KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - "Heteroklit" demiştik ama yeni bir sözcük bulmamız gerekir. Üç gündür görüşmekte olduğumuz torba yasaya "heteroklit" nitelemesi yapmıştım ama bu sabaha karşı bombasıyla, zannediyorum, yeni bir ad bulmak gerekir "korsan" desem kimse alınmasın.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Hocam, orijinal bir şey bulun, o, çok kullanıldı.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, kullanmadım zaten, sizin aklınıza gelirse... Belki Sayın Elitaş hatırlar çünkü 11'inci maddenin üzerinde eski deyişle meczedici bir konuşma yapmaya başladı; uzunca da. Umutlanmıştım doğrusu, Elitaş diyecek ki: Bu rezalet olmaz yani yüzde 2'lik, Danıştay yüzde 1'i iptal ettikten sonra böyle yüzde 2'lik bir ayrımcılık olmaz. Ben de çok kısa tuttum ama baktım ki bu bomba gelir gelir gelmez, Sayın Başkan, sizin de şeyiniz şaştı, 12'nci madde için el kaldırdım, geçtiniz çünkü heyecanla bu "200 milyar nereden çıktı? Bu bomba nereden düştü?" diye... Özellikle, 1 Ocak 2022'de alınmış; ne zaman harcanmış, nereden alınmış, nereye harcanmış? Hiçbir bilgi olmaksızın burada biz bir tür istihare yapar gibi yasa görüşmesi yapmaya çalışıyoruz.

Şimdi, burada, tabii, arkadaşlar belirttiler, tekrara girmeyeceğim. 161'i bir kez daha burada okudum, acaba bu çerçeveye giriyor mu dedim. Çünkü bildiğiniz gibi, Anayasa 161 -Komisyon Başkanımız da hatırlayacaktır- Cumhurbaşkanının münhasır yetkisi. Cumhurbaşkanının iki münhasır yetkisi var burada; bir, teklif etme yetkisi; iki, sunma yetkisi. Kanun içinse bizim yetkimiz. Çolakoğlu o tekelci yetkiyi kullanmış oldu bu bize dağıtmış olduğu metinle. Burada, aramızda hiç bürokrat falan olmadığına göre demek ki bizzat hazırladı.

Şimdi, burada bütçeyi Cumhurbaşkanının sunmayışı, konuştuk biz "161'e aykırıdır." dedik. Cumhurbaşkanı Yardımcısı sundu. Ek bütçeye ise Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı da gelmedi, Maliye Bakanı geldi "Hayır." dedik "Ben bilirim, ben yaparım." dedi. Şimdi bakıyoruz, Sayın Bakan da yok. Şimdi, ek bütçenin ek bütçesi bu.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hocam uyuyor Bakan, uyuyor.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bu bakımdan, şimdi, Cumhurbaşkanının sahip olduğu yetkiyi biz kullanıyoruz; gerçi, bizim sahip olduğumuz yetkiyi de kendisi kullanıyor ama Adalet Bakanı Anayasa yapmaya başladı filan orada. Sarayda Anayasa... Şimdi, bu açıdan bakıldığı zaman tabii konuyu dağıtmamak gerekiyor. 161'de dayanağını bulamadım bunun. Uzunca anlattılar komisyon konusunu, tabii, o da ayrı bir sorun. Tabii, benim kafamda acaba bu iptal şeyi olabilir mi diye... Ama sorun o değil, iptal ettirme, ettirmeme değil ama kendi kendimize saygı açısından çok ciddi bir sorunla karşı karşıya bulunuyoruz.

Geçmişe yürütülmesi... O da ayrı bir sorun, ne zaman borç alındı, ne zaman harcandı. Ek bütçenin ek bütçesi burada yok, belirttiğim gibi. Şimdi, şöyle: Acaba burada sayı, yine haklılık sonucunu doğuracak mı? Çünkü sayı olarak üstünsünüz, Anayasa Mahkemesinin açık kararını ihlal ederek yeni bir oylama yaptınız; bunu da oylayabilirsiniz, oylayabilirsiniz ama zannediyorum hukuken bunu açıklamak kolay olmasa da belki tek teselli kaynağı şu olabilir: Parti başkanlığı yoluyla, devlet başkanlığı ve yürütmenin sorgulanması için bize daha güçlü bir koz vermiş oluyorsunuz. Sabaha karşı getirdiğiniz bu Anayasa 161'e tamamen aykırı olarak, Bakanın teşrif etmediği, tabii, bürokratların -Bakan da bürokrat zaten yürütme dışında ama- bile teşrif etmediği, yardımcılarını gönderdiği böyle bir ortamda tabii ki... Doğrusu, seçilmişler ve atanmışlar ayrımı çerçevesinde bu yetki seçilmişlerin ise o zaman atanmışların da hiç değilse teklif sürecini Anayasa'ya uygun olarak işletmeleri gerekirdi. Komisyon sorununu, Komisyonun yetki sorununu zaten arkadaşlar tartıştılar. Bence de eğer bunu geri çekersek gün ışığında kendi komisyonunda Meclisimize yaraşır bir şeyde bulunmuş oluruz, Anayasa'nın bu kurallarının ötesinde, iş yapmış oluruz.

Teşekkür ederim.