosya kalmış. 64 dosya kalmış, değil mi? O zaman bu düzenlemeye gerek yok, bir aylık süreç, iki günde 20 küsur, 20'ye yakın dosya incelenmiş. Yani, zaten...
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - İnsicamınızı bozmak için demiyorum ama çalışan 200 küsur personel var, bir haftada bitecek.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Yani, fark etmez Başkan, iki günde bayağı bir dosya incelenmiş, bir haftada bitecek. Zaten Komisyonun son bulma sürecini 23 Ocak 2023 diye biliyorum. Ocak 2023'te, değil mi? Yani, zaten yeterli süre var, Komisyon bu dosyaları da tamamlayabilir. Burada yeniden bakanlıklara ya da kurumlara neden OHAL Komisyonu görevi veriyoruz ki? Yani vermeyelim.
Bakın, aslında OHAL Komisyonu zaten inceleme yapmıyor; eğer yapmış olsa benim verdiğim mahkeme kararlarına bakılacaktı, eğer vermiş olsa aslında benimle ilgili verilen kararın, gerekçenin ne kadar absürt olduğuna karar verecekti, ona göre karar verecekti ama yok yani. OHAL Komisyonu tamamıyla... Hani, biz bazen birçok şey talimatla yapılıyor diyoruz ya, gerçekten talimatla yapılıyor yani bir inceleme yok çünkü zaten o kadar dosyayı gerçek şekilde hukuk çerçevesinde inceleyebilmek mümkün değil. Dolayısıyla, bir an önce OHAL Komisyonu lağvedilmeli, hukuksal yargı sürecinin önü açılmalıdır.
Aslında bu düzenleme bile iktidarın OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun ve özel yetkili idare mahkemelerinin eline yüzüne bulaştığının, hukuksuzluğa kılıf bulmakta zorlandığının da itirafıdır. İktidar, seçim atmosferine girmişken hukuksuzluğunu sona erdirmenin değil, aslında yalan ve algı üzerine kurulu bir değişikliğe giderek zaman ve oy kazanmak peşindedir. İktidarın amacı gerçekten mağduriyeti gidermek olsaydı bu mağduriyeti gidermek için beş buçuk yıl beklemezdi. İktidar, görev süresini uzatamadığı için Komisyonu lağvediyor görüntüsü verse de, tam aksine, bir tane OHAL Komisyonunun benzerini her bakanlıkta tekrar oluşturmak, çok sayıda OHAL komisyonunu oluşturmak anlamına geliyor. Bu anlamda, Komisyon hukuksuzluğuna metastaz yapılmaktadır. Dolayısıyla, yasa teklifi, Komisyonun aldığı tüm kararların iptali, ihraç edilenlerin tüm mağduriyetlerini giderecek şekilde görevlerine iadesi şeklinde değiştirilmeli ve düzenlenmelidir. Aynı şekilde, özel yetkili mahkemelerin şu ana kadar aldığı kararlar da iptal edilmeli, işlevleri sona erdirilerek kaldırılmalıdır çünkü mahkemelerde... Burada hukukçular var, şunu da eklemek istiyorum: Yani, aynı konuda 2 farklı mahkeme farklı karar veriyor; aynı konu, aynı suçlamalar, aynı deliller ama mahkemeler farklı karar veriyor. Yani, her mahkeme için farklı hukuk yasalarımız mı var, aslında bunu da burada sormak istiyorum. Bütün bunlara göre, haksızlığa son vermek için, OHAL Komisyonunun görevlerini kurumlara devreden bu değişiklik önergesi geri çekilerek OHAL döneminde yapılan düzenlemeleri sonuçlarıyla birlikte, tümüyle ortadan kaldıracak olan, demokratik ölçüleri esas alan bu önergemizin kabul edilmesini talep ediyorum.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.