KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gecenin bu saatinde herkese hayırlı akşamlar diliyorum.

Gerçekten Yıldırım Bey'in, İsmail Başkanımın sözlerinin üstüne ben şu anda ne söyleyeyim diye düşünüyorum. Aynı yerlerden geldik, aynı mücadeleden geldik ama keşke Sayın Başkanım, buraya grev hakkı, toplu sözleşme hakkını getirseydiniz memurlar için biz de koşa koşa gelip sizinle beraber burada katkı sağlasaydık. Keşke memurlara siyaset hakkı getirseydiniz de hakikaten, biz de elimizi böyle güçlü bir şekilde kaldırabilseydik. Getire getire ne getirdiniz? İnsan bunu getirirken vallahi, biraz mahcubiyet duyar. Yan yana çalışan memurlar arasına sendikaları ayırarak nifak sokuyorsunuz. Yahu, sizin işiniz, Meclisin işi, bu Komisyonun işi çalışanların arasına nifak sokmak mı? Ama diyeceksiniz ki ya, biz zaten yirmi yıldır sendikaları ayırdık, memurları ayırdık, devlette liyakati yerle bir ettik, yandaş kayırmacılığında sınırı tanımadık; zaten sicilimiz böyle. Ama yeter ya, bakın, 21'inci yıla geldik, 21'inci bütçeyi yapıyoruz, işte, neymiş? "Yeni Yüzyıl" diyorsunuz. Yahu, arkadaşlar, yeni yüzyıla böyle mi gideceğiz? Böyle, yeni yüzyıla gidebilir miyiz? Allah aşkına ya.

Şimdi, ILO'da defalarca, iktidarınız döneminde biz kara listeye alındık ya Türkiye olarak hem de demokrasisi olmayan, antidemokratik yönetimlerle yönetilen ülkelerle beraber. Hiç mahcubiyet duymadınız. O raporları bir okuyunuz, aplikasyon komisyonunun raporlarını. Orada ne yazıyor, biliyor musunuz? "Türkiye'de memurlar arasında, çalışanlar arasında sendikal ayrımcılık ve yine memurlar arasında siyasi ayrımcılık yapıldığı için..." Ama siz, maşallahınız var ya, yirmi yıldır artık söylemeye utanıyoruz. Hangi yasağı iptal edeceksiniz? Yeni yasakların peşindesiniz. Şu yeni günün bu saatinde derdimiz ne bizim Allah aşkına, ne? Yıllarca hormonlu sendika hâline getirttiğiniz, arkabahçeniz yaptığınız konfederasyona şimdi yeni hormonlu yapılar oluşturmak, destek vermek; bunun ötesinde bir şey yok. Anayasa'ya aykırı, ILO sözleşmelerine aykırı, kanuna aykırı, 4688'e aykırı. Ne yapmaya çalışıyorsunuz ya? Bize yazık değil mi? Bu kadar insana yazık değil mi? Hiç mi vicdanınız yok ya? Ne işimiz var sabahın bu saatinde, biz burada neyin kavgasını yapıyoruz? Allah aşkına ya, yapmayın, yapmayın. Dediği gibi Başkanımın, Başkanım, meydanlardayız, ölümüne meydanlardayız. Yeter be, yeter be, sendikacıyız kardeşim, ömrümüzü verdik. Ben sendika kurdum diye mahkemeye gittim, yargılandım; şerefle bunu anlatırım, sene 1992. Bugün geldiğimiz noktaya bak; grev hakkı yok, toplu sözleşme hakkı yok. Adı "toplu görüşme", sonra adı "toplu sözleşme", hakem kurulu taraflı. Yahu, taraflı hakemin yönettiği maçtan sağlıklı sonuç çıkar mı? Niye bunu düzeltmiyorsunuz? Niye uzlaştırma kurulu oluşturup tarafsız bir yapı oluşturmuyorsunuz? Verin grev hakkını madem, madem demokrasiye inanıyorsunuz. Niye korkuyorsunuz memurdan? Sizin yandaş memurlarınız hâline getirdiniz devleti, devletin çivisini çıkardınız hâlâ doymadınız ya, hâlâ doymadınız, buraya bunu getiriyorsunuz. Allah'tan korkun ya, Allah'tan korkun.

Fazla konuşmayacağım ya, sinirim gerildi.

Teşekkür ediyorum.